Başkent Üniversitesi Yayınları
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11727/13092
Browse
5 results
Search Results
Item Merkezimizdeki 296 Hemodiyaliz Hastasının Damar Yolu Epidemiyolojik Verileri(Başkent Üniversitesi, 2006-09) D. Torun; A. Erdem; R. Özelsancak; T. Noyan; M. Singan; A. Zümrütdal; S. Sezer; F. N. Özdemir; M. HaberalAmaç: Bu çalışmada retrospektif olarak hemodiyaliz hastalarının damar giriş yollarının tipi ve lokalizasyonun tespiti, yapılan damar yolu ameliyatlarının başarısı ve açık kalma sürelerini etkileyen faktörlerin ortaya konulması amaçlanmıştır. Materyal Metod: Merkezimiz hemodiyaliz ünitesinde Ocak 1999-Aralık 2004 tarihleri arasında haftada 3 kez düzenli hemodiyaliz (HD) programında olan 296 hasta (157 erkek, 139 kadın, yaş 51 (15-86) yıl; HD süresi 33 ay (4-288) çalışmaya alındı. Sonuçlar: 286 (%97) hastada damar yolu greftsiz arterio venöz fistül (AVF), 10 (%3) hastada greftli arteriovenöz arteriovenöz fistül (AVG) idi. Hemodiyaliz süresi boyunca AVF grubunda; 176 (62%) hastada 1, 82 (%29) hastada 2, 28 (%9) hastada 3 AVF girişimi uygulanmıştı. Total 317 AVF girişiminin, 278’i (%88) elbilek, 39’u (%12) dirsek lokalizasyonundaydı. İki hastada AVG ilk, 8 hastada ikinci seçenek arteriyovenöz damar giriş yoluydu. Yaş, HD süresi, cinsiyet, diabetes mellitus ve hipertansiyon varlığı açısından AVF ve AVG grubu arasında bir fark yoktu. Koroner arter hastalığı sıklığı (%50 vs. %21, p= 0.04) ve kateter kullanım öyküsü (%90 vs. %22, p< 0.001) AVG grubunda AVF grubuna göre istatiksel olarak anlamlı daha yüksekti. AVF sayısı HD süresi (r= 0.219, p< 0.001), kadın cinsiyet (r= 0.181, p< 0.05) ve kateter kullanım öyküsüyle (r= 0.292, p< 0.001) pozitif koreleydi. Yorum: Hemodiyaliz merkezimizdeki esas damar giriş yolu AVF’ idi. Kadın cinsiyet, koroner arter hastalığı ve kateter öyküsü gibi özellikler çok sayıda fistül girişimi ve AVG kullanımıyla ilişkili faktörlerdi. Arteriovenous Access in 296 Hemodialysis Patients: Epidemiologic Data Objective: The aims of this retrospective study were to assess vascular access type and site in the population studied and to evaluate the factors affecting the arteriovenous success rate and patency in hemodialysis patients. Patients and Methods: The study consisted of 296 patients (157 men and 139 women; mean age, 51 years; age range, 15-86 years) who were undergoing hemodialysis (HD) 3 times per week (mean duration of hemodialysis, 33 months; range, 4-288 months) at the Baskent University Faculty of Medicine Adana Teaching and Medical Research Center between January 1999 and December 2004. Results: Two hundred eighty-six patients (97%) underwent HD with an arteriovenous fistula (AVF), and 10 patients (3%) underwent HD with an arteriovenous graft (AVG). In the AVF group, 176 (62%) of the patients underwent HD with their first AVF. Eighty-two (29%) patients had 2 AVF operations during their entire HD treatment period, and 28 (9%) patients had 3 AVF operations during that time. Of the total 317 AVFs , 278 (88%) were located in the wrist, and 39 (12%) were located at the elbow. AVG was the primary choice of arteriovenous access type in 2 patients and the second choice in 8 patients. There were no significant differences between the patients with an AVF and those with an AVG with respect to mean age, duration of HD, sex distribution, or incidence of diabetes mellitus or hypertension. The frequency of coronary artery disease (50% in patients with an AVG vs 21% in patients with an AVF; P = .04) and catheter use (90% in patients with an AVG vs 22% in patients with an AVF; P = < .001) differed significantly in the subjects studied. The number of AVF correlated with the duration of HD (r = 0.219, P < .001), female sex (r = 0.181, P < .05), and catheter use (r = 0.292, P < .001). Conclusion: We found that a native AVF is the main type of arteriovenous access used in our unit and that certain patient characteristics (female sex, coronary artery disease, catheter use) are significantly associated with the AVG used and with multiple attempts to create an AVF.Item Türkiye’de Diyaliz Hizmetlerinin Epidemiyolojisi (1997-2003)(Başkent Üniversitesi, 2005-05) C. Özcan; B. Keskinkılıç; F. Sözen; N. ÖzdemirBu çalışmada ülkemizde 1997-2003 yıllarında kronik böbrek hastalarına sunulan diyaliz hizmetlerinin bir karşılaştırılması yapılmıştır. Bu dönemde diyaliz merkezlerinin bağlı bulunduğu kurumlara göre sayısı, bulunduğu yer, cihaz, hasta ve seans sayılarına ait gelişmeler yıllara göre belirtilmiştir. 1997 ve 2003 yılı sonunda hastaların yaşı, cinsiyeti ve sosyal güvence durumları ile morbidite ve mortalitesine ait temel demografik bilgiler verilmiştir. Son altı yıl içerisinde diyaliz merkez sayısında %104,4 cihaz sayısında %124,5, hemodiyalize giren hasta sayısında %142,6’lık bir artış olmuştur. Periton diyalizi sayısı ve payı 1997 yılı sonunda %5,1 (597 hasta) iken 2003 yılı sonunda bu oran %16,7 (3855 hasta)’ya ulaşmıştır. Diyaliz merkezlerinin açılma, işletme, personel standardı ve eğitimi ile izlenmesi ve denetimi açısından mevcut yasal durum incelenmiş, uygulamaya ait sorunlar belirlenerek, öneriler ortaya konulmuştur. Özellikle merkezlerde sunulan hizmetlerin kalitesi ile hastaların yaşam kalitesinin arttırılmasına ait gelişmelerin önemi vurgulanmıştır. Examination of Dialysis Services in Turkey: 1997-2003 We exemined the activities of the dialysis services in Turky betveen 1997-2003. These are nomber of location of services existing dialysis machines, distribution of patients and number of session/patient. During the last 6 years, there has been a 100.4% increase in the number of dialysis centers, a 124.5% increase in the number of dialysis machines, and a 142.6% increase in the number of patients. While the percentage of peritoneal dialysis patients was 5.1% (597) in 1997, it increased to 16.7% (3855 patients) by the end of 2003. Licensing, administration, personnel post and their training, monitoring, and evaluation procedures were examined for all existing dialysis centers. After determining the problems, possible solutions were given, especially with regard to quality of services and the importance of patients’ quality of life.Item Kronik Diyaliz Tedavisi Gören Hepatitli Hastalarda Transplantasyona Hazırlık(Başkent Üniversitesi, 2004-01) S. BoyacıoğluKlasik hastalarda görülen kronik viral hepatilerin doğal seyri, tedavilerine yaklaşım, monitorizasyon, tarama ve bulaşmayı önleme yöntemleri iyi bilinmektedir. Ancak, kronik böbrek yetmezliğinin de içinde bulunduğu bazı hastalıklarda hücresel ve hümoral immunite bozulduğu için bunlardaki kronik viral hepatitlerin klinik seyri ve tedavi yaklaşımları klasik hastalardakinden farklıdır. Bu hastaların önemli bir çoğunluğu aynı zamanda renal transplantasyon adayıdır. Bu hastalarda en uygun şartlarda ve ideal zamanda renal transplantasyon yapılması beklenen sonucun daha iyi olmasını sağlar. Bu bölümde kronik diyaliz tedavisi gören ve renal transplantasyon adayı olan hastalardaki sorunlar ve onların transplantasyona hazırlanmasının ilkeleri anlatılacaktır. Natural course, management, monitorization, screening and prevention of hepatitis B and C are well known. However, this well known issues differ in patients with chronic renal failure on hemodialysis, because they suffer from impaired immune defense mechanisms. Most of these patients are also renal transplantation candidates. The optimization of the timing transplantation is important for the outcome. In this article the problem of hepatitis B and C infection is discussed in end stage renal failure patients who are also renal transplantation candidates.Item Türkiye’de Diyaliz ve Transplantasyon Maliyeti ve Maliyet Düşürücü Önlemler(Başkent Üniversitesi, 2004-01) E. Erek2003 yılında Türkiyede 28,960 hasta renal replasman tedavisi görmektedir. Hemodiyaliz için yıllık gider 22,759 dolardır. Sürekli ayaktan periton diyalizi (SAPD) için ise yılda 22,350 dolar harcanmaktadır. Transplantasyonun birinci ve ikinci yıl maliyetleri sırasıyla 23,393 ve 10,028 dolardır. Diyaliz masrafının en büyük kısmı nı diyalizerler ile eritropoetin ve diğer ilaçlar oluşturmaktadır. Türkiye’de hem hemodiyalizin hem de SAPD’nin masrafı batı ülkelerinden daha azdır. Diyalize yapılan harcamadan tasaruf etmek için alınması gerekli bazı önlemler şöyle sıralanabilir: “membran reuse”u, eritropoetin ve diğer ilaçların kullanımının sıkı denetlenmesi, başta kadaverik olmak üzere transplantasyonun artırılması. Current Costs of Dialysis and Transplantation in Turkey, and Possible Ways to Reduce Expenses In the year 2003, 28,960 patients in Turkey were on renal replacement therapy. The current yearly cost for hemodialysis is $US 22,759, and for continuous ambulatory peritoneal dialysis is $US 22,350. In comparison, the annual costs of patient care in the first and second year after transplantation are $US 23,393 and $US 10,028, respectively. The largest proportion of dialysisrelated expenses is represented by costs of dialyzers, recombinant human erythropoietin and other drugs. In Turkey, the annual costs for dialysis (both hemodialysis and continuous ambulatory peritoneal dialysis) are lower than those in the West; however, they are still very high relative to Turkey’s economic means. In order to lower the cost of dialysis, drastic measures should be considered. Ideas for this include re-use of dialyzer membranes and strict control of the use of recombinant human erythropoietin and other drugs. Also, further efforts to expand transplantation, particularly cadaver donation, are needed.Item Diyaliz Bağımlı Kronik Böbrek Hastalarında Açık Kalp Cerrahisi: 17 Hastanın Sonuçları(Başkent Üniversitesi, 2003-09) H. Arbatlı,; E. Demirsoy,; O. Yılmaz,; M. Ünal,; N. Yağan,; M. Arpaz,; B. Tanrıöver,; F. Tükenmez,; B. SönmezAmaç: Kronik böbrek yetmezliği (KBY) hastalarında majör ölüm sebebi kardiyovasküler hastalıklar olup, bunların tedavisinde perkütan girişimler tatminkâr derecede başarılı olamamıştır. Bu çalışmada ekibimizin diyaliz bağımlı KBY hastalarına uyguladığı açık kalp ameliyatlarının sonuçları değerlendirilmektedir. Materyal ve Metod: 1999-2003 yılları arasında KBY olan 5 kadın, 12 erkek toplam 17 hastaya açık kalp ameliyatı yapıldı. Hastaların yaş ortalaması 57,65±11,29 (33-74) olup 13 hastaya koroner bypass (CABG = Coronary Artery Bypass Grafting), 2 hastaya CABG + kapak replasmanı, ve diğer 2 hastaya da yalnızca kapak replasmanı yapıldı. Ameliyattan bir gün önce hemodializ, ameliyat sırasında hemodiafiltrasyon, ameliyat sonrası ise 24 ile 48 saat içinde hemodializ uygulandı. Sonuçlar: Hastaların ameliyat öncesi ortalama diyaliz süresi 56,1±30,5 ay idi. Bir olgu diyaliz sonrası ağır hipoglisemi ve nörolojik komplikasyon ile 3. gün, diğer bir olgu ise düşük kardiyak debi ve multiorgan yetmezliği ile 29. gün kaybedildi. Ortalama 26,5±29,1 ay süre ile takip edilen hasta grubumuzun sürvi oranları 1.yılda %76,02±10,48; 2.yılda %66,52±12,77 ve 5.yılda da %41,57±16,29 olarak belirlendi. Yorum: Diyaliz bağımlı KBY hastalarında açık kalp ameliyatları erken ve geç postoperatif dönem için kabul edilebilir mortalite ve morbidite ile uygulanabilmektedir. Ameliyat öncesi hazırlık ve ameliyat esnasında teknik donanımın iyi kullanılması, sonucu olumlu etkilemektedir. Open - Heart Surgery in Patients with DialysisDependent Renal Failure: Results in 17 Cases Objective: Cardiovascular disease is the leading cause of death in patients with dialysis-dependent chronic renal failure (CRF). Unfortunately, percutaneous treatment procedures have yielded unsatisfactory results in these patients. This article presents the results of open-heart surgery performed by our surgical team in a group of dialysis patients. Materials and Methods: Between the years 1999 and 2003, 17 patients (5 females and 12 males; mean age, 57.65±11.29 years; age range, 33-74 years) with dialysisdependent CRF underwent open-heart surgery at our clinic. Thirteen patients underwent coronary artery bypass grafting, two underwent valve replacement, and two underwent both bypass grafting and valve replacement. Hemodialysis was performed 1 day prior and 24 to 48 hours after the operation, and hemodiafiltration was performed during the surgery. Results: The mean dialysis duration prior to the surgery was 56.1±30.5 months, and that during follow-up was 26.5±29.1 months. One patient died on the 3rd postoperative day due to neurologic complications related to hypoglycemia, and another died on the 29th day due to low cardiac output and multiorgan failure. The 1-, 2- and 5- year survival rates were 76.02±10.48%, 66.52±12.77%, and 41.57±16.29%, respectively. Conclusion: Open-heart operations can be performed with acceptable short- and long-term results in CRF patients on dialysis. Careful preoperative evaluation and intraoperative management are crucial for a good operative outcome.