Başkent Üniversitesi Yayınları
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11727/13092
Browse
Search Results
Item Bağlam, Aktör, Söylem ve Kurumsal Değişim: Türkiye’de Toplam Kalite Yönetiminin Yayılım Süreci(Başkent Üniversitesi, 2002-03) Özen, ŞükrüÇalışma, Toplam Kalite Yönetiminin (TKY) Türkiye’deki yayılım sürecinin dinamiklerini, bağlam, aktör ve söylem etkileşimlerine odaklanan bütüncül bir bakış açısıyla açıklamayı amaçlamaktadır. Çalışmada, ekonomi-politik değişimlerin Türk iş sistemine yansımaları, TKY’nin yayılımını özendiren kurumsal girişimcilerin söylemleri ve büyük sanayi kuruluşlarının TKY’ni benimseme biçimleri, niteliksel ve niceliksel yöntemler kullanılarak incelenmektedir. Çalışmanın bulguları, Türk iş sisteminde yaşanan değişim ve sürekliliklerin sonucunda oluşan bağlamda kurumsal girişimci rolü üstlenen belirli bir büyük sermaye grubunun söylemlerinin, TKY’nin yayılım sürecini biçimlendirdiğini göstermektedir. Bulgular ayrıca, pragmatist-törensel benimsemenin yaygınlığı nedeniyle, TKY’nin yayılımının örgütlerde kökten bir kurumsal değişime yol açmadığını öngörmektedir. The study aims to explain the dynamics of Total Quality Management (TQM) diffusion in Turkey through an integrative pespective focused on the interactions of context, agency, and discourse. Employing both qualitative and quantitative techniques, it particularly examines the impacts of political-economic changes on the Turkish business system, the discourses of institutional entrepreneurs promoting TQM, and the adoption patterns of large industrial organizations. The findings indicate that the diffusion process of TQM in Turkey has been shaped by the discourses of an organized big business group emerged as an institutional entrepreneur from the context where business system characteristics both have changed and prevailed. They also imply that TQM diffusion has not yielded a radical institutional change in organizations due to the extensiveness of pragmatist-ceremonial adoption pattern.Item Türkiye'deki Örgütler/Yönetim Araştırmalarında Törensel Görgülcülük Sorunu(Başkent Üniversitesi, 2002-10) Özen, ŞükrüBu çalışmada, Türkiye'deki Örgütler/Yönetim araştırmalarında gözlenen törensel görgülcülük anlayışı tartışılmaktadır. Çalışmada, ilgili yazında egemen olan yönetimci/evrenselci geleneğin, görgülcü anlayışı benimseyerek varlığını sürdürmesinden doğan törensel görgülcülüğün, alandaki kuramsal gelişmeye katkı sağlamaktan uzak olduğu ileri sürülmektedir. Törensel görgülcülük sorununun çözülebilmesi için, araştırmacıların, bilimsel uğraşın anlamını, yöntem ve kuram çeşitliliğini, içinde bulunulan toplumsal bağlamı ve toplumsal kimliklerini “bilmeleri” gerektiği önerilmektedir. This study attempts to discuss the ceremonial empiricism observed in the Organizations/Management researches in Turkey. It argues that ceremonial empiricism representing the survival of the managerialist/universalist tradition through adopting the empiricist mode is far from contributing to the theory development in the field. To overcome the problem of ceremonial empiricism, it suggests that researchers “know” the meaning of scientific endeavour, the methodological and theoretical diversity in the field, the societal context where they are, and their social identityItem Örgüt Kültürü Çalışmalarında Yöntem Tartışması: Niteliksel- Niceliksel Yöntem İkileminde Niceliksel Ölçümler ve Bir Ölçek Önerisi(Başkent Üniversitesi, 2003-10) Danışman, Ali; Özgen, HüseyinÇalışmada, örgüt kültürü kavramının yönetim ve organizasyon alanındaki gelişimi incelenerek, örgüt kültürü çalışmalarında yöntem tartışması üzerinde durulmaktadır. Spesifik olarak, çalışmada, örgüt kültürünün anlaşılmasında ve değerlendirilmesinde niceliksel yöntemlerin önemine vurgu yapılarak, örgüt kültürünü bu yöntemi kullanarak ölçen çalışmalar gözden geçirilmekte ve çeşitli açılardan incelenmektedir. Özellikle, örgüt kültürü araştırmalarında kullanılan boyutlar/tipolojiler detaylı bir şekilde incelenerek, belirli kültürel boyutların farklı kavramlar altında aynı ya da benzer anlamda kullanıldığı ortaya konulmakta ve aynı ya da benzer anlamlı kültürel boyutlar bir araya getirilerek, örgüt kültürü araştırmalarında kullanılabilecek 9 kültürel boyut tanımlanmaktadır. Son olarak, bu kültürel boyutların güvenilirlik ve geçerliliğine ilişkin, Türkiye ve Kanada’dan 17 firma üzerinde yapılan araştırma sonuçları verilmektedir. Reviewing the development of organizational culture concept in the field of organizational studies, this study focuses on methodological debates in organizational culture studies. Specifically, the study underscores the importance and role of quantitative methods in understanding organizational culture and then reviews and assesses the quantitative organizational culture studies in various respects. In particular, listing the profiles and typologies produced in various quantitative organizational culture studies, we have observed certain dimensions to appear in different studies under the same or similar concepts as an aspect of organizational culture. In this light, we seek to bring the overlapping concepts in various studies together and then propose 9 cultural dimensions. We finally report the findings of a research study conducted among 17 firms from Turkey and Canada to indicate their reliability and validity statisticsItem Çeviri, Aktör Ağları ve Eksik/Öncül Kurumsallaşma: Türkiye'deki Mesleki Personel/İnsan Kaynakları Söyleminin Yeniden Kurgulanması, 1960-1999(Başkent Üniversitesi, 2004-10) Erçek, MehmetÇalışma, çeşitli analitik seviyelerdeki söylem, aktör ağı ve olgu etkileşimlerinin tarihine dayanarak kurumsal değişimi kurgulamacı bir bakış açısıyla açıklamayı amaçlamaktadır. Bu amaçla, Türk mesleki Personel/İnsan Kaynakları söyleminin tarihi gelişimi, yorumsal (hermeneutical) söylem analizi ve anlatı kurgulaması yöntemiyle ve metinsellik, metinler-arası etki ve tarihsellik dikkate alınarak araştırılmaktadır. Anlatı, kurumlar arası sisteminin içkinliği ve çevre konumuyla Türkiye bağlamının, yeni-kurumsal kuramda yer alan arka plan varsayımlarını, yani ayrışmış kurumlar arası sistemin mevcudiyeti ve eşbiçimliliği üretmek için gerekli olan yapılanmış örgütsel alanların yaygınlığı önermelerini ihlal ettiğini ortaya koymuştur. Bu yüzden, iş ilişkisinin düzenlenmesi etrafında yeralan ve bu düzeni kurgulayan kurumsal şablonlar, aktör ağları ve söylemsel retorikler dikkate alındığında, homojenleşme ve durağanlıktan ziyade kurumsal değişim ve farklılık, incelenen dönem boyunca baskın özellikler olmaktadır. The study aims to explain the dynamics of institutional change via a constructionist perspective, which builds on multi-layer interactive history of discourses, actor networks and events. To this end, it employs a hermeneutical discourse analytic methodology combined with narrative construction to investigate the historical development of the Turkish Professional Personnel/Human Resources Management discourse with special emphasis on contextual, intertextual and temporal dynamics. The narrative indicates that Turkish context, with her embedded inter-institutional system and peripheral position, violates the background assumptions of neoinstitutional perspective, that is, existence of a differentiated and entrenched interinstitutional system, and prevalence of structured organizational fields to breedthan homogeneity and stability, have become prevalent throughout the period, concerning the structuration of institutional schemes, actor networks and discursive rhetorics, which surround and construct the governance of employment relationships.Item Uluslararası Ortak Girişimlerde Şirket İçi Tutarlılık ve Yerel Eşbiçimlilik Bakılarını Yönetmede Farklılaşan Stratejik İnsan Kaynakları Uygulamalarının Rolü(Başkent Üniversitesi, 2005-10) İlhan, TülayÇalışma, uluslararası ortak girişimlerde (UOG) benimsenen farklılaşmış stratejik insan kaynakları yönetimi (İKY) uygulamalarını açıklamayı amaçlamaktadır. İKY uygulamaları, UOG’lerin karşı karşıya kaldıkları yerel eşbiçimlilik ve şirket içi tutarlılık baskılarını eşzamanlı olarak yönetmede kullandıkları en önemli araçlardan biri olarak kabul edilmektedir. Çalışmada, Türkiye’de faaliyette bulunan UOG’lerin bağlamsal etmenlerinin İKY uygulamaları üzerindeki etkileri, niteliksel ve niceliksel yöntemler kullanılarak incelenmektedir. Elde edilen sonuçlar, UOG’lerde çift yönlü baskıları dengede tutmak amacıyla İKY uygulamalarında farklılaşmaya gidildiğine ve UOG’lerde benimsenen İKY uygulamalarının bağlamsal etmenlerin bir işlevi olduğuna işaret etmektedir. Çalışmanın bulguları, UOG’in bağlamsal etmenlerinden özellikle yabancı ortağın çokuluslu işletme stratejisinin ve pazara giriş stratejisinin insan kaynakları uygulamalarının en önemli belirleyicileri olduğunu öngörmektedir. The study aims to explain the differentiated strategic human resource management (HRM) practices in international joint ventures (IJVs). These practices are used as one of the most important instruments for IJVs in order to manage simultaneously both local isomorphism and international conformity within the corporation. It particularly examines the impacts of contingent contexts of IJVs in Turkey on HRM practices by using both qualitative and quantitative techniques. The results suggest that the HRM practices used in IJV in Turkey are differentiated to balance the dual pressures and are functions of contingency context. The findings indicate that especially the strategy of multinational company and entry strategy of foreign partner in contingent context of IJVs are the most important determining factors of HRM practices.Item Türkiye'de Hayırseverlikten Kurumsal Sosyal Sorumluluğa Geçiş: Bir Kurumsan Değişim Öyküsü(Başkent Üniversitesi, 2009-10) Alakavuklar, Ozan Nadir; Kılıçaslan, Selcen; Öztürk, Engin BağışThe aim of this study is based on understanding how Corporate Social Responsibility (CSR) emerged in Turkey. The study evaluates the development of CSR activities following the institutional change by considering the main assumptions of new institutional theory. A shift from the philanthropy mentality to CSR is analyzed with a historical approach. The study focuses on the socio-economic and political changes taking place in the country in explaining this shift. Our conclusion is that CSR has been institutionalized in Turkey, particularly as a result of the external isomorphic pressures and it has differentiated itself from the traditional philanthropic mentality. The study fills an important gap in the field by both using institutional theory and adopting a historical approach. It establishes links between CSR practices and their historical roots in Turkey. Bu çalısmanın amacı uluslararası alanda birçok farklı açıdan ele alınan Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) kavramının Türkiye'de ne sekilde ortaya çıktığını incelemek üzerine kuruludur. Çalısma yeni kurumsal kuramın ana varsayımları üzerinden hareket etmekte ve KSS faaliyetlerinin Türkiye'deki gelisimini kurumsal bir değisim olarak ele almaktadır. Geleneksel ve kültürel kökenlerden gelen hayırseverlik anlayısından KSS’ye geçis tarihsel bir bakıs açısıyla değerlendirilmekte, ülkedeki sosyo-ekonomik ve politik değisikliklerin bu geçisteki rolüne vurgu yapılmaktadır. Sonuçta kuramsal bir önerme olarak KSS'nin Türkiye'de geleneksel hayırseverlik anlayısından farklılasarak özellikle dıssal esbiçimlilik baskılarıyla kurumsallastığı savunulmaktadır. Çalısmanın kurumsal bir bakıs açısı kullanması ve aynı zamanda KSS gibi bir kavramı yerel bağlam kapsamında değerlendirmesi açısından alanda önemli bir bosluğu doldurduğu düsünülmektedir.Item Ekonomik Krizlerin Retoriksel Stratejilere Etkisi: TKY Örneği(Başkent üniversitesi, 2011) Eryılmaz, Mehmet; Eryılmaz, FilizBu çalısmada yönetim uygulamalarının mesrulastırılmasında izlenen retorik stratejilerinin ekonomik dalgalanmalardan nasıl ve ne ölçüde etkilendiği incelenmektedir. Çalısmada bu amaca ulasabilmek maksadıyla, Toplam Kalite Yönetimi (TKY)’ni Türkiye bağlamında mesrulastırmaya çalısan aktörlerin çıkardığı tek kalite dergisi olan “Önce Kalite”de 1992–2009 yılları arasında yayınlanan söylesiler ve makalelerde ikna unsuru içerdiğine hükmedilen metin parçaları öncelikle retorik analizi ile incelenmekte, ardından da veriler zaman serisi analizine tabi tutulmaktadır. Arastırmanın bulguları zaman serilerinde 2001, 2003 ve 2006 yıllarında kırılmalar olduğunu göstermektedir. Arastırmacıların tekrar ana metinlere dönerek gerçeklestirdikleri incelemeler, 2001 ve 2003’deki kırılmaların Kasım 2000 ve Subat 2001 ekonomik krizlerinin TKY retoriğine yansımasının bir sonucu olduğunu göstermektedir. Çalısmanın bir diğer bulgusu da, serilerin durağan olduğu, bir diğer deyisle, TKY retoriğinin kırılmalar sonrasında ana durusuna geri döndüğü ve temel seyrini değistirmediğidir. In this study, it is examined that how and which extent the rhetorical strategies, used to legitimate management techniques, are affected by economic fluctuations. To achieve this aim, firstly, extracts of interviews and articles which appeared in “Önce Kalite” between 1992 and 2009 published by those who actively endeavor to legitimate TQM, were analysed with rhetorical analysis and then, this data was also assayed through time series analysis. The findings revealed some interruptions in the years of 2001, 2003 and 2006. When the researchers examined the full texts, it was seen that the breakages in 2001 and 2003 were rhetorical reflections of the economic crisis of November 2000 and February 2001. The other striking finding of the study is that the series are stable, that is, TQM rhetoric returns to its main position after an interruption.Item Genel Müdür Değişimleri: Ne Sıklıkla Değişiyorlar ve Halefleri Kimlerdir?(Başkent Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2016) Atay, AylinÇalışmamız aile şirketleri, işletme grupları ve yabancı sermayeli şirketler gibi farklı kurumsal mantıklarla işleyen örgütleri bir araya getiren gelişen bir ekonomide yani Türkiye’de genel müdür değişimlerini ve halef yöneticilerin özelliklerini inceleyerek tepe yönetici değişimi yazınına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda araştırmamız Borsa İstanbul’da işlem gören 258 şirkete odaklanmakta ve 2005 ve 2011 yılları arasında gerçekleşen genel müdür değişimlerini incelemektedir. İncelenen şirketlerin yüzde 57’sinde genel müdür değişimi yaşanmıştır. Genel müdür haleflerinin yüzde 60’ı ise şirket dışı yöneticilerdir. Ayrıca şirketlerin sahiplik yapılarının halef genel müdürlerin özellikleri üzerinde etkili olduğu da belirlenmiştir. Dış haleflerin yüzde 29’u “bağlantılı dış” yöneticidir diğer bir deyişle bu yöneticiler çoğunlukla şirketin bağlı bulunduğu aile işletme grubu veya yabancı sermayeli şirketin ana ve bağlı şirketlerinden iç transferlerdir. The present study aims to expand the current CEO succession literature by examining how the social context of an emerging market, namely Turkey where firms embedded in family, business group and foreign investment relationships influences CEO turnover and the characteristics of successors. In this context, our study focuses on 258 companies listed in the Borsa Istanbul and examines the CEO changes between years 2005 and 2011. 57 percent of companies surveyed have experienced CEO changes during this period. 60 percent of CEO successors are outsiders. We also found that ownership structures of companies influence CEO successors’ origins. 29 percent of the outsider successors are actually “related outsiders” in other words they are in general an internal transfer within the same family business group or foreign- owned companies affliated firms.Item Çeşitlenmeden Odaklanmaya Türkiye’deki İşletme Grupları: Koç Grubu Ve İş Bankası Örnekleri(Başkent Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2019) Sağlam, Halit; Çokgezen, MuratBu çalışmada, Türkiye’de 1980’li yıllardan itibaren ekonomik alanda yaşanan serbestleşmenin işletme gruplarının (İG) faali- yet stratejileri üzerindeki etkisi, Türkiye’nin en büyük sermaye grupları arasında yer alan Koç Grubu ve İş Bankası örnekleri üzerinden incelenmiştir. Temel olarak faaliyet raporlarından yararlanılarak, söz konusu İG’larına bağlı şirketlerin hangi sek- törlerde faaliyet gösterdikleri ve her bir sektördeki şirket sa- yısının zaman içinde nasıl değiştiği araştırılmıştır. Çalışmanın sonuçları, 1980 öncesi uygulanan ithal ikameci politikaların incelenen İG’nı faaliyet alanlarını çeşitlendirmeye teşvik et- tiğini göstermektedir. 1980 sonrası benimsenen dışa açılma politikalarıyla devletin ekonomiye müdahalesinin azalması ve rekabetin artmasıyla İG çeşitleme politikalarını değiştirmişler ve 1990’lı yıllardan itibaren, faaliyet çeşitliliklerini azaltıp, be- lirli sektörlerde odaklanma stratejisini benimsemişlerdir. Buna göre, incelenen İG’ndan Koç 4 (finans, otomotiv, enerji ve be- yaz eşya), İş Bankası 2 (finans ve cam) sektöre odaklanmıştır. Bu iki grubun bazı diğer sektörlerde faaliyetleri devam ediyor olsa da bu faaliyetler ya odaklanılan sektörlerle ilişkilidir ya da toplam faaliyetler içindeki payı ihmal edilecek düzeydedir. This study examines the impact of economic liberalization policies, which have been adopted since the 1980s in Turkey, on diversification policies of Turkish business groups (BG). In this regard, we investigated the variation in number of firms affiliated to two major BG of Turkey, namely Koc and Isbank, in an industry, over the last four decades, by using their company reports. Results of the study indicate that pre- 1980 import substitution policies promoted diversification in BG. Increased competition through market oriented policies adopted after 1980 forced BG to shift their strategy from di- versification to focusing, and starting from 1990s they ceased their operations in some sectors while focusing on the others. Accordingly, we found that Koç group has focused on four (finance, automotive, energy and white goods) and İş Ban- kası on two (finance and glass) sectors. Although operations of these two BG in other sectors continue to exist, they are related to focused sectors or have negligible share in overall operations.