Sosyal Bilimler Enstitüsü / Social Sciences Institute
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11727/1394
Browse
63 results
Search Results
Item Türk ekonomik verilerinde uç değerler ve sonuçlar üzerindeki etkileri(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005) Korucu, NebileBir veri kümesinde uç-degerler (UD, ing. outliers), verilerin yarısından daha az miktarda olmalarına ragmen, verilerin çogunun vermek istedigi bilgiye engel olan ve yanıltıcı tahminler olusmasına sebebiyet veren veriler olarak tanımlanabilir. Bu çalımsa Türk ekonomi verilerinde UD mevcudiyeti ve sonuçlar üzerindeki etkisini incelemek üzere hazırlanmıstır. Bu kapsamda ikinci bölümde güncel UD tespit yöntemleri üzerinde genel bir arastırma yapılmıs, çalısma içinde kullanılan UD tespit yöntemlerinin geçerliligi irdelenmistir. Buna ilaveten, bu çalısma için türetilmis veriler ile UDlerin önemi vurgulanarak sonuçlar üzerindeki etkisi gösterilmistir. Üçüncü bölümde kesit veriler kullanılarak, Türk ekonomi verilerinde UD varlıgı arastırılmıs ve bilimsel çıkarsama üzerindeki etkileri sorgulanmıstır. Sonuçlar UDlerin mevcudiyetini ve bilimsel çıkarım üzerinde olumsuz etkilere sahip oldugunu göstermektedir. Outliers in a data set can be defined as observations, though smaller than half number of the data, that prevent the detection of information contained in most of the data and that cause misleading estimators. This thesis is prepared for investigating the existence of outliers in Turkish economic data and their effects on scientific inference. For this aim in the second part, information is given about outlier detection methods. In this part, firstly initial and commonly used outlier detection methods are explained then the results of an extensive literature search about contemporary methods for outlier detection are presented and the results are used to comment on the validity of methods used in this thesis. In addition, the effect of outliers on outcomes are stressed with data derived for this thesis. In the third part the existence of outliers in Turkish economic data and their effects on scientific inference is investigated with panel data. In the forth and last part the results are discussed. The results provide evidence for the existence of outliers and their negative effects on models, estimators and results.Item Koah üzerine klinik yol çalışması: Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde bir uygulama(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009) Alşan, Yasemin; Malhan, SimtenGünümüzde saglık kurumları yöneticileri kurumdaki hizmet yönetimini hem klinik hem de maliyet etkin bir sekilde yürütmek zorundadırlar. Saglık kurumları hizmet organizasyonlarıdır, hastaların saglık hizmetlerinden beklentilerinin artması, yeni tedavi metodları ve ilaçlar nedeniyle bu kurumlar açık ve çevresine uyum saglayan bir sistemin içinde olmalıdırlar. Klinik yollar saglık kurumları gibi karmasık bir yapıya sahip organizasyonlarda personelin koordinasyonunu saglaması ve bilgi alısverisini arttırması, hasta verilerini daha düzenli hale getirmesi, güncel rehberleri uygulamalara dahil etmesi yönünden uygun bir yönetim aracıdır. Bu çalısmada, 2007 yılı 2. yarısında Baskent Üniversitesi Ankara Hastanesi Gögüs Hastalıkları Bölümü’ne basvurmus KOAH hastalarının retrospektif olarak tıbbi kayıtları incelenmistir. Baskent Üniversitesi Hastanesi’nde KOAH üzerine klinik yol olusturulmustur. Sonuçlar uluslar arası klinik rehberlerle karsılastırılmıstır. Today, health care executives should carry out service management both clinically and cost effective in the institution. Health care institutions are service organizations, due to patient’s expectations from health care services increased, innovative treatment methods and medications, this institutions should accomodate the environment and be in an open system. Clinic pathways are suitable management tool for complex structured organizations like health care institutions due to providing staff coordination and increasing information interchange, making patient data more systematic, including current guidelines to the practices. In this research study, within 2. half of the year 2007, medical records of COPD patients applied to Baskent University Ankara Hospital Chest Diseases Department, examined retrospectively. Clinic pathway is made for COPD in Baskent University Hospital. Conclusions are compared with international clinic guidelines.Item Çok uluslu örgütler ve şube kültürleri etkileşimi: uygulamalı bir araştırma(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009) Öz, Tayfun; Varoğlu, M. AbdülkadirBilindiği üzere, örgüt kültürü içinde bulunduğu toplumsal kültürden etkilenmektedir. Yerel örgütler için geçerli olduğu kabul edilen bu durum çok uluslu örgütlerde benzer etkiye sahip olmayabilir. Çünkü çok uluslu örgütler Ģubelerinin örgütsel kültürünü sosyal ağlar, yabancı yöneticiler ve kültürel kontrol gibi çeĢitli mekanizmalar ile etkilemektedir. Bu çalıĢmada çok uluslu örgütlerin birimleri arasında toplumsal kültürel farklılıklara rağmen örgüt kültürü açısından farklılık olup olmadığıı bulunmaya çalıĢılmıĢtır. Bunun için, dünyanın en büyük 300 örgütünden biri olan Ġngiltere merkezli örgütün 10 farklı ülkedeki Ģubesi ve merkezi üzerinde 1.187 kiĢinin katılımı ile GLOBE ölçeği kullanılarak araĢtırma yapılmıĢtır. AraĢtırma sonuçlarına göre toplumlar arasındaki kültürel farklılıklara rağmen çok uluslu örgüt kültürleri açısından birimler arasında anlamlı farklılık bulunamamıştır As we know, national culture effects organizational cultures. For multinational organizations same effect may not be occured as local organizations. In multinational organizations, main organization may effect its subsidiaries’ organizational cultures by social networks, expatriate managers and cultural control mechanisms. This research tried to solve out whether there is organizational culture difference among organizations of a multinational organization in spide of social cultural differences. For this reason, there was a research in an organization’s 10 subsidiaries which are located in different countries and its headquarter, located in United Kingdom, by using GLOBE scales. 1.187 persons from the organization, one of the 300 biggest companies in the world, were participated to this research. According to this research in spide of social cultural differences, there is not any significant difference in organizations’ culture which are located in different cultural clusters.Item Finansal açıklama üzerinde kültürün etkisi: UFRS öncesi ve sonrası(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009) Akman, Nazlı; Sayarı, MehmetUluslararası muhasebe uygulamalarında uyumlaştırma ve yakınsama çalışmaları, 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarının (UFRS) Avrupa Birliği üyeleri ve diğer bazı ülkeler tarafından kullanılacak olması ile önemli bir aşama kaydetmiştir. Muhasebede yakınsamanın temel amacı, dünya üzerinde karşılaştırılabilir finansal tablo düzenlenmesini sağlamaktır. Ulusal muhasebe uygulamalarının ise sosyal, politik, ekonomik ve kültürel değerlerden etkilendiği geçmiş araştırmalarda ortaya konulmuştur. Bu tez çalışmasında UFRS kullanılarak hazırlanan finansal tablolarda yer alan finansal açıklamalar üzerinde kültürel değerlerin etkilerinin 2005 tarihinden sonra ortadan kalkıp kalkmadığı incelenmiştir. Bu amaçla, yedi ülkeden seçilmiş şirketlerin 2004, 2005 ve 2006 finansal tabloları incelenerek finansal açıklama endeksi oluşturulmuştur. Finansal açıklama endeksi ve kültür değerleri üzerinde yapılan regresyon analizleri sonuçlarına göre, kültür değerleri 2004 yılında ve UFRS uygulanılmaya başlanan 2005 ve 2006 yıllarında da finansal açıklama üzerinde önemli etkiye sahiptir. Analizler, örneklemde yer alan şirketlerin hukuk sistemleri ayrıştırılarak yinelendiğinde, İçtihat Hukuku sisteminde yer alan şirketlerde kültür değerlerinin finansal açıklama üzerindeki etkisinin UFRS kullanılarak finansal tablo hazırlanmasından sonra ortadan kalktığı belirlenmiştir. Roma Hukuku sisteminde yer alan şirketlerde ise kültür değerlerinin etkileri devam etmektedir. Ancak, 2004, 2005 ve 2006 yılı finansal tablolarında yer alan açıklamalara bakıldığında UFRS uygulaması ile birlikte, açıklama düzeyinin tüm ülkelerde arttığı da gözlenmiştir. Dolayısıyla UFRS uygulamasının muhasebede yakınsamada tümüyle başarısız olduğunu söylemek doğru değildir. Ancak, ülkeler arasında yer alan kültürel farkların finansal açıklamaya olan etkisi tek bir muhasebe standart seti kullanılarak tamamen ortadan kaldırılamamıştır. An important step has been achieved in international accounting harmonization and convergence, with the use of International Financial Reporting Standards (IFRS) by the European Union members and some other countries. Principal objective of accounting convergence is to produce globally comparable financial statements. Previous research has shown that accounting practices are influenced by national social, political, economic and cultural factors. This dissertation investigates whether the differences among financial statements due to cultural values has diminished after the use of IFRS, effective from 2005. For this purpose, disclosure index was constructed for 2004, 2005 and 2006 financial statements of companies selected from seven countries. According to the results of regression analyses performed on financial disclosure and cultural values, cultural values affected the disclosure both in 2004 (before the use of IFRS) and in 2005 and 2006 (after the use of IFRS). The analyses were repeated separately on the data of Common and Code Law countries. The findings suggest that cultural values significantly affected financial disclosure of Common Law countries before 2005, but lost their significance after the use of IFRS. The effect of culture on disclosure continued in Code Law countries after the use of IFRS. However, it is also observed from the disclosure data, that after the use of IFRS, level of financial disclosure increased in all countries examined. Accordingly, it is not wise to state convergence activities are completely unsuccessful. However, the impact of cultural values on financial disclosure could not be completely eliminated by the use of single set of accounting standards.Item Bilişim sektöründeki firmaların örgütsel tasarımlama yaklaşımı çerçevesinde yenilik yapma eğilimleri(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008) Sağsan, Mustafa; Sargut, A. SelamiBu çalışma Türkiye’de bilişim sektöründe faaliyet gösteren mekanik yapıdaki firmaların, örgütsel tasarımlama yaklaşımı çerçevesinde yenilik temelli olarak nasıl evrildiklerini anlamak üzere hazırlanmıştır. Bu yüzden örgütün yapısına ait biçimselleşme, merkezileşme, uzmanlaşma ve büyüklük dereceleriyle yenilik arasındaki ilişki incelenmiş ve bunların birbirleriyle olan etkilerine bakılmıştır. Niceliksel ve niteliksel yöntemlerin birlikte kullanıldığı alan araştırması sonuçlarına göre, bilişim sektöründeki firmaların yenilik yapma eğilimlerinin sadece uzmanlaşmaya ve profesyonelleşmeye bağlı olarak gerçekleşebileceği söylenebilir. Bu türden firmaların merkezileşme ve biçimselleşme derecelerinin yenilikle anlamlı yönde bir ilişki içerisinde olmadığı görülmüştür. Eşdeyişle, bilişim sektöründeki mekanik yapıdaki firmalar, biçimselleşme ve merkezileşme derecelerine bağlı olarak yenilik yapmamaktadırlar. In this study, the relationship between organizational structure variables, formalization, centralization, professionalization and size, and organizational innovation is investigated in terms of organizational configuration in the informatics sector (information and communication sector) for mechanistics firms in Turkey. The focus of this research was how mechanical firms transform from one configuration to the other on the basis of their degree of innovation. Both qualitative and quantitative methods are used in this study. The results indicate that innovation strategy of the mechanistic firms in the informatics sector in Turkey depends on the degree of professionalization and specialization. Thus, there is no relation to the formalization, size and centralization for making innovation.Item Kurumsal yönetim uygulamalarında yakınsamaya hukuksal düzenleme ve piyasa dinamiklerinin etkisi(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009) Manisalı Darman, Güler; Akdoğan , Nalan2000’li yıllarda ardarda patlak veren sirket skandalları kurumsal yönetimi bütün dünyanın gündemine oturtmustur. OECD kurumsal yönetim ilkelerinin 1999’da yayınlanıp 2004’de revize edilmesinden sonra da bir çok ülke kendi kurumsal yönetim kodlarını yayınlamıstır. Kurumsal yönetim, sirketlerde yönetim kurulları, sirket üst yönetimi, çalısanlar, hakim ortak(lar), küçük hissedarlar ve diğer menfaat sahiplerinin çıkarlarını bulusturur, gerekli kontrol ve dengeyi sağlar. Đyi bir kurumsal yönetimin temel prensipleri, adillik, sorumluluk, hesap verebilirlik ve seffaflıktır. Kurumsal yönetimin odak noktası yönetim kuruludur. Yönetim kurulunun olusumu, üyelerinin nitelikleri, ve isleyisi bütün dünyada kabul edilen kurumsal yönetim temel prensiplerinin uygulanabilirliğinde önemli rol oynar. Tezimizde, New York Borsası kurumsal yönetim standartları esas alınarak Đngiltere, Fransa ve Almanya ve Türkiye’de kurumsal yönetim ilkeleri ile Avrupa Birliği’ndeki ilgili direktifler ve tavsiye kararları incelenmistir. Yönetim kurulunun olusumu, üyelerin nitelikleri ve etkin isleyisinde hukuksal düzenlemeler açısından bir yakınsama olup olmadığına bakılmıstır. Piyasa dinamiklerinin etkisini görmek için ise, her dört ülkenin, Amerikan Depo Sertifikası programı çerçevesinde, New York Borsası’nda veya tezgatüstü piyasalarda hisseleri alınıp satılan sirketlerinin kurumsal yönetim uygulamalarına bakılmıstır. Hukuk sistemleri ve sirketlerin mülkiyet yapıları farklı olmasına karsın Đngiliz ve Fransız kurumsal yönetim ilkelerinde ve sirketlerin kurumsal yönetim uygulamalarında önemli bir yakınsama bulunmustur. Ancak aynı bulguyu Alman ve Türk sirketleri için söylemek mümkün değildir. Bu iki ülkedeki yakınsama geriden gelmektedir. Bunda gerek hukuk yapıları, gerekse sirketlerin mülkiyet yapıları bu farklılıkta etken unsurlardır. Corporate governance gained accelerating importance in the aftermath of corporate scandals in the years 2000. Many countries issued their own codes after OECD Corporate Governance principles were issued in 1999 and revised in 2004. Corporate governance protects the rights of minority shareholders, together with the stakeholders including the employees, and ensures check and balances between the company and all these parties. Fundamental principles of good corporate governance are fairness, responsibility, accountability and transparency. The linchpin of good governance is the board. The way the board is composed, qualifications of the board members and efficient board practices ensure the globally accepted principles of good governance. In our thesis, we examined the Corporate Governance Codes of UK, Germany, France and Turkey together with the relevant EU directives and recommendations. We made comparative analysis of these codes and the relevant EU recommendations with the Corporate Governance Standards of New York Stock Exchange to see if there is any convergence from the legal perspective. We then studied the corporate governance practices of the ADR companies of these countries to observe the market enforcement. We found out that although the legal origins of UK and France are different, there is not only convergence in the codes, but also in the corporate governance practices of the company’s. However, such full scale converge cannot be observed in the German and Turkish Codes, or the company practices The legal infrastructure, and the ownership structure of the companies in these countries create obstacles on the way to convergence.Item Elektronik tedarik zinciri yönetiminde zeki ajanların rolü(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009) Ünal, Volkan; İlter, H. KemalTedarik zinciri yönetimi, tedarikçiler, üreticiler, ambarlar, dagıtım merkezleri ve perakendeciler üzerinde olusan bütünlesmis ve isbirlikçi bir agdaki malzeme, bilgi ve para akıslarının yönetimidir. Bu akısların isletmeler arasında ve kendi içerisindeki hızlı ve esnek koordinasyonu, tedarik zinciri yönetiminin daha etkin olmasını saglamaktadır. Küresellesme ile birlikte, mal ve hizmetler müsteri ihtiyaçlarına göre tasarlanmakta ve müsteriye ulastırılmaktadır. Bununla birlikte, artan teknolojik ilerlemeler sonucunda tek bir firmanın bas edemeyecegi birden fazla ana yetkinlik alanı ortaya çıkmıstır. Bu durum isletmelerin tedarik, üretim, dagıtım ve satıs konusunda dıs kaynak kullanımını arttırmıs ve tedarik zinciri yönetiminde olusan isletmeler arasındaki belirsiz, karmasık ve hassas baglantıların yönetilmesini gerektirmistir. Bu karmasıklık ve müsteriden kaynaklanan belirsiz talep sorunlarını çözmek için isletmelerin organizasyon ve paylasıma dayalı çalısma mekanizmalarını yeniden sekillendirmeleri gerekmektedir. Bu noktada otonom olma, ögrenebilme, proaktif ve çevresine uyum gösterebilme özellikleri ile isletmeler arası bilgi ve malzeme akısını koordine eden, gerçek zamanlı operasyonel kararlar alınmasını saglayan ve her birinin tedarik zincirinde farklı rolleri olan zeki ajanların olusturdugu ajan temelli sistemler karsımıza çıkmaktadır. Supply chain management is the management of material, information and money flows of an integrated and collaborative network that includes suppliers, manufacturers, warehouses, distribution centers and retailers. Fast and flexible coordination of these flows among different companies ensures efficiency in the supply chain management. In an era of globalization, products and services are designed and delivered around specific customer requirements. Additionally, technological improvements create many core competences in supplying many products, which would be hard for a firm to cope with. This situation leads some services such as procurement, manufacturing, distribution and sales to be outsourced which increase uncertainty, complex and delicate business relationships that must be managed. To address this complexity and unstable customer demand, businesses explore new forms of organization and collaboration mechanisms to work together with their suppliers and customers. At this point, we face with multi-agent based systems which compose of intelligent agents with autonomy, learning, adaptability and proactive traits. These systems have different functions in the supply chain, such as coordination of information and material flows, providing necessary infrastructure for managers to make good decisions.Item Müzik eseri ve müzik eseri sahibinin mali hakları ile korunması(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009) Akyüz, Burcu; Başgül, MürselGeçmisten günümüze kadar, bir toplumun ekonomik ve kültürel yönden gelisiminde sanatçılar, isletmeciler, bilim ve edebiyat adamlarının meydana getirdikleri eserler ve dolayısıyla bunları korunması büyük önem arz etmektedir. Bunun baglantılı olarak ortaya çıkartılan eserlerin korunması ve hak sahiplerinin desteklenmesi, bunların daha verimli eserler meydana getirmelerini saglayacaktır. Bu tez üç bölümden olusmaktadır. lk bölümde müzik eseri kavramının daha iyi anlasılabilmesi için eser kavramı ve türleri incelenecektir. kinci bölümde, eser sahipligi genel olarak incelendikten sonra müzik eseri sahipleri ve bunların mali hakları üzerinde durulmustur. Üçüncü bölümde ise, müzik eseri sahiplerinin mali haklarının korunması incelenmistir. Bu bölümde koruma; maddi hukuk yönünden koruma, dava yoluyla koruma ve meslek birlikleri yoluyla koruma olmak üzere üç ana baslık altında incelenmistir. Tezimizin sonuç bölümünde müzik eseri sahipleri ve onların korunması ile ilgili ulastıgım sonuçlar belirtilmistir. As we seen same pattern in history in concur with one of these days’s communities economic and cultural developments close relotionship with the legal protection work of ideas in which are created by artist, business, people, scientist and literature people. If society and legal system safeguarding of those people and their works, this encouragement would make them produce efficient achievements and help the society. These thesis consist of three chapters. First chapter examines class of consequence to be understood musical work . Second chapter analyse, musical work owner and these financial claims after examined generally consequence’s owner. Third chapter examined protection musical work owner’s financial claims. Protection financial claims sperated three branch.These are: substantive law, claim, and professional organization. We point out some results in deal with musical works and protection of these.at the and of our study.Item Örgütsel ağ düzeneğinin örgütsel alandaki çeşitlilik ve değişme etkisi : Çankırı örneği(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008) Özkan-Canbolat, Ela; Özen, ŞükrüBu çalısma; büyüklük ve sektörel açıdan farklı olmalarına ragmen aynı cografi alanı paylasan bir grup örgüt arasındaki ag düzenegi yapısının çesitli yapıları, süreçleri ve uygulamaları benimseme açısından esbiçimlilik ve degisim düzeyine etkisini arastırmayı amaçlamaktadır. Çalısmanın teorik çerçevesi; sosyal ag düzeneginde yerlesik iliskilere sahip örgütlerin baglarının kuvveti, iç ve dıs yapısal boslukları doldurmaları, merkezi konumda bulunmaları ve güçlü (örgütsel ve politik) olmaları ile alandaki benzerlikler arasında iliskiyi belirlemek amacıyla olusturulmustur. Yerel alanda faaliyet gösteren 39 firma yöneticisi ile yapılan mülakatlar sonucunda, ag düzeneginde örgütü merkezi konuma tasıyan, örgüte güç (örgütsel ve politik) saglayan baglara sahip örgütlerin örgütsel alanın çesitlilik göstermesinde rol oynadıgı bulunmustur. Bu sonuçların aksine iç ve dıs yapısal boslukları dolduran örgütler, örgütsel alanda benzer yapı ve süreçlerin olusmasına neden olmaktadır. Sosyal ag düzenegindeki kapalı iliskilere sahip örgütlerin alanın esbiçimlilik ve etkisi bulunmus, ancak bu baglara sahip örgütlerin diger örgütlere benzeyip benzemedigi net olarak belirlenememistir. Bu arastırma, bir örgütün örgütsel ag düzenegindeki baglarının özellikleri ve yenilikleri benimseme süreçleri arasındaki iliskiyi anlamlı bulmustur. Ancak bu iliski sekli sosyal ag düzeneginde güçlü baglara sahip olan, iç ve dıs yapısal boslukları dolduran ve örgütsel güçten kaynaklanan baglara sahip örgütler için belirlenememistir. Ag düzeneklerinde politik güce sahip olan ve görece daha merkezde bulunan örgütler alanda degisimi önce benimseyenler olarak belirlenmistir. Bu arastırma, örgütlerin sosyal ag düzenegindeki çoklu pozisyonlarının örgütsel alandaki esbiçimlilik ve degisime etkisini de açıklamaktadır. Bu iliski, örgütün alandaki davranıslarının normatif ya da taklide dayalı yaptırımlar içermesine göre farklılık göstermektedir. This study aims at examining the influences of a network structure among a group of organizations, which differ in size and sector but share same geographic field, on the isomorphism and change in terms of adopting certain organizational structures, processes and practices. The theoretical framework of this research is developed to examine the influences of embeddedness in a network, tie strength, structural holes, centrality, and organizational power on the isomorphism and change in organizational field. The data collected from 39 owner-managers of companies in Çankırı through interview technique indicate that organizations that have more central position and power (organizational and political) increase diversity in the field. In contrast, organizations that span structural holes (inside and outside) lead to isomorphism in organizational field. These findings also indicate that closeness network relations influence organizations in terms of isomorphism. But weather the firm develops the same or a different organizational form in organizational area is not correspondingly determined. Although this research implies a relationship between the network ties’ properties and innovation adaptation time, the direction of the relations are not apparently designated for strong ties, structural holes and organizational power. On the other hand, organizations that have political power and more central position are designated as early adopters of new practices. The findings also suggest that organizations which have multiple positions in the network influence isomorphism and organizational change. However, this influence seems to be dependent upon the normative mimetic nature of organizational behavior.Item Orta Doğu-Kuzey Afrika ülkelerinde Türk inşaat firmalarının üstlendiği müteahhitlik hizmetlerinde karşılaşılan finansal sorunlar ve Libya örneği(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü, 2009) Işık, Melek Banu; Algüner, Ayhan1990’lı yılların sonlarından beri Türkiye ekonomisinde yasanan ekonomik krizler, daralmalar ve yatırım projelerindeki kaynak sıkıntıları ve özellikle 2001 senesinde ülkemizde yasanan finansal kriz sonucunda, taahhüt isleri yapmakta olan pek çok Türk insaat firması yurtdısı pazarlara yönelmistir. Bu çalısmanın amacı; yurtdısında ve yogun olarak Kuzey Afrika ve Körfez Ülkelerinde taahhüt isi yüklenen Türk Müteahhitlik firmalarının, karsı karsıya kaldıgı finansal sorunları göstermek ve firmaların üstlendigi projelerde dikkat etmeleri gereken önemli mali konuları incelemektir. Bu kapsamda, Orta Dogu-Kuzey Afrika Bölgesi incelenmistir. Bu bölgede yer alan ülkelerde proje süreci içerisinde finansal anlamda karsılasılan problemler degerlendirilmistir. Bölge ülkelerinden Libya Arap Halk Sosyalist Cumhuriyeti detaylı olarak çalısılmıstır. Libya idareleri ve Libya bankaları nezdinde projeyi üstlenen müteahhidin vermekle yükümlü oldugu ve proje sözlesmesi içerisinde örnek metni yeralan teminat mektupları incelenmistir. Söz konusu mektupların hukuki olarak Türk bankaları tarafından düzenlenebilmesi için bulunan çözümler örneklenmistir. Ayrıca muhabir bankacılıkta yasanan sıkıntılarla ilgili bir modelleme yapılmıstır. As a result of the economic crises, contractions and lack of funds for investment projects that have been occurring in Turkey since the end of 1990’s and especially the financial crises during 2001, many Turkish firms involved in construction sector have moved their operations to foreign markets. The purpose of this study is to depict the financial problems faced by Turkish Contractor Companies undertaking projects overseas, specifically in the Middle East and North Africa Region and analyze important financial topics that they should pay attention to. Within this context Great Socialist People's Libyan Arab Jamahiriya, GSPLAJ, that are in Middle East – North Africa Region has been analyzed in detail. The financial issues in these countries during the project stage have been evaluated. The letter of guarantees, which the contractors have to submit to the Libyan Authorities and Libyan Banks and have a sample in the specification documentation, have been analyzed. A sample solution of the mentioned letter of guarantees, which can be issued by Turkish Banks legally, is given. Also emphasis is given to the problems that occur while dealing with correspondent banks.