Başkent Üniversitesi Yayınları
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11727/13092
Browse
5 results
Search Results
Item Organ Transplantasyonu ve Nörolojik Komplikasyonlar(Başkent Üniversitesi, 2006-09) G. Çileker,; S. Benli,; M. Kılınç,; T. ZileliOrgan transplantasyonu son yıllarda gelişmekte olan bir alan olup, immünsüpresan tedavilerin giderek gelişmesiyle başarısı daha da artmaktadır. Bununla birlikte transplant alıcıları sinir sistemini de ilgilendiren çok sayıda komplikasyonla karşılaşmaktadır. Nörolojik komplikasyonlar bütün organ transplantasyonlarında ortak olarak görülen komplikasyonlar ve belli bir organ transplantasyonuna özgü nörolojik komplikasyonlar olmak üzere ikiye ayrılabilir. Nöbetler, santral sinir sistemi enfeksiyonları, inme, ensefalopati ve kullanılan immünsüpresanlara bağlı yan etkiler daha sık görülürken, diğer ilaçların yan etkileri, maligniteler, hareket bozuklukları, nöromusküler ve nörooftalmik komplikasyonlar daha az sıklıkta görülmektedir. Komplikasyonlar ortaya çıktığında her vakanın ayrıntılı sistemik ve nörolojik değerlendirilmeden geçirilmesi esastır. Fırsatçı enfeksiyonlar yönünden dikkatli değerlendirme yapılmalı, kullanılan immünsüpresan ilaçların seviyelerinin değerlendirilmesi ve normal ilaç seviyelerinde de nörotoksisite ihtimali olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Nörolojik komplikasyonların erken tanısı, tedavi edilebilir ve geri dönüşümlü nedenlerin belirlenmesi, transplantasyonun mortalite ve morbiditesini azaltmaktadır. Neurologic Complications After Organ Transplantation In recent years, there has been an exponential increase in successful organ transplantation that is in part due to recent advances in immunosuppressive regimens. However, some transplant patients continue to experience severe complications, especially those involving the central nervous system (CNS). The neurologic complications of organ transplantation are frequently associated with all types of allografts and can also be specific to a particular type of organ transplantation. Seizures, CNS infection, stroke, encephalopathy, and adverse effects caused by treatment with immunosuppressive drugs are the most common complications. Malignancy, movement disorders, neuroophthalmic and neuromuscular complications, and adverse effects caused by other types of drugs occur less frequently. When such complications do appear, the patient must undergo thorough systemic and neurologic examinations and an equally thorough evaluation for the presence of opportunistic infections. Neurotoxicity caused by treatment with immunosuppressive agents is also a frequent cause of neurologic complications and may experienced with normal serum drug levels. The early diagnosis of neurologic complications and the identification of their reversible and treatable causes can significantly decrease morbidity and mortality rates in patients who undergo organ transplantation.Item Donör Hastaneleri Eğitim Programı(Başkent Üniversitesi, 2005-01) İ. Tokalak; H. Karakayalı; R. Erdal; M. HaberalTüm dünyada organ ve doku bağışını dolayısıyla da nakil sayılarını arttırabilmenin ilk yolu, toplumun her kesimini organ ve doku bağışı ve nakli hakkında bilgilendirmek ve verilen bu bilgilerin sürekliliğini ve güncelliğini de sağlayabilmektir. Tüm sağlık çalışanları organ bağışında, özellikle kadavradan yapılacak olan bağış sürecinde anahtar rol üstlenmektedir. Ancak bu sektörün profesyonellerinin bu konudaki ciddi bilgi açığı, tüm sağlık çalışanlarını ve toplumun her kesimini olumsuz yönde etkilemiştir. Tüm dünyada, oluşan bu olumsuz durumun düzeltilebilmesi ve öncelikle sağlık çalışanlarının bilgi açığının kapatılmasının tüm toplumu olumlu yönde etkileyeceği gerçeğinden yola çıkılarak uluslararası ve ulusal gereksinimlere göre eğitim programları oluşturulmaya başlanmıştır. Bu programlardan en önemlileri Avrupa Donör Hastaneleri Eğitim Programı (European Donor Hospital Education Programme-EDHEP), sağlık çalışanlarının eğitimi için ileri bir model olarak geliştirilen eğitim programı (Donor Action-DA) ve Transplant Koordinatörleri Eğitim Programı (The Transplant Procurement Management Course-TPM)’dır. Aynı gereksinim ülkemiz için de geçerlidir. Bu yüzden de ülkemizin bir modeli olabileceğini düşündüğümüz doku ve organ kaynağı ve nakli merkezlerinde çalışan tüm personelin bilgi düzeyini artırmaya yönelik Donör Hastaneleri Eğitim Programı planlanmıştır. Oluşturulan bu eğitim programı donör hastanesi ve transplantasyon merkezi bulunan tüm illere yayılmalı ve sağlık çalışanlarında konu ile ilgili bilincin oluşturulması temel amaç olmalıdır. Sağlık çalışanlarının transplantasyon ile ilgili bilgilerini artırmak, transplantasyon çalışmalarını geliştirmenin, organ bağış ve donör temini çalışmalarına büyük bir tutarlılık ve standart getirmenin bir yoludur. Bu örnek eğitim programı, gelecekte ülkemizdeki transplantasyon ile ilgilenen donör kaynağı ya da transplantasyon merkezi olan tüm sağlık kurumlarında “Türkiye Donör Hastaneleri Eğitim Programı-TÜDHEP” olarak uygulanacak eğitim programına bir model oluşturabilecektir. Donor Hospital Education Program The first step toward increasing rates of tissue and organ donation (and transplantation activities) is through public education and maintenance of this information. Healthcare professionals play a critical role in this education, especially regarding cadaveric donation. Without the sharing of their knowledge, information gaps and discontinuity in procedures and techniques among the professional community will continue that will adversely affect the attitudes and policies of other healthcare professionals as well as the lay public. To eliminate this information gap and the lack of standard procedures and techniques, many countries sought to improve their educational programs according to national and international needs. Some of the most important examples of this include the European Donor Hospital Education Programme, Donor Action, and the Transplant Procurement Management Course. A similar program is needed for Turkey. We propose a nationwide Donor Hospital Education Program to improve the knowledge base of all healthcare professionals working in donor and transplant centers in Turkey and to standardize procedures and techniques among the profession. Improving the level of knowledge among healthcare professionals is the best way to improve transplantation activities and standardize the donation process. This educational program may be the model for all donor and transplant centers in Turkey implementing the Turkish Donor Hospital Education Program (TUDHEP).Item Birinci Basamakta Organ Bağışına Yaklaşım: Aile Hekiminin Rolü(Başkent Üniversitesi, 2004-09) İ. Tokalak; R. ErdalGünümüzde doku ve organ nakli, sorunları kronik ve geri dönüşümsüz olan hastalar için en iyi tedavi seçeneklerinden biri durumuna gelmiştir. Tüm dünyada ve ülkemizde organ açlığı sürmesine rağmen, organ vericisi olabilecek çok sayıda hasta, kadavra olarak kullanılamamaktadır. Bu da doku ve organ bağışının önemi bir kez daha ortaya koymuştur. Organ bağış talebi bir hekim için oldukça zor bir durumdur. Aile görüşmesi ise çoğunlukla cenaze yakınlarının beyin ölümü haberini öğrenmesinden hemen sonra yani insanların şokta olduğu ve ne olduğunu henüz anlamaya çalıştıkları safhada gerçekleşmek zorundadır. Birinci basamakta çalışan hekimler, özellikle hastalarını sağlıklı dönemlerinde de izlem altında tutmayı görev tanımları içinde bulunduran aile hekimliği uzmanları potansiyel organ bağışı havuzunu da kontrollerinde tutmaktadırlar. Birinci basamak uzman hekimi olarak ne zaman ve hangi koşullarda aile görüşmesinin yapılacağı konusunda en iyi kararı aile hekimleri verebilir. Aile hekimleri, ailelerle yakın iletişim ve işbirliği içinde bulunarak hastaları ile empatiye girebilmekte, onların arzuları ve düşüncelerini kolayca anlayabilmektedirler. Yapılan çalışmalarda birinci basamakta ailelere kişisel sağlık hizmeti sunmak yönünde uzmanlaşmış olan bu hekimlerin, potansiyel donör yakınlarını organ bağışı konusu ile ilgili yeterli ve doğru bilgilendirdikleri ve sonrasında da bağış için onay alabilme yönünde büyük rol oynadıkları gözlenmiştir. Aile yakınlarının, sevdikleri hakkında karar verecekleri böyle önemli bir anda güvendikleri aile hekimlerinin doku ve organ talebi karşısında kendi avukatlığını üstlenmesi, sürecin sürekliliği için transplantasyon ekiplerine oldukça büyük bir destek ve kolaylık oluşturmaktadır Organ Donation and Primary Care: The Role of Family Physician In recent years, tissue and organ transplantation has become one of the best alternatives for treating chronic diseases that cannot be reversed. As in the rest of the world, there is a serious shortage of transplantable organs in Turkey. Many accident victims or patients who die in hospital cannot be used as cadaveric donors. The shortage of cadaver organs underlines the importance of planned organ and tissue donation, and of successful requests for donation at the time of death. Asking a family to donate a loved one’s organs is a very difficult task for a physician. An interview with the family should be arranged in the hours after relatives are informed that the patient is brain dead. At this stage, the family is still in shock, and is trying to comprehend the situation. Primary care physicians, especially family physicians who attend to patients when they are in generally good health, have a strong influence on the organ pool. These primary care specialists are best equipped to determine the optimal conditions and timing of family interviews for organ donation requests, as they can empathize with the relatives and anticipate their specific needs. Studies indicate that such specialists can play a key role, by introducing the idea of donation, appropriately informing the relatives that their dead family member is a potential donor, and then helping to obtain family consent at the time of death. A family physician who is known well and trusted by the relatives can act as a mediator for the family when they are considering and discussing donation. This close link to the family also helps facilitate the process of donation and transplantation for the transplantation team.Item Hepatitli Donör Kullanımı(Başkent Üniversitesi, 2024-06) A. Ersoy; C. ErsoySon yıllarda tüm dünyada kadaverik organ donorü sayısı stabil kalırken transplantasyon bekleyen hasta sayısı donor organ kıtlığı yaratarak artmaya devam etmektedir. Ülkemizde ihtiyaç için yeterli olmasa da kadaverik organ bağışı artmaktadır. Tedarik ve kullanım arasındaki eşitsizlik hepatit seropozitif donor gibi marjinal donor organlarının değerlendirilmesine neden olmuştur. Hepatit B veya C virusları ile infekte donörlerden alınan organlar alıcılara virusu geçirebilir. Literatür verisi karaciğer dahil Hepatit B veya C virusları ile infekte donörlerden organların aynı tip virusla infekte alıcılara güvenli transplante edilebileceğini düşündürmektedir. Bu makalede viral hepatitli donor organlarının değerlendirilmesi ve transplant yaklaşımları gözden geçirilmiştir Procurement Of Organs From Donors With Viral Hepatitis In recent years, the number of cadaveric organ donors throughout the world has remained relatively stable, whereas the number of patients awaiting transplantation has continued to rise. This has created a serious shortage of donor organs. In Turkey, the rate of cadaver-organ donation is increasing, but it still does not meet the demand. This disparity between supply and demand has prompted transplant centers to consider accepting grafts from marginal donors, such as individuals who are seropositive for hepatitis. Organs procured from donors infected with hepatitis B or C virus can transmit the virus to recipients. Data in the literature suggest that organs, including liver grafts, from donors infected with either of these two viruses can be safely transplanted to recipients infected with the same virus type. This article reviews methods for evaluating transplants from donors with viral hepatitis and approaches to transplantation in these cases.Item Transplantasyon Koordinatörünün Görev Tanımı: Organ Bağışı ve Transplantasyondaki Yeri(Başkent Üniversitesi, 2004-01) İ. TokalakGelişmiş ülkelerde transplantasyon için organ gereksinimleri çoğunlukla güçlü organizasyonlar tarafından sağlanan kadavra organları ile karşılanırken, ülkemizin de içinde bulunduğu bir çok ülkede doku ve organ azlığı nedeniyle organ nakillerinin çoğu canlı ve yakın akrabalardan elde edilen organlarla gerçekleşmektedir. Dünyada bu problemi çözebilmek amacıyla, transplantasyon merkezleri, uygun donör adayı sayısını ve organ bağışlarını artırmak için “Transplantasyon Koordinasyon Programları” çerçevesinde eğitimlere başlamışlardır. Bu programların amacı, Transplantasyon Koordinasyon Merkezleri’ne bağlı olarak doku ve organ bağışında artma sağlamak ve yoğun bakımlarda donörlerin izlemini daha kolay yapabilmektir. Bu çerçevede ülkemizde 2001 yılının başında, Sağlık Bakanlığı’nın uygulamaya koyduğu Ulusal Koordinasyon Sistemi’ne bağlı olarak hem doku ve organ kaynağı merkezi, hem de doku ve organ nakli merkezi olan hastanelerde, yeni organizasyonlar oluşturulmuştur. Buna göre her doku ve organ kaynağı merkezinde bir transplantasyon koordinatörü, iki transplantasyon koordinatör yardımcısı görev almaktadır. Doku ve organ bağışı ve bunların naklinin gerçekleşmesi ile ilgili işleyişin tıbbi, idari, hukuki ve sosyal açıdan uygunluğu transplantasyon koordinasyonu tarafından sağlanacaktır. Bu yeni sistemin standart ve düzenli işleyişini sağlamak amacıyla organizasyon şemaları hazırlanmış, koordinasyonda yer alacak sağlık çalışanlarının görev tanımları yapılmış ve işleyiş prosedürleri çıkarılmıştır. Bu basamakların sistematik uygulanması yoluyla transplantasyon koordinasyonu başarılı bir şekilde gerçekleştirilecek, organ bağışı ve kadavradan yapılan transplantasyon sayıları artacak ve ülkemizde sunulan transplantasyon hizmetinin kalitesi de yükselmiş olacaktır. Job Description of the Transplant Coordinator Many of the grafts for transplantation in industrialized countries come from cadaver donors. In other regions, the majority of transplants come from live donors, and this is the situation in Turkey. In this country, "Transplant Coordination Programs" have been set up at each transplantation center to educate health care professionals about various aspects of organ procurement The main objectives of these programs are to increase rates of donation and transplantation, and to teach professionals how to approach brain-death cases in intensive care units. The role of the "transplant coordinator" is at the center of this process. In January of 2001, a new system of transplantation coordination was set in motion in Turkey; the "National Coordination Center" was established under the auspices of the Turkish Health Ministry. In order to implement this model systematically, organizational charts, job descriptions, and procedures were prepared, and the new profession of transplant coordinator was established. These staff members manage all issues and procedures related to the medical, legal and ethical aspects of tissue/organ donation and transplantation. As part of the new national system, each transplant center in Turkey must have one transplant coordinator and two assistant coordinators. Specialized staff such as transplant coordinators, and other improvements associated with this nationwide scheme have already increased the rates of tissue and organ donation and transplantation. This success will lead to better practices of quality management systems not only in transplant coordination but also in all transplantation processes throughout Turkey.