Sosyal Bilimler Enstitüsü / Social Sciences Institute
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11727/1394
Browse
7 results
Search Results
Item Covid 19 süreci ile sokak yemeklerinin bilinirliği ve hareketliliğinin tüketici tutumlarına göre değerlendirilmesi(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Zihni, Buse; Yılmaz, İlkayBu araştırma, Covid- 1 9 sürecinde Ankara’da çalışan tüketicilerin sokak yemeklerine yönelik tüketici tutumları planlı davranış teorisi bağlamında incelenmesi amaçlanarak yapılmıştır. Araştırma, Şubat -Nisan 2022 tarihleri arasında eş zamanlı yürütülmüş, çalışan ve sokak yemeklerini deneyimleyen 389 tüketiciden toplanan anket verileri çalışmaya dahil edilmiştir. Araştırma sonucunda elde edilen veriler ve oluşturulan hipotezler ölçülmesinde bağımsız örneklem t-testi ve tek yönlü varyans analizi yöntemleri kullanılmıştır. Tek yönlü varyans analizinde anlamlı farklılık bulunması durumunda gruplar arasındaki farklılığı inceleyebilmek için Bonferroni Post -hoc testi uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarında demografik değişkenler açısından katılımcıların % 5 8,6’sının kadın, %4 1 ,4’ünün 2 5-34 yaş aralığında olduğu %42,9’unun evli ve çocuklu olduğu, %o33,4’ünün lisans mezunu olduğu ve 0%83,5’nin serbest meslek çalışanı olduğu, %42,7’sinin aylık geliri 425 3-6000 TL arasında olduğu belirlenmiştir. Ayrıca katılımcıları %44,2’si ayda 1 -2 kez sokak lezzetlerini tükettikleri, % 38,3’ü aylık 1 00-200 TL arası sokak yemeklerine para harcadıkları görülmüştür. Covid- 19 hastalığını % 51,9’u geçirmediklerini, katılımcıların %69,7’sinin kronik hastalığının mevcut olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Sokak lezzetleri tüketim sıklığı ve harcama düzeylerinin, öznel normun, algılanan davranışsal kontrolün ve davranışsal niyetin katılımcıların Covid - 19 hastalığını geçirme durumlarına göre anlamlı bir şekilde farklılaşmadığı belirlenmiştir. Sokak lezzetleri tüketim tutumunun Covid - 19 hastalığını geçiren ve geçirmeyen katılımcıların yaşlarına göre, Öznel norm değişkeninin Covid - 19 hastalığını geçiren katılımcıların cinsiyetlerine göre, tüketim tutumlarının Covid- 19 hastalığını geçiren ve geçirmeyen katılımcıların eğitim ve medeni durumlarına göre, sokak lezzetleri tüketim tutumunun ve sokak lezzetleri tüketimine yönelik davranışsal niyetlerinin Covid- 19 hastalığını geçiren ve geçirmeyen katılımlarda aylık gelirinin 6000 TL üzeri farklılaştığı görülmüştür. Elde edilen sonuçlar, gastronomi alanına ilgi duyan akademisyenlere ve paydaşlara öneriler sunabilecektir.The aim of this study is to analyse the attitudes of working people in Ankara to the Street delicacies in the context of theory of planned behaviour during Covid-19. The study was conducted between February,2022 and April 2022 simultaneously and data of survey applied to 389 consumers who are working, and experiencer of Street delicacies. Unpaired t-test and one-way analysis of variance were used to measure the data obtained and hypotheses created as a result of the research. In case of significant difference in one-way analysis of variance, Bonferroni Post-hoc test was applied to examine the difference between groups. In terms of demographic variables, 58.6% of the participants were women, 41.4% were between the ages of 25-34, 42.9% were married with children, 33.4% were undergraduate graduates, and 83.5% of them were self-employed, 42.7% of them had monthly income between 4253-6000 TL. In addition, it was observed that 44.2% of the participants consume street delicacies 1 -2 times a month, and 38.3% spend 100-200 TL on street delicacies per month. It was concluded that 51.9% of the participants did not have the Covid-19 disease, and that 69.7% of the participants did not have a chronic disease. It has been determined that the consumption frequency and spending levels of street delicacies, subjective norm, perceived behavioral control and behavioral intention do not differ significantly according to the status of the participants having the Covid-19 disease. According to the age of the participants with or without the Covid-19 disease, the subjective norm variable according to the gender of the participants who had the Covid-19 disease, according to the education and marital status of the participants with and without the Covid-19 disease. It has been observed that the behavioral intentions for consumption of the disease differ by more than 6000 TL in the participants who have or did not have the Covid-19 disease.Item Türkiye’de bulunan gastronomi ve mutfak sanatları bölümleri için pastacılık ve ekmekçilik sanatları lisans programı önerisi(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Er, Arda; Turgut, HakanBu araştırma, Türkiye’deki henüz hiçbir lisans bölümü altında bulunmayan 4 yıllık pastacılık ve ekmekçilik sanatları lisans program önerisini kapsamaktadır. Önerilmesi planlanan pastacılık ve ekmekçilik sanatları lisans programı Türkiye ve dünya genelindeki pastacılık ve ekmekçilik ön lisans programlarını, yurt dışındaki pastacılık ve ekmekçilik lisans programı örneğini ve ekmek ve pastacılık kurslarını incelenerek oluşturulmuştur. Araştırmada literatür taraması ve nitel araştırma yöntemi olan yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Bu çalışmada, araştırmacıya esnek yapı tanıdığı ve görüşmeleri kontrol altında tutma imkânı sağladığı için yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırmada akademisyenler, öğrenciler ve işletme sahipleri ile çevrimiçi uzaktan konferans programı kullanılarak görüşmeler yapılmıştır. Tüm katılımcıların yöneltilen sorulara vermiş olduğu cevaplar, yorumlar ve yorumlarından çıkarılan görüşler derlenirken denetleme ve amaçlı örnekleme yöntemleri kullanılmıştır. Gastronomi ve mutfak sanatları, pastacılık ve ekmekçilik ve aşçılık bölümlerinde verilen pastacılık ve ekmekçilik konularını kapsayan derslerin bu alanda uzmanlaşmak ve branşlaşmak isteyen öğrenciler için yeterli olmadığı düşünülmektedir. Bu nedenle önerilen pastacılık ve ekmekçilik sanatları lisans programının sektörel beklentileri karşılamak ve öğrencilerin aynı sektörde kariyer beklentilerine ulaşması için faydalı olacağı düşünülmektedir. Yapılan araştırmada literatürde bulunan derslerden farklı olarak yeni dersler ve yeni içeriklerin geliştirilecek olan pastacılık ve ekmekçilik sanatları lisans programının mevcut üniversitelerinin eğitim programlarına eklenmesi ile bahsi geçen bölümden mezun olacak öğrencilere yeni bir bakış açısı ve yeterlilik kazandırılabileceği düşünülmektedir. This research covers the 4-year pastry and bakery arts undergraduate program proposal, which is not under any undergraduate program in Turkey yet. The pastry and bakery arts undergraduate program that is planned to be proposed was created by examining the pastry and bakery associate degree programs in Turkey and around the world, the example of the pastry and bakery undergraduate program abroad, and private courses. In the research, semi-structured interview technique as a literature review and qualitative research method, was used. In the research, interviews were conducted with academicians, students and business owners using an online conference program. Supervision and purposive sampling methods were used while compiling the answers given by participants, comments and opinions derived from their comments. It is thought that the courses covering the subjects of pastry and bakery given in the existing departments are not sufficient for students who want to specialize in pastry and bakery field. For this reason, it is thought that the proposed program will be beneficial for meeting sectoral expectations and for students to reach career expectations in the same sector. It is thought that, unlike the courses in the literature, new courses and new contents will be developed by adding the undergraduate program of pastry and bakery arts to the education programs of existing universities, and it is thought that a new perspective and competence can be gained for the students who will graduate from the aforementioned department.Item Türkiye’de bulunan gastronomi ve mutfak sanatları bölümleri için pastacılık ve ekmekçilik ön lisans programı önerisi(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Delil, Selim; Ateş, M. FikretBu araştırma, Türkiye’deki vakıf üniversitelerinde hali hazırda açılmamış olan pastacılık ve ekmekçilik ön lisans program önerisini kapsamaktadır. Önerilmesi planlanan pastacılık ve ekmekçilik ön lisans programı vakıf üniversitelerinin imkanları, Türkiye’de ve dünyada verilen benzer eğitimler incelenerek oluşturulmuştur. Araştırmada literatür taraması ve nitel araştırma yöntemi olan yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Bu çalışmada, araştırmacıya esneklik sağladığı ve aynı zamanda da görüşmelerde kontrol imkânı olabildiği için yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırmada 15 akademisyen, 8 işletme sahibi ve 7 yöneticiyle çevrimiçi konferans programı kullanılmış ve telefon görüşmeleri yapılmıştır. Katılımcıların sorulara verdiği cevaplar, görüşler ve yorumlarından çıkarılan sonuçlar derlenirken amaçlı örnekleme ve denetleme yöntemleri kullanılmıştır. Gastronomi ve aşçılık bölümlerinde verilen pastacılık ve ekmekçilik ile ilgili derslerin bu alanda branşlaşmak isteyen öğrenciler için yetersiz olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle önerilen programın sektör beklentilerini karşılamak ve öğrencilerin sektördeki kariyer hedeflerine ulaşması için faydalı olacağı düşünülmektedir. Yapılan araştırma sonucunda Türkiye’de ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde sadece 3 üniversitede pastacılık ve ekmekçilik ön lisans programının bulunması sektörün personel ihtiyacının karşılanması yetersiz olduğu kanısına varılmıştır. Ayrıca araştırma sonucunda Türkiye’ de sadece devlet üniversitelerinde pastacılık ve ekmekçilik ön lisans eğitimlerinin veriliyor olması önerilecek programın vakıf üniversitelerinin imkanları ve yeterlilikleri göz önünde bulundurulduğunda öğrencilere avantaj sağlayacağı düşünülmektedir. Literatür taraması kapsamında pastacılık ve ekmekçilik eğitimi veren Türkiye ve dünyadaki eğitim kurumlarının ders içerikleri incelenmiştir. Mevcut literatürden farklı olarak yeni ders içerikleri ile geliştirilen programların vakıf üniversitelerinin ders programına eklenmesi ile bölümden mezun olacak öğrencilere farklı bir vizyon ve bakış açısı kazandırılabileceği düşünülmektedir. This research covers the pastry and bakery associate arts program proposal that has not yet been initiated in foundation universities in Turkey. The pastry and bakery associate arts program planned to be proposed has been created with the examination of the facilities in foundation universities and similar training sessions provided in Turkey and in the world. The main aim of the current study is to scrutinize whether the courses given in the gastronomy, cookery, pastry, and bakery programs of universities are sufficient for students aiming to pursue a career in the field. Another research aim is to investigate whether the training sessions delivered in the gastronomy and cookery programs are sufficient for students who have career goals in the pastry and bakery field. In the research, literature review and semi-structured interview technique, which is a qualitative research method were used. While 15 of the 30 participants whose opinions and experiences were included in the research were employers or managers operating in the pastry and bakery sector, 15 were academic staff in the gastronomy, cookery, pastry, and bakery programs of universities in Turkey and the Turkish Republic of Northern Cyprus. The data was compiled from the answers, opinions, and comments of the participants to the questions. It is thought that the courses on pastry and bakery in the gastronomy and cookery departments are insufficient for students who aim to major in this field. For this reason, it is believed that the proposed program will be beneficial for meeting the expectations of the sector and for the students to reach their career goals in the sector. As a result of the research, it is revealed that universities with pastry and bakery associate degree programs in Turkey and the Turkish Republic of Northern Cyprus are not sufficient considering the needs of the sector. In addition, as a result of the research, it is thought that the proposed program will provide an advantage regarding the opportunities and qualifications of foundation universities since only state universities in Turkey offer pastry and bakery associate degree education. Within the scope of the literature review, the course contents of the educational institutions in Turkey and in the world that provide pastry and bakery education have been examined. Unlike the existing literature, it is thought that by adding the programs developed with new course contents to the curriculum of foundation universities, students who will graduate from the department can gain a different vision and perspective.Item 1939-1945 yılları Tan Gazetesi Refik Halid Karay’ın yazıları ve 2015-2021 yılları Hürriyet Gazetesi Vedat Milor’un yazılarının benzerlikleri ve farklılıkları(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Erzeybek, Eray; Albustanlıoğlu, TulgaBu çalışma gastronomide farklı disiplinlerden yararlanılarak yapılan bir araştırma çalışmasıdır. Araştırma belli bir yıl aralığını kapsamaktadır. Özellikle 1939-1945 yılları arasındaki yazılar Türkiye’nin de içinde bulunduğu 2.Dünya savaşı yıllarının siyasi ve sosyal yansımalarını içermektedir. Bu yıllardaki gelişmelerin yemek kültürümüzdeki izlerini Refik Halit Karay’ın yazılarında görmek mümkündür. Refik Halit Karay’ın 1939-1945 yılları arasında Tan Gazetesi’nde çıkan otuz yazısı ile 2015-2021 yılları arasında Hürriyet Gazetesi’nde Vedat Milor’a ait onaltı yazı bu çalışmanın içeriğini oluşturmuştur. 1939-2021 arasından geçen zaman 82 yıldır. 82 yıllık süreçte Türkiye birçok siyasi-sosyal dönüşümler geçirmiştir. Bu dönüşümlerin hem siyasi hayata hem de günlük sosyal hayata yansımaları olmuştur. Sosyal hayattaki yansımaların toplumsal hayata etkisinde daha çok ekonomik vurgular yer almaktadır. Ancak geçmişten günümüze tartışılmaya devam edilen başlıkların bir kısmı kültürel sorunlardır. Köşe yazılarına konu olan sosyal ve siyasi çalkantıların yaşam tarzına yansıması yemek kültürlerini etkilemiştir ve mutfak kültürüne dair tartışmaları barındırmıştır. 82 yıllık süre boyunca olumlu olumsuz birçok gelişmenin izlerini köşe yazılarında görülmektedir. Bu durum köşe yazılarının benzerliklerinin devam ettiğini göstermektedir. Çalışmada yazıların karşılaştırılmasından çıkan sonuçlar değerlendirilmiştir. Bu çalışma incelendiğinde yemek kültürümüze dair tartışmaların süreklilik oluşturduğu görülmüştür.Nitekim 82 yıl önce ve günümüzde hâla benzer gastronomik ‘’sorunların’’ devam etmesinin nedenleri bir takım soruları da beraberinde getirmiştir. Köşe yazıları üzerinden bu sorulara cevaplar aranmıştır. This study is a research study using different disciplines in gastronomy. The research covers a certain year range. Especially the articles between the years 1939-1945 include the political and social reflections of the years of the Second World War, including Turkey. It is possible to see the traces of the developments in these years in our food culture in the writings of Refik Halit Karay in this date range. Refik Halit Karay's thirty articles published in Tan Newspaper during this period and sixteen articles by Vedat Milor in Hürriyet Newspaper between 2015-2021 constitute the content of this study. The time elapsed between 1939-2021 is eighty-one years. In the 82-year period, Turkey has gone through many political-social transformations. These transformations had reflections on both political life and social life. The effect of the reflections in social life on social life continued in the form of cultural problems from the past and not fully settled, as well as mostly for economic reasons. For all these reasons, the reflection of social and political turmoil on the lifestyle has affected food cultures and has included discussions about culinary culture. During the 82- year period, the traces of many positive and negative developments can be seen in the columns. This situation shows that the similarities of the column articles continue. In the study, the results of the comparison of the articles were tried to be evaluated. In this study, periodical and current columns showing the continuity of our problems were examined. As a matter of fact, the reasons for the continuation of similar gastronomic "problems" 82 years ago and today have brought along some questions. This study has tried to present similar tables of many positive or negative gastronomy developments that we are trying to detect today through columns.Item Gastronomik kimlik oluşturmada coğrafi işaretli ürünlerin etkisi: Ankara ili örneği(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Işık, Nilgün; Ateş, M. FikretBu araştırmanın amacı Gastronomik kimlik oluşturmada coğrafi işaretli ürünlerin etkisinin Ankara İli özelinde incelenmesidir. Araştırmanın evren ve örneklemini Ankara İli Kızılcahamam bölgesinde bulunan Thermal Resort Hotelde ve Ankara İli Gölbaşı bölgesinde bulunan Lakeside Resort Hotel’de 15 Ekim 2021 ve 15 Kasım 2021 tarihleri arasında konaklayan 255 otel müşterisi oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında Özkan (2019) tarafından geliştirilen Gastronomik Kimlik Oluşturmada Coğrafi İşaretli Ürünlerin Etkisi ölçeğinde yer alan ifadeler Ankara ili özelindeki bilgiler ile güncellenerek katılımcılara Google Formlar aracılığı ile uygulanmıştır. Elde edilen verilerin analizi SPSS 26 programında yapılmış olup katılımcılara ilişkin demografik bilgiler, Ankara ilindeki coğrafi işaretli gastronomik ürünler hakkındaki görüşleri, coğrafi işarete sahip gastronomik ürünlerin şehre etkisi ve coğrafi işaretli gastronomik ürünlerin şehrin bilinirliği üzerine etkisi bakımından değerlendirilmiş, elde edilen sıklık ve yüzde dağılımları ise tablolar halinde sunulmuştur. Katılımcıların coğrafi işaretli gastronomik ürünlerin şehre etkisine ilişkin görüşlerinin demografik özelliklere göre bir farklılık gösterip göstermediği belirlenirken öncelikle verilerin normal dağılım gösterip göstermediği merkezi eğilim ve yayılım ölçülerinden çarpıklıkbasıklık değerleriyle hesaplanmış ve histogram grafiği çizilerek tespit edilmiştir. Yapılan diğer analizlerde iki grubun karşılaştırılmasında Mann-Whitney U Testi, ikiden fazla grubun karşılaştırılmasında ise parametrik yöntem olmayan ve ANOVA testinin karşılığı olan Kruskal- Wallis Testi kullanılmıştır. Sonuç olarak; Ankara denildiğinde akla gelen gastronomik ürünlerden en çok bilinirliğe sahip ilk üç ürün Ankara Simidi (%26), Ankara Döneri (%20,5), Beypazarı Kurusu (%15,3) şeklinde sıralanmıştır. Katılımcıların %85,9’unun Erkeç Pastırması hakkında bilgilerinin olmadığı tespit edilmiştir. The aim of this research is to examine the effect of geographically marked products on the creation of gastronomic identity in Ankara Province. The universe and sample of the research consists of 255 hotel customers who stayed at the Thermal Resort Hotel in the Kızılcahamam region of Ankara and the Lakeside Resort Hotel in the Gölbaşı region of Ankara between October 15, 2021 and November 15, 2021. Within the scope of the research, the expressions in the scale of the Effect of Geographically Indicated Products on the Creation of Gastronomic Identity developed by Özkan (2019) were updated with the information specific to the province of Ankara and applied to the participants via Google Forms. The analysis of the data obtained was made in the SPSS 26 program and the demographic information of the participants, their views on the gastronomic products with geographical indication in Ankara, the effect of gastronomic products with geographical indications on the city and the effect of gastronomic products with geographical indications on the awareness of the city were evaluated in tables. presented as While determining whether the participants' views on the impact of geographically indicated gastronomic products on the city differ according to demographic characteristics, first of all, whether the data showed a normal distribution was calculated with the skewness-kurtosis values from the central tendency and dispersion measures, and was determined by drawing a histogram graph. In other analyzes, the Mann-Whitney U Test was used to compare two groups, and the Kruskal-Wallis Test, which is not a parametric method and is the equivalent of the ANOVA test, was used to compare more than two groups. As a result; Among the gastronomic products that come to mind when Ankara is mentioned, the first three products with the most awareness are listed as Ankara Bagel (26%), Ankara Doner (20.5%), and Beypazarı Dried (15.3%). It was determined that 85.9% of the participants did not know about Erkeç Pastrami.Item Kamu diplomasisinde yeni bir alan olarak gastrodiplomasi ve Türkiye için bir model önerisi.(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Enginler, Meryem; Beyter, NurtenDevletlerin birbirleri ile arasında olan ilişkiler kamu diplomasisi aracılığı ile gerçekleştirilmektedir. Süreçlerin tamamında ise kamu diplomasisi kültürel diplomasi çerçevesinde gelişmektedir. Kültürel diplomaside yer alan gastrodiplomasi, kamu ve kültürel diplomasilerin karşılıklı olarak inşa edilmesi sayesinde, bir ulusun imajın geliştirilmesinde önemli role sahiptir. Antik Helen ve Roma İmparatorluğunda kültürel kimliklerinin yansıtılmasında yiyecekleri bir kültür sujesi olarak kullanmaları gastrodiplomasinin ilk izlerini yansıtmaktadır. Gastrodiplomasi, uluslararası ilişkilerle ilgili sürekliliğin sağlanmasında yemeğin gücünden yararlanılmasını amaç edinmiş bir diplomasi türüdür. Tarihte Antik Yunan ve Roma gibi ülkelerin gastrodiplomasi alanındaki uygulamalar ile diğer ülke vatandaşlarındaki algılara etki yaptığı bilinmektedir. Ülkeler incelendiğinde birçok ülkenin gastrodiplomasi uygulamaları içerisinde yer aldığı görülmektedir. Japonya’dan Fransa’ya, Amerika Birleşik Devletleri’nden Tayvan’a kadar farklı ülkeler gastrodiplomasi uygulamalarına yönelim göstermektedir. Gastronominin diplomatik araç olarak varlığı, etkinliği ve verimliliği konularında sorgulamalar yapma ve Türkiye’nin gastrodiplomasi alanındaki faaliyetlerinin incelenmesi amacı ile gerçekleştirilen bu çalışma gastrodiplomasi alanında literatüre kazandırılacak çalışmalardan biri olmakla birlikte bu alandaki eksiklikleri giderebilecek niteliktedir. Araştırmada SWOT Analizi yöntemi kullanılmıştır. İtalya’nın gastrodiplomasi alanında tarihi geçmişe sahip olması, etkili gastrodiplomasi uygulamaları sergilemesi adeta bu alanda rol model olmasını sağlamıştır. Ayrıca Türkiye’ye yakın konumu, Türkiye ile aynı enlemler üzerinde olması ve her iki ülkenin de Akdeniz ülkesi olması Türkiye’nin gastrodiplomasi uygulamaları ile İtalya’nın benzer uygulamaları karşılaştırılmasını kaçınılmaz kılmıştır. Araştırmada Türkiye ve İtalya tarafından gerçekleştirilen gastrodiplomasi uygulamaları SWOT analizi ile karşılaştırılmıştır. Her iki ülkenin gastrodiplomasi uygulamalarına yönelik SWOT analizi yöntemi ile güçlü ve zayıf yönleri ve fırsat ile tehditlerin değerlendirilmesinde elde edilen bilgiler ilgili başlıklar altında sırası ile belirtilmiştir. Mevcut literatürden farklı olarak diğer ülkelerde uygulanan gastrodiplomasi modellerinin incelenmesi, İtalya’nın bu alandaki etkinliği ve Türkiye’nin mevcut faaliyetleri açısından değerlendirilmesi alanyazınına ve taraflara farklı bakış açısı kazandırabileceği düşünülmektedir. Relations between states are carried out through public diplomacy. In all processes, public diplomacy develops within the framework of cultural diplomacy. Gastrodiplomacy in cultural diplomacy has an important role in the development of a nation's image, thanks to the mutual construction of public and cultural diplomacy. The use of food as a cultural subject in the reflection of their cultural identities in the Ancient Hellenic and Roman Empires reflects the first traces of gastrodiplomacy. Gastrodiplomacy is a type of diplomacy that aims to use the power of food to ensure continuity in international relations. It is known that countries such as Ancient Greece and Rome in history have an impact on the practices in the field of gastrodiplomacy and the perceptions of the citizens of other countries. When the countries are examined, it is seen that many countries are involved in gastrodiplomacy practices. Different countries, from Japan to France, from the United States to Taiwan, tend to practice gastrodiplomacy. This study, which was carried out with the aim of making inquiries about the existence, effectiveness and efficiency of gastronomy as a diplomatic tool, and examining Turkey's activities in the field of gastrodiplomacy, is one of the studies that will be brought to the literature in the field of gastrodiplomacy, and it is capable of eliminating the deficiencies in this field. SWOT Analysis method was used in the research. Italy's historical past in the field of gastrodiplomacy and its effective gastrodiplomacy practices have made it a role model in this field. In addition, its close location to Turkey, being on the same latitudes as Turkey, and the fact that both countries are Mediterranean countries made it inevitable to compare Turkey's gastrodiplomacy practices with Italy's similar practices. In the study, gastrodiplomacy practices carried out by Turkey and Italy were compared with SWOT analysis. The information obtained in the evaluation of the strengths and weaknesses and opportunities and threats by the SWOT analysis method for the gastrodiplomacy practices of both countries are listed under the relevant headings, respectively. It is thought that examining the gastrodiplomacy models applied in other countries, different from the existing literature, evaluating Italy's effectiveness in this field and evaluating Turkey's current activities can bring a different perspective to the literature and the parties.Item Türkiye’deki kadın şeflerin varoluş çabaları(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) İkikat, Hatice Ece; Beyter, NurtenGelişen yaşam koşulları ve kadınların istihdamının artması ile kadın her sektörde olduğu gibi yiyecek içecek sektöründe de daha aktif rol oynamaya başlamıştır. Evde hep mutfakta olan Türk kadının profesyonel mutfaklarda istedikleri kadar etkin olamadıkları düşünülmektedir. Bu düşüncenin oluşmasına neden olan birçok sebebin varlığı bilinmektedir. Erkek egemen toplum anlayışımızdan kaynaklanan algının sektöre yansıması, kadınlara yapılan ayrımcılıklar ve mobbing gibi sorunlar sebepler arasında sayılabilir. Tüm bu sorunların irdelenmesi ve sektöre girecek kadınlara örnek teşkil etmesi amaçlı bu çalışma gerçekleştirilmiştir. Araştırmada kadın şefler, kadın aşçılar, kadın akademisyenler ve erkek şefler ile görüşülerek mutfakta kadın olmak, kadın olmanın zorlukları ve bu zorlukların aşılması için yapılması gerekenler farklı açılardan ele alınarak incelenmiştir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden olan görüşme tekniği kullanılmış veriler MAXQDA 2020 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Yapılan analizler gösteriyor ki kadınların sektörde yer almaları ancak gerçekten istemeleri ve zorluklara karşı dayanaklı olmaları ile gerçekleşebilir. Ayrıca eğitime verilen önemin artması ile de sektörde kadın sayısının artabileceği sonucuna ulaşılmıştır. Gelecek nesil yeme içme sektöründeki kadınlara örnek teşkil etmesi için önerilerde bulunulmuştur. Kadın sayısının sektörde daha çok artması ve kalıcı olmaları hedeflenmiştir. Women have started to play a more active role in the food and beverage sector, as in every sector, with the developing living conditions and the women employment increase. It is thought that Turkish women, who are always in the kitchen at home, cannot be as effective as they would like in professional kitchens. There are many reasons that lead to occur this thought. The reflection of the perception arising from patriarchal society can be one of the reason of negative discrimination against women and the mobbing. This study was carried out in order to examine all these problems and to guide women who will enter the sector. In the study, female cookers, female chefs, female academics and male chefs were interviewed and being a woman in the kitchen, the difficulties of being a woman in the sector and what can be done to overcome these difficulties were examined from different perspectives. In the research, the interview technique, which is one of the qualitative research methods, was used and the data were analyzed using the MAXQDA 2020 program. Analyzes was concluded that women should not give up from the sector, and really want and be resilient. In addition, it has been concluded that the enhance in the importance of education may increase number of women in the sector. Suggestions were made to set an example for the next generation of women in the gastronomy sector. It is aimed to increase the number of women in the sector and make them permanent.