Sağlık Bilimleri Enstitüsü / Health Science Institute

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11727/1393

Browse

Search Results

Now showing 1 - 4 of 4
  • Item
    Benign paroksismal pozisyonel vertigo tanısı almış bireylerde manevra sonrası alınan fayda ile fiziksel aktivite sıklığı arasındaki ilişki
    (Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2022) Şahin, Büşra Nehir; Büyüklü, Adnan Fuat
    Amaç: Bu çalışmanın amacı benign paroksismal pozisyonel vertigo (BPPV) tanısı almış bireylerde manevra sonrası alınan fayda ile fiziksel aktivite sıklığı arasındaki ilişkiyi saptamaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 2021 yılında Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Odyoloji Kliniği’nde BPPV tanısı almış, toplam 66 hasta dahil edildi. Tüm hastalara bir haftalık fiziksel aktiviteyi değerlendirmek için Uluslararası Fiziksel Aktivite Anketi Uzun Formu (UFAA) ve bir yıllık fiziksel aktiviteyi değerlendirmek için Fiziksel Aktivite Alışkanlığını Değerlendirme Anketi (FAADA) uygulandı. Çalışmaya dâhil edilen 66 hasta için; BPPV’de tam bir iyileşme sağlanana kadar uygulanan her bir manevra, manevra sonrası alınan faydayı belirlemek için BPPV tanısı aldıktan sonra yapılan ilk manevrada iyileşenler, yapılan iki manevrada iyileşenler ve yapılan üç manevrada iyileşenle şeklinde üç gruba ayrıldı. Elde edilen sonuçların istatistiksel analizleri IBM SPSS Statistics Base 25.0 (IBM SPSS Statistics for Windows, IBM Corp. Released 25.0.0, Armonk, NY: IBM Corp.) ile değerlendirildi. İstatistiksel anlamlılık için p değerinin 0.05’in altında olması anlamlı kabul edildi. Bulgular: Çalışmaya yaş ortalaması 56,26 ± 15,003 olan BPPV tanısı konmuş 47 kadın, 19 erkek toplam 66 hasta dâhil edildi. Benign paroksismal pozisyonel vertigoda tam bir iyileşme sağlanana kadar uygulanan her bir manevra sayısı için bağımsız üç grup ile bir haftalık anket skorları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır (p>0,05). Benign paroksismal pozisyonel vertigoda tam bir iyileşme sağlanana kadar uygulanan her bir manevra sayısı için bağımsız üç grup ile bir yıllık anket skorları arasında anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0,05). Gruplar arası karşılaştırmada ise bir manevra ve iki manevra bir yıllık anket skorları arasında anlamlı fark bulunmuştur (p<0,05). Sonuç: Sonuç olarak çalışmamız, BPPV tanısı almış hastalarda manevrada alınan fayda ile fiziksel aktivite arasındaki ilişkinin belirlenmesinde destekleyici bilgi sağlamıştır. Çalışmamızın sonucuna göre son bir yıl içindeki günlük fiziksel aktivite skoru düşük elde edilen kişilerde BPPV tedavisi için daha fazla sayıda manevra gerektiği saptanmıştır. Son bir hafta içindeki günlük fiziksel aktivite skorunun ise BPPV tedavisi için manevra sayısını etkilemediği saptanmıştır. İleri çalışmalar için ise BPPV tanısı almış hastalarda yaş gruplarının ve kanal tutulumunun daha fazla sayıdaki popülasyonda değerlendirme yapılmasının faydalı olabileceği kanaatindeyiz. Objective: The aim of this study is to determine the relationship between the benefit after maneuver and the frequency of physical activity in individuals diagnosed with benign paroxysmal positional vertigo (BPPV). Material and Methods: A total of 66 patients who were diagnosed with BPPV in 2021 at Başkent University Ankara Hospital, Department of Otorhinolaryngology, Audiology Clinic were included in the study. All patients were administered the International Physical Activity Questionnaire (IPAQ) to assess one-week physical activity and the Physical Activity Assessment Questionnaire (PAAQ) to evaluate one-year physical activity. For 66 patients included in the study; Each maneuver performed until complete recovery in BPPV was divided into three groups as those who recovered in the first maneuver after diagnosis of BPPV, recovered in two maneuvers, and recovered in three maneuvers to determine the benefit after the maneuver. Statistical analyzes of the obtained results were evaluated with IBM SPSS Statistics Base 25.0 (IBM SPSS Statistics for Windows, IBM Corp. Released 25.0.0, Armonk, NY: IBM Corp.). For statistical significance, a p value below 0.05 was considered significant. Results: A total of 66 patients, 47 women and 19 men, diagnosed with BPPV, with a mean age of 56.26 ± 15.003, were included in the study. No significant difference was found between the three independent groups and the one-week questionnaire scores for each maneuver performed until a complete recovery in benign paroxysmal positional vertigo (p>0.05). A significant difference was found between the three independent groups and the one-year questionnaire scores for each maneuver performed until complete recovery in benign paroxysmal positional vertigo (p<0.05). In the comparison between the groups, a significant difference was found between the one-year survey scores of one maneuver and two maneuvers (p<0.05). Conclusion: In conclusion, our study provided supportive information in determining the relationship between the benefit of maneuver and physical activity in patients diagnosed with BPPV. According to the results of our study, it was determined that more maneuvers were required for BPPV treatment in people with low daily physical activity scores in the last year. It was determined that the daily physical activity score in the last week did not affect the number of maneuvers for BPPV treatment. For further studies, we believe that it may be useful to evaluate age groups and duct involvement in a larger number of populations in patients diagnosed with BPPV.
  • Item
    Benign paroksismal pozisyonel vertigo tanısı almış bireylerde manevra sonrası alınan fayda ile fiziksel aktivite sıklığı arasındaki ilişki
    (Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2022) Şahin, Buse Nehir; Büyüklü, Adnan Fuat
    Amaç: Bu çalışmanın amacı benign paroksismal pozisyonel vertigo (BPPV) tanısı almış bireylerde manevra sonrası alınan fayda ile fiziksel aktivite sıklığı arasındaki ilişkiyi saptamaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 2021 yılında Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Odyoloji Kliniği’nde BPPV tanısı almış, toplam 66 hasta dahil edildi. Tüm hastalara bir haftalık fiziksel aktiviteyi değerlendirmek için Uluslararası Fiziksel Aktivite Anketi Uzun Formu (UFAA) ve bir yıllık fiziksel aktiviteyi değerlendirmek için Fiziksel Aktivite Alışkanlığını Değerlendirme Anketi (FAADA) uygulandı. Çalışmaya dâhil edilen 66 hasta için; BPPV’de tam bir iyileşme sağlanana kadar uygulanan her bir manevra, manevra sonrası alınan faydayı belirlemek için BPPV tanısı aldıktan sonra yapılan ilk manevrada iyileşenler, yapılan iki manevrada iyileşenler ve yapılan üç manevrada iyileşenle şeklinde üç gruba ayrıldı. Elde edilen sonuçların istatistiksel analizleri IBM SPSS Statistics Base 25.0 (IBM SPSS Statistics for Windows, IBM Corp. Released 25.0.0, Armonk, NY: IBM Corp.) ile değerlendirildi. İstatistiksel anlamlılık için p değerinin 0.05’in altında olması anlamlı kabul edildi. Bulgular: Çalışmaya yaş ortalaması 56,26 ± 15,003 olan BPPV tanısı konmuş 47 kadın, 19 erkek toplam 66 hasta dâhil edildi. Benign paroksismal pozisyonel vertigoda tam bir iyileşme sağlanana kadar uygulanan her bir manevra sayısı için bağımsız üç grup ile bir haftalık anket skorları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır (p>0,05). Benign paroksismal pozisyonel vertigoda tam bir iyileşme sağlanana kadar uygulanan her bir manevra sayısı için bağımsız üç grup ile bir yıllık anket skorları arasında anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0,05). Gruplar arası karşılaştırmada ise bir manevra ve iki manevra bir yıllık anket skorları arasında anlamlı fark bulunmuştur (p<0,05). Sonuç: Sonuç olarak çalışmamız, BPPV tanısı almış hastalarda manevrada alınan fayda ile fiziksel aktivite arasındaki ilişkinin belirlenmesinde destekleyici bilgi sağlamıştır. Çalışmamızın sonucuna göre son bir yıl içindeki günlük fiziksel aktivite skoru düşük elde edilen kişilerde BPPV tedavisi için daha fazla sayıda manevra gerektiği saptanmıştır. Son bir hafta içindeki günlük fiziksel aktivite skorunun ise BPPV tedavisi için manevra sayısını etkilemediği saptanmıştır. İleri çalışmalar için ise BPPV tanısı almış hastalarda yaş gruplarının ve kanal tutulumunun daha fazla sayıdaki popülasyonda değerlendirme yapılmasının faydalı olabileceği kanaatindeyiz. Objective: The aim of this study is to determine the relationship between the benefit after maneuver and the frequency of physical activity in individuals diagnosed with benign paroxysmal positional vertigo (BPPV). Material and Methods: A total of 66 patients who were diagnosed with BPPV in 2021 at Başkent University Ankara Hospital, Department of Otorhinolaryngology, Audiology Clinic were included in the study. All patients were administered the International Physical Activity Questionnaire (IPAQ) to assess one-week physical activity and the Physical Activity Assessment Questionnaire (PAAQ) to evaluate one-year physical activity. For 66 patients included in the study; Each maneuver performed until complete recovery in BPPV was divided into three groups as those who recovered in the first maneuver after diagnosis of BPPV, recovered in two maneuvers, and recovered in three maneuvers to determine the benefit after the maneuver. Statistical analyzes of the obtained results were evaluated with IBM SPSS Statistics Base 25.0 (IBM SPSS Statistics for Windows, IBM Corp. Released 25.0.0, Armonk, NY: IBM Corp.). For statistical significance, a p value below 0.05 was considered significant. Results: A total of 66 patients, 47 women and 19 men, diagnosed with BPPV, with a mean age of 56.26 ± 15.003, were included in the study. No significant difference was found between the three independent groups and the one-week questionnaire scores for each maneuver performed until a complete recovery in benign paroxysmal positional vertigo (p>0.05). A significant difference was found between the three independent groups and the one-year questionnaire scores for each maneuver performed until complete recovery in benign paroxysmal positional vertigo (p<0.05). In the comparison between the groups, a significant difference was found between the one-year survey scores of one maneuver and two maneuvers (p<0.05). Conclusion: In conclusion, our study provided supportive information in determining the relationship between the benefit of maneuver and physical activity in patients diagnosed with BPPV. According to the results of our study, it was determined that more maneuvers were required for BPPV treatment in people with low daily physical activity scores in the last year. It was determined that the daily physical activity score in the last week did not affect the number of maneuvers for BPPV treatment. For further studies, we believe that it may be useful to evaluate age groups and duct involvement in a larger number of populations in patients diagnosed with BPPV.
  • Item
    Benign paroksismal pozisyonel vertigoda anksiyete, depresyon, uyku ve yaşam kalitesi düzeylerinin değişimi
    (Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2022) Açıksöz, Şevval Özüm; Büyüklü, Adnan Fuat
    Benign paroksismal pozisyonel vertigo (BPPV), çok sık görülen bir periferik vestibüler sistem hastalığıdır. Bu sebeple BPPV hasta grubunun belirlenmesi ve kişiye uygun sağlık bakımın yapılmasıyla, bu kişilerin hızlı bir şekilde günlük yaşama dönmesi sağlanmış olacaktır. BPPV’li bireylerde şiddetli baş dönmesi şikayeti sebebiyle anksiyete, depresyon, uyku ve yaşam kalitesi seviyelerinde azalma görülebilir veya bu faktörlerin az olması sebebiyle BPPV ortaya çıkabilir. Bu faktörlerden herhangi birinin değişimi diğer faktörleri de etkileyebilir. Bu sebeple tüm değişkenler kendi içinde değerlendirilmeli ve kişiye yönelik doğru tedavi uygulanmalıdır. Bu çalışma BPPV’li bireylerde bu değişkenleri değerlendirmek ve uygun tedavi ile birlikte bu değişkenlerin düzeylerinde bir farklılık olup olmadığını görmek amacıyla yapılmıştır. Bu amaca göre BPPV hastalarına atak döneminde ve iyileştikten sonraki dönemde Richard-Campell Uyku Kalitesi Ölçeği (RCUÖ), Baş Dönmesi Engellilik Envanteri (BDEE), Beck Anksiyete Ölçeği (BAÖ) ve Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) uygulanarak, kişilerin iki farklı zamandaki depresyon, anksiyete, uyku ve yaşam kalitesi seviyeleri arasındaki farklılığa bakılmıştır. Çalışmaya 18-65 yaş aralığında 32’si kadın (%76,2) ve 10’u erkek (%23,8) toplamda 42 BPPV tanısı konulmuş katılımcı dahil edilmiştir. BPPV tanısı videonistagmografi cihazı ile pozisyonel testlerde pozitif bulgu görülen kişilere konulmuştur. Bu kişilere atak döneminde ve iyileştikten sonra aynı koşullarda olacak şekilde ilgili envanter ve ölçekler uygulanmıştır. Çalışmada, BPPV tanısı konulmuş kişilerin atak döneminde ve bu kişiler iyileştikten sonra yapılan değerlendirmeler sonucunda iki farklı zamandaki uyku kalitesi, yaşam kalitesi, depresyon ve anksiyete düzeyleri arasında istatistiksel olarak farklılık bulunmuştur (p<0,05). Bu farka rağmen her iki zamandaki anksiyete, depresyon ve uyku kalitesi seviyeleri normal sınırlarda elde edilmiştir. Aktif baş dönmesinin olduğu zaman yapılan BDEE sonuçlarında kişilerin günlük yaşamlarında orta derece engelliliğe sahip olduğu ve anksiyete, depresyon ve uyku kalitesinden bağımsız olarak baş dönmesine bağlı yaşam kalitelerinin düştüğü bulunmuştur. Uyku kalitesi, depresyon ve anksiyete seviyelerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği ve bunların yaşam kalitesini önemli derecede etkileyebilecek faktörlerden oldukları unutulmamalıdır. Çalışmanın sonucunda, kullanılan envanter ve ölçeklerin hasta değerlendirme bataryasına eklenmesi önerilir. Benign paroxysmal positional vertigo (BPPV) is a very common peripheral vestibular system disease. For this reason, by identifying the BPPV patient group and providing appropriate health care to the individual, it is ensured that these people return to daily life quickly. BPPV patients may experience decreased levels of anxiety, depression, sleep and quality of life due to severe dizziness. On the contrary, BPPV may occur due to the lack of these factors. Changes in any of these factors can affect other factors as well. For this reason, all variables should be evaluated within themselves and the right treatment should be applied to the individual. This study was conducted to evaluate these variables in BPPV patients and to see if there is a difference in the levels of these variables with appropriate treatment. For this purpose, Richard-Campell Sleep Questionnaire (RCSQ), Dizziness Handicap Inventory (DHI), Beck Anxiety Inventory (BAI) and Beck Depression Inventory (BDI) were applied to BPPV patients during the attack period and after recovery. The difference between anxiety, sleep and quality of life levels was examined. A total of 42 participants, 32 female (76.2%) and 10 male (23.8%) aged between 18-65 years, diagnosed with BPPV were included in the study. The diagnosis of BPPV was made in people who showed positive findings in positional tests with the videonystagmography device. The relevant inventory and scales were applied to these individuals in the same conditions during the attack period and after recovery. In the study, as a result of the evaluations made on BPPV patients, a statistical difference was found between sleep quality, quality of life, depression and anxiety levels at two different times (p<0.05). Despite this difference, anxiety, depression and sleep quality levels at both times were within normal limits. In the BDEE results performed when active dizziness is present, it has been found that people are moderately inhibited in their daily lives. It has been found that the quality of life of people due to dizziness has decreased, independent of anxiety, depression and sleep quality. It should not be forgotten that sleep quality, depression and anxiety levels should be evaluated as a whole and these are factors that can significantly affect quality of life. As a result of the study, it is recommended to add the used inventories and scales to the patient evaluation battery.
  • Item
    Benign paroksismal pozisyonel vertigo hastalarında posterior ve lasteral semisirküler kanallara ait tanısal videonistagmografi kayıtlarının değerlendirilmesi
    (Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2019) Hızal, Evren; Erbek, Hatice Seyra
    Benign paroksismal pozisyonel vertigo (BPPV) tanısında kullanılan tetikleyici manevraların hiçbirisi tek bir semisirküler kanalda cevaba neden olmaz. Başın açısal pozisyonundaki değişiklikler, tüm semisirküler kanalların yerçekimine göre konumlarını etkiler. Bu çalışmada, vertigonun tanısına yönelik olarak uygulanan pozisyonel testlerin videonistagmografi (VNG) kayıtlarını değerlendirmek ve Dix- Hallpike ile supin baş çevirme (head-roll) testlerinin her ikisinde tespit edilen nistagmus cevaplarının özelliklerini belirlemek amaçlanmıştır. Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı‟na 14.10.2016 ile 11.02.2019 tarihleri arasında vertigo yakınması ile başvurmuş 7523 hastaya ait VNG bilgisayar veritabanı kayıtları gözden geçirilmiştir. Dix-Hallpike testi ile birlikte head-roll testine ait sonuçları içeren 2880 kayıt olduğu (%68,1 kadın; ortalama yaş, 53) tespit edilmiş, bu kayıtlara ait VNG grafiklerinin çıktıları alınarak incelenmiştir. Hem Dix- Hallpike hem de head-roll testlerine ait grafik çıktılarında nistagmus varlığı saptanan 148 kayda ait video görüntüleri, iki farklı araştırmacı tarafından ayrıca değerlendirilmiştir. Göz hareketlerinin VNG traselerine tam doğrulukla yansımadığı; değerlendirilen VNG kayıtlarına ait video görüntüleri ile grafik çıktıları arasında özellikle nistagmusun yönü açısından belirgin farklılıklar olduğu saptanmıştır. Dix- Hallpike testi ile head-roll testlerinin ikisinde birden nistagmus yanıtı saptanan kayıtlar incelendiğinde; tanının bunların %8,8‟inde posterior kanal, %59,4‟ünde ise lateral kanal BPPV‟si (%47,7 geotropik [kanalolitiazis], %52,3 apogeotropik [kupulolitiazis] varyant) olduğu; %4,1‟inde birden fazla kanal tutulumu bulunduğu; %53,3‟ünde 1 rehabilitasyon manevrası uygulandığı; %7,4‟ünde rekürrens geliştiği anlaşılmıştır. Lateral kanal BPPV‟sinin gerek geotropik gerekse apogeotropik varyantlarında, head-roll testinin yanında Dix-Hallpike testinde de nistagmus izlenebilmektedir. Posterior kanal BPPV‟si olan hastalarda da head-roll testinde nistagmus saptanabilmektedir. BPPV‟de tanının doğru konulabilmesi ve uygun tedavinin uygulanabilmesi için tüm hastalarda hem Dix-Hallpike hem de head-roll testlerinin tamamlanması ve sonuçların birarada yorumlanması gerekir. None of the provocative maneuvers that are used for the diagnosis of benign paroxysmal positional vertigo (BPPV) induces response in a single semicircular canal alone. Angular changes in position of the head affect position of all semicircular canals relative to the gravity. The aims of this study were to evaluate the videonystagmography (VNG) records of positional tests that are performed for the diagnosis of vertigo and to define the characteristics of nystagmus responses that are detected in both Dix-Hallpike and supine head-roll tests. Records of 7523 patients that have applied to the Department of Otolaryngology at Baskent University Ankara Hospital with the complaint of vertigo between 10.14.2016 and 2.11.2019 were reviewed from the VNG computer database. 2880 recordings (68.1% female; mean age, 53) were found to include results of both Dix-Hallpike and head-roll tests. Graphical results of each of those VNG recordings were printed out and examined. Video images of 148 records that had been detected to have nystagmus on graphical printouts of both Dix-Hallpike and head-roll tests were further analyzed by two independent researchers. Ocular movements were found to be inaccurately represented on VNG tracings and there were significant differences between the video images and graphical printouts especially in terms of nystagmus direction. Analysis of the records that were detected to have nystagmus response in both Dix- Hallpike and head-roll tests revealed that, diagnosis was posterior canal BPPV in 8.8% and lateral canal BPPV in 59.4% (47.7% geotropic [canalolithiasis] and 52.3% apogeotropic [cupulolithiasis] variants). More than one canal was involved in 4.1%, 1 rehabilitation maneuver was performed in 53.3%, and recurrence was observed in 7.4% of those patients. In both geotropic and apogeotropic variants of lateral canal BPPV, nystagmus can be observed during Dix-Hallpike test in addition to head-roll test. In patients with posterior canal BPPV nystagmus can also be detected in headroll test. In order to reach to a correct diagnosis and apply appropriate treatment in BPPV, Dix-Hallpike test and head-roll test should be completely performed and results of those tests must be interpreted concomitantly.