Sağlık Bilimleri Enstitüsü / Health Science Institute
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11727/1393
Browse
2 results
Search Results
Item Otozomal dominant polikistik böbrek hastalarının besin tüketimleri ile böbrek kist volümleri arasındaki ilişkinin incelenmesi(Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2015) Sevim, Yonca; Kızıltan, GülOtozomal dominant polikistik böbrek hastalığı (ODPKBH) insanlarda en sık görülen kalıtsal hastalıklardan biridir. Bilateral böbrek kistleri ile karakterize sistemik bir hastalıktır ve son dönem böbrek yetmezliği (SDBY) vakalarının yaklaşık %10’undan sorumludur. ODPKBH’da morbidite ve mortalitenin en önemli nedeni kardiyovasküler olaylardır ve en yaygın semptomu erken dönemde başlayan hipertansiyondur. Bu çalışma besin ögeleri alımı ile böbrek volümleri arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır. Nisan 2014 ve Temmuz 2014 tarihleri arasında İstanbul Fatih Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi nefroloji polikliniğine başvuran; aile hikayesi, klinik bulgular ve manyetik rezonans görüntüleme yöntemleri ile belirlenmiş böbrek volümü ile kesin tanısı konmuş, yaş ortalaması 48.6±11.3 yıl olan 22 erkek ve 38 kadın ODPKBH hastası üzerinde yürütülmüştür. Hastaların kişisel özellikleri, biyokimyasal ve idrar parametreleri, böbrek volümleri ve antropometrik ölçümleri değerlendirilmiştir. Hastaların enerji ve besin ögeleri alımları 3 günlük besin tüketim kayıdı ile belirlenmiştir. Hastaların ortalama eGFR 54.8±36.46ml/dk/1.73m2 olarak hesaplanmıştır ve ortalama böbrek volümü 1012±776.8ml bulunmuştur. Hastaların vücut ağırlıkları başına günlük aldıkları enerji 25.57±9.32kkal/kg ve protein 0.87±0.32g/kg olarak saptanmıştır. Hastaların diyet enerjisinin karbonhidrattan gelen yüzdesi ortalama %49±7, proteinden gelen %14±2 ve yağdan gelen %36±6 olarak bulunmuştur. Hastaların doymuş yağ alım yüzdesi %11.6±3.6 olarak bulunmuştur. Hastaların, özellikle kadın hastaların diyetle folatı günlük önerilen değerin (DRI) altında tükettikleri saptanmıştır. Hastaların ortalama kalsiyum (DRI erkelerde %70.3, kadınlarda %69.6) ve potasyum (DRI erkeklerde %65.1, kadınlarda %61.4) alımları DRI önerilerinin altında olduğu belirlenmiştir. Hastaların diyet sodyum alımları DRI değerlerinin üstünde bulunmuştur (erkeklerde %186.1, kadınlarda %176). Hastalar ortanca böbrek volümü değerine göre (743 ml) karşılaştırıldığında diyetle karbonhidrat, protein ve yağ alımlarında bir fark bulunmamıştır (karbonhidrat %49.3±7.7-%49.2±6.9, protein %14.5±2.8-%13.9±2.5 ve yağ %36.3±6.7-%36.8±6.5) (p>0.05). Hastaların böbrek volümleri arttıkça kalsiyum, magnezyum, potasyum, sodyum ve çinko alımın azaldığı, fosfor ve demirin alımın ise benzer olduğu saptanmış fakat istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p>0.05). Sonuç olarak, hastaların yağ, doymuş yağ ve sodyum alımları yüksek; folat, kalsiyum ve potasyum alımları ise yetersiz bulunmuştur. Tüm bu besin ögeleri, ODPKBH’da mortalite ve morbiditenin en önemli sebepleri olan kardiyovasküler hastalıklar ve hipertansiyonla ilişkilidirler. ODPKBH’da tıbbi beslenme tedavisi önerilerinin kısıtlılığı sebebi ile SDBY gelişimine doğru daha fazla böbrek hasarını önlemek ve hastalığın ilerleyişini yavaşlatmak için hastaların renal bir diyetisyen takibinde olması gerekmektedir. Autosomal dominant polycystic kidney disease (ADPKD) is one of the most common inherited diseases. ADPKD is a multi-systemic disease characterized by bilateral renal cysts and is responsible for about 10% of cases of end-stage renal disease (ESRD). Cardiovascular problems are a major cause of morbidity and mortality in patients with ADPKD and a common early symptom is hypertension. This study was conducted to determine the relationship between daily dietary nutrient intakes and kidney volume. The study was carried out on 22 male and 38 female patients, with a mean age of 48.6±11.3 years, who were diagnosed with ADPKD using evidence of family history, clinical symptoms and total kidney volume which was determinated by magnetic-resonanse imaging at Istanbul Fatih Public Hospital Union General Secretary Haseki Training and Research Hospital Nephrology clinic between May 2014 and July 2014. Patients’ data including personal characteristics, biochemical and urinary parameters, kidney volumes and anthropometric measurements were determined. In this study the nutrient intakes of patients were estimated by the 24-h dietary records obtained on 3 consecutive days. The mean eGFR was calculated to be 54.8±36.46 ml/dk/1.73m2 and the mean kidney volume was 1012±776.8ml. Patients total dietary energy intake was found to be 25.57±9.32kcal/kg/day and their total dietary protein intake was found to be 0.87±0.32g/kg/day. Patients’ percentage of energy from carbohydrates was determined as 49±7%, from protein was 14±2% and from total fat was 36±6%. Patients’ mean dietary saturated fat intake was found to be 11.6±3.6%. Patients’, especially women, mean dietary folat intake was much lower than the DRI (Daily Recommended Intake). Patients’ mean dietary calcium (DRI men 70.3%, women 69.6%) and potassium intakes (DRI men 65.1%, women 61.4%) were insufficient. Patients’ mean dietary sodium intake was higher than the DRI recommendation (men 186.1%, women 176%). It was found that when patients were divided in to two groups, by their median kidney volume (743 ml), there was no difference in their carbohydrates, protein and total fat intakes (carbohydrates 49.3±7.7%-49.2±6.9%, protein 14.5±2.8%- 13.9±2.5% and total fat 36.3±6.7%-36.8±6.5%) (p>0.05). Dietary calcium, magnesium, potassium, sodium and zinc intakes were lower; phosphorus and iron intakes were similar in patients with higher kidney volume than the patients with smaller kidney volume but these relationships weren’t statistically important (p>0.05). As a conclusion, patients’ total fat, saturated fat and sodium intakes were higher; dietary folat, calcium and potassium intakes were inadequate. All of these nutrients related with cardiovasculer diseases and hypertension which are the most common mortality and morbidity causes of ADPKD. Due to the lack of medical diet therapy recommendations on patients with ADPKD, patients should be followed by a specialist (renal) dietitian to protect malnutrition or hypertension and to prevent furter renal injury in order to slow polycystic kidney progression to ESRD.Item Yatarak tedavi gören yanık hastalarının beslenme durumları ile biyokimyasal bulgularının belirlenmesi(Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2013) Aslanalp, ÇilerBu çalışma yatarak tedavi gören yanık hastalarının beslenme durumları ile biyokimyasal bulgularının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışma, 01 Kasım 2012 ile 01 Mart 2013 tarihleri arasında Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yanık Tedavi Merkezi’nde yatarak tedavi gören 19-64 yaş arası 43’ü erkek 16’sı kadın olmak üzere toplamda 59 yetişkin yanık hastası ile gerçekleştirilmiştir. Hastaların yanık durumları bilgi formu ile sorgulanmıştır. Hastaların antropometrik ölçümleri, bazı biyokimyasal parametreleri ölçülmüş, NRS 2002 formu ve 7 günlük tüketim kaydı ile hastaların beslenme durumu belirlenmiştir. Hastaların akut fizyoloji ve kronik sağlık değerlendirmesi, APACHE II ile değerlendirilmiştir. Çalışmaya katılan hastaların yaş ortalaması 41±14.87 yıldır. Çalışmanın başlangıcında ve sonunda hastaların Beden Kütle İndeksi (BKİ) ortalaması sırasıyla 26.40±4.65 kg/m2 ve 26.21±4.86 kg/m2 olarak belirlenmiştir. Hastaların üst orta kol çevresi (ÜOKÇ) çalışmanın başında ortalama 30.82±3.89 cm iken, sonunda 30.67±3.56 cm olarak saptanmıştır. Hastaların triseps deri kıvrım kalınlığı (TDKK) ortalaması çalışmanın başında ve sonunda sırasıyla 12.38±6.34 mm ve 12.15±6.29 mm olarak bulunmuştur. Kadın hastaların Harris Benedict ile hesaplanan bazal metabolizma hız ortalaması 1416.93±109.32 kkal iken, erkek hastaların 1655.76±163.02 kkal olarak saptanmıştır. Kadın hastaların günlük ortalama total enerji gereksinmesi 2417.53±180.29 kkal, erkek hastaların 2909.21±380.37 kkal olarak belirlenmiştir. Kadın hastaların Curreri formülü ile hesaplanan ortalama total enerji gereksinmesi ise 1912.46±259.71 kkal iken, erkek hastaların 2428.50±833.39 kkal olarak saptanmıştır. Hastaların günlük besin tüketim durumları değerlendirildiğinde, kadınların %56.3’ünün erkeklerin de %55.8’sinin hastanede verilen diyetin tamamını tükettiği belirlenmiştir. Hastalara verilen diyetin enerji ortalaması 1861±88.20 kkal, enerjinin karbonhidrattan gelen oranı %45.1, proteinden gelen oranı %17.1, yağdan gelen oranı ise %37.3 olarak saptanmıştır. Hastaların çoğunun (sırasıyla %93.8, %65.1) sadece oral yolla beslendiği belirlenmiştir. Kadın hastaların hiçbiri immünonütrisyon ürün desteği almazken, erkek hastaların %30.2’sinin immünonütrisyon ürün desteği aldığı iv görülmüştür. Hastaların NRS 2002 değerlendirme sonuçlarına göre, nütrisyon durumundaki bozulmayı gösteren skor dağılımları açısından hem cinsiyetler arası hem de cinsiyetlerin çalışmanın başlangıcı ve sonundaki dağılımlarına göre aralarında fark bulunmamıştır. Hastalık şiddet skoru açısından hastalar değerlendirildiğinde ise, çalışmanın başlangıcı ile çalışma sonundaki dağılımlar arasındaki fark istatistiksel açıdan önemli bulunmuştur (p<0.05). Hem kadın ve hem de erkek hastaların çalışma başlangıcı ile çalışma sonu APACHE II skor ortalamaları açısından önemli bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Hastaların biyokimyasal bulguları değerlendirildiğinde, erkek hastaların çalışmanın başlangıcı ile sonu arasında serum açlık glukozu, hemoglobin, hematokrit ve AST (aspartat aminotransaminaz) düzeylerinde önemli azalma (p<0.05), plazma sodyum düzeyinde ise önemli artış (p<0.05) saptanmıştır. Sonuç olarak, yanık organizmada strese, travmaya, komplikasyonlara, metabolik disfonksiyonlara neden olan ağır bir tablodur. Bu durumda yanığın şiddetine, türüne ve derecesine göre hastaların aldıkları medikal tedavilerin yanı sıra bireye özgü uygulanan tıbbi beslenme tedavisi de hastalığın klinik yönetiminde büyük önem taşımaktadır.