Kronik diyaliz tedavisi yapılan çocuklarda serum leptin ve plazminojen aktivatör inhibitör-1 düzeyleri
Files
Date
2006
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi
Abstract
Kardiyovasküler komplikasyonlar erişkin kronik böbrek yetmezliği (KBY)
hastalarındaki mortalitenin büyük çoğunluğunun nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır.
Son yıllarda obezite ve kardiyovasküler mortalitenin bilinen ilişkisi, insülin rezistansı,
dislipidemi ve yüksek leptin düzeyleri gibi obezite ilişkili durumlar bazında
irdelenmiştir. Kronik böbrek yetmezliğinde de, artan plazma leptin düzeylerinin
kardiyovasküler hastalık riskini etkilemesi mümkündür. Kronik böbrek yetmezliği
hastalarında hemostatik ve fibrinolitik sistem bozuklukları sık görülmektedir.
Plazminojen aktivatör inhibitör-1 (PAİ-1), fibrinolitik sistemde anahtar role sahiptir.
Çeşitli hasta popülasyonlarında leptin ve PAİ-1 düzeylerinin ilişkileri gösterilmiştir. Bu
çalışmada, çocukluk çağında hemodiyaliz (HD) ve periton diyalizi (PD) hastalarında
serum leptin ve PAİ-1 düzeylerini karşılaştırmak, birbirleri ile ilişkilerini incelemek ve
kardiyovasküler hastalık riskine olası katkılarını araştırmak amaçlanmıştır.
Çalışmaya 36 HD(19 kız, 17 erkek), 19 PDhastası (10 kız, 9 erkek) ve 15 sağlıklı
çocuk(9 kız, 6 erkek) alındı. Hastaların yaşları, KBY’ne neden olan primer hastalığı,
diyaliz süresi, kullandıkları ilaçlar, eritropoetin dozu, boy ve vücut ağırlıkları
kaydedildi; haftalık eritropoetin dozları ve vücut kitle indeksleri (VKİ) hesaplandı.
Çalışmaya alınan tüm bireylerden, tam kan sayımı, biyokimyasal parametreler, serum
demiri, demir bağlama kapasitesi, ferritin, parathormon, eritrosit sedimentasyon hızı,
C-reaktif protein, PT, PTT, fibrinojen, serum leptin ve PAİ-1 düzeyleri çalışıldı. Sol
ventrikül hipertrofisi varlığı ekokardiyografik veya telekardiyografik inceleme ile
belirlendi.
Çalışmaya toplam 70 birey alındı. Ortalama yaş HD grubunda 15.0 ± 2.8, PD
grubunda 13.0 ± 3.5 ve kontrol grubunda 14.5 ± 2.7 yıl idi. Ortalama serum leptin
düzeyi HD grubunda 16.0 ± 32.4, PD grubunda 11.2 ± 29.1 ve kontrol grubunda 9.6
± 12.2 ng/mL olarak saptandı. Leptin düzeyleri, VKİ ve cinsiyetten bağımsız olarak
HD grubunda PD ve kontrol grubundan anlamlı olarak yüksek bulundu (r2 =0.565,
adjusted r 2 = 0.536, p<0.05). Ortalama serum PAİ-1 düzeyleri HD grubunda 1515.5
± 1190.2, PD grubunda 763.6 ± 915.7 ve kontrol grubunda 735.5 ± 808.6 ng/mL idi.
ii
Ortalama PAI-1 düzeyleri, HD grubunda PD ve kontrol grubundan anlamlı olarak
yüksek bulundu (p<0.05). Ortalama leptin ve PAİ-1 düzeyleri sol ventrikül hipertrofisi
olanlarda, olmayanlara göre yüksekti (p<0.05). PAİ-1, VKİ den bağımsız olarak leptin
düzeyleri ile korelasyon göstermekteydi (r2=0.353, adjusted r2=0.321, p<0.0001).
Leptin, serum total protein ve albumin düzeyi ile anlamlı pozitif korelasyon
göstermekteydi (sırasıyla, r=0.369 ve r=0.343, p<0.05). PAİ-1 düzeyleri ile haftalık
eritropoetin dozu ve eritropoetin/hematokrit düzeyi arasında anlamlı pozitif
korelasyon saptandı.(sırasıyla, r= 0.464 ve r=0.439,p<0.05).
Sonuç olarak, KBY li hasta grubunda serum leptin düzeyleri ile PAİ-1 düzeyleri
arasında VKİ ve cinsiyetten bağımsız olarak anlamlı bir ilişki olduğu görülmüş ve sol
ventrikül hipertrofisi ile leptin ve PAİ-1 düzeylerinin ilişkili olduğu saptanmıştır. Bu
veriler, KBY hastalarında görülen kardiyovasküler komplikasyonların gelişimine
artmış serum leptin düzeylerinin de etkili olabileceğini düşündürmektedir.
Description
Keywords
Kronik Böbrek Yetmezliği, Leptin, PAI-1, Kardiyovasküler Mortalite