Yaşlı bireylerde kırılganlıkla malnütrisyon, sarkopeni, duygu durumu, günlük yaşam aktivitesi ve beslenme durumunun ilişkisi
No Thumbnail Available
Files
Date
2021
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Abstract
Bu çalışma, yaşlı bireylerde kırılganlıkla malnütrisyon, sarkopeni, duygu durumu, günlük
yaşam aktivitesi ve beslenme durumunun ilişkisini belirlemek amacıyla yürütülmüştür.
Çalışma, Ağustos 2019 Mart 2020 tarihleri arasında, Karaman İl Merkezinde bulunan
huzurevlerinde yaşayan 65 yaş üstü 76 yaşlı (%65.8 erkek, %34.2 kadın) birey ile
yapılmıştır. Bireylerin demografik özellikleri, genel sağlık durumları, beslenme
alışkanlıkları, duygu durumları sorgulanmış, antropometrik ölçümleri araştırmacı tarafından
alınmış ve anket formuna kaydedilmiştir. Yaşlıların beslenme durumunu saptamak için Mini
Nütrisyonel Değerlendirme (MNA) anketi, yaşlı bireylerde kırılganlığı ölçmek için
Edmonton Kırılganlık Ölçeği, yaşlıların sarkopeni durumlarını değerlendirmek için
Sarkopeni Hızlı Tarama Testi ‘‘SARC-F’’, yaşlıların işlev bozukluklarını belirlemeye
yönelik Yaşlılar için Katz Günlük Yaşam Aktivite Ölçeği, yaşlıların günlük enerji ve besin
ögesi alımlarını belirlemek için 7 günlük 24 saatlik Besin Tüketim Kaydı kullanılmıştır.
Edmonton skoru değerlendirildiğinde tüm yaşlıların; %28.9’unun kırılgan olmadığı,
%18.4’ünün görünürde savunmasız, %14.5’inin hafif kırılgan, %15.8’inin orta kırılgan,
%22.4’ünün şiddetli kırılgan olduğu bulunmuştur. Kadınların Edmonton Kırılganlık Ölçek
puan ortalaması erkeklerden istatiksel olarak önemli ölçüde yüksek bulunmuştur (p<0.05).
Kırılganlık durum dağılımına göre sigara kullanım durumu, tanısı konulmuş hastalık varlığı,
günde 3 adetten fazla ilaç kullanımı, iştah durumu, fiziksel fonksiyon durumu, duygu
durumu (kendisini sıklıkla üzgün veya depresif hissetmek), bel çevresi risk durumu
açısından istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (p<0.05). Şiddetli kırılgan olan bireylerin
%35.3’ü malnütrisyonlu iken, %47.1’i risk altında ve %17.6’sı normal nutrisyonel durumda
tespit edilmiştir. Bireylerin kırılganlık durumu ile malnütrisyon durumu arasında negatif
yönlü önemli bir ilişki saptanmıştır (r=-0.496; p<0.05). Şiddetli kırılgan bireylerin
%88.2’sinde sarkopeni saptanmıştır. Çalışmadaki bireylerin kırılganlık durumu ile sarkopeni
arasında pozitif yönlü ilişki bulunmuştur (r=0.773; p<0.05). Kırılgan olmayan ve görünürde
savunmasız bireylerin hiçbirisi şiddetli bağımlı değilken, şiddetli kırılgan bireylerin
%64.7’si şiddetli bağımlı olarak belirlenmiştir. Bireylerin kırılganlık durumları ile yaşam
aktiviteleri arasında da ters yönlü önemli bir fark bulunmuştur (r=-0.709; p<0.005).
Çalışmadaki şiddetli kırılgan bireylerin %70.6’sının günlük diyetle enerji alımlarının,
%94.1’inin diyetle karbonhidrat alımlarının yetersiz olduğu saptanmış ancak kırılganlık
durumuna göre istatistiksel olarak önemli fark saptanmamıştır (p>0.05). Çalışmadaki tüm
yaşlı bireylerin protein alımlarının yeterli olduğu, yağ alımlarının ise fazla olduğu
belirlenmiştir. Çalışmaya katılan bireylerin tamamının; posa, D vitamini, B1 vitamini, B6
vitamini, kalsiyum alımlarının önerilerin altında olduğu, enerjinin yağdan gelen yüzdesinin
ise önerilerin üzerinde olduğu bulunmuştur. Bireylerin kırılganlık durumu dağılımına göre
diyetle C vitamini alım yeterliliği açısından istatistiksel olarak önemli bir fark saptanmıştır
(p<0.05). Sonuç olarak, huzurevinde kalan yaşlı bireyler kırılganlık sendromu,
malnütrisyon, sarkopeni ve düşük yaşam aktivite düzeyi için risk altında bulunmaktadır.
Tüm bu faktörler açısından yaşlıların değerlendirilmesi ve günlük beslenme planları ile
desteklerinin bu sonuçlara göre yapılması sağlıklı yaşam için büyük önem taşımaktadır.
This study has been conducted to determine the relationship between fragility and
malnutrition, sarcopenia, mood, daily life activity, and nutritional status in elderly
individuals. The study was conducted between August 2019 and March 2020 with 76 elderly
(65.8% male, 34.2% female) individuals over the age of 65 living in nursing homes in
Karaman Provincial Center. Demographic characteristics, general health conditions, eating
habits, and emotional states of individuals were examined. Anthropometric measurements
were taken by the researcher and recorded in the questionnaire form. In terms of the
methodology, Mini Nutritional Assessment (MNA) questionnaire was administered to
determine the nutritional status of the elderly, the Edmonton Frailty Scale was used to
measure frailty in the elderly, Sarcopenia Rapid Screening Test "SARC-F" was employed to
evaluate the sarcopenia status of the elderly, Katz Activities of Daily Living was used to
determine the dysfunctions of the elderly, and 7-days 24-hours Food Consumption Record
was applied to determine the daily energy and nutrient intakes of the elderly. When the
Edmonton score was evaluated, it was found that 28.9% were not fragile, 18.4% were
ostensibly vulnerable, 14.5% were slightly fragile, 15.8% were moderately fragile, 22.4%
were severely fragile. The Edmonton Frailty Scale mean score of woman was found to be
statistically significantly higher than that of men (p<0.05). According to the fragility status
distribution, smoking status, presence of diagnosed disease, use of more than 3 medications
per day, appetite status, physical function status, mood (feeling often sad or depressed), waist
circumference were found to be statistically significant in terms of risk status (p< 0.05).
While 35.3% of severely frail individuals were malnourished, 47.1% were at risk and 17.6%
were in normal nutritional status. A significant negative correlation was found between
frailty and malnutrition status of individuals (r=-0.496; p<0.05). Sarcopenia was found in
88.2% of severely frail individuals. A positive correlation was found between frailty and
sarcopenia of the individuals in the study (r=0.773; p<0.05). While none of the non-fragile
and ostensibly vulnerable individuals were severely dependent, 64.7% of severely
vulnerable individuals were found to be severely dependent. An inverse significant difference was found between the fragility of individuals and their life activities (r=-0.709;
p<0.005). It was determined that 70.6% of the severely frail individuals in the study had
insufficient daily energy intake and 94.1% of them had insufficient carbohydrate intakes,
but no statistically significant difference was found according to the fragility status (p>0.05).
It was determined that all individuals in the study had sufficient protein intakes and high-fat
intakes. Fiber, vitamin D, vitamin B1, vitamin B6, and calcium intakes of all the participants
were found to be below the recommendations, and their percentages of energy coming from
fat was above the recommendations. A statistically significant difference was found in terms
of vitamin C intake adequacy according to the fragility status distribution of individuals
(p<0.05). In conclusion, elderly individuals staying in nursing homes are at risk for frailty
syndrome, malnutrition, sarcopenia, and low life activity level. Considering all these factors,
the evaluation of the elderly and their daily nutrition plans as well as providing support based
on these results constitute a great significance for a healthy life.
Description
Keywords
Kırılgan yaşlı, sarkopeni, malnütrisyon, yaşlılarda beslenme durumu, duygu durumu