Covıd-19 pandemi sürecinde sosyal hizmet perspektifinden beliren yetişkiler; “çevrimiçi grup çalışması örneği”

Abstract

Beliren yetişkinlik dönemi ergenlik döneminin sonu ile yetişkinlik arasındaki geçiş dönemini ifade etmektedir. Bu dönemde bireyin bağımsızlaşma, kimlik oluşturma ve yetişkin sorumlulukları üstlenme gibi gelişimsel görevleri bulunmaktadır. Pandemi sürecinde gençlerin yaşamının bir anda farklılaşması ve yeni düzene alışma mecburiyeti, bireylerin bu dönemi daha zor atlatmasına sebep olmaktadır. Pandemi döneminde alınan önlemler doğrultusunda okul, aile, arkadaş ortamı gibi sosyal çevreden uzaklaşma, eğitim süreçlerinde oluşan yeni düzen, sağlık kaygısı, kendi çevrelerini riske atma korkusu, sosyalleşememe, boş vakitlerini tercih ettikleri biçimde değerlendirememe gibi durumlar gençlerin bulunduğu dönemin zorluklarıyla baş etmeleri konusunda sorunlara yol açmakta, kaygı düzeylerinde artış görülmektedir. Bu durumda genç bireylerin sosyal hizmet müdahalesine ihtiyaçları artmaktadır. Bu çalışma ile pandemi döneminde beliren yetişkinlerin yaşadığı sorunlara odaklanılmıştır. Bu kapsamda araştırmanın amacı, araştırma kapsamına giren beliren yetişkinlerin pandemi nedeniyle yaşadıkları depresyon, anksiyete ve streslerini azaltmak, psikolojik sağlamlıklarını yükseltmektir. Bu amacı gerçekleştirmek için beliren yetişkinlere grup odaklı sosyal hizmet müdahalesi gerçekleştirilmiştir. Grup çalışması haftada iki gün ve toplamda sekiz oturum süresince gerçekleştirilmiştir. Gerçekleştirilen grup çalışması öncesinde ve sonrasında “Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği” ile “Depresyon, Anksiyete, Stres Ölçeği” uygulanmış ve bireylerin aldıkları puanlar karşılaştırılarak depresyon, anksiyete, stres ve psikolojik sağlamlık düzeylerinde meydana gelen değişimler gözlemlenmiştir. Gerçekleştirilen çalışmada ön test ve son test puanlarına bakıldığında en olumlu değişim, depresyon ve anksiyete düzeylerinde görülmüştür. En az gelişim gösterenin ise stres düzeyi olduğu belirlenmiştir. Bu verilere bakıldığında stres düzeyinin azalsa dahi uygulanan son testlerde hala en yüksek puana sahip olan alan olmasının sebebi, bu strese büyük ölçüde neden olan pandemi sürecinin devam ediyor olması ve alınan önlemler kapsamında tam kapanma uygulamasına geçilmesi olduğu düşünülmektedir. Bu sonuçların yanında üyelerin grup çalışmasına ilişkin geri bildirimleri değerlendirildiğinde grup müdahalesinden fayda sağladıkları anlaşılmaktadır. Çevrimiçi grup çalışmalarının pandemi sürecinde gençlerin yaşadığı sorunların azaltılmasında etkili olacağı düşünülmektedir. Proposed by American psychologist Jeffrey Jensen Arnett (1998), the concept of emerging adulthood covers the period between adolescence and adulthood (ages 18-25). The individual has developmental duties in this period, such as independence, identity exploration, and undertaking adult responsibilities. The sudden change in the life of young people during the pandemic and the necessity of adapting into the new order cause hardships for individuals to get through this period. Distancing from the social environment such as school, family, circle of friends, new order emerged in educational process, health anxiety, fear of risking their own environment, being unable to socialize or to spend the free time, in line with the measures taken during the pandemic, cause problems for young people to cope with the difficulties emerged within this period, with their anxiety levels having increased. Consequently, there is an increasing need for social service intervention into young people. This study focuses on the problems experienced by emerging adults who study at university during the pandemic period, and it is aimed to solve these problems by providing psychosocial support to young people through group-oriented social service intervention. The group work took place two days a week for a total of eight sessions. The “Psychological Resilience Scale” and the “Depression, Anxiety, Stress Scale” were applied before and after the group work, and the changes in the levels of depression, anxiety, stress and psychological resilience were observed by comparing the scores of the individuals. Considering the pre-test and posttest scores in the conducted study, the most positive change was seen in the levels of depression and anxiety. It was observed that the stress level was the least improved. Considering these data, it is thought that the reason why the stress level is still the area with the highest score despite a decrease in in the last tests is the continuation of the pandemic period, which is the cause of this stress to a great extent, and the implementation of full closure within the scope of the measures taken. In addition to these results, having evaluated the feedback given by the members to the group, it is understood that they benefitted from the group intervention. It is considered that online group work will be effective in reducing the problems young people experience during the pandemic process.