Erişim Şekline Göre Kaynaklar

Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11727/11219

Browse

Search Results

Now showing 1 - 2 of 2
  • Thumbnail Image
    Item
    Menepoza girmiş kadınların beslenme durumları ile fiziksel aktivite ve beslenme bilgi düzeylerinin belirlenmesi
    (Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2013) Fakılı, Funda Esin; Saka, Mendane
    Menstruasyonun bitiĢi olarak kabul edilen menopoz; kadınların hormonal, fizyolojik ve psikolojik değiĢiklikler yaĢadığı bir dönemdir. Bu çalıĢma yaĢları 45- 80 yıl arasında olan 100 menopoz tanısı almıĢ kadın üzerinde yürütülmüĢtür. Bireylerin beslenme alıĢkanlıkları, beslenme bilgi düzeyleri, antropometrik ölçümleri, biyoelektriksel impedans analizi ile vücut bileĢimleri, besin tüketim durumları ve fiziksel aktivite düzeyleri saptanmıĢtır. Beslenme bilgi düzeyini belirlemek amacıyla bireylere 20 soru sorulmuĢtur. Beslenme bilgi puanı 16-20 arasında olanlar iyi, 10-15 arasında olanlar orta, 10‟un altında olanlar ise kötü olarak değerlendirilmiĢtir. Bireylerin menopoz öncesi ağırlık ortalamaları 62.5±9.00 kg, Ģu anki ağırlık ortalamaları 71.9±11.02 kg olarak belirlenmiĢ ve aradaki farklılık istatistiksel olarak önemli bulunmuĢtur (p<0.05). Beden Kütle Ġndeks (BKĠ) ortalaması 28.6±4.16 kg/m2, bel çevresi ortalaması 87.3±7.61 cm, kalça çevresi ortalaması 106.0±7.88 cm, bel/kalça oranı ise 0.8±0.49 cm olarak belirlenmiĢtir. Vücut yağ oranı ortalama %36.6±4.18, yağsız vücut kütlesi 44.5±6.47 kg, vücut su oranı %45.1±3.67 olarak saptanmıĢtır. Menopoz dönemi süresince bireylerin %63‟ünde en yaygın semptom sıcak basmasıdır. Menopoz süresi ile menopoza iliĢkin semptomlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir iliĢki belirlenememiĢtir. Bireylerin menopoz süresi ile antropometrik ölçümleri ve vücut analizi arasındaki iliĢki incelendiğinde sadece vücut su oranı ile menopoz süresi arasında önemli negatif bir iliĢki saptanmıĢtır (r=-0.210, p=0.036). Sigara ve alkol kullanma alıĢkanlıkları olan ve olmayan bireylerde menopoz yaĢ ortalamaları arasında istatistiksel yönden anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır (p>0.05). Fiziksel aktivite yapan ve yapmayan bireylerin menopoz yaĢ ortalamaları ile menopoz döneminde yaĢadığı semptomlar arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır (p>0.05). Fiziksel aktivite yapan ve yapmayan bireylerin BKĠ grupları arasındaki fark istatistiksel açıdan önemli bulunmuĢtur (p<0.05). ÇalıĢmaya katılan bireylerin %44‟nün düzenli öğün tüketmediği ve sıklıkla öğle öğününü atladıkları (%37) saptanmıĢtır. Bireylerin beslenme bilgi puanlarının ortalaması 17.4±1.93‟dür ve %86‟sının beslenme bilgi puanı 16-20 arasında, %14‟ünün ise 10-15 arasında olduğu belirlenmiĢtir. Beslenme bilgi puanı 10‟un altında olan birey bulunmamaktadır. Beslenme bilgi iv düzeyi 16-20 arasında olanların BKĠ ortalaması 28.34±3.70, bilgi düzeyi 10-15 arasında olanların ise 30.28±6.24 olarak saptanmıĢ ve iki ortalama arasındaki fark istatistiksel olarak önemli bulunmuĢtur (p=0.000). Beslenme bilgi düzeyi arttıkça ara öğün tüketimi artmıĢtır (p=0.002), beslenme bilgi düzeyi arttıkça bel çevresi (p=0.006), BKĠ (p=0.002), kalça çevresi (p=0.034), yağsız vücut kütlesi (p=0.002) ve vücut yağı (p=0.036) azalmıĢtır. Sonuç olarak, menopozlu kadınlarda beslenme bilgi düzeyi arttıkça antropometrik ölçümler ve vücut bileĢiminde azalma belirlenmiĢtir.
  • Thumbnail Image
    Item
    Yatarak tedavi gören yanık hastalarının beslenme durumları ile biyokimyasal bulgularının belirlenmesi
    (Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2013) Aslanalp, Çiler
    Bu çalışma yatarak tedavi gören yanık hastalarının beslenme durumları ile biyokimyasal bulgularının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışma, 01 Kasım 2012 ile 01 Mart 2013 tarihleri arasında Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yanık Tedavi Merkezi’nde yatarak tedavi gören 19-64 yaş arası 43’ü erkek 16’sı kadın olmak üzere toplamda 59 yetişkin yanık hastası ile gerçekleştirilmiştir. Hastaların yanık durumları bilgi formu ile sorgulanmıştır. Hastaların antropometrik ölçümleri, bazı biyokimyasal parametreleri ölçülmüş, NRS 2002 formu ve 7 günlük tüketim kaydı ile hastaların beslenme durumu belirlenmiştir. Hastaların akut fizyoloji ve kronik sağlık değerlendirmesi, APACHE II ile değerlendirilmiştir. Çalışmaya katılan hastaların yaş ortalaması 41±14.87 yıldır. Çalışmanın başlangıcında ve sonunda hastaların Beden Kütle İndeksi (BKİ) ortalaması sırasıyla 26.40±4.65 kg/m2 ve 26.21±4.86 kg/m2 olarak belirlenmiştir. Hastaların üst orta kol çevresi (ÜOKÇ) çalışmanın başında ortalama 30.82±3.89 cm iken, sonunda 30.67±3.56 cm olarak saptanmıştır. Hastaların triseps deri kıvrım kalınlığı (TDKK) ortalaması çalışmanın başında ve sonunda sırasıyla 12.38±6.34 mm ve 12.15±6.29 mm olarak bulunmuştur. Kadın hastaların Harris Benedict ile hesaplanan bazal metabolizma hız ortalaması 1416.93±109.32 kkal iken, erkek hastaların 1655.76±163.02 kkal olarak saptanmıştır. Kadın hastaların günlük ortalama total enerji gereksinmesi 2417.53±180.29 kkal, erkek hastaların 2909.21±380.37 kkal olarak belirlenmiştir. Kadın hastaların Curreri formülü ile hesaplanan ortalama total enerji gereksinmesi ise 1912.46±259.71 kkal iken, erkek hastaların 2428.50±833.39 kkal olarak saptanmıştır. Hastaların günlük besin tüketim durumları değerlendirildiğinde, kadınların %56.3’ünün erkeklerin de %55.8’sinin hastanede verilen diyetin tamamını tükettiği belirlenmiştir. Hastalara verilen diyetin enerji ortalaması 1861±88.20 kkal, enerjinin karbonhidrattan gelen oranı %45.1, proteinden gelen oranı %17.1, yağdan gelen oranı ise %37.3 olarak saptanmıştır. Hastaların çoğunun (sırasıyla %93.8, %65.1) sadece oral yolla beslendiği belirlenmiştir. Kadın hastaların hiçbiri immünonütrisyon ürün desteği almazken, erkek hastaların %30.2’sinin immünonütrisyon ürün desteği aldığı iv görülmüştür. Hastaların NRS 2002 değerlendirme sonuçlarına göre, nütrisyon durumundaki bozulmayı gösteren skor dağılımları açısından hem cinsiyetler arası hem de cinsiyetlerin çalışmanın başlangıcı ve sonundaki dağılımlarına göre aralarında fark bulunmamıştır. Hastalık şiddet skoru açısından hastalar değerlendirildiğinde ise, çalışmanın başlangıcı ile çalışma sonundaki dağılımlar arasındaki fark istatistiksel açıdan önemli bulunmuştur (p<0.05). Hem kadın ve hem de erkek hastaların çalışma başlangıcı ile çalışma sonu APACHE II skor ortalamaları açısından önemli bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Hastaların biyokimyasal bulguları değerlendirildiğinde, erkek hastaların çalışmanın başlangıcı ile sonu arasında serum açlık glukozu, hemoglobin, hematokrit ve AST (aspartat aminotransaminaz) düzeylerinde önemli azalma (p<0.05), plazma sodyum düzeyinde ise önemli artış (p<0.05) saptanmıştır. Sonuç olarak, yanık organizmada strese, travmaya, komplikasyonlara, metabolik disfonksiyonlara neden olan ağır bir tablodur. Bu durumda yanığın şiddetine, türüne ve derecesine göre hastaların aldıkları medikal tedavilerin yanı sıra bireye özgü uygulanan tıbbi beslenme tedavisi de hastalığın klinik yönetiminde büyük önem taşımaktadır.