Başkent Üniversitesi Yayınları
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11727/13092
Browse
21 results
Search Results
Item Türk Kadın Hentbol Oyuncularının Besin Tüketimleri ve Antropometrik Ölçümlerinin Değerlendirilmesi(Başkent Üniversitesi, 2024-12-30) Tamer,Özlen; Göktas,Polat; Kızıltan,GülAmaç: Bu çalışmada, kadın hentbol oyuncularının genel sağlık ve spor performansının korunması ve geliştirilmesine yönelik besin tüketimi ile antropometrik ölçümlerin yeterliliği değerlendirilmiştir. Gereç ve Yöntem: Çalışma, Nisan-Mayıs 2024 tarihleri arasında Süper Lig’de oynayan Yenimahalle Belediyesi Spor Kulübü’ne bağlı 16 yetişkin kadın hentbol oyuncusu üzerinde gerçekleştirilmiştir. Katılımcıların antropometrik ölçümleri ve beslenme alışkanlıkları değerlendirilmiştir. Veriler, SPSS for Windows 24 istatistik paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması 21,75 ± 2,72 yıl olarak belirlenmiştir. Oyuncuların %81,3’ü normal beden kütle indeksi (BKİ) aralığında olup, %68,8’i normal bel çevresi aralığındadır. Günlük enerji alımı 2304,06 ± 470,20 kkal ile fazla, karbonhidrat miktarı 228,90 ± 54,88 g ile fazla, karbonhidrat oranı %39,56 ± 7,94 ile yetersiz, toplam posa miktarı 20,47 ± 10,58 g ile yetersiz, protein miktarı 102,85 ± 39,83 g ile fazla, protein oranı %17,88 ± 6,76 ile yeterli bulunmuştur. Yağ oranı %42,44 ± 5,86 ile fazla, doymuş yağ oranı %1,75 ± 0,49 ile yeterli, linoleik asit miktarı 22,16 ± 12,58 g ile fazla, linolenik asit miktarı 2,47 ± 1,79 g ile fazla olarak değerlendirilmiştir. Sporcuya özgü enerji alım durumu incelendiğinde, 13 kişi (%81,25) yetersiz, 3 kişi (%18,75) fazla enerji almaktadır. Çalışmadaki oyuncuların ağırlık, boy ve BKİ değerleri, Krawczyk ve Sienkiewicz-Dianzenza (2023) tarafından yapılan çalışma ile karşılaştırıldığında, Afrika kıtasındaki kadın hentbol oyuncularının ortalama ağırlık (Z =-2.59, p = 0.0097) ve BKİ (Z = -2.45, p = 0.0144) açısından anlamlı farklar bulunmuştur. Avrupa kıtasındaki sporcularla ise boy uzunluğu (Z =-2.58, p = 0.0098) açısından anlamlı farklar tespit edilmiştir. Sonuç: Bu araştırma, kadın hentbol oyuncularının beslenme programlarının geliştirilmesi ve uygulanabilirliği açısından önemli katkılar sağlamaktadır. Beslenme alışkanlıkları ve antropometrik ölçümler, sporcuların performanslarını ve genel sağlıklarını optimize etmek için gerekli bilgileri sunmaktadır.Item Oral Yolla Tüketilebilen Apiterapi Ürünlerine Genel Bakış(Başkent Üniversitesi, 2024-08-29) Arslan,Şule; Kızıltan,GülGeleneksel ve tamamlayıcı tıp yaklaşımlarından olan apiterapi tüm dünyada olmakla birlikte ülkemizde de hızla popüler hale gelmiştir. Apiterapi arı ve terapi kelimelerinin birleşimi ile oluşmuştur. Konu ile ilişkili Sağlık Bakanlığı’nın bir yönetmeliği mevcuttur. Apiterapi yaklaşımında, arı ürünleri oral olarak tüketilebilir ya da topikal, intramüsküler veya intravenöz olarak uygulanabilir. Arı ürünleri besin ögesi olan ve olmayan biyolojik bileşiklerce çok zengindir. Bu sebeple hemen hepsinin güçlü antioksidan ve antiinflamatuar özellikleri göze çarpmaktadır. Bu derlemede oral yolla tüketilen apiterapi ürünlerinin özelliklerinden bahsedilmiştir.Item Adölesanlarda Dijital Bağımlılık ve Obezitenin İlişkilendirilmesi(Başkent Üniversitesi, 2023-12-30) Pırıl Çokkeser,Şükran; Kızıltan,GülAdölesan dönem, Dünya Sağlık Ö rgütü’ne göre ergenlik ve genç yetiş kinlik dönemi, 10 ile 24 yaş arasında olan bireyleri kapsayan dönemdir. Bu dönemde yeterli uyku, büyümeyi ve geliş meyi sağlayan önemli bir unsurdur. Ayrıca yeterli uyku, fiziksel ve ruhsal sağlığın korunmasında ve yaş am kalitesinin sürdürülmesinde önemli bir yapı taş ıdır. Dijital bağımlılık, birç ok araş tırmacı tarafından adölesanlara yönelik olarak ş u ş ekilde ifade edilmektedir: dijital bağımlılık 24 saatlik biyolojik yaşam yerine, bir anlamda zaman kavramını yok eden sanal hayatı yaş atmaktadır. Bu nedenle adölesanlar artık geceleri sosyal medyada paylaş ımda bulunabilmekte, tuvalette dahi Short Message Service (SMS) gönderebilmekte ya da yüz yüze sohbet sırasında göz ucuyla da olsa telefonunu kontrol etmektedir. Dijital bağımlılık; dinamik bir hayat sürdürülmesinin yerine, sürekli bir ekrana bağımlı olmayı gerektirmesinden dolayı statik bir hayat sürdürülmesine yol aç maktadır. Bu durum hareketsiz bir hayat sürdürülmesine sebep olarak birç ok rahatsızlığı da beraberinde getirmektedir. Hareketsiz hayat yani azalmış fiziksel aktivite özellikle adölesan dönemde obezite gelişimi için önemli bir risk oluşt urmaktadır. Obezite; besinler ile alınan enerjinin, harcanan enerjiden fazla olması sonucunda fiziksel, psikolojik, sosyal ve ekonomik sorunlara neden olabilen kronik bir durumdur. Obezite, son 30 yılda teknolojik geliş melerle birlikte küresel bir sağlık sorunu olmuş ve birç ok ülkede özellikle ç ocukluk dönemi ve adölesan dönemden baş layarak tüm yaş dönemlerinde hızla artmaya baş lamış tır. Adölesan dönem, büyüme ve geliş menin ç ok hızlı olduğu bir dönemdir. Bu dönemde adölesanların sabah kahvaltısı yerine kafeteryalardan aperatif besinleri tüketmeleri, fiziksel aktivitelere yeterli zaman ayırmaması, uzun süre oturularak yapılan aktivitelerin tercih edilmesi (televizyon seyretme, video oyunları vb) obezitenin geliş imini kaç ınılmaz hale getirmektedir.Item Diyabet Kliniğine Başvuran Bireylerde Anormal Yeme Davranışlarının ve Depresyon Durumunun Değerlendirilmesi(Başkent Üniversitesi, 2023-08-30) Yıldız,Anıl; Kızıltan,GülAmaç: Bu çalışmada, Tip 2 diyabetli ve prediyabetli bireylerde, anormal yeme davranışları ile bireylerin depresyon durumlarını değerlendirmek amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Kesitsel tipte planlanan bu araştırmaya, Ağustos 2021-Şubat 2022 tarihleri arasında Bitlis ilinde bir devlet hastanesinin diyabet kliniğine doktor tarafından yönlendirilen ve çalışmaya gönüllü katılmayı kabul eden diyabet ve prediyabet tanısı almış 100 birey katılmıştır. Bireylerin demografik özellikleri ve beslenme alışkanlıklarına ilişkin sorular içeren araştırmacılar tarafından geliştirilen anket formu uygulanmıştır. Bireylerin anormal yeme davranışları, Gece Yeme Anketi, Duygusal Yeme Ölçeği ve Aşırı Besin İsteği Ölçeği (ABİS) ile değerlendirilmiştir. Bireylerin depresyon durumları da Beck Depresyon Ölçeği ile değerlendirilmiş olup çalışmaya başlamadan önce gerekli tüm izinler alınmıştır. Bulgular: Belirtilen tarihler arasında, çalışmaya dâhil edilme kriterlerini karşılayan bireylerin %50’si Tip 2 diyabetli, %50’si prediyabetlidir. Tip 2 diyabetli bireylerin yaş ortalaması 51,9±10,21 yıl iken, prediyabetli bireylerin yaş ortalaması 51,5±10,79 yıl olarak saptanmıştır. Bireylerin %60’ı kadın, %40’ı erkektir. Tip 2 diyabetli ve prediyabetli bireylerin gece yeme, duygusal yeme ve ABİS ölçek puanları arasında istatistiksel olarak önemli bir fark saptanmamıştır (p>0,05). Orta ve üstü depresyon düzeyine sahip bireylerin ve hafif düzeyde depresyona sahip bireylerin duygusal yeme puanları sırasıyla; 8,8±4,91 ve 7,5±4,89 bulunmuştur (p<0,05). Depresyon durumunun bütün sınıflandırmalarında gece yeme puanı açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmıştır (p<0,05). Sonuç: Araştırma sonucunda Tip 2 diyabetli bireylerde anormal yeme davranışlarının, tıbbi beslenme tedavisi danışmanlığında diyetisyen aracılığıyla sorgulanması gerektiği, depresyonun duygusal yeme ve gece yeme davranışları için bir risk faktörü olabileceği düşünülmektedir.Item Hemodiyaliz Hastalarında Kırılganlık ile Malnütrisyon İlişkisinin Değerlendirilmesi(Başkent Üniversitesi, 2023-08-30) Bilgiç ,Bengü Dilşad; Kızıltan,GülAmaç: Bu çalışma hemodiyaliz hastalarında kırılganlık ve malnütrisyon durumunu belirleyerek bu faktörler arasındaki ilişkiyi değerlendirmek amacıyla yürütülmüştür. Gereç ve Yöntem: Çalışma Nisan 2021-Haziran 2021 tarihleri arasında T.C. Sağlık Bakanlığı Çorum İl Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı hemodiyaliz merkezlerinde 20 yaş üzeri, daha önce böbrek transplantasyonu geçirmemiş, çalışmaya katılmaya gönüllü olan 61 kadın, 78 erkek toplam 139 hemodiyaliz hastası üzerinde yürütülmüştür. Hastalara sosyo-demografik özelliklerini, aile ve bakım durumları ile ilgili soruları içeren anket formu yüz yüze görüşme tekniği ile uygulanmıştır. Kırılganlık durumları Edmonton Kırılganlık Ölçeği (EKÖ), malnütrisyon durumları Yedi Puanlı Subjektif Global Değerlendirme (SGD-7P) ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Hastaların %56’sı erkek, yaş ortalaması 61,5 ± 12,92 yıldır (kadınların 62,5 ± 11,43 yıl, erkeklerin 60,8 ± 14,00 yıl). Edmonton Kırılganlık Ölçeği (EKÖ) skor ortalaması kadınlarda 7,28 ± 3,17, erkeklerde 5,45 ± 3,42’dir. Kadınların Edmonton Ölçek skoru ortalaması erkeklere göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha yüksek bulunmuştur (p<0,05). Ölçek sınıflamasına göre hastaların %32,4’ü kırılgan değil, %19,4’ü görünürde savunmasız ve %48,2’si kırılgan olarak belirlenmiştir. Yedi Puanlı Subjektif Global Değerlendirme (SGD-7P) sınıflamasına göre hastaların %45,3’ü iyi beslenmiş (7-6 puan), %48,2’si hafif-orta malnütrisyonlu (5-3 puan), %6,5’i ağır malnütrisyonludur (2-1 puan). EKÖ ile SGD-7P ölçeğinin karşılaştırma sonuçlarına göre şiddetli kırılgan hastaların %57,1’i hafif-orta malnütrisyonlu, %42,9’u ağır malnütrisyonlu olarak belirlenmiştir. Hastalarda, kırılganlık düzeyi arttıkça yetersiz beslenen hastaların sıklığının da istatistiksel olarak arttığı görülmüştür (p<0,05). Sonuç: Hemodiyaliz hastalarında kırılganlık ve malnütrisyon görülme oranları yüksektir. Bu iki faktör arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur.Item Kemik Metabolizması ve Aspir Yağı(Başkent Üniversitesi, 2023-04-30) Arslan,Şule; Kızıltan,GülKemik metabolizması hormonların, lokal sitokinlerin, inflamatuar markerlerin rol aldığı karmaşık bir mekanizmaya sahiptir. Aspir yağı ise son zamanlarda daha fazla tercih edilmeye başlanan ve sağlık üzerinde çeşitli etkileri olan bir yağdır. Bu çalışmada aspir yağı ve kemik metabolizması arasındaki ilişki hormonal olarak, lokal sitokinler ve inflamasyon üzerinden son olarak insülin benzeri büyüme faktörleri üzerinden tartışılmıştır.Item Palyatif Bakım Alan Onkoloji Hastalarının Beslenme Durumlarının Değerlendirilmesi(Başkent Üniversitesi, 2023-04-30) Yalçıntaş,Emine Büşra; Kızıltan,GülPalyatif bakım; kanser gibi yaşam koşullarını zorlaştıran hastalığa sahip bireylerin yaşam kalitesini iyileştirmek ve yaşam süresini uzatıcı yöntemlere entegre edilmesi gereken bir tedavi yöntemidir. Palyatif bakımda ölüm doğal bir süreçtir ve ölüm hızlandırılmaya veya geciktirilmeye çalışılmaz. Kanser hastaları tedavi süreleri boyunca çok sayıda semptom yaşamaktadırlar. Bu nedenle kanser hastalarına tanı anından itibaren yaşamlarının iyileştirilmesi için yapılan tedavilerle birlikte palyatif bakım desteği verilmelidir. Kanserli hastada semptom kontrolünün yapılabilmesi hastanın yaşam kalitesinde artışı sağlayabilir. Kanser hastalarında sıklıkla malnütrisyon görülür. Palyatif bakımdaki kanser hastaları için beslenme desteğinin erken sağlanması hastaların yaşam kalitelerini iyileştirmeye katkıda bulunabilmektedir. Kanser tedavisinin türüne (küratif veya palyatif), hastaların klinik koşullarına, beslenme durumlarına bağlı olarak, hastaya özel dengeli bir beslenme protokolü uygulanmalıdır. Uygulanan bu beslenme desteğinin tedavi yanıtını artırmak, komplikasyon oranını azaltmak, enerji harcaması ve besin alımı arasındaki dengeyi sağlayarak morbiditeyi azaltmak gibi bir önemli bir rolü vardır.Item Üniversite Öğrencilerinde Vejetaryen Tip Beslenme ve Beden Benlik Algısı İlişkisi(Başkent Üniversitesi, 2022-12-30) Kargar Mohammadinazhad,Aylar; Kızıltan,GülAmaç: Son zamanların popüler beslenme tarzlarından biri olarak karşımıza çıkan vejetaryen tip beslenmede, et ve hayvansal içerikli ürünler diyetlerden çıkarılmaktadırlar. Aynı zamanda vejetaryen tip beslenme içeriği ağırlık kaybına veya ağırlık kontrolüne sebep olabilir. Öte yandan, sıklığı ve yaygınlığı özellikle genç bireyler arasında artmakta olan yeme bozuklukları, ciddi psikiyatrik bozukluk olarak, anormal yeme veya ağırlık kontrolü olarak karakterize edilir. Bu çalışmada da üniversite öğrencilerinde vejetaryen tip beslenmenin beden benlik algısı üzerindeki etkisini araştırmak amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırmaya 501 üniversite öğrencisi katılmıştır. Araştırmaya dahil edilen öğrencilerin verilerini toplamak amacıyla online anket formu uygulanmıştır. Vejetaryen tip beslenme et ve/veya hayvansal ürünleri içermeyen diyet çeşiti olarak tanımlanır. Çok Yönlü Beden-Benlik İlişkileri Ölçeği (ÇYBBİÖ), beden imgesi yapısının benlik-tutumsal yönlerini değerlendirmek amacıyla yer almıştır. Anket sonucu elde edilen tüm veriler SPSS (24.0 istatistik paket versiyonu) programıyla değerlendirilmiştir. Bulgular: Araştırmaya dahil olan öğrencilerin toplam % 14,2’sinin (%21,6’sı erkek ve %13,3’ü ise kız öğrenci) vejetaryen tip beslendiği saptanmıştır. ÇYBBİÖ madde puan ortalaması erkeklerde 3,34±0,50 ve kızlarda 3,42±0,40 olarak bulunmuş ve cinsiyetler arası fark önemli bulunmuştur (p<0,05). ÇYBBİÖ madde puan ortalaması ise omnivor ve vejetaryen bireylerde sırayla 3,42±0,40 ve 3,36±0,49 olarak saptanmış ve aradaki fark önemli bulunmuştur (p<0,05). Sonuç: Sonuç olarak bu çalışmada genç yetişkinlerde beslenme tipinin beden benlik algısını etkilediği ve özellikle vejetaryen tip beslenen bireylerde beden benlik algısı omnivorlara göre daha olumlu olmasına neden olduğu söylenebilir.Item Gıda Sanayinde Kullanılan Yağlar ve Genel Sağlık Üzerine Etkileri(Başkent Üniversitesi, 2022-08-30) Arslan,Şule; Kızıltan,GülGıda sanayinde birçok yağ kullanılmaktadır. Sanayinin gelişmesiyle yağ üretimi için kullanılan bitki ve tohumların üretiminde farklı teknolojiler kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca teknolojinin gelişmesi bu bitki ve tohumlardan ham yağın üretimi aşamasında farklı tekniklerin kullanılmasına olanak vermiştir ve verim artmaktadır. Farklı bitkilerden üretilen yağlar fiziksel ve kimyasal özellikleri sebebiyle farklı amaçlar doğrultusunda kullanılmaktadır. Kullanılan bu yağların diyetle tüketiminin sağlık üzerine farklı etkileri bulunmaktadır. Bu çalışmada “Türk Gıda Kodeksi Bitki Adı İle Anılan Yağlar Tebliğ’nde” adı geçen ve gıda sanayinde genellikle kullanılan yağların bileşimleri, kullanım alanları ve sağlık üzerine etkileri tartışılmıştır.Item Vejetaryen Tip Beslenme ve Sağlık Üzerindeki Etkileri(Başkent Üniversitesi, 2022-04-30) Kargar Mohammadinazhad,Aylar; Kızıltan,GülVejetaryen tip beslenmenin sağlık üzerindeki etkisi son zamanlarda birçok kişinin dikkatini çekmektedir. Bununla beraber, son yıllarda vejetaryen mutfağı ve bu yönde eğilim gösteren diyet uygulamaları daha fazla tercih edilir hale geldi, bazı sebepleri ise sağlık ve benzeri konular gösterilebilir. Vejetaryen tip beslenmenin sağlık üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri vardır. Vejetaryen tip beslenmeyi tercih eden bireylerde en sık karşılaştığımız besin eksiklikleriden biri B12 vitamini eksikliğidir ve bu durum veganlarda daha sık görülür. Hem demirin alımı vejetaryenlerde az olsa da, diğer taraftan hem olmayan demir ve C vitamin alımının yüksek olması vejetaryenlerde anemi riskini artmaz. Çinko, diyet yağ asitleri ve D vitamini vejetaryen bireylerde alımı ve serum düzeylerine dikkat edilmesi gereken diğer mikrobesinlerdir. Bunlara rağmen, vejetaryen tip beslenmenin sağlık üzerinde olumlu etkileride gösterilmiştir. Vejetaryen tip bselenme yüksek miktarda posa ve oldukça az rafine şeker, işlenmiş besinler ve yağ asiteler içerdiği için, toplam, LDL ve HDL kolesterol değerlerinin azalmasında, yüksek tansiyonun düşmesinde, ağırlık kaybında ve glisemik kontrol ve denetiminde olumlu etkisi olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, vejetaryen tip beslenme ve mikrobiyota arasındaki ilişki son yıllarda dikkatleri üzerine çekmiştir. Diyet çeşit ve içerikleri hem bağırsak mikrobiyatası hem üretilen moleküllerin üzerinde etkilidir. Bu diyetler yüksek posa içerme sayesinde, gastrointestinal hormonlar özellikle inkretinler, postprandial insülin ve Tip 2 diyabet üzerinde önemli etkilere sahiptir. Vejetaryen diyetlerde enerji veya porsiyon kısıtlaması olmasa da, bu diyetlerin kardiyovasküler başta olmak üzere birçok kronik hastalık için risk faktörü olan obezite veya şişmanlık ve vücut yağlarının azalmasında rolü olduğu gösterilmiştir. Sonuç olarak vejetaryen tip beslenmenin diyet içeriğinden kaynaklanan besin eksiklikleri bireyelerde kaçınılmazdır ve biyerlerde sağlık komplikasiyonları oluşturabilir. Ancak bu eksiklikler ek destekler ile tamamlanırsa, sağlık üzerinde olumlu etkileri ortaya çıkabilir.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »