Enstitüler / Institutes

Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11727/1390

Browse

Search Results

Now showing 1 - 4 of 4
  • Item
    Hemodiyaliz hastalarında kırılganlık ile beslenme durumu inflamasyon ve yaşam kalitesi arasındaki ilişki
    (Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2022) Bilgiç, Bengü Dilşad; Kızıltan, Gül
    Bu çalışma, hemodiyaliz tedavisi alan hastalarda kırılganlığı, inflamasyonu, yaşam kalitesini ve beslenme durumunu saptamak ve kırılganlığın diğer faktörler ile arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yürütülmüştür. Çalışma, Nisan 2021-Haziran 2021 tarihleri arasında T.C. Sağlık Bakanlığı Çorum İl Sağlık Müdürlüğü‘ne bağlı hemodiyaliz merkezlerinde 20 yaş üzeri, daha önce böbrek transplantasyonu geçirmemiş, çalışmaya katılmaya gönüllü olan 61‘i kadın, 78‘i erkek toplam 139 hemodiyaliz hastası üzerinde yürütülmüştür. Hastaların demografik bilgilerini, genel alışkanlıklarını, beslenme alışkanlıklarını, komorbid hastalıklarını, aile ve bakım durumlarını, hemodiyaliz tedavisi ile ilgili bilgilerini içeren sorulardan oluşan anket formu, araştırmacı tarafından yüz yüze görüşme yöntemi ile uygulanmıştır. Hastaların antropometrik ölçümleri araştırmacı tarafından ölçülerek kaydedilmiş ve biyokimyasal bulgular hasta dosyalarından alınmıştır. Hastaların kırılganlık durumları Edmonton Kırılganlık Ölçeği, beslenme durumları Yedi Puanlı Subjektif Global Değerlendirme (SGD-7P), malnütrisyon-inflamasyon durumları Malnütrisyon inflamasyon Skoru (MIS) ve C-Reaktif Protein, yaşam kalitesi düzeyi de Short Form-12 (SF-12) ile değerlendirilmiştir. Hastaların yaş ortalaması 61.6 ± 12.92 yıldır. Edmonton Kırılganlık Ölçeği sınıflamasına göre hastaların %32.4‘ü kırılgan değil, %19.4‘ü görünürde savunmasız ve %48.2‘si kırılgan olarak belirlenmiştir. Kadınların Edmonton Ölçek skoru ortalaması erkeklere göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha yüksek saptanmıştır (p<0.05). SGD-7P ölçeği sınıflamasına göre hastaların %48.2‘si hafif-orta malnütrisyonlu, %6.5‘i Ģiddetli malnütrisyonlu olarak bulunmuştur. Ortalama MIS skoru 9.2 ± 4.22, ortalama C-Reaktif protein (CRP) değeri 8.5 ± 13.36 mg/L bulunmuştur. Kırılganlık dağılımına göre, yaş, boy uzunluğu, serum kreatinin, serum albümin, total demir bağlama kapasitesi açısından istatistiksel olarak önemli farklar bulunmuştur (p<0.05). şiddetli kırılgan hastaların %57.1‘i hafif-orta malnütrisyonlu, %42.9‘u ağır malnütrisyonlu olarak değerlendirilmiştir. Hastalarda, kırılganlık düzeyi arttıkça yetersiz beslenen hastaların sıklığının da istatistiksel olarak arttığı görülmüştür (p<0.05) ve pozitif yönlü orta derecede istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki (r:0.428, p<0.05) saptanmıştır. Hastaların kırılganlık durum dağılımları ile yaşam kalitesi arasında negatif yönlü orta derecede istatistiksel olarak önemli bir ilişki bulunmuştur (r:-0.469, p<0.05). Sonuç olarak,hemodiyaliz hastaları kırılganlık, malnütrisyon, inflamasyon ve düşük yaşam kalitesi açısından risk altındadır. Tüm bu faktörlerin bu hastalarda rutin olarak taranması ve bu risk faktörlerine yönelik tedavilerin planlanması büyük önem taşımaktadır. This study was conducted to determine frailty, inflammation, quality of life and nutritional status in patients receiving hemodialysis treatment and to examine the relationship between frailty and other factors. This study was conducted between April-June 2021 in the hemodialysis centers affiliated to the Çorum Provincial Health Directorate of the Ministry of Health with 139 hemodialysis patients (61 women, 78 men) aged over 20 years who had not previously undergone kidney transplantation and volunteered to participate in the study. The questionnaire, consisting of questions including demographic information, general habits, nutritional habits, comorbid diseases, family and care status, and information about hemodialysis treatment, was administered to all patients by face-to-face interview method. The anthropometric measurements of the patients were measured and recorded by the researcher, and the biochemical findings were taken from the patient files. Frailty status were evaluated with the Edmonton Frailty Scale, nutritional status were evaluated with the Seven-Score Subjective Global Assessment (SGD-7P), malnutrition-inflammation status were evaluated with the Malnutrition Inflammation Score (MIS) and C-Reactive Protein (CRP), quality of life was evaluated with the Short Form-12 (SF-12). The mean age of the patients was 61.6 ± 12.92 years. According to Edmonton Frailty Scale classification 32.4% were non-frail, 19.4% were apparent vulnerable, 48.2% were severe frail. Women were found to be statistically significantly higher score than that of men (p<0.05). According to the SGD-7P scale classification, 48.2% of the patients were found to have mild to moderate malnutrition and 6.5% to have severe malnutrition. Mean MIS score was 9.2 ± 4.22, mean C-Reactive Protein (CRP) value was 8.5 ± 13.36 mg/L. Age, height, serum creatinine, serum albumin and total iron binding capacity were found to be statistically significant according to fraility groups (p<0.05). The 57.1% of severe frailty patients were determined as mild-moderate malnutrition and 42.9% of them were severely malnourished. It was observed that the frequency of malnourished patients increased statistically as frailty level increased (p<0.05) and a moderately statistically positive significant relationship (r:0.428, p<0.05) was found. A moderately statistically significant negative correlation was found between frailty distribution of patients and their quality of life (r:-0.469, p<0.05). In conclusion, hemodialysis patients are at risk for frailty, malnutrition, inflammation and poor quality of life. It is of great importance to routinely screen all these factors in these patients and to plan treatments for these risk factors.
  • Item
    Kalça ve diz artroplasti ameliyatı geçiren hastalarda tıbbi beslenme tedavisinin sağlık harcamaları ve sağlık göstergeleri üzerine etkisi
    (Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2022) Süzen, Banu; Kızıltan, Gül
    Bu çalışmada, kalça ve diz artroplasti ameliyatı geçiren hastalarda proteinden zengin tıbbi beslenme tedavisinin sağlık harcamaları ve sağlık göstergeleri üzerine etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma, Ekim 2018-Mart 2020 tarihleri arasında Ufuk Üniversitesi Dr. Rıdvan Ege Eğitim Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi Ortopedi Bölümünde kalça ve diz artroplasti ameliyatı geçirmiş, 65 yaş ve üzeri, 41 hasta ile yürütülmüştür. Çalışmaya dahil edilen tüm hastalara ilişkin bilgiler (yaş, cinsiyet, eşlik eden hastalık öyküsü, ilaç kullanma durumu, son 10 gün içinde geçirilmiş enfeksiyon durumu, antropometrik ölçümleri vb.) hasta dosyalarından alınmıştır. Nütrisyonel Risk Skorlaması-2002 (NRS-2002) ve Mini Nütrisyonel Değerlendirme (MNA) beslenme tarama testleri hastaneye yatış sırasında diyetisyen tarafından yapılmıştır. Hastaların antropometrik ölçümleri [boy uzunluğu, vücut ağırlığı, üst orta kol çevresi (ÜOKÇ), diz boyu], Beden Kütle indeks değerleri, el kavrama gücü ölçümleri, ameliyat sonrası 1.hafta ve 6. haftada diyetisyen tarafından alınmış ve hesaplanmıştır. Besin tüketim kayıtları hastanede yatarken, 3. hafta ve 6. hafta olmak üzere 24 saatlik besin tüketim kaydı ile alınmıştır. Hastaların kan biyokimyasal bulguları [albümin, açlık plazma glukozu, AST, ALT, kan üre azotu, kreatinin, sedimentasyon, CRP, total lenfosit sayısı, sodyum, potasyum] ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası (Başlangıç, 1. hafta, 3. hafta, 6. hafta) hasta dosyalarından kaydedilmiştir. Sağlık harcamalarına yönelik bilgiler de hastanenin kurumsal ve faturalandırma biriminden elde edilmiştir. Hastaların %71‘i 65-73 yaş aralığında, %17‘si 74- 84 yaş, %12‘si de 85 yaş ve üzerindedir. Çalışmaya dahil edilen 41 hastanın %48.8‘i hidroksi metil bütirat, D vitamini içeren proteinden zengin hiperkalorik beslenme desteği almış, %51.2‘si beslenme desteği almamıştır. Beslenme desteği alan hastaların %55‘i kalça protezi, %25‘i kalça protezi revizyon, %20‘ü diz protezi ameliyatı, beslenme desteği almayan hastaların %38.1‘nin kalça protezi, %4.8‘nin kalça protezi revizyonu, %52.4‘nin diz protezi, %4.8‘nin diz protezi revizyonu ameliyatı geçirdiği saptanmıştır. MNA‘ya göre 4 erkek hasta ve 17 kadın hastanın normal nütrisyonel durumda, 2 erkek ve 11 kadın hastanın malnütrisyon riski altında, 3 erkek ve 4 kadın hastanın malnütrisyolu olduğu; NRS-2002‘ye göre ise 3 erkek, 22 kadın hastanın nütrisyon riski olduğu, 6 erkek ve 10 kadın hastada nütrisyon riskinin olmadığı tanımlanmıştır. Hastaların ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası 6.hafta el kavrama gücü ile vücut ağırlığı değerleri arasındaki fark istatistiksel olarak önemli bulunurken (p<0.05), ÜOKÇ ve BKİ arasındaki fark istatistiksel olarak önemli bulunmamıştır (p>0.05). Beslenme desteği alan hastaların serum albümin ve total lenfosit hücre düzeyi ameliyat sonrası 6. haftada ılımlı şekilde yükseldiği belirlenmiştir. Serum albümin düzeyi beslenme desteği alan ve almayan hasta grupları arasında ve ameliyat dönemleri arasında istatistiksel olarak farklı bulunmuştur (p<0.05). Bu çalışmada, beslenme desteği ve beslenme eğitimi verilmiş olması hastaların besin alımlarında artışa, diyetle enerji ve protein alımlarının yüksek olmasına neden olmuştur (p<0.05). Çalışmanın sonucuna göre, hastaların oral enteral beslenme desteği almanın optimal beslenme ihtiyaçlarının karşılanmasında fayda sağlamıştır. In this study, it was aimed to determine the effect of protein-rich medical nutrition therapy on health expenditures and health indicators in patients undergoing hip and knee arthroplasty surgery. The study was carried out on 41 patients aged 65 and over, who had undergone hip and knee arthroplasty surgery at the Orthopedics Department of Ufuk University Dr. Rıdvan Ege Education Health Research Hospital between October 2018 and March 2020. Information about all patients included in the study (age, gender, history of co-morbidity disease, drug use, infection status in the last 10 days, anthropometric measurements, etc.) was obtained from patient files, Nutritional Risk Score-2002 (NRS-2002) and Mini-Nutritional Assessment (MNA) nutritional screening tests were performed by a dietitian at hospital admission. Anthropometric measurements of the patients [height, body weight, upper middle arm circumference (UMAC), knee length], Body Mass Index values, hand grip strength measurements were recorded by the dietitian at the 1st and 6th weeks postoperatively. Food consumption records were taken while in the hospital, with 24-hour food consumption records at the 3rd and 6th weeks. The blood biochemical findings of the patients [albumin, fasting plasma glucose, AST, ALT, blood urea nitrogen, creatinine, sedimentation, CRP, total lymphocyte count, sodium, potassium] before and after surgery (1 week, 3 weeks , 6 weeks) were recorded from patient files. Information on health expenditures was also obtained from the institutional and billing unit of the hospital. The patients are 71% between of 65-73 years old, 17% are 74-84 years old, 12% are 85 years old and over. Of the 41 patients included in the study, 20 received nutritional support in hydroxy methyl butyrate, vitamin D, protein rich, hypercaloric and 21 did not receive nutritional support. Of the patients who received nutritional support, 55% had hip replacement, 25% had hip replacement revision, 20% had knee replacement surgery, 38.1% of the patients who did not receive nutritional support had hip replacement, 4.8% had hip replacement revision, 52.4% knee prosthesis, 4.8% had undergone knee prosthesis revision surgery. According to MNA, 4 male and 17 female patients were in normal nutritional status, 2 male and 11 female patients were at risk of malnutrition, and 3 male and 4 female patients had malnutrition; According to NRS-2002, it was defined that 3 male and 22 female patients had a nutritional risk, and 6 male and 10 female patients had no nutritional risk. While the difference between the hand grip strength and body weight values of the patients before and at the 6th week after surgery was statistically significant (p<0.05), the difference between UMAC and BMI was not statistically significant (p>0.05). It was determined that the serum albumin and total lymphocyte cell levels of the patients who received nutritional support increased moderately at the 6th week postoperatively. Serum albumin levels were found to be statistically different between the groups of patients who received and did not receive nutritional support and between the periods of surgery (p<0.05). In this study, providing nutritional support and nutrition education led to an increase in the patients' food intake and higher dietary energy and protein intakes (p<0.05). According to the results of the study, taking oral enteral nutritional support of the patients was beneficial in meeting their optimal nutritional needs.
  • Item
    Yaşlı bireylerde kırılganlıkla malnütrisyon, sarkopeni, duygu durumu, günlük yaşam aktivitesi ve beslenme durumunun ilişkisi
    (Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2021) İncedal Irgat, Serap; Kızıltan, Gül
    Bu çalışma, yaşlı bireylerde kırılganlıkla malnütrisyon, sarkopeni, duygu durumu, günlük yaşam aktivitesi ve beslenme durumunun ilişkisini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Çalışma, Ağustos 2019 Mart 2020 tarihleri arasında, Karaman İl Merkezinde bulunan huzurevlerinde yaşayan 65 yaş üstü 76 yaşlı (%65.8 erkek, %34.2 kadın) birey ile yapılmıştır. Bireylerin demografik özellikleri, genel sağlık durumları, beslenme alışkanlıkları, duygu durumları sorgulanmış, antropometrik ölçümleri araştırmacı tarafından alınmış ve anket formuna kaydedilmiştir. Yaşlıların beslenme durumunu saptamak için Mini Nütrisyonel Değerlendirme (MNA) anketi, yaşlı bireylerde kırılganlığı ölçmek için Edmonton Kırılganlık Ölçeği, yaşlıların sarkopeni durumlarını değerlendirmek için Sarkopeni Hızlı Tarama Testi ‘‘SARC-F’’, yaşlıların işlev bozukluklarını belirlemeye yönelik Yaşlılar için Katz Günlük Yaşam Aktivite Ölçeği, yaşlıların günlük enerji ve besin ögesi alımlarını belirlemek için 7 günlük 24 saatlik Besin Tüketim Kaydı kullanılmıştır. Edmonton skoru değerlendirildiğinde tüm yaşlıların; %28.9’unun kırılgan olmadığı, %18.4’ünün görünürde savunmasız, %14.5’inin hafif kırılgan, %15.8’inin orta kırılgan, %22.4’ünün şiddetli kırılgan olduğu bulunmuştur. Kadınların Edmonton Kırılganlık Ölçek puan ortalaması erkeklerden istatiksel olarak önemli ölçüde yüksek bulunmuştur (p<0.05). Kırılganlık durum dağılımına göre sigara kullanım durumu, tanısı konulmuş hastalık varlığı, günde 3 adetten fazla ilaç kullanımı, iştah durumu, fiziksel fonksiyon durumu, duygu durumu (kendisini sıklıkla üzgün veya depresif hissetmek), bel çevresi risk durumu açısından istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (p<0.05). Şiddetli kırılgan olan bireylerin %35.3’ü malnütrisyonlu iken, %47.1’i risk altında ve %17.6’sı normal nutrisyonel durumda tespit edilmiştir. Bireylerin kırılganlık durumu ile malnütrisyon durumu arasında negatif yönlü önemli bir ilişki saptanmıştır (r=-0.496; p<0.05). Şiddetli kırılgan bireylerin %88.2’sinde sarkopeni saptanmıştır. Çalışmadaki bireylerin kırılganlık durumu ile sarkopeni arasında pozitif yönlü ilişki bulunmuştur (r=0.773; p<0.05). Kırılgan olmayan ve görünürde savunmasız bireylerin hiçbirisi şiddetli bağımlı değilken, şiddetli kırılgan bireylerin %64.7’si şiddetli bağımlı olarak belirlenmiştir. Bireylerin kırılganlık durumları ile yaşam aktiviteleri arasında da ters yönlü önemli bir fark bulunmuştur (r=-0.709; p<0.005). Çalışmadaki şiddetli kırılgan bireylerin %70.6’sının günlük diyetle enerji alımlarının, %94.1’inin diyetle karbonhidrat alımlarının yetersiz olduğu saptanmış ancak kırılganlık durumuna göre istatistiksel olarak önemli fark saptanmamıştır (p>0.05). Çalışmadaki tüm yaşlı bireylerin protein alımlarının yeterli olduğu, yağ alımlarının ise fazla olduğu belirlenmiştir. Çalışmaya katılan bireylerin tamamının; posa, D vitamini, B1 vitamini, B6 vitamini, kalsiyum alımlarının önerilerin altında olduğu, enerjinin yağdan gelen yüzdesinin ise önerilerin üzerinde olduğu bulunmuştur. Bireylerin kırılganlık durumu dağılımına göre diyetle C vitamini alım yeterliliği açısından istatistiksel olarak önemli bir fark saptanmıştır (p<0.05). Sonuç olarak, huzurevinde kalan yaşlı bireyler kırılganlık sendromu, malnütrisyon, sarkopeni ve düşük yaşam aktivite düzeyi için risk altında bulunmaktadır. Tüm bu faktörler açısından yaşlıların değerlendirilmesi ve günlük beslenme planları ile desteklerinin bu sonuçlara göre yapılması sağlıklı yaşam için büyük önem taşımaktadır. This study has been conducted to determine the relationship between fragility and malnutrition, sarcopenia, mood, daily life activity, and nutritional status in elderly individuals. The study was conducted between August 2019 and March 2020 with 76 elderly (65.8% male, 34.2% female) individuals over the age of 65 living in nursing homes in Karaman Provincial Center. Demographic characteristics, general health conditions, eating habits, and emotional states of individuals were examined. Anthropometric measurements were taken by the researcher and recorded in the questionnaire form. In terms of the methodology, Mini Nutritional Assessment (MNA) questionnaire was administered to determine the nutritional status of the elderly, the Edmonton Frailty Scale was used to measure frailty in the elderly, Sarcopenia Rapid Screening Test "SARC-F" was employed to evaluate the sarcopenia status of the elderly, Katz Activities of Daily Living was used to determine the dysfunctions of the elderly, and 7-days 24-hours Food Consumption Record was applied to determine the daily energy and nutrient intakes of the elderly. When the Edmonton score was evaluated, it was found that 28.9% were not fragile, 18.4% were ostensibly vulnerable, 14.5% were slightly fragile, 15.8% were moderately fragile, 22.4% were severely fragile. The Edmonton Frailty Scale mean score of woman was found to be statistically significantly higher than that of men (p<0.05). According to the fragility status distribution, smoking status, presence of diagnosed disease, use of more than 3 medications per day, appetite status, physical function status, mood (feeling often sad or depressed), waist circumference were found to be statistically significant in terms of risk status (p< 0.05). While 35.3% of severely frail individuals were malnourished, 47.1% were at risk and 17.6% were in normal nutritional status. A significant negative correlation was found between frailty and malnutrition status of individuals (r=-0.496; p<0.05). Sarcopenia was found in 88.2% of severely frail individuals. A positive correlation was found between frailty and sarcopenia of the individuals in the study (r=0.773; p<0.05). While none of the non-fragile and ostensibly vulnerable individuals were severely dependent, 64.7% of severely vulnerable individuals were found to be severely dependent. An inverse significant difference was found between the fragility of individuals and their life activities (r=-0.709; p<0.005). It was determined that 70.6% of the severely frail individuals in the study had insufficient daily energy intake and 94.1% of them had insufficient carbohydrate intakes, but no statistically significant difference was found according to the fragility status (p>0.05). It was determined that all individuals in the study had sufficient protein intakes and high-fat intakes. Fiber, vitamin D, vitamin B1, vitamin B6, and calcium intakes of all the participants were found to be below the recommendations, and their percentages of energy coming from fat was above the recommendations. A statistically significant difference was found in terms of vitamin C intake adequacy according to the fragility status distribution of individuals (p<0.05). In conclusion, elderly individuals staying in nursing homes are at risk for frailty syndrome, malnutrition, sarcopenia, and low life activity level. Considering all these factors, the evaluation of the elderly and their daily nutrition plans as well as providing support based on these results constitute a great significance for a healthy life.
  • Item
    Zübeyde Hanım huzurevinde yaşayan yaşlıların malnutrisyon düzeyleri, beslenme durumları ve yaşam kalitelerinin belirlenmesi
    (Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2020) Kefeli, Dilara; Özdemir, Merve
    Bu araştırma, huzurevinde yaşayan yaşlıların malnütrisyon düzeylerini, beslenme durumlarını ve yaşam kalitelerini belirlemek amacıyla planlanıp uygulanmıştır. Aralık 2019- Ocak 2020 tarihleri arasında Zübeyde Hanım Huzurevinde yaşayan herkes yani 138 birey ile yürütülmüştür. Yaşlıların sosyo-demografik özellikleri, genel alışkanlıkları ve sağlık durumları, araştırmacı tarafından düzenlenen ve yüz yüze görüşme yöntemiyle uygulanan anket formu ile alınmış, antropometrik ölçümleri kaydedilmiştir. Yaşlı bireylerin malnütrisyon düzeylerini belirlemek amacıyla Mini Nutrisyonel Değerlendirme Ölçeği (MNA- mini malnutrition assesment), yaşam kalitelerini belirlemek için ise SF-36 Genel Yaşam Kalitesi Ölçeği (SF-36- General Health Questionnaire) kullanılmıştır. Yaşlıların diyet kaliteleleri Günlük Besin Tüketim Formu ve Sağlıklı Yeme İndeksi (SYİ- Healthy Eating Index) kullanılarak değerlendirilmiştir. Yaşlı bireylerin besin tüketimleri; yemekhanedeki masalara bireylerin isimlerinin yazılması ve yemek bitiminde tabakta kalan artıkların fotoğraflarının çekilmesi ve kaydedilmesi ile elde edilmiştir. O gün yemekhanede besin tüketmeyen bireylerin ana öğün tüketim miktarları, bireylerin tükettikleri ara öğün miktarlarının sorgulanmasıyla bulunmuştur. Bireylerin antropometrik ölçümleri (vücut ağırlığı, boy, bel çevresi, kalça çevresi, bel/kalça oranı, bel/boy oranı, üst orta kol çevresi, baldır çevresi, el kavrama gücü) değerlendirilmiştir. Çalışmaya katılan yaşlı bireylerin yaş ortalaması 74.59±7.6 olup, yaşlıların %31.16'sı kadın, %68.84'ü erkektir. Yaşlı bireylerin %8.0'i malnütrisyonlu, %26.1'i malnütrisyon risk altında, %65.9'u malnütrisyon yoktur. Malnütrisyon durumu ile cinsiyet arasındaki ilişki incelendiğinde istatistiksel olarak fark bulunmuştur (p<0.05). Malnütrisyon durumu ile el kavrama güçlerinin ortalaması incelendiğinde istatistiksel olarak fark anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Yaşlı bireylerin günlük enerji tüketimlerinin yeterlilik durumları incelendiğinde %71.7'sinin yetersiz, %28.3'ünün yeterli tükettikleri saptanmıştır ve cinsiyetler arasında istatistiksel olarak fark anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Tüm bireylerin diyet lifi (<25 gr), D vitamini (<15 mcg), B1 vitamini (<1.2 mg), B6 vitamini (K: <1.5 mg E: <1.7 mg), folik asit (<330 mcg), C vitamini (K: < 95 mg, E: <110 mg), kalsiyum (>950 mg), magnezyum (K: <300 mg, E: <330 mg) ve kolesterol (<200 mg) değerlerini yetersiz olarak karşılamışlardır. Yeterli beslendiğini düşünen bireyler ile düşünmeyenler arasında ve iştah durumu iyi, orta, kötü olan bireyler arasında, posa tüketim miktarları karşılaştırıldığında istatistiksel olarak fark saptanmıştır (p<0.001, p<0.05). Yaşlı bireylerin beden kitle indeksine (BKİ) göre dağılımları değerlendirildiğinde, % 2.2'si zayıf, %29.7'si normal, %45.7'si hafif şişman, %18.8'i birinci derece obez, %2.9'u ikinci derece obez, %0.7'i üçüncü derece obezdir. Çalışmaya katılan bireylerin ortalama el kavrama güçleri incelendiğinde %73.2 yetersiz, %26.8 yeterli bulundu ve kadınlarla erkeklerin el kavrama güçlerinin yeterlilik sıklıkları arasında istatistiksel olarak fark saptandı (p<0.05). Yaşlı bireylerin SYİ puanları ile BKİ gruplaması arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamamıştır (p>0.05). Tüm bireylerin SYİ puanı ortalaması 68.12±7.62'dir. Cinsiyete göre SYİ puanı ortalaması karşılaştırıldığında aralarında istatistiksel olarak fark saptanmamıştır (p>0.05). Yaşlıların SF-36 ölçeğinin alt parametreleri ile BKİ gruplaması arasında istatistiksel olarak fark saptanmamıştır (p>0.05). Tüm bireylerin mental göstergeler puanının ortancası 62.7'dir (12.9-100), fiziksel gösterge puanının ortancası 62.5'tir (2.1-96.9). Ayrıca bireylerin cinsiyete göre mental göstergeler ve fiziksel göstergeler puanı farkı istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.01). Yaşlı bireylerin SYİ puanları ile el kavrama gücü değerleri (r=0.182, p<0.05) ve MNA tarama puanları arasında pozitif yönlü korelasyon olduğu gösterilmiştir (r=0.275, p<0.01). Bireylerin SYİ puanları ile SF-36 parametreleri olan mental göstergeler ve fiziksel göstergeler arasında pozitif yönlü korelasyon ilişkisi saptanmıştır (r=0.170 p<0.05, r=0.259 p<0.01). Sonuç olarak; yaşlı bireylerde beslenme durumunun, yaşam kalitesinin, malnütrisyon durumlarının birbiriyle ilişkili olabileceği gösterilmiş fakat kesin şekilde yorumlanıp sonuçlandırılamamıştır. Bu yüzden huzurevlerinde ve yaşlı bireyler üzerinde daha fazla araştırma yapılması, diyetisyen bulundurulması, beslenme eğitimi verilmesi önemlidir. The aim of the present study was to evaluate the malnutrition levels, nutritional status and quality of life of the elderly living in the nursing home. The study had been made between 2019 December and 2020 January with everyone living there, namely 138 individuals living in the Zubeyde Hanım Nursing Home. Socio-demographical characteristic features, general habits and the health cases of the old was taken by the investigator with a questionnaire by seeing them face to face, and saving their antropometrical measurements. A Mini Malnutrition Asessment scale (MNA) was used to determine the malnutrition levels of the old and SF-36 General Health Questionnaire (SF-36) was used to determine their life qualities. A daily food record and a Healthy Eating Index (HEI) were used in order to assess the diet quality of the old. Food consumption of elderly people was obtained by writing the names of the individuals on the tables in the cafeteria and taking photographs of the leftovers on the plate at the end of the meal and recording them. The amount of main meal consumptian of individuals who do not consume food in the cafeteria that day was found by questioning the amount of snacks consumed by the individuals. Anthropometric measurements (body weight, height, waist circumference, hip circumference, waist / hip ratio, waist / height ratio, upper middle arm circumference, calf circumference, hand grip strength) of individuals are examined. The average of age of the participent surveyed is 74.59±7.6, and %31.16 of them are female and %68.84 are male individuals. Of all the elderly individuals, %8.0 are malnutritioned, %26.1 are under the risk of malnutrition, and %65.9 are malnutrition risk free. When we study the correlation of the malnutrition the difference was found significant between sex (p<0.05). The study also shows that there is difference between the malnutrition and hand grip strength norms (p<0.05). When we take a look at the sufficiency of daily energy consumption of the old individuals, we see that %71.7 are consuming insufficient energy and %28.3 are consuming sufficient energy and the difference was found significant between sex (p<0.05). It is indicated that all the individuals met their needs insufficiently with the figures like diet fiber (<25 gr), vitamin D (<15 mcg), vitamin B1 (<1.2 mg), vitamin B6 (K:<1.5 mg, E:<1.7 mg), folic acid (<330 mcg), vitamin C (K:<95 mg, E:<110 mg), calcium (<950 mg), magnesium ( K:<300 mg, E:<330 mg) and cholesterol (<200 mg). When comparing the consumption amounts of fiber of the individuals who think that they have a sufficient nourisment and those who do not think so, and also those whose apetite levels are very well, good enough, and not good enough, it is seen that there is a difference statistically ( p<0.001, p<0.05). Assessing the range of the individuals according to the body mass index, we see that 2.2 % are slim, 29.7% are normal, 45.7% are slightly fat, 18.8% are obese in the first cathegory, 2.9% are obese in the second cathegory and 0.7 are obese in the third cathegory. When we take a look at the average hand grip strength levels of the idividuals surveyed, we see that 49.3 % are insufficient and 50.7% are sufficien, and that there is a statistical difference among their hand grip strength proficiency levels (p<0.001). No statistically significant relationship was found between the HEI points of the individuals and their BMI grouping (p>0.05). Average point of HEI of all the individuals is 68.12+/-7.62. When comparing the average point of HEI according to the two sexes, no difference is seen statistically (p>0.05). No statistical difference was found between the sub-parameters of the elderly SF-36 scale and the BMI grouping (p>0.05). The median of mental indications points of all the individuals is %62.7 (12.9-100) and the median of physical indication points is %62.5 (2.1-96.9). Additionally, the points of mental indications and physical indications and difference was found statistically significant by sex (p<0.01). It is observed that there is a positive correlation among the SYI points, hand grip strength norms (r=0.182, p<0.05) and MNA screening points of the old aged individuals (r=0, p<0.05). It is also seen that a positive correlation among the SYI points of the individuals and the mental and physical indications which are the SF-36 parametres (r= 0.170, p<0.05; r=0.259, p<0.01). In conclusion, it has been shown that nutritional status, quality of life and malnutrition may be related to each other in elderly individuals, but it has not been interpreted and finalized. For that reason, it is important to do more investigation, having a dietician, providing nutrition education on the elderly aged individuals living in more nursing homes.