Enstitüler / Institutes

Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11727/1390

Browse

Search Results

Now showing 1 - 2 of 2
  • Item
    Sağlıklı yetişkin kadınlarda menstrual döngünün vestibüler sistem etkisi
    (Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2022) Mutlu, Meryem; Köycü, Alper
    Vestibüler disfonksiyonu etkileyen periferik veya santral kaynaklı birçok neden olabilir. Hormonal sistem değişikliklerinin de vestibüler sistemi etkilediği düşünülmektedir. Bu çalışmada sağlıklı yetişkin kadınlarda premenstrual ve postmenstrual dönemde, farklı test bataryaları ile vestibüler sistemin bütünlüğünün değerlendirilmesi ve iki dönemin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Çalışmaya katılımcı olarak dışlama kriterlerine uyan 18-40 yaş arası işitme ve denge şikayeti olmayan, toplam 40 sağlıklı yetişkin kadın seçilmiştir. Bu çalışmada bireylerin denge sistemini değerlendirmek için sırasıyla objektif vestibüler testler olan VEMP, vHİT ve subjektif testler olan Baş dönmesi engellilik ölçeği (DHI) ve Hastane anksiyete ve depresyon ölçeği (HAD) anketleri uygulanmıştır. Sağlıklı 40 kadın katılımcının menstruasyon öncesi ve sonrası test sonuçları belirtilmiştir. Katılımcıların her iki kulak cVEMP ve oVEMP N1, P1 latans ölçümlerinin menstruasyon öncesi ve sonrası zaman değişiklikleri istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p>0,05). Çalışmaya alınan katılımcıların her iki kulak vHİT lateral, anterior, posterior kanal kazanç değerlerinin menstruasyon öncesi ve sonrası zamana göre değişimi istatistiksel açıdan anlamlı bulunmamıştır (p>0,05). Katılımcıların baş dönmesi engellilik envanteri toplam puanı ve alt boyutları olan emosyonel, fiziksel ve fonksiyonel puanlarının menstruasyon öncesi ve sonrası zamana göre azalması istatistiksel açıdan anlamlı bulunmuştur (p<0,05). Katılımcıların hastane anksiyete depresyon ölçeği alt boyutları olan depresyon ve anksiyete puanlarının menstruasyon öncesi ve sonrası zamana göre azalması istatistiksel açıdan anlamlı bulunmuştur (p<0,05). Baş dönmesi engellilik envanteri alt ölçeklerinden emosyonel durumu skorları menstruasyon öncesindeki puanları ile menstruasyon öncesi anksiyete skorları arasında yüksey düzeyde, menstruasyon öncesi depresyon skorları arasında ise orta düzeyde bir korelasyon gözlendi. (p<0,05). Baş dönmesi engellilik envanteri alt ölçeklerinden fonksiyonel durumu skorları menstruasyon öncesindeki puanları ile menstruasyon öncesi anksiyete skorları arasında yüksey düzeyde, menstruasyon öncesi depresyon skorları arasında ise orta düzeyde bir korelasyon vardır. (p<0,05). Menstruasyon öncesindeki depresyon ve menstruasyon öncesindeki anksiyete skorları arasında da orta düzeyde bir korelasyon gözlenmiştir. (p<0,05). Menstruasyon öncesi BEE toplam skorları ile menstruasyon öncesi depresyon skorları arasında orta düzeyde; menstruasyon öncesi anksiyete skorları arasında ise yüksek düzeyde bir korelasyon vardır. Bu sonuçlarla birlikte premenstrual dönemde daha çok görülen dizziness ve anksiyete gibi semptomların subjektif testlerimize yansıdığı ancak objektif testlerimize ve kliniğe yansımadığı gözlenmiştir. Yaptığımız bu çalışma menstrual döngü fazlarında değişen hormonal değişim ile ilgili yapılacak çalışmalarda karşılaştırma yapmak açısından bir yol gösterici olacaktır. Bu bulgular ışığında vestibüler testlerin frekans aralığı göz önünde bulundurularak daha kapsamlı yapılacak ileri çalışmalara ihtiyaç vardır. There may be many peripheral or central origin factors affecting vestibular dysfunction. Hormonal system changes are also thought to affect the vestibular system. In this study, it was aimed to evaluate the integrity of the vestibular system with different test batteries and to compare the two periods in the premenstrual and postmenstrual periods in healthy adult women. A total of 40 healthy adult women, aged between 18 and 40, who did not have hearing and balance complaints and who met the exclusion criteria, were selected as participants in the study. In this study, objective vestibular tests VEMP, vHIT and subjective tests, Dizziness disability scale (DHI) and Hospital anxiety and depression scale (HAD) questionnaires were applied to evaluate the balance system of individuals, respectively. Test results of 40 healthy female participants before and after menstruation are indicated. The time changes of the participants both ear cVEMP and oVEMP N1, P1 latency measurements before and after menstruation were not found statistically significant (p>0.05). The changes in the lateral, anterior and posterior canal gain values of both ears of the participants included in the study according to the time before and after menstruation were not found statistically significant (p>0.05). It was found statistically significant that the total score of the participants' dizziness disability inventory and its sub-dimensions, emotional, physical and functional, decreased according to the time before and after menstruation (p<0.05). It was found statistically significant that the depression and anxiety scores of the participants, which are the sub-dimensions of the hospital anxiety depression scale, decreased according to the time before and after menstruation (p<0.05). A high correlation was observed between premenstrual anxiety scores and premenstrual anxiety scores, while a moderate correlation was observed between premenstrual depression scores, which is one of the subscales of the dizziness disability inventory. (p<0.05). There is a high correlation between the functional status scores of the dizziness disability inventory subscales, premenstrual scores and premenstrual anxiety scores, and a moderate correlation between premenstrual depression scores. (p<0.05). A moderate correlation was also observed between premenstrual depression and premenstrual anxiety scores. (p<0.05). Intermediate level between premenstrual BEE total scores and premenstrual depression scores; There is a high level of correlation between premenstrual anxiety scores. With these results, it was observed that symptoms such as dizziness and anxiety, which are more common in the premenstrual period, were reflected in our subjective tests, but not in our objective tests and in the clinic. This study we have done will be a guide in terms of comparing the studies to be done about the changing hormonal changes in the menstrual cycle phases. In the light of these findings, there is a need for further studies to be done more comprehensively by considering the frequency range of vestibular tests.
  • Thumbnail Image
    Item
    2-8 yaş grubu dil gelişimi normal olan çocuklarda artikülasyon tarama ölçeği'nin normalizasyonu
    (Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2015) Mutlu, Meryem; Belgin, Erol
    AMAÇ: 2-8 yaş grubu dil gelişimi normal olan çocuklarda Okul Öncesi Dil Ölçeği- 5’in(Preschool Language Scale-5/ PLS-5) ek ölçeği olan Artikülasyon Tarama Ölçeği’nin normalizasyon çalışmasının yapılmasıdır. Bu çalışma ile elde edilecek sonuçların, çocukların artikülasyon becerilerinin tarama amaçlı değerlendirilmesinde referans olarak kullanılabilmesi hedeflenmektedir. GİRİŞ: Çocukların ana dillerine ait fonemleri tanımaları ve bu fonemleri kelimeleri ve cümleleri oluşturmak için doğru tonlama örnekleri ile bir araya getirmeleri gerekmektedir. Çocuklardaki dil ve konuşma bozukluklarının erken tanısı çok önemlidir. Ülkemizde ve yurt dışında çocukların artikülasyon becerilerini değerlendirmeye yarayan oldukça sınırlı sayıda test bulunmaktadır. Ancak PLS-5 Artikülasyon Tarama Ölçeği ; dil gelişimi değerlendirmesi sonrasında kolay kullanılabilmesi ve kısa sürede uygulanabilmesi açısından tarama amaçlı kullanılan oldukça yardımcı bir ölçektir. YÖNTEM: Çalışma Kayseri İli Milli Eğitim Müdürlüğü’nün izni ile Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı ilköğretim ve kreşlerden dil gelişimi normal olan ve ek bir hastalığı olmayan sağlıklı toplam 330 çocuk ile yürütülmüştür. Öncelikle çocukların her biri için demografik bilgileri içeren Çocuk Değerlendirme Bilgi Formu ile çocukların genel profilleri belirlenmiştir. Formların değerlendirilmesi sonucunda, aileden alınan öyküye ve Bilgi Formuna göre herhangi bir işitme ve konuşma problemi olduğu görülen, ek bir hastalık veya engeli olan çocuklar çalışma dışı bırakılmıştır. Çalışmaya dahil edilmeye karar verilen çocukların işitsel algı ve ifade edici dil gelişimleri Okul Öncesi Dil Ölçeği-5 ile değerlendirilmiştir. İşitsel algı ve ifade edici dil gelişimleri normal olan çocuklar çalışmaya dahil edilerek, Artikülasyon Tarama Ölçeği ile artikülasyon becerileri değerlendirilmiştir. BULGULAR: Verilerin analizinde SPPS 15.0 Paket programı kullanılmıştır. Bağımsız iki örneklem karşılaştırmalarında ise student t testi ve ikiden fazla bağımsız örneklem karşılaştırmalarında tek yönlü varyans analizi (Post-Hoc test: Tukey) kullanılmıştır. p<0.05 değeri istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Kategorik değişkenler arasındaki ilişkiler ki kare analizi ile değerlendirilmiştir. Araştırmaya katılan çocukların Artikülasyon Tarama Ölçeği toplam puanı her bir yaş aralığında cinsiyetlerine göre karşılaştırıldığında hiç biri istatistiksel olarak anlamlı bulunmamasına rağmen (p>0.05), yaş grupları olmaksızın erkek ve kız çocukları arasında kız çocukları lehinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur (p=0.009). SONUÇ: Çocuklarda artikülasyon becerilerini değerlendirmek için bir referans test oluşturulmuştur. Ülkemizde artikülasyon bozukluğu olan çocuklarda tarama amaçlı kullanılabilecek bir testin normalizasyon çalışması yapılmıştır. Çocukların artikülasyon becerilerinin, yeni bir testin Türkçe versiyonu olan Artikülasyon Tarama Ölçeği ile test edilmesi ve artikülasyon bozukluğu olan çocukların erken teşhis, tedavi ve rehabilitasyonun sağlanması için uygun merkezlere yönlendirilmesi hedeflenmektedir. AIM: 2-8 age group children with normal language development in Preschool Language Scale-5 scale, which is made of the additional Articulation Screening Scale normalization work. The results to be obtained with this study in the evaluation of children with articulation skills are targeted for screening can be used as reference. INTRODUCTION: Children in their own language phoneme recognition and extraction of these phonemes to form words and sentences with correct intonation are required to bring together examples. Early diagnosis of language and speech disorders in children is very important. There are some tests for evaluating articulation skills of the children in our country and outside the country. However; PLS-5 Articulation Screening Scale is helpful for screening and diagnosis in terms of easy availability after the test of language development and testing in a short time. METHOD: With the permission of Kayseri Provincial Directorate of National Education, the study was carried out with no additional disease and 330 healthy children with normal language development of primary and nursery school of the Directorate of National Education. Firstly, with the Children's Assessment Information Form containing demographic information for each of the children, the general profile of the children were determined. After the evaluation forms, acorrding to the story of any families and Information Form, children with hearing and speech problems and an additional illness or disability were excluded from the study. The decision on the inclusion of children with auditory perception and expressive language development was assessed by Preschool Language Scale-5. The children with auditory perception and expressive language development skills were included in the study and articulation skills were evaluated by Articulation Screen Scale. RESULTS: The data were analyzed by SPPS 15.0 package program. In the comparison of two independent samples, student t-test and one-way analysis of variance of more than two independent samples comparison (Post-hoc tests: Tukey) were used. P <0.05 was statistically significant. The relationship between categorical variables were evaluated by ki square analysis. While of the surveyed children's articulation screening scale total score compared by gender in each age range was statically insignificant (p>0.05), there is a statistically significant difference in favor of girls without the age group of boys and girls (p = 0.009). CONCLUSION: A reference has been established to assess the articulation skills in children. In our country, normalization of a test that can be used to screen the children with articulation disorders was made. It is expected that children’s articulation skills are tested by Articulation Screening Scale, the Turkish version of a new test. Moreover it is hoped that children are directed to the appropriate place for early diagnosis, treatment and rehabilitation of the children with articulation disorder.