Eğitim Bilimleri Enstitüsü / Education
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11727/2910
Browse
Item Eğitim ve bilim iş kolu sendika yöneticilerinin değişim eğilimleri(Başkent Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2018) İrgin Işık, Ayşegül; Akbaba Altun, SadegülBu araştırma, Türkiye’de mevcut eğitim ve bilim iş kolu sendika yöneticilerinin değişim eğilimlerinin incelenmesini amaçlamaktadır. Uyarlama çalışması sürecinde Türkiye genelindeki Eğitim-Bir-Sen, Türk-Eğitim-Sen, Eğitim-Sen ve Eğitim-İş sendikalarına mensup gönüllü 220 sendika yöneticisi oluşmuştur. Eğitim ve bilim iş kolu sendika yöneticilerinin değişim eğilimini belirlemek için çalışma evreninden mevcut eğitim sendikaları arasından bir örneklem seçimine gidildiğinden örneklemi ise Ankara ili merkez ilçelerinden Sincan, Mamak, Keçiören, Çankaya, Etimesgut ve Yenimahalle ilçelerinde görev yapan toplam 311 sendika yöneticisi oluşmuştur. Araştırmanın verileri, Akbaba-Altun ve Büyüköztürk (2011) tarafından geliştirilen okul yöneticileri için “Değişim Eğilimleri Ölçeği”nin uyarlama çalışmasıyla oluşturulan “Sendika Yöneticileri için Değişim Eğilimleri Ölçeği” kullanılarak elde edilmiştir. Değişim Eğilimleri Ölçeği’ndeki maddelerin eğitim sendikası yöneticilerine uyarlanması ve madde seçimi için yapılan faktör analizi ölçeğin beş faktörden oluştuğunu göstermiştir. Değişime inanç, değişimde girişimcilik, değişim sürecini yönetme, değişimle baş edememe ve değişime direnç olarak adlandırılan faktör yapıları, doğrulayıcı faktör analizi ile desteklenmiştir. Eğitim ve bilim iş kolu sendika yöneticilerinin; yöneticilik kıdemlerine, yöneticilik unvanlarına, cinsiyetlerine, branşlarına göre değişim eğilimlerinden; değişime inanç, değişimde girişimcilik, değişim sürecini yönetme, değişimle baş edememe ve değişime direnç boyutları arasında anlamlı bir fark olup olmadığını bulmak amacıyla tek yönlü varyans analizi, Kruskall Wallis-H testi ve bağımsız değişkenler için t-testi uygulanmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlar şöyledir: 1. Türkiye’de Ankara merkez ilçelerinde mevcut 311 eğitim ve bilim iş kolu sendikaları yöneticilerinin değişime inanç, değişimde girişimcilik, değişim sürecini yönetme, değişimle baş edememe ve değişime direnç gibi değişim eğilimleri vardır. Bu eğilimler, değişime direnç, değişime inanç, değişimle baş edememe, değişimin sürecini yönetme ve değişimde girişimcilik şeklinde sıralanmaktadır. 2. Eğitim ve bilim iş kolu sendika yöneticilerinin, yöneticilik kıdemi düzeylerine göre değişime inanç, değişimde girişimcilik ve değişimle baş edememe eğilimleri, istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermektedir. 3. Eğitim ve bilim iş kolu sendika yöneticilerinin, yöneticilik unvanları bakımından değişimin sürecini yönetme eğiliminin istatistiksel olarak anlamlı farklılık gösterdiği bulunmuştur. 4. Eğitim ve bilim iş kolu sendika yöneticilerinin cinsiyetlerine göre değişime inanç eğiliminde istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu sonucuna varılmıştır. Erkeklerin değişime inanç eğilimi kadınlara göre anlamlı düzeyde daha yüksek çıkmıştır. 5. Eğitim ve bilim iş kolu sendika yöneticilerinin branşlarına göre değişim eğilimleri açısından anlamlı bir fark yoktur. This research aims to examine administrators’ tendencies toward change in education unions in Turkey. The sample of the adaptation study was 220 volunteer members of the education unions from Eğitim-Bir-Sen, Türk-Eğitim-Sen, Eğitim-Sen ve Eğitim-İş across Turkey. To determine administrators’ tendencies toward change in education unions in Turkey, Ankara province was chosen as the sample, and 311 participants were the administrators working actively in education unions in Sincan, Mamak, Keçiören, Çankaya, Etimesgut and Yenimahalle sub-provinces in Ankara. The data of the research was collected via a scale “Tendency toward Change for Administrators in Education Unions” which is developed by the adaptation study of “Tendency toward Change Scale” (Akbaba-Altun & Büyüköztürk, 2011) designed for school administrators. The adaptation study of “Tendency toward Change Scale” and factor analysis to choose item showed that the scale had five factor structure. The factor structures which are called as believe in change, entrepreneurship in change, administrating the process of change, not coping with change, and resistance to change, were supported with the affirmative factor analysis. One-way variation analysis, Kruskall Wallis-H test and t-test for independent samples were applied to find out whether or not there is a significant difference between administrators’ experience, title, gender, field of study and their tendencies toward change; believe in change, entrepreneurship in change, administrating the process of change, not coping with change, and resistance to change. The results of the study were stated below: 1. 311 administrators in education unions in the central districts in Ankara, Turkey have tendencies towards change such as believe in change, entrepreneurship in change, administrating the process of change, not coping with change, and resistance to change. These tendencies have been ordered as resistance to change, believe in change, not coping with change, administrating the process of change, and entrepreneurship in change. 2. There is a statistically significant difference between tendency in believe in change, entrepreneurship in change and not coping with change according to administrators’ experience in education unions. 3. There is a statistically significant difference in tendency of administrating the process of change according to administrators’ title in education unions. 4. There is a statistically significant difference between tendency in believe in change according to administrators’ gender in education unions. It is found out that males have much more tendency in change compared to females. 5. There is not a statistically significant difference among tendencies in change according to administrators’ field of study in education unions.Item İlkokul müdürlerinin iş motivasyonları(Başkent Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Üncü Karaderili, Mehtap; Akbaba Altun, SadegülOkulların başarısı ve etkinliği, okul müdürlerinin başarısına ve etkinliğine de bağlıdır. Bu sebeple eğitim yöneticilerinin yeterli düzeyde motive olabilmeleri için onları etkileyebilecek faktörlerin bilinmesi gerekmektedir. Bu bağlamda bu tez çalışmasının amacı, okul müdürlerinin iş motivasyonlarını etkileyen içsel ve dışsal faktörlerin neler olduğunun ortaya çıkarılmasıdır. Bu araştırmada, okul müdürlerinin iş motivasyonunu etkileyen durumların tespit edilebilmesi için nitel araştırma yöntemi kullanılmış ve çalışma nitel araştırma desenlerinden biri olan “fenomenolojik /olgubilim” deseni kapsamında yürütülmüştür. Ankara ili merkez ilçelerinde 2018-2019 eğitim öğretim yılında görev yapmakta olan ilkokul müdürleri araştırmanın hedef kitlesini oluşturmuştur. Araştırmada Amaçlı Örneklem tiplerinden Kartopu/Zincir Örneklem kullanılmıştır. Araştırmanın katılımcılarını, araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden 20 ilkokul müdürü oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak; yöneticilere yöneltilecek ve problemin çözümünü destekleyecek nitelikte, 38 adet açık uçlu sorudan oluşan bir görüşme formu hazırlanmış ve uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; okul müdürlerinin içsel motivasyon kaynaklarının başında sırasıyla başarma arzusu, kişisel ve mesleki gelişime katkı sağlama, öğrencilerin olumlu davranışlar sergilemeleri ve akademik başarı düzeylerinin yüksek olması, eğitim ve öğretim faaliyetlerinin amacına ulaşması, öğretmenlerin gelişimine katkı sağlama, manevi açıdan huzurlu ve mutlu olma, tecrübe aktarma, fayda sağlama, idealleri gerçekleştirme ve liderlik özellikleri şeklinde tespit edilmiştir. Okul müdürlerinin içsel motivasyon kaynaklarına ilişkin bulgular incelendiği zaman genellikle eğitim ve öğretim sürecini meydana getiren paydaşlara ilişkin unsurların içsel motivasyon kaynağı olduğu göze çarpmaktadır. Okul müdürlerinin dışsal motivasyon kaynaklarına ilişkin bulgular incelendiğinde ise, olumlu dışsal motivasyon kaynaklarının başında amirlerin, öğretmenlerin, öğrencilerin ve velilerinin iş birliği / iletişimi, amirlerin, öğretmenlerin, öğrencilerin ve velilerin saygı / takdir göstermesi, eğitim - öğretim ortamının uygun olması, öğretmenlerin, öğrencilerin ve velilerinin mutlu olması, ödüllendirilme, maddi imkanlar, öğrencilerin başarılı olması ve öğretmenlerle uyumlu çalışma ortamı olması unsurlarının geldiği tespit edilmiştir. Aynı zamanda araştırma sonucunda, okul müdürlerinin motivasyonlarını bozan faktörlerin ise , amirler, öğretmenler, öğrenciler ve velilerin yetersiz / kötü iletişim ve desteği, amirlerin, öğretmenlerin, öğrencilerin ve velilerin saygı / takdir göstermemesi, iş yükünün fazla olması, ekonomik sorunlar / ücret azlığı, okulun ekonomik sorunları ve çalışma performansının adil değerlendirilmemesi unsurlarının olduğu tespit edilmiştir. Son olarak okul müdürlerinin iş motivasyonunu tanımlama biçimlerine ilişkin bulgular incelendiğinde, okul müdürlerinin iş motivasyonunu haz alma/heyecan duyma, işini sevme, değer yaratma, başarı, huzur ve ekip çalışması şeklinde tanımladıkları görülmüştür. Söz konusu unsurlar incelendiğinde, okul müdürlerinin belirlenen amaçlara ulaşma sürecinde heyecan duyarak ve işlerini severek yapmalarının motivasyonun temelini oluşturduğu söylenebilir. Achievement and efficiency of the schools also depend on the school principals’ success and efficiency. Therefore, the factors that affect education administrators must be known to be able to motivate them at certain level. In this context, this thesis aims to find out what internal and external factors affect motivation of school principal. In the research, qualitative method are used to find out the situations that affect motivation of the school principals, and the research is carried out as a phenomenology / phenomenology which is one of the figure of the qualitative methods. Target group of the research is primary school principals who worked in the central disricts of ANKARA in between 2018-2019 In the research, the snowball/chain sampling method, one of the purposive sampling methods, is used. The particiapants of the research are formed of 20 school principals who voluntaril agreed to participate in the research. According to research findings, desire to be successful, contribution to occupational and personal improvement, positive behaviors of students and academic achievement of students, achieving the purpose of education and training activities, being spiritually peaceful and happy, transferring experience, being useful, realization of the ideals and the leadership qualities are the factors that are respectively source of the school principals inner motivation. When the findings about the inner motivation sources of school principals are examined, it is observed that the elements related to the interested parties that forms the education and training process are the inner motivation sources. When the findings related to the external motivation sources of school principals are examined, it is seen that the main positive external motivation sources are cooperation and communication of supervisors, teachers, students and parents, respect and appreciation of supervisors, teachers, students and parents, appropriate educational environment, the happiness of teachers, students and parents, being rewarded, financial opportunities, students' success and a harmonious working environment with teachers. At the same time, as a result of the research, the sources of demotivation of school principals are insufficient-poor communication and support of supervisors, teachers, students, and parents, lack of respect and appreciation of supervisors, teachers, students, and parents, high workload, economic problems and low wages, the economic problems of the school and the unfair evaluation of work performance have been found to be factors. Finally, when the findings regarding the way school principals define occupational motivation are examined, it is seen that school principals define occupational motivation as pleasure and excitement, liking the job, creating value, success, peace, and teamwork. When these factors are examined, it can be said that the basis of the motivation of school principals is that they do their jobs with enthusiasm and love in the process of reaching the determined goals.Item İlkokul yöneticilerinin çatışma yönetimi stratejilerinin uyguladıkları liderlik stilleri ile ilişkisi(Başkent Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2021) Demirtaş, Kübra; Akbaba Altun, SadegülBu araştırmanın amacı, ilgili alan yazın incelendiğinde her iki değişkenin birlikte ele alındığı çalışmaların az olması durumuna istinaden çatışmanın nedenleri, çatışma yönetiminde mesleki kıdem, cinsiyet ve yaş değişkenlerinin etkililiği, çatışmanın nasıl yönetildiği, çatışmayı yönetmede kullanılan stratejilerin neler olduğu, liderlik stillerinin bu bağlamlarda çatışma yönetimine katkısının neler olduğu ve hangi liderlik stilinin hangi çatışma yönetimi stratejisi ile birlikte ya da ayrı kullanıldığını belirlemektir. Araştırma, Ankara ili Çankaya ilçesindeki Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı bulunan devlet ilkokullarında görev yapmakta olan okul yöneticileri ve onlara uygulanan ölçeklerle sınırlıdır. Araştırmada okul yöneticilerinin çatışma yönetimi stratejilerinin uyguladıkları liderlik stili ile ilişkisini etkileyen durumların tespit edilebilmesi için nicel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Veriler araştırmada kullanılan ölçekler ile elde edilmiştir. Araştırmanın örneklem sayısı Ankara ilinin Çankaya ilçesinde bulunan 68 devlet ilkokulunda görev yapmakta olan 128 okul yöneticisinden oluşmaktadır. Bu araştırmada verileri toplamak üzere Rahim’in Örgütsel Çatışma Ölçeği’ nin günümüze ve dilimize uyarlanmış versiyonu olan Özgan (2006) ve Gümüşeli (2004) tarafından geliştirilen Çatışma Yönetimi Stratejileri Ölçeği ve Bass (1985) ve Avolio (1990) tarafından geliştiren, günümüze ve dilimize Akdoğan (2002) tarafından uyarlanan Çok Faktörlü Liderlik Ölçeği kullanılmıştır. Veriler SPSS 25.0 programı aracılığıyla analiz edilmiştir. Ankara ilinin Çankaya ilçesindeki devlet ilkokullarında yöneticilik yapan okul yöneticilerinden elde edilen bulgular kapsamında geleneksel yönetim ve liderlik biçimlerinin benimsendiği, inisiyatif ve risk almaktan kaçınıldığı söylenebilmekte ve bu çıkarım özellikle de serbest bırakıcı liderlik stili ile problem çözme odaklı bütünleştirici çatışma çözme stratejisi arasında elde edilen ilişkiden de görülebilmektedir. Geleneksel yöneticilik özelliklerini baskın ve anlamlı bir şekilde gösteren araştırma katılımcıları sorunların çözümünde öncelikle kaçınma davranışı sergilemekte, sonra uzlaştırma ve bütünleştirme davranışları sergilemekte ve en son ise uyma davranışı sergilemektedir. When the relevant literature is examined, it is seen that there are few studies that deal with conflict management strategies and leadership styles. The purpose of this research is to determine the causes of conflict, to determine the effects of professional seniority, age and gender variables in conflict management, to determine how conflict is managed, to determine the strategies used in conflict management, to determine the relationship between leadership styles. It is also aimed to determine which leadership style is used together or separately with which management strategy. The research is limited to the school administrators working in the public primary schools affiliated to the Directorate of National Education in the Çankaya district of Ankara and the scales applied to them. In the research, quantitative research method was used to determine the situations affecting the relationship between the conflict management strategies of school administrators and the style of leadership they apply. The data were obtained by the survey method. The design of the research is the relational descriptive model. The sample number consists of 128 school administrators working in 68 public primary schools in Çankaya district of Ankara. Two scales were used to collect data in this research. The first scale is the Conflict Management Strategies scale developed by Özgan (2006) and Gümüşeli (2004), which is the adapted version of Rahim's Organizational Conflict Scale to our language. Second scale is the Multi-Factor Leadership Scale, which was developed by Bass (1985) and Avolio (1990) and adapted to language by Akdoğan (2002). The data were analyzed using the SPSS 25.0 program. Within the scope of the findings obtained from school administrators working in public primary schools in the Çankaya district of Ankara province, it is seen that the administrators adopt traditional management and leadership styles. In addition, it can be seen that managers avoid taking initiative and risk. This inference can be seen especially from the relationship between the laissez -faire leadership style and the problem-solving-oriented integrative conflict resolution strategy. Research participants, who show traditional managerial characteristics in a dominant and meaningful way, first exhibit avoidance behavior in solving problems, then show conciliation and integration behaviors, and finally conformity behavior.Item Lise okul yöneticilerinin değişime yönelik eğilimleri ile problem çözme becerileri arasındaki ilişkinin incelenmesi: Keçiören ilçesi örneği(Başkent Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2019) Toprak, Aygül Çağıl; Akbaba Altun, SadegülBu çalışma, özel ve devlet liselerinde görevli yöneticilerin değişime yönelik eğilimleri ile problem çözme becerileri arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma nicel yöntemle yapılmıştır. Bu araştırmada ilişkisel tarama modeli uygulanmıştır. Bu araştırmanın örneklemini, Keçiören İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı devlet liselerinde ve özel liselerde görevli 101 yönetici oluşturmuştur. Çalışmaya katılanların büyük çoğunluğunu müdür yardımcıları oluşturmaktadır. Çalışma grubunun yaşlarına göre dağılımına bakıldığında çoğunluğun 40 yaş ve üstü olduğu, okul yöneticilerinin çoğunluğunun eğitim fakültelerinden lisans düzeyinde mezun olduğu, yine yöneticilerinin beşte birinin yüksek lisans mezunu olduğu görülmektedir. Branşlara bakıldığında katılımcıların göreceli olarak matematik ve fen bilimleri alanından daha fazla olduğu görülmüştür. Ayrıca, yöneticilerin kıdemli oldukları ve 20 yıl ve üzeri oldukları bulunmuştur. Bu araştırmanın verileri liselerde görev yapan yöneticilerin, demografik özelliklerini içeren kişisel bilgi formu, Heppner ve Peterson (1982) tarafından geliştirilen ölçeğin Türkçe çevirisi Şahin, Şahin ve Heppner (1993) tarafından gerçekleştirilmiş olan Problem Çözme Envanteri ve Akbaba-Altun ve Büyüköztürk (2011) tarafından geliştirilmiş olan Değişim Eğilimleri Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Veriler IBM SPSS Statistics 23 programı ile analiz edilmiştir. Kategorik değişkenler için frekans dağılımları, sayısal değişkenler için en düşük değer, en yüksek değer, ortanca, ortalama ve standart sapma verilmiştir. Veriler analiz edilirken normal dağılım varsayımını sağlayan sayısal değişkenlerin test edilmesinde parametrik yöntemler, normal dağılım varsayımını sağlamayan sayısal değişkenlerin test edilmesinde parametrik olmayan testler uygulanmıştır. İki bağımsız grup arasında fark olup olmadığına parametrik testlerden bağımsız örneklem t testi ve parametrik olmayan testlerden Mann Whitney U testi ile, ikiden fazla bağımsız grup arasında fark olup olmadığına parametrik testlerden tek yönlü varyans analizi ve parametrik olmayan testlerden Kruskal Wallis testi ile bakılmıştır. İki sayısal değişken arasındaki ilişkinin incelenmesinde Spearman ilişki katsayısı kullanılmıştır. Araştırma bulgularından elde edilen sonuçlar aşağıda belirtildiği şekildedir: Lise okul yöneticilerinin değişim eğilimlerine bakıldığında en fazla değişime direnç alt boyutunda en yüksek puanı aldıkları görülmüştür. Ayrıca okul yöneticilerinin görevler arasında değişim eğilimleri düzeyi bakımından anlamlı fark olduğu görülürken, alt boyutlar açısından anlamlı farklılığın olmadığı görülmüştür. Araştırmada müdürlerin değişim eğilimlerinin müdür yardımcılarından anlamlı derecede yüksek olduğu görülmüştür. Ancak okul yöneticilerinin değişim eğilimleri yaş, cinsiyet, branş, son bitirdikleri okul, mesleki kıdem, yöneticilik kıdemi ve katıldıkları seminer/ kurs sayısı değişkenleri açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık görülmemiştir. Okul yöneticilerinin yaş değişkenine göre problem çözme düzeyine bakıldığında, problem çözme yeteneğine güven ve yaklaşma kaçınma alt boyutunda istatistiksel olarak anlamlı fark görülmüştür. Problem çözme düzeyi puanlama ile ters orantılı olduğundan 21-40 yaş aralığındaki yöneticilerin lehine yüksek olarak sonuçlanmıştır. Ancak okul yöneticilerinin problem çözme düzeylerinde görevler arasında, cinsiyet, branş, son bitirilen okul, mesleki kıdem, yönetici kıdemi ve katıldıkları seminer/kurs sayısı değişkenleri açısından anlamlı farklılık görülmemiştir. Okul yöneticilerinin değişim eğilimleri ile problem çözme becerileri arasındaki ilişkiye bakıldığında, analiz sonucuna göre problem çözme envanteri ve alt boyutları ile değişim eğilimleri ölçeği ve değişimin (üç) alt boyutları arasında negatif yönlü istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmaktadır. Ancak, problem çözme envanteri ve alt boyutları ile değişimin yararına inanma alt boyutu arasında anlamlı ilişki bulunmazken sadece yaklaşma kaçınma ile değişim eğilimleri ölçeği arasında da istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmadığı görülmüştür. The aim of this study was to determine the relationship between the tendency towards change and the problem solving skills of the school administrators of public and private high schools. The research was carried out by a quantitative method. In this study, relational descriptive statistics model was applied. The sample of this study consisted of 101 administrators working in state high schools and private high schools of Keçiören district national education directorate. The majority of the participants are assistant principals. When the distribution of the study group by age is considered, it is seen that the majority is 40 years of age and over, the majority of the school administrators have graduated from the faculties of education at the undergraduate level, and that one fifth of the administrators are graduate. When we look at the branches, it was seen that the participants were more than mathematics and science. In addition, administrators were found to be senior and 20 years old and above. The data of this study is collected using by personal information form including the demographic characteristics of the administrators who work in high schools, the Turkish translation of the scale developed by Heppner and Peterson (1982), Problem Solving Inventory adopted by Şahin, Şahin and Heppner (1993) and change tendencies scale developed by Akbaba-Altun and Büyüköztürk (2011). Data were analyzed with IBM SPSS Statistics 23 program. Frequency distributions for categorical variables, minimum value for numerical variables, highest value, median, mean and standard deviation are given. While analyzing the data, parametric methods were used to test the numerical variables that provide the assumption of normal distribution. Non-parametric tests were applied to test the numerical variables that did not provide the normal distribution assumption. The difference between the two independent groups was examined by using the non-parametric test and the non-parametric tests with the Mann Whitney U test. The difference between the two independent groups was examined by one way variance analysis from the parametric tests and the non-parametric tests by Kruskal Wallis test. Spearman correlation coefficient was used to investigate the relationship between two numerical variables. The results obtained from the research findings are as follows: Considering the change tendencies of school administrators, it is seen that they get the highest score in the resistance to change change sub-dimension. In addition, it was seen that there was a significant difference in terms of level of tendency of change between tasks of school administrators, while there was no significant difference in terms of sub-dimensions. In the study, it was seen that the change tendencies of the school administrators were significantly higher than the deputy principals. However, there were no statistically significant differences between the school administrators' tendency to change in terms of age, gender, branch, last school, vocational seniority, professional seniorty, seniority and the number of seminars / courses they attended. There was a statistically significant difference in the problem solving ability confidence and approach avoidance subscale. As the problem solving level was inversely proportional to scoring, the results were high in favor of the administrators in the 21-40 age range. However, there were no significant differences in the problem solving levels of the school administrators in terms of gender, branch, final school, vocational seniority, professional seniorty, seniority and the number of seminars / courses they attended. There is a statistically significant negative relationship between the problem solving inventory and the sub-dimensions and the trend of change trends and the sub-dimensions of the change (three) according to the results of the analysis. However, no significant relationship was found between the problem solving inventory and the sub-dimensions, and the sub-dimension of belief in the benefit of change, but no statistically significant relationship was found between the approach avoidance and change tendency scale.Item Mali eğitim sisteminde temel ve orta öğretimde denetim süreci(Başkent Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2020) Sıssoko, Sory Mamadou; Akbaba Altun, SadegülBu araştırmanın amacı, Mali’de Kayes, Koulikoro, bölgeleri ile Bamako Büyükşehirde denetim hizmetlerinde yer alan aktörlerinin, yönetici ve öğretmenlerin görüşlerini inceleyerek, Mali eğitim sistemindeki temel ve orta öğretimin mevcut denetim sisteminin işleyişi üzerine ışık tutmaktır. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmış ve durum çalışma deseni seçilmiştir. Araştırmada amaçlı örnekleme kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma gurubunu, Mali’de Kayes, Koulikoro illerinde ve Bamako büyük şehir belediyesinde görev yapan 30 denetmen, temel eğitim ve ortaöğretim okullarında 5 öğretmen ve 5 Okul müdürü olmak üzere toplam 40 kişi oluşturmaktadır. Veri toplamak için görüşme, gözlem ve doküman analiz tekniği kullanılmıştır. Araştırmada, verilerin analizi için betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara bakıldığında denetim hizmetlerinin resmi rolleri, okul ve okuldaki çalışanları değerlendirmek ve denetlemek, okul ve eğitim bakanlığa bağlı kurumlar arasında iletişim sağlamak ve okuldaki çalışanlara desteklemek olduğu tespit edilmiştir. Katılımcılara göre, bu rolleri kaynaklarının yetersizliğinden dolayı yerlerine tamamıyla getirmediği ifade edilmiştir. Denetmenler deneyim ve yetenek kriterlere bakarak Milli Eğitim Bakanının emriyle atandığı görülmüştür. Ama çoğu katılımcılarına göre denetmenlerin sınavla işe alınması gerek olduğu görülmüştür. Denetmenlerin kontrol edilmediğini ancak denetmenlerin kontrol edilmesi gerektiğini ifade edilmiştir. Temel eğitim denetmenleri işe başlamadan önce denetim ile ilgili hiç eğitim almadıkları ifade edilmiştir. Ortaöğretim denetmenlerinin ise işe başlamadan kısa bir dönemde görevlerle ilgili eğitimler aldıkları belirtilmiştir. Denetmenlerin hizmet öncesi eğitim almaları için kurumların açılması gerektiği ve kurumlar olmadıkça işe başlamadan önce belli ve yeterli bir zamanda işiyle ilgili eğitimleri almaları gerektiği söylenmiştir. Hizmet içi eğitimleri, denetimle ilgili eğitimlerin, denetmen disipline üzerine, öğretmenlerin ihtiyaç duyduğu eğitimler üzerine, öğretmenlik ile ilgili yenimeler üzerine, komşu ya da başka ülkelerde de konferanslara katılması ve Milli Eğitim Sistemi üzerine odaklanılması istenmiştir. Kaynakların yetersizliği özellikle ortaöğretim hizmetlerinde insan kaynağı yetersizliği, denetmenlerin hizmet önce ve hizmet iç eğitimi yetersizliği, yönetim sorunu ve okul denetiminde etkisizliği olmak üzere denetim hizmetlerinde sorunları olduğu belirtilmiştir. Katılımcılara göre okul denetimi ideal sistemi için, gerekli kaynakların sunulması, kurumlar arası işbirliğini düzen olması, denetim personelinim iyi yönetilmesi, okul ve okuldaki çalışanların denetimi düzgün olması gerek olduğu belirtilmiştir. Son olarak, mevcut denetim sistemi, denetim hizmetlerinin adının değiştirilmesi, denetim hizmetlerin çoğaltılması ve denetim demokratikleşme dışında pratikte hiç değişiklik olmadığı görülmüştür. Denetim hizmetlerine ayrılan kaynakların yetersizliği ve bazı teftiş hizmeti okullarının uzaklığı karşısında; “yerleşik danışman” girişimini ve “CA de maitres” projesini geliştirmeli ve desteklemelidir. Denetim personelini kontrol etmek ve gerekli araçları sağladıktan sonra performanslarını talep etmek için bir mekanizma oluşturmalıdır. The purpose of this study is to highlight the functioning of the current supervision’s system for elementary and secondary school in Mali by exploring the views of Supervisor, principal and teacher in Kayes, Koulikoro regions and the district of Bamako. The qualitative research and case study methodologies are applied to analyze the primary data of this study. Snowball method of purposeful sampling is used. The participant group of the study consists of a total of 40 people, divided as follows: 30 supervisors, 5 teachers and 5 School principals from elementary and secondary schools. Interview, observation and document analysis techniques are used for data collection. Descriptive analysis method is used for data analysis. According to the results, the official roles of supervision services are determined as to supervise or evaluate and support school and school’s personnel and to assure liaison between school and educational institutions. According to the participants, due to insufficient resources these roles are not fully implemented. Supervisors by taking into consideration their experiences and aptitudes are appointed by the order of the Minister of National Education. However, according to most participants, it is highlighted that the supervisors should be recruited by exam. It is stated that the supervisors are not systematically controlled. However, according to the participant they should be controlled through reports written by the supervisor after each task and by IGEN regular visit of supervision services. It is stated that the supervisors in elementary schools did not receive any pre training relevant to their tasks and secondary school inspectors received it in a short period of time. According to the participants, appropriate school should be opened to provide the inspectors pre-service education; otherwise they should receive the necessary pre-service training. In-service trainings should be stressed on the discipline of the supervision, on innovations in teaching, on the National Education System or by attending conferences in neighbors’ countries or somewhere else. The problems of supervision are lack of resources generally and lack of human resource singularly in secondary school supervision services, lack of pre and in-service educations, management problem and inefficiency of school supervision. For “the ideal system of school supervision” Providing the necessary resources to the supervision services, reinforcing cooperation between the different supervision services, managing adequately supervision human resources, enhancing school and school personnel supervision and ameliorating supervision services management are highlighted. Finally, in practice, there is no significant change in current school supervision’s system in spite of multiplication of supervision services, redefining the roles of supervisors, renaming supervision’s services and democratization of supervision’s system. Considering the lack of resources provided to supervision’s services and distance between some schools and supervision’s services the initiatives as “Resident advisor” and “CA of Teacher” should be reinforced and backed. After providing the necessary resources to supervision’s services the supervisors should be systematically controlled and good result should be required.Item Okul müdürlerinin gözünden mültecilerin eğitim sorunları: Gaziantep ili örneği(Başkent Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2019) Aydın, Tuğçe; Akbaba Altun, SadegülBu araştırmanın amacı, Türkiye’de bulunan Suriyeli çocukların eğitim alanında yaşadıkları sorunların yönetsel boyutlarını keşfetmek, eğitsel sorunlarını açığa çıkarmak ve bu yönetsel ve eğitsel sorunlara yönelik, eğitim alanında okul müdürleri ile görüşülerek belirlenen sorunlara çözüm önerileri üreterek literatüre bu alanda katkı sağlamaktır. Bu çalışma nitel bir çalışmadır. Araştırma kapsamında ölçüt örneklem yolu ile seçilmiş Gaziantep ilinin Şahinbey ilçesinde 10 okulun müdürü ile yüz yüze görüşme yapılmış ve yarı yapılandırılmış on soru sorulmuştur. Yapılan görüşmelerden elde edilen veriler içerik olarak analiz edildikten sonra temalarına göre ayrılmışlardır. Araştırma bulgularına göre okul müdürlerinin tamamı sayının çok olduğunu ve öğrencilerin homojen olarak dağıtılması gerektiğini belirtmişlerdir, tamamına yakını dil farklılığının sorun olduğunu belirtmişlerdir. Okul müdürleri öğretmenlerin hazırlıksız yakalandığına da dikkat çekmişlerdir. Elde edilen veriler sonucunda kapsamlı uyum çalışmasının yapılmadığı görülmüştür. Bürokratik sürecin uzunluğu nedeni ile okul müdürlerinin alternatif çözümler ürettikleri bulgusuna ulaşılmıştır. The aim of this study was to explore the administrative aspects of the educational problems of Syrian children in Turkey, uncovering the populace that has educational issues and for these administrative and educational problems, producing solutions concomitantly to the identified issues in consultation with school administrators is to contribute in this field of research literature. This study is a qualitative study and phenomenology method was used. Within the scope of the research, face-to-face interviews were conducted with the principals of 10 schools in Şahinbey district of Gaziantep, where was selected by criterion sampling, and ten semi-structured questions were asked. The data obtained from the interviews were analyzed according to their content and separated according to their themes. According to the findings of the research, all of the school principals stated that the number was high and that the students should be distributed homogeneously. Almost all of them stated that language difference was a problem. School administrators also pointed out that teachers were caught unprepared. As a result of the data obtained, it was seen that no comprehensive adaptation study was performed. Due to the length of the bureaucratic process, it was found that school principals produce alternative solutions.Item Okul yöneticilerinin etik liderlik davranışları ile etik iklim arasındaki ilişkinin öğretmen algılarına göre incelenmesi(Başkent Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Kahvecioğlu, Burcu; Akbaba Altun, SadegülOkul müdürlerinin etik liderlik davranışları ile okuldaki etik iklim arsındaki ilişkinin öğretmen görüşlerine dayalı olarak incelendiği bu araştırma nicel korelasyonel araştırma desenindedir. Araştırmanın örneklemi, Ankara İlinin Çankaya ilçesinde kamuya ait liselerde görev yapmakta olan 325 öğretmenden oluşmaktadır. Araştırmada veri toplama araçları olarak “Demografik Form”, “Etik Liderlik Ölçeği” “Örgütsel Etik İklim Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin analizinde ise SPSS ve Microsoft Excel kullanılmıştır. Analiz kapsamında ilk olarak verilerin normallikleri incelenmiş olup verilerin normal dağılım sergilemediği görülmüş olduğundan analizlerde parametrik olmayan yöntemler kullanılmıştır. Demografik verilerine göre ölçeklerin farklılaşma durumları incelenirken, iki grup karşılaştırmalarında Mann Whitney U testi, ikiden fazla grupların karşılaştırılmasında ise Kruskal Wallis testi kullanılmıştır. Korelasyon hesaplamalarında ise Spearman korelasyonu kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda; okul yöneticisinin etik liderlik davranışlarını sergileme düzeyinin orta düzeyin üzerinde algılandığı; bazı demografik değişkenlere göre okul yöneticilerinin etik liderlik davranışlarıyla ilgili öğretmen algılarının farklışma durumu incelendiğinde cinsiyet, yaş yönüyle farklılaşma olmadığı tespit edilirken; eğitim durumu ve görev yaptığı okulda kalma süresine göre bazı alt boyutlarda öğretmen algılarında farklılaşma olduğu belirlenmiştir. Öğretmenlerin etik iklim algı düzeyleri incelendiğinde yüksek düzeyde etik iklim algısına sahip oldukları sonucu bulunmuştur. Öğretmenlerin etik iklim algısının; cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi ve görev yapılan okulda kalma süresine göre değiştiği sonucu belirlenmiştir. Etik liderlik ve etik iklim arasında orta düzeyde pozitif bir ilişki olduğu; yapılan regresyon analizine göre de etik liderliğin etik iklimi istatiksel olarak anlamlı ve pozitif yönde yordadığı sonucuna ulaşılmıştır. This research, in which the relationship between the ethical leadership behaviors of school principals and the ethical climate in the school is examined based on teacher opinions, is in a quantitative correlational research design. The sample of the research consists of 325 teachers working in public high schools in Çankaya district of Ankara Province. “Demographic Form”, “Ethical Leadership Scale” and “Organizational Ethical Climate Scale” were used as data collection tools in the research. SPSS and Microsoft Excel were used in the analysis of the data. Within the scope of the analysis, firstly, the normality of the data was examined and since it was seen that the data did not exhibit normal distribution, non-parametric methods were used in the analysis. While examining the differentiation status of the scales according to demographic data, Mann Whitney U test was used for comparisons of two groups and Kruskal Wallis test was used for comparison of more than two groups. Spearman correlation was used in the correlation calculations. As a result of the analyzes made; the level of ethical leadership behaviors of the school administrator is perceived above the medium level; When the differentiation status of teachers' perceptions about ethical leadership behaviors of school administrators according to some demographic variables is examined, it is determined that there is no differentiation in terms of gender, age; It has been determined that there is a differentiation in teacher perceptions in some sub-dimensions according to the educational status and the length of stay in the school. When the ethical climate perception levels of the teachers were examined, it was found that they had a high level of ethical climate perception. Ethical climate perception of teachers; It has been determined that it varies according to gender, age, education level and the length of stay at the school. There is a moderately positive relationship between ethical leadership and ethical climate; According to the regression analysis, it was concluded that ethical leadership predicted ethical climate statistically significantly and positively.Item Okul yöneticilerinin öğretimsel ve yönetimsel liderlik davranışları: Polatlı örneği(Başkent Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2018) Aydoğan, Ahmet Gültekin; Akbaba Altun, SadegülGelişen ve değişen çağımızda okulların etkili okul olabilmeleri için yöneticilerinin öğretimsel lider olmaları artık bir zorunluluktur. Bu çalışma ile okul yöneticilerinin öğretimsel ve yönetimsel liderlik davranışlarının belirlenerek, bu davranışlarının olumlu yöne çekilmesine yönelik öneriler geliştirilerek eğitim kurumlarında daha kaliteli ve başarılı nesillerin yetişmesine katkıda bulunulması hedeflenmektedir. Araştırmanın örneklemini Ankara ili, Polatlı ilçesindeki, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı 40 adet resmi eğitim kurumlarının müdür ve müdür yardımcıları oluşturmuştur Öncelikle kişisel bilgiler formu kullanılarak katılımcıların demografik özellikleri tespit edilmiş, daha sonra 2008 yılında yapılan Uluslararası Öğretme ve Öğrenme Araştırması (TALIS)’nda geliştirilen ve 23 sorudan oluşan anket uygulanmıştır. Verilerin çözümlenmesinde SPSS 15.0 paket programı kullanılmış ve demografik özelliklerin frekans ve yüzdelik dağılımları incelenmiştir. Ayrıca araştırmada elde edilen verilerin frekans ve yüzdelik dağılımlarıyla beraber, ortalama ve standart sapmaları hesaplanmıştır. Yönetim tarzlarının kıdem ve görev yeri özelliklerine göre fark gösterip göstermediği grafiklerle belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre okul yöneticileri “öğretimsel liderlik” alt boyutlarından “öğretimsel yönetim” ( ´x =3,157) alt boyutuyla, “okul amaçlarının yönetimi” ( ´x =3,155) alt boyutunu çok az bir farkla hemen hemen aynı ortalamalarda sergilemektedirler. Ayrıca “yönetimsel liderlik” alt boyutlarından en fazla “Bürokratik Yönetim” ( ´x =3,52) alt boyutunu sergilemektedirler. “Mesleki kıdem” ve “görev yeri” değişkenlerinin, ilkokul yöneticilerinin öğretimsel ya da yönetimsel liderlik alt boyutlarını sergileme düzeyleri üzerinde daha çok etkili olduğu anlaşılmıştır. In our developing and changing age, in order to have effective schools, school administrators have to be instructional leaders. By determining instructional leadership and administrative leadership behaviours of school administrators and by developing proposals to attrack those behaviours in to positive way it is aimed to have more quality and succesful generations in educational institutions. The school administrators in Ankara, in Polatlı district, working in forty public schools which belong to National Education Ministry constitutes the sample of this research. At first by using personal information form, demoghraphic fetures of participants is determined then the survey form that contains 23 questions and developed by Teaching and Learning İnternational Survey (TALIS) in 2008 was applied. In analyzing of datas, SPSS 15.0 package program was used and the frequency and percantage of demographic features was examined. Also the means and standard deviation of data in research was determined. The effect of professonal seniority and the type of schools on their leadership behaviours is found by using graphics. According to results of this research the school administrators exhibits “instructional management” ( ´x =3,157) and “management of school aims” ( ´x =3,155) subdimensions of “instructional leadership” nearly equally. Also they mostly exhibit “bureaucratic management” ( ´x =3,52) sub-dimension of administrative leadership. Both “professonal seniority” and the “type of the schools” variables have more effects on primary school managers’, instructional leadership and administrative leadership behaviours.