Browsing by Author "Şumnu, Umut"
Now showing 1 - 12 of 12
- Results Per Page
- Sort Options
Item Ankara'nın inşasında modern bir yeme-içme mekanı: 1932-1953 baba karpiç şehir lokantası(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Acar, Nuriye Ceren; Şumnu, UmutAnkara’nın İnşasında Modern Bir Yeme-İçme Mekanı: 1923 – 1953 Baba Karpiç Şehir Lokantası adlı bu tez çalışmasında, Karpiç Lokantası hem modern bir iç mekan olarak hem de yaratılmaya çalışılan modern kent ve modern kentlinin okunabildiği simgesel bir mekan olarak ele alınmıştır. Modernleşme süreciyle birlikte Ankara’nın yapısal değişimi ve yaratılmaya başlanan modern çevre ve modern görünümlü yapıların iç mekana yansıması olarak Karpiç Lokantası, bir modern iç mekan olarak ele alınmıştır. Aynı zamanda yaratılmaya başlanan modern bireyin yansıması da Karpiç Lokantası üzerinden aktarılmıştır. Öncelikle Ankara’nın başkent ilan edilmesi ve Cumhuriyet’in kurulması ile modern bir başkent yaratma sürecinde kentin merkezi olan Taşhan ve çevresinin sosyal yaşam pratikleri ve görünümü aktarılmıştır. Daha sonra kentin imarı çalışmaları ile çizilen kent planlarından Lörcher Planı’nın etkileri, kentin hızla büyümeye devam etmesi ve Lörcher Planının yetersiz kalmasıyla Jansen Planı’nın uygulamaları ve öngörüleri ile başkent Ankara’da sosyalleşme alanların oluşumu aktarılmıştır. Bir yandan yapısal değişimler devam ederken bir yandan da yaratılmaya başlanan sosyalleşme mekanlarıyla birlikte toplumun modern yaşam biçimlenişinin yansıması, sosyalleşme mekanlarından yeme-içme mekanları üzerinden değerlendirilmiştir. Yeme içme mekanları içerisinde davranış biçimlenişi, Batılı tarzda hizmet anlayışı ve modern iç mekan tasarımıyla Ankara’da modern restoranın öncüsü olarak Karpiç Lokantası ön plana çıkmaktadır Bu tez çalışması ile modernleşme süreciyle birlikte Ankara’daki yapısal ve toplumsal değişimleri Karpiç Lokantası üzerinden okuyarak modern sosyal iç mekanın, modern yaşam pratiğine etkisini aktarmak amaçlanmıştır. Çalışma sonunda görülmüştür ki, modern bir sosyalleşme mekanı olan Karpiç Lokantası, var olduğu dönem boyunca hem modern sosyal yaşam pratiklerinin toplumsal yönden sergilendiği simgesel bir mekan hem de toplumun yaşam biçimin gözlemlendiği dönemine ayna tutan mekandır. Karpiç Lokantası yalnızca modern toplum ve modern davranış biçimlenişiyle değil modern iç mekan tasarımıyla da modern bir lokantadır. A Modern Eating and Drinking Place in the Construction of Ankara: 1923 – 1953 In this thesis study, Baba Karpiç Şehir Lokantası, Karpiç Lokantası is handled both as a modern interior space and as a symbolic place where the modern city and modern citizens can be read. Karpiç Lokantası is considered as a modern interior as a reflection of Ankara's structural change with the modernization process and the modern environment and modern-looking structures that have begun to be created. At the same time, the reflection of the modern individual, which was started to be created, was conveyed through Karpiç Restaurant First of all, the social life practices and appearance of Taşhan and its surroundings, which is the center of the city, in the process of creating a modern capital with the declaration of Ankara as the capital and the establishment of the Republic are conveyed. Then, the effects of the Lörcher Plan, one of the city plans drawn by the city's development studies, the rapid growth of the city and the inadequacy of the Lörcher Plan, the applications and predictions of the Jansen Plan, and the formation of socializing areas in the capital Ankara were conveyed. While the structural changes continue on the one hand, the reflection of the modern life-forming of the society together with the socialization spaces that have begun to be created on the other hand, has been evaluated through the eating and drinking spaces, one of the socialization spaces. Karpiç Lokantası stands out as the pioneer of the modern restaurant in Ankara with its behavior pattern in eating and drinking places, its Western-style service concept and modern interior design. With this thesis, it is aimed to convey the effect of modern social interior on modern life practice by reading the structural and social changes in Ankara with the modernization process through Karpic Restaurant. At the end of the study, it was seen that Karpiç Restaurant, which is a modern socializing place, is both a symbolic place where modern social life practices are exhibited socially, and a place that mirrors the period in which the life style of the society is observed. Karpiç Lokantası is a modern restaurant not only with its modern society and modern behavior, but also with its modern interior design.Item Bilim kurgu filmlerinde kent ve iç mekan olgusunun zaman içindeki değişimi: Metropolis, 2001: A space odyssey, blade runner ve miniority report örnekleri(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Sakarya, Engin; Şumnu, UmutModern bir olgu olan bilim kurgu filmlerini, diğer temsillerden ayıran özellik, yapıldığı dönemin siyasal, toplumsal, ekonomik, kültürel ve teknolojik gelişmelerini yansıtmalarıdır. Bu yaklaşım bilim kurgu filmlerinin yapıldığı dönemin sanat, tasarım ve mimarlık kültürüyle ilişkilenmesine de yardım eder. Bu noktadan hareketle, bu tez öncelikle bilim kurgun türünün ortaya çıkışına ve süreç içerisindeki değişimine odaklanır. Önceleri bir edebiyat formu olarak ortaya çıkan daha sonra sinema filmleri üzerinden anlatı bulan bilim kurguların, zaman içerisinde nasıl değiştiğine bakmak bizlere bu temsilleri dönemin olaylarıyla ilişkilendirmemize olanak sağlayacaktır. Bu kapsamda seçilen, değişik dönemlerde yapılmış, dört bilm kurgu filmi üzerinden öncelikle bu filmlerin yapıldığı dönemle kurduğu ilişkiye ve dönemin önemli olaylarının bu filmlere nasıl yansıdığına bakılır. Daha sonra çalışma, bu filmleri dönemlerin sanat, mimarlık ve tasarım kültürüyle ilişkisi üzerinden inceler. Bu incelemede filmlerde değişen kent ve iç mekân olgusu çalışma kapsamında ayrıca önemlidir. Metropolis (1927), 2001: A Space Odyssey (1968), Blade Runner (1982), Minority Report (2002) filmleri üzerinden yapılan bu inceleme bizlere bilim kurgu filmlerinin değişen dünyanın değişen yaklaşımlarını anlamamızda belge niteliği olarak okunabileceğinin altını çizer. It distinguishes science fiction films, which are modern phenomena, from other representations, reflecting their political, social, economic, cultural and technological developments. This approach also helps to relate the era of science fiction films to the culture of art, design and architecture. From this point of view, this thesis primarily focuses on the emergence of science fiction and the change in the process. Looking at how science fiction, which emerged as a literary form in the first place and then narrates through motion pictures, changes over time will enable us to relate these representations to events of the period. In this context, it is examined how the important events of the period and the period that the films are made through these four films are firstly reflected in these films. Later, the study examines these films in relation to the art, architecture and design culture of the period. In this review, the changing urban and interior space in films is also important in the scope of the study. This review of Metropolis (1927), 2001: A Space Odyssey (1968), Blade Runner (1982), and Minority Report (2002) underscores that science fiction films can be read as documentary qualities in our changing approaches to the changing world.Item Erken Cumhuriyet döneminde modern mimarlık ve sinemadaki temsili: Türkiye'nin kalbi Ankara(1934) filmi(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Yakupoğlu, Burak Can; Şumnu, UmutMimarlık fikir ve ideolojilerin temsilinde kullanılan en önemli araçlardan biridir. Farklı dönemlerde, farklı ideolojileri temsil etmiş olan mimari yapılar, modern dönemde teknolojinin ve iletişim araçlarının da gelişmesi ile sinemada temsilin en önemli parçalarından biri haline gelmiştir. Bu tezde; mimarlık, sinema ve temsil arasındaki ilişki tartışılmaktadır. Bu ilişkiyi incelemek için ise, Erken Cumhuriyet Dönemine ait en önemli görsel kaynaklardan biri olan ve yeteri kadar çalışılmamış Türkiye’nin Kalbi Ankara (1934) filmi seçilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk’ün isteği üzerine ünlü Sovyet yönetmen Sergei Yutkeviç tarafından Cumhuriyet’in onuncu yılı için çekilmiş olan Türkiye’nin Kalbi Ankara (1934) filmi, Erken Cumhuriyet Döneminde yaşanmış gelişmeleri yansıtmaktadır. Bu gelişmeler ise Cumhuriyet’in kurulması, modern olma fikri ve modernleşme süreci ile ilişkilidir. Başka bir deyişle filmde, Türkiye’de modernlik ve modernleşme temsil edilmektedir. Bu temsil büyük oranda mimari yapılar yoluyla anlatılmaktadır. Bu tezde öncelikle temsil kavramı, Erken Cumhuriyet Dönemi, Türkiye’de modernleşme süreci ve Erken Cumhuriyet döneminde mimarlık incelenerek, teorik bir altyapı hazırlanmıştır. Bu süreçte mimarlık ve temsil arasındaki ilişkiye değinilerek, sinemadaki yansımalarına bakılmıştır. Son olarak Türkiye’nin Kalbi Ankara (1934) filminin detaylı bir incelemesi yapılarak, sinemada mimarlığın temsilde oynadığı rol tartışılmıştır. Architecture is one of the most important ways of representing ideas and ideologies. Works of architecture that represented different ideologies in different periods, became an important part of representation in cinema due to the developments in technology and communication technologies in the modern era. This thesis, discusses the relationship between architecture, cinema and representation. Türkiye’nin Kalbi Ankara (1934) movie, which is one of the most important visual sources that belong to the Early Republican Period, is selected to examine that relationship. Türkiye’nin Kalbi Ankara (1934) movie, which was filmed for the tenth anniversary of the republic, by famous Soviet director Sergei Yutkeviç upon the request of Mustafa Kemal Atatürk, reflects the happenings and developments in the Early Republican Period. The developments in the Early Republican Period concerns the foundation of Republic, the idea of being modern and the process of modernization. In other words, Türkiye’nin Kalbi Ankara (1934) movie, represents modernity and modernization in Turkey, through the works of architecture among other representational elements. In this thesis, a teoretical framework is constructed around the literature on the concept of representation, Early Republican Period, modernization process in Turkey, and architecture in the Early Republica Period. The relationship between architecture and representation, and its reflections in cinema is examined within that framework. Furthermore, the role of architecture in cinematic representation is discussed through a detailed analysis of Türkiye’nin Kalbi Ankara (1934) movie.Item Evde endüstri devrimi: Makine ev, geleceğin evi ve akıllı ev(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Durmaz, İbrahim Anıl; Şumnu, Umutİnsanlar yeryüzünde var olduklarında kendilerini doğal etmenlerden koruyacak sığınaklara ihtiyaç duymuşlardır. İnsanlar ilk çağlarda mağara gibi doğal alanları kendilerini doğa olaylarından koruyan mekanlar olarak kullanmıştır. Bu mekanlar insanları doğal etmenlerden korumanın yanı sıra onların mahrem alanı olmuştur. Bu mekanlarda yıllarca farklı nesiller bir arada uyum içinde yaşamış, yaşamın zorluklarını beraber deneyimlemişlerdir. İnsanlar yerleşik yaşama geçtiklerinde yaşam tarzları değişmiştir. İnsanlar kendilerini dış etmenlerden korumak amacıyla yaşadıkları alanlarda bulunan doğal malzemelerden ilk ev olarak tanımlanabilen yapılar inşa etmişlerdir. Bu evlerde tıpkı ilkel barınak örneklerinde olduğu gibi doğa olaylarından koruma sağlayan, mahrem alanlar olarak varlıklarını sürdürmüştür. Teknolojinin ilerlemesi ve Endüstri Devrimi’nin başlamasıyla insanların yaşam tarzında büyük bir değişim yaşanmıştır. Şehirler kitlesel üretimin merkezine dönüşmüştür. İnsanlar tarımın yapıldığı alanlarda değil, şehirlerde yaşamaya başlamıştır. Endüstri Devrimi’nin gelişiyle ev kavramında bir kırılma yaşanmıştır. Dönem içinde gerçekleşen değişimlerle ev parçalarına ayrılmış, yeniden tanımlanmış ve şehirlerde yaşayan insanların barınma ihtiyacını karşılamak amacıyla yeniden üretilmiştir. Bu dönemde geçmişten bir kopuş yaşanmış ve evde bu kopuştan etkilenerek yeniden ele alınmıştır. İlerleyen dönemlerde Dünya’da yeni değişimler yaşanmıştır. Bu değişimler sanat, mimari, tasarım vb. alanlarda yeni değişimlerin ve dönüşümlerin yaşanmasına neden olmuştur. Dünya’da yaşanan yeni değişimler her alanı etkilediği gibi ev düşüncesini de etkilemiştir. Dünya’da farklı dönemlerde yaşanan değişimlerle farklı ev konseptleri ortaya çıkmıştır. Beginning from their first occurrence on the Earth, people have needed shelters to protect themselves from natural phenomenons. In the first ages, the humanity occupied caves and other types of natural formations in which they lived in them as spaces so as to protect themselves from natural phenomenons. Those spaces were not only used for protection as they also operated as the privacy spaces. Various generations had dwelled together in those spaces as they also experienced hardships of life together, too. Once the humanity passed to settled life, their lifestyles also changed. By utilization of natural materials, in order to protect themselves from natural events, human beings constructed the first models of houses. Similar to primitive shelters, those houses were used as privacy zones that provided protection from natural phenomenons. Via technological advancements and advent of the Industrial Revolution, tremendously effective changes emerged in daily lives of people. Cities became centers of mass production. People shifted to dwelling in urban zones and rural zones that agriculture was practiced was not occupied anymore. With the advent of the Industrial Revolution, a milestone arose within the scope of the term, house. Thanks to alterations occurred in that phase of the time, the term, house, was disassembled into its particles, re-introduced and reproduced in order to meet sheltering needs of people living in urban mediums. In that phase of time, a secession from the past took place and the term, house, was reconsidered since the secession had an impact on it as well. In next phases of time, new changes occurred in the world. Those changes led to new alterations and transformations in art, architecture, design and so on. Changes occurring in the world affected how the term, house, was imagined as well as other disciplines. Dependent on the changes occurred in different times, diverse concepts for the term, house, were introduced.Item Geç Osmanlı Dönemi’nden 1970’li yıllara kadar değişen tüketim alışkanlıkları, mağazacılık ve mağaza mimarisi(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Uluyurt Yılmaz, Begüm; Şumnu, UmutModernleşme ve modern mağazacılığın temelleri Geç Osmanlı döneminde atılmaya başlanmıştır. Somut olarak Tanzimat’ın ilanıyla başlayan modernleşme sürecinde Batılılaşma hareketlerinin tüketime yön verdiği görülmektedir. Bu tezde modern mağazacılığın Türkiye’de ortaya çıkması ve Batılı tüketim davranışlarının Türkiye’ye gelmesi ve gelişim süreci ele alınmıştır. Değişen siyasal ve toplumsal hayat, departmanlı mağazaların gelişimi açısından önem taşımaktadır. Yaşanan siyasal ve toplumsal değişimlerin giyim, mağazacılık, sanat ve mimariyi yakından etkilediği görülmektedir. Geç Osmanlı’da bon marşelerle başlayan modern mağazacılık süreci Erken Cumhuriyet döneminde Sümerbank mağazaları, 1950-1970 dönemleri arasında ise Gima, Yeni Karamürsel ve Vakko mağazaları olarak karşımıza çıkmaktadır. Son dönem mağazaları ise giyim-kuşamın yanında sosyal aktivitelerle de adlarından söz ettirerek, Türkiye’de modern mağazacılığın önemli sembolleri haline gelmiştir. Bu bağlamda farklı dönemlerde yaşanan değişimlerle departmanlı mağazacılığın şekillendiği ve geliştiği görülmektedir. The foundations of modernization and modern merchandising began to be laid in the late Ottoman period. In the modernization process, concretely, which started with the declaration of the Tanzimat, it is seen that the Westernization movements gave direction to consumption. In this thesis, the emergence of modern merchandising in Turkey and the arrival of Western consumption behaviors in Turkey and the development process are discussed. The changing political and social life is important for the development of department stores. It is seen that the political and social changes experienced closely affect clothing, merchandising, art and architecture. The modern merchandising process, which started with bon marches in the late Ottoman period, appeared as Sümerbank stores in the Early Republic period, and as Gima, Yeni Karamürsel and Vakko stores between the 1950s and 1970s. Recent stores, on the other hand, have become important symbols of modern merchandising in Turkey by making a name for themselves with social activities as well as clothing. In this context, it is seen that department stores has been shaped and developed with the changes experienced in different periods.Item İç mekân bağlamında modern mimarlık mirası: Kavaklıdere sineması değer analizi(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Tür, Ayşe Nur; Şumnu, UmutAraştırma, modern mimarlık mirasının korunması konusunu, iç mekân odağıyla ele almaktadır. Modern mimarlık, eskinin karşıtı yeni olarak tanımlandığında koruma kuramıyla çelişmektedir. Fakat yakın geçmişte birçok modern mimarlık mirasının yıkımı üzerine, modern mimarlık koruma kuramınca kabul edilmiş ve modern mimarlığın korunması, belgelenmesine yönelik çalışmalar yapılmıştır. Yıkımlar dışında mevcut yapının iç mekânında yapılan müdahaleler sebebiyle de modern iç mekânların korunması önemli bir sorundur. İç mekân, kullanıcıyla doğrudan ilişki içinde olduğu için sonradan müdahalelere açıktır. Araştırma, bir sinema yapısı üzerinden bu sorunu ele almayı hedeflemektedir. Birçok sinema yapısı, yıkım sebebiyle veya yıkım olmaksızın iç mekânda yapılan müdahaleler sonucu yitirilmiştir. Bu sebeple örnek olarak bir sinema yapısı seçilmiştir. Nejat Tekelioğlu’nun apartmanlı sinema yapılarından biri olan 1965 yılında yapılan Kavaklıdere Sineması, araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır. 1960’lı yıllar Türk sinema tarihi için de bir kırılma noktası olarak ele alınır, Yeşilçam’ın ortaya çıktığı tarih olması sebebiyle bu dönem altın çağ olarak tanımlanmaktadır. Toplumda sinemaya ciddi bir talebin oluştuğu dönemde sinema yapılarının sayısı oldukça artmıştır. Sinema sayılarında yaşanan artışta apartmanlı sinemaların da büyük ölçüde katkısı olduğu söylenebilir. Belirtilen dönemde oldukça popüler olan sinema mekânları, toplum hafızasında önemli bir yere sahiptir. 1960’lı yıllarda faaliyete geçen apartmanlı sinema yapısı olan Kavaklıdere Sineması dönemi analiz etmek için iyi bir örnektir. Bu nedenle 1980’lı yıllar sonrasında sinema yapıları yavaş yavaş kapanmaya başlamıştır. Kavaklıdere Sineması da kapanan sinema yapılarından biridir. Yapı günümüzde faaliyete devam etmemesine karşın; yıkılmamış, işlev değiştirmemiş, mevcut haliyle kapalı vaziyette bulunmaktadır. Kavaklıdere Sineması gibi toplum hafızasında önemli bir yere sahip olan sinema yapıları, değişen alışkanlıklar sebebiyle yitirilmiştir. Günümüzde oldukça az sayıda sinema yapısı varlığını sürdürmekte, bu yüzden bu yapıların korunması gerekliliği doğmuştur. Araştırmanın ilk bölümü, modern mimarlık mirasının tanımı ve korunmasına yönelik çalışmalar, iç mekân odağıyla ifade edilmiştir. Değer merkezli koruma yaklaşımı açıklanarak, farklı araştırmacı ve kurumların değer tanımlarına yer verilmiştir. Diğer bölümde, sinemanın ortaya çıkışı ve mekânsallaşma süreci anlatılmıştır. Son bölümde örneklem olarak seçilen Kavaklıdere Sinemasının planları ve iç mekân fotoğrafları aracılığıyla iç mekân analizi yapılmıştır. Sinemanın sahibi A.N. ve sinemanın uzun yıllar işletmeciliğini yapan Z. Ş. ve son olarak 1991’den 2007 yılına kadar sinemayı işleten İ.D. ile sözlü tarih görüşmesi yapılmıştır. Son olarak, Kavaklıdere Sineması değer merkezli koruma yaklaşımı çerçevesinde değerlendirilmiştir. Yapının değer analizi yapılmıştır. Değerlendirmelerin sonucunda, Kavaklıdere Sineması’nın bir modern mimarlık mirası olarak ele alınması için sahip olması gereken değerlerin analizi yapılmıştır ve koruma gerekliliği vurgulanmıştır. Yapılan araştırma, belgeleme çalışması ve değer tespitleriyle beraber, Kavaklıdere Sinemasının korunmasına yönelik yapılması gereken çalışmalara için bir altlık görevi üstlenmiştir. The research deals with the security of modern architecture, with the inner center. Modern architecture contradicts conservation theory when the old is defined as the new. However, in the recent past, on the destruction of many modern architectural heritages, modern architecture has been accepted by the conservation theory and studies have been carried out for the preservation and documentation of modern architecture. Apart from the demolition, the preservation of the modern interiors is an important problem due to the interventions made in the interior of the existing building. Since the interior is in direct contact with the user, it is open to later interventions. The research aims to address this problem through a cinema structure. Many cinema structures have been lost as a result of internal interventions, with or without demolition. For this reason, a cinema structure was chosen as an example. Kavaklıdere Cinema, one of Nejat Tekelioğlu's apartment cinema buildings, built in 1965, constitutes the sample of the research. The 1960s are also considered as a breaking point for the history of Turkish cinema, and this period is defined as the golden age because it is the date of the emergence of Yeşilçam. In the period when there was a serious demand for cinema in the society, the number of cinema structures increased considerably. It can be said that the movie theaters with apartments also contributed to the increase in the number of cinemas. Cinema venues, which were very popular in the specified period, have an important place in the memory of the society. Kavaklıdere Cinema, an apartment cinema structure that started operating in the 1960s, is a good example to analyze the period. For this reason, after the 1980s, movie theaters started to close slowly. Kavaklıdere Cinema is one of the closed cinema structures. Although the building does not continue to operate today; It has not been demolished, has not changed its function, and is in a closed condition in its current form. Cinema structures such as Kavaklıdere Cinema, which have an important place in the memory of the society, have been lost due to changing habits. Today, very few cinema structures continue to exist, so the necessity of protecting these structures has arisen. In the first part of the research, the definition of modern architectural heritage and the studies on protection are expressed with the focus of interior space. Value-centered conservation approach is explained and value definitions of different researchers and institutions are included. In the other part, the emergence of cinema and its spatialization process are explained. In the last section, an interior analysis was made through the plans and interior photographs of the Kavaklıdere Cinema, which was chosen as a sample. The owner of the cinema, A.N. and Z. Ş., who has been the manager of the cinema for many years. and finally İ.D., who ran the cinema from 1991 to 2007. An oral history interview was conducted with Finally, Kavaklıdere Cinema was evaluated within the framework of value-centered conservation approach. Value analysis of the building was made. As a result of the evaluations, the values that Kavaklıdere Cinema should have in order to be considered as a modern architectural heritage were analyzed and the necessity of protection was emphasized. Along with the research, documentation and valuation, it served as a base for the work to be done for the preservation of Kavaklıdere Cinema.Item İç mekan tasarım tarihinde Türkiye'deki tiyatro dekorlarına bir bakış: Küçük tiyatro örneği(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Doğruer, Hamdi; Şumnu, UmutModern iç mekanın oluşumunda tiyatroya özgü “Tiyatro Seti Yaklaşımı” ve “Gesamtkunstwerk” önemli bir yere sahiptir. Departmanlı mağazalardaki setler, dünya fuarlarındaki üç duvarlı iç mekan sergilemeleri, müzelerdeki period odaları tiyatro seti yaklaşımının ürünleridir. Opera ve tiyatroda önemli bir yere sahip olan Gesamtkunstwerk yaklaşımı da mimarlık alanında karşılığını bulmuş, yapı kabuğu ve iç mekanı bütünleştirmeye çalışan anlayışları açığa çıkarmıştır. Gesamtkunstwerk opera ve tiyatro için önemli olduğu kadar modern iç mekan içinde önemli bir kavramdır. Dolayısıyla tiyatro ve sahne-dekor tasarımı modern iç mekan tarihini anlamada önemli bir yere sahiptir. Türkiye’de, iç mimarlık mesleği başlangıcında, çoğunlukla sergi, pavyon, fuar stantlarının, film setlerinin ve tiyatro sahne-dekor tasarımı alanında kendine bir uygulama alanı bulabilmiştir. Tiyatrodaki sahne-dekor tasarımları, iç mimarlık mesleğinin ortaya çıktığı dönemlerde en önemli üretim alanlarından birisidir. Tiyatro sahne-dekor tasarımlarının tarihine bakmak için, II. Evkaf (Vakıf) Apartmanı’nın içinde yer alan Ankara’nın ilk tiyatro sahnelerinden “Küçük Tiyatro”yu incelemek bu noktada önemlidir. Tiyatro tarihi için önemli olduğu kadar, iç mekan tasarım tarihi ve iç mimarlık mesleğinin kendini gerçekleştirme mecralarından biri olarak da önemli bir yere sahip olan Küçük Tiyatro’da dekoratör-iç mimar olarak görev almış, tasarlanmış ilk sahne-dekor tasarımlarında isimleri karşımıza çıkan dönemin öncü isimlerinden Turgut Zaim, Tarık Levendoğlu, Sabih Kayan, Refik Eren ve Hüseyin Mumcu’nun Küçük Tiyatro’da görev aldığı yıllarda tasarladığı sahne tasarımları ve dekorlar kapsamında arşiv malzemesi belgelemiştir. Belgelenen arşiv malzemelerinden, diğer tasarımlara göre daha nitelikli, iç mekan bileşenleri açısından zengin, iç mimarlık meslek pratiğine belge oluşturabilecek, sahne tasarımları ve dekorlar seçilerek analiz yapılmıştır. Seçilen sahne tasarımları ve dekorların analizi oyunların içerikleri ile birlikte ele alınarak ortaya konulmuştur. Bu sahne tasarımları ve dekorlar eskizler, fotoğraflar ve ulaşılabilen belgeler birlikte ortaya konularak iç mekan tasarım tarihi araştırmalarında yardımcı bir kaynak olması ve gelecek çalışmalar için yol gösterici nitelikte katkı sağlaması hedeflenmektedir. Theater-specific "Theatre Set Approach" and "Gesamtkunstwerk" have an important place in the formation of the modern interior. Sets in department stores, three-walled interior displays at world fairs, and period rooms in museums are the products of the theater set approach. The Gesamtkunstwerk approach, which has an important place in opera and theater, has also found its way in the field of architecture, revealing the understandings that try to integrate the building envelope and the interior. Gesamtkunstwerk is an important concept in modern interiors as well as in opera and theater. Therefore, theater and stage-decor design has an important place in understanding the history of modern interiors. In Turkey, at the beginning of the interior architecture profession, it was able to find an application area mostly in the field of exhibition, pavilion, fair stands, movie sets and theater stage-decor design. Stage-decor designs in the theater is one of the most important production areas in the period when the profession of interior architecture emerged. To look at the history of theater stage-decor designs, at this point, it is important to examine the "Küçük Tiyatro", one of the first theater stages of Ankara, located in the II. Evkaf (Vakıf) Apartment. He worked as a decorator-interior architect in the Küçük Tiyatro, which has an important place in the history of interior design as well as in the history of theater and as one of the self-realization channels of the interior architecture profession, and is one of the leading names of the period whose names we come across in the first stage-decor designs designed. He has documented archival material within the scope of the stage designs and decors he designed by Turgut Zaim, Tarık Levendoğlu, Sabih Kayan, Refik Eren and Hüseyin Mumcu while they were working at the Küçük Tiyatro. From the documented archival materials, analysis was made by selecting stage designs and decors that are more qualified than other designs, rich in interior components, that can create documents for the professional practice of interior architecture. The analysis of the selected stage designs and decorations has been revealed by considering the contents of the plays. It is aimed that these stage designs and decors, sketches, photographs and accessible documents will be put forward together, to be a helpful resource in interior design history research and to contribute to the future studies as a guide.Item Mimarlık tarihi yazımında alternatif anlatı yöntemleri: Şevki balmumcu'nun sergi evi yapısının hikayesinin "opera'nın hayaleti" grafik romanı ile aktarımı(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Kutluoğlu, Onur; Şumnu, UmutPost-yapısalcı ve postmodern tarih kuramları üzerinden kurulan, öznellik ve anlatı merkezli tarihyazımı ile tarih ve kurgusal edebiyat arasındaki sınırlar muğlaklaşmıştır. Tarih disiplininin genişleyen ve silikleşen sınırları sayesinde ve özellikle edebiyat ile kurduğu yakın ilişki ile tarihsel anlatının sunum biçimleri de zenginleşmeye başlamıştır. 1980’lerde Art Spiegelman’ın Maus grafik romanı ile tarih anlatısında yarattığı kırılma, mimarlık tarihi anlatısı için de mümkün olabilir mi? Postmodern tarihyazımı ve edebiyattaki karşılığı olarak konumlandırılan yeni tarihselcilik, modern tarihyazımının ülkü edindiği büyük anlatıya karşın, tarihin görmezden geldiği, uçlaştırdığı hatta sakladığı hikayeler ile ilgilenir. Bu mikro-hikayelerin mimarlık tarihindeki karşılığı nedir ve nasıl sunulabilir? Bu tez için üretilen Opera’nın Hayaleti grafik romanı ile bu soruların cevapları aranmıştır. Erken Cumhuriyet Dönemi Türkiye’sinde, 1930’lardan 1940’lara geçerken yaşanan çelişkili durumların anlatısında sıklıkla örnek olarak kullanılan, Ankara Sergi Evi’nin Opera Binası’na dönüştürülme süreci, alışılagelmiş akademik yazım pratiklerinin dışında kalarak, Şevki Balmumcu’nun üzücü yaşam öyküsüyle birlikte kurgulanarak bir grafik roman üzerinden yeniden yorumlanmıştır. Subjective and narrative driven historiography that based upon post-structuralist and postmodern theories of history had blurred the boundaries between history and literary fiction. Representation methods of the historical narrative has flourished due to expanded and indistinctive boundaries of the discipline of history, and especially because of its close link with literary fiction. Is the revolutionary impact of Art Spiegelman’s graphic novel Maus on narrative of history possible for architectural history as well? Postmodern historiography and its literary counterpart new historicism are focused on the neglected, marginalized and even hidden by the grand narrative that is idealized by modern historiography. What are equivalent to these micro-stories and how they can be represented? Answers to these questions are sought with the graphic novel The Phantom of the Opera House which is produced for this thesis. The story of The Exhibition House of Ankara’s transformation to Ankara Opera House which is frequently used as an example for the contradictory circumstances of Early Republican Era of Turkey at the transitional period from 1930’s to 1940’s is reinterpreted by fictionalizing it with the sad story of Şevki Balmumcu by staying out of the conventional academic writing practice.Item Modern mimaride eleştirel bölgeselcilik kuramı: Diyarbakır halk ve çocuk kütüphanesi örneği(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Tunç, Aylin; Şumnu, UmutGeçmişten günümüze yaşanan ekonomik, kültürel, siyasi koşullar, gelenek ve görenekler birçok alanı etkilediği gibi mimari alanda da etkileşimlere ve bariz değişikliklere neden olmaktadır. Bu nedenle, mekana, zamana ve içinde bulunulan çağa göre farklı mimari yaklaşımlar ortaya çıkmaktadır. Sanayinin ve ekonominin güç kazanması, çağın gereksinimleri ile özgün, modern ve modernleşme kavramlarının da yaygın olduğu, mimarlık üzerinde kuvvetli etkiler yaratan bir süreç meydana gelmiştir. İlk olarak 18. yüzyılın sonlarına doğru, mimari alandaki malzeme kullanımının çeşitliliğinin sağladığı ortam ve bu kapsamda oluşturulan mimari ürünler ile modern mimari alanında temel unsurlar gelişim göstermiştir. Teknolojik gelişmelerin de sağladığı özgür ortam, çağdaş tasarımlara yapısal çözümler sağlamıştır. Bu gelişim ve değişimler sonucunda 19. Yüzyıl ortalarında modern mimari hız kazanmış, birçok ülkeye yayılmıştır. Genel olarak 19. yüzyılda ivme kazanan, 20. yüzyıldan itibaren yaygınlaşan modern mimarlık; teknolojik gelişmeler ve çağın gerektirdiği ihtiyaçlar ile birlikte birçok akımında gelişim gösterdiği bir dönemi kapsamaktadır. Bu akımların etkisi, yeni malzemeler ve yapım teknikleri ile beraber mimari de farklı strüktürler, yeni ideolojiler ortaya çıkmış, dünyada ve sonrasında Türkiye’de yaygın hale gelmiştir. Daha çağdaş ve özgün tasarımlar yaratma çabasının getirmiş olduğu ‘modern’ hareketlilik ortamı, yerel değerlerden uzaklaşılmasına zemin hazırlamıştır.Modern mimari kapsamında evrensel değerlerin yerel değerler ile yaşadığı çatışma ortamı ile birlikte ortaya konulan yapılar genel olarak bir kimlik kaybına ve kültürel değerlerde sarsılmaya neden olmuştur. Bu durum, 20.yüzyılın başlarında Türkiye’de ‘Bölgeselcilik’ hareketlerini zorunlu hale getirmiştir. Mimari alandaki geleneksel yaklaşımlar ile ‘modern’ arasındaki bağlantı bu şekilde kurulmak istenmiştir. 20. yüzyılda yaygınlaşan evrenselleşme düşüncesi mimarlıktaki ‘yerel’ yaklaşımlardan uzaklaşılmasına neden olmuş, bölgeselciliğe zarar vermiştir. Bu durum ‘eleştirel bölgeselcilik (critical regionalism)’ kavramını gündeme getirmiştir. Eleştirel bölgeselcilik, toplumsal ve kültürel verileri göz ardı etmeden; yerel düşünceleri çağdaş olan ile ilişkilendirip bu bağlamda tasarımlar yapmıştır ve bölgesel mimariyi tamamen yok saymamıştır. Çalışmanın amacı, modern ve yerel mimari kapsamında, öncelikle belirli kavramlar incelenip bu bağlamda bir yol izlemektir. Bu kavramlar doğrultusunda, modern mimarlığın öncelikle dünya üzerindeki gelişimi ve sonrasında Türkiye’de yaygınlaşması ele alınacaktır. Modern mimarlık süreci detaylı bir şekilde araştırılıp, yerel mimarlık kavramı ile beraber değerlendirilecektir. Sonuç kısmında ise, kentin yerel referansları baz alınarak, modern mimari kapsamında tasarlanmış olan bir örnek yapı üzerinden çalışmaya yönelik çözümleme yapılmıştır. Bu anlamda 2018 yılında bir Anadolu kenti olan Diyarbakır’da, Studio Vertebra tarafından tasarlanarak inşa edilen Diyarbakır Halk ve Çocuk Kütüphanesi’nin, kentin mimarlık tarihinin okunması açısından, yerel ve modern mimari sentezini günümüz mimarisinde yansıtan bir tasarım olması bakımından oldukça önemli bir örnek olduğu düşünülmektedir.Economic, cultural, political conditions, traditions and customs from past to present affect interactions and obvious changes in the architectural field as well as they affect many areas. For this reason, different architectural approaches emerge according to the space, time and age. The strengthening of the industry and the economy has created a process in which the requirements of the age and the concepts of original, modern and modernization are common, creating strong effects on architecture. First of all, towards the end of the 18th century, the environment provided by the diversity of materials in the architectural field and the architectural products created in this context, the basic elements in the field of modern architecture developed. The free environment provided by technological developments has provided structural solutions to contemporary designs. As a result of these developments and changes, modern architecture gained momentum in the mid-19th century and spread to many countries. In general, modern architecture, which gained momentum in the 19th century and became widespread from the 20th century; It covers a period in which it has developed in many currents together with technological developments and the needs of the age. With the influence of these movements, new materials and construction techniques, different structures and new ideologies have emerged in architecture and have become widespread in the world and later in Turkey. The 'modern' mobility environment, brought about by the effort to create more contemporary and original designs, paved the way for moving away from local values. In the context of modern architecture, the buildings, which were put together with the conflict environment of universal values with local values, caused a general loss of identity and shaking in cultural values. This situation made 'Regionalism' movements compulsory in Turkey at the beginning of the 20th century. This is how the connection between traditional approaches in the field of architecture and the modern was intended to be established. The idea of universalization, which became widespread in the 20th century, caused a move away from the 'local' approaches in architecture and damaged regionalism. This situation has brought the concept of "critical regionalism" to the agenda. Critical Regionalism -without ignoring social and cultural data- made designs in this context by associating local thoughts with the contemporary and did not completely ignore the regional architecture. The aim of the study is to examine certain concepts within the scope of modern and local architecture and to follow a path in this context. In line with these concepts, the development of modern architecture in the world first and then its spread in Turkey will be discussed. The process of modern architecture will be investigated in detail and evaluated together with the concept of local architecture. In the conclusion part, an analysis was made on a sample building designed within the scope of modern architecture, based on the local references of the city. In this sense, Diyarbakır Public and Children's Library, designed and built by Studio Vertebra in 2018 in Diyarbakır, an Anatolian city, is considered to be a very important example in terms of reading the architectural history of the city and reflecting the synthesis of local and modern architecture in today's architecture.Item Modern mimarlık ve salgın hastalıklar: Tüberküloz özelinde Dünya’da ve Türkiye'de sanatoryum yapıları(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Erol, Çağnur; Şumnu, UmutBu çalışma, genel hatlarıyla öncelikle salgın hastalıkların tarihsel süreç içerisindeki yeri ve 19. yüzyıldaki kentsel, toplumsal ve mimari ile tedavi çabaları, insanlık tarihi ile salgın hastalık tarihinin bir arada okunması ile başlamaktadır. Dönemin ulus devletleri, salgın hastalıklar ile mücadele faaliyetlerini ele alması gereken bir konu olarak görmüş, yeni bir ulus ve sağlıklı bir beden inşasının oluşum sürecinde ortaya çıkan Hijyen Hareketi politikasını uygulamıştır. Sanayi devriminden sonra oluşan olumsuz yaşam koşulları sonucunda toplum sağlığını etkileyen salgın hastalıklar için Dünyada ve Türkiye’de devlet yoluyla alınan önlem ve çıkarılan kanunlar, biyopolitika kavramı, Hijyen Hareketi ile sağlıklı bir bireyin inşası için yapılan kentsel düzenlemeler, önerilen şehir planlamaları, halkı bilinçlendirmek için açılan hijyen müze, sergi, dağıtılan kitapçık, kitap ve izletilen salgın hastalık filmleri ele alınmasının yanı sıra bu yansımaların mimariye etkileri ve mimarlık gruplarının ne çeşit önerilerde bulunduğu ele alınan konular arasındadır. Salgın hastalıkların toplumları nasıl değiştirdiği, mimari anlamda mekan kavramlarının nasıl etkilendiği ve bu mekânsal ihtiyaçlarla birlikte ortaya çıkan Modern Mimarlık kavramında nasıl karşılık bulduğu incelenmiştir. Dönemin tüberküloz hastalığıyla mücadele ekseninde yaşanan gelişmelerin, Modern Mimarlık kavramıyla birlikte hareket eden Sanatoryum Hareketi ile olan ilişkisi esas konudur. Sanatoryumlar bedenin, bedenle ilişkili hastalık ve hijyen konularının, tıbbi gelişmelerin teşhir edildiği mekanlar olarak, modernite ve hijyen kavramlarının temsiliyet kazanmasını sağlamıştır. Toplumda yaşanan bu gelişmeler sonucunda dünyada birçok sanatoryum açılmıştır. Fakat bu çalışma tematik olarak kendi arasında tarihsel bir düzende Modern Mimarlık öncesi açılan Avrupa’daki The Brehmer, Falkenstein, Adirondacks Sanatoryumlarını, Türkiye’de ise Buzgazada ve Büyükada Sanatoryumlar ile Modern Mimarlık etkisi gözlemlenebilen Avrupa’daki Davos, Paimio, Zonnestraal Sanatoryumlarını, Türkiye’de ise Heybeliada Sanatoryumu ve Keçiören Sanatoryumunu kapsamaktadır. 19 ve 20. yüzyıl dönemlerinde ortaya çıkan sanatoryum binalarının Modern Mimarlık kavramı altında mekânsal karşılaştırmaları ele alınmıştır.Item Superman çizgi romanlarındaki tasarım unsurlarının 1938-2014 yıllarındaki değişimleri(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015) Seyhan, Ekin Can; Şumnu, UmutDünya tarihi boyunca politik, ekonomik ve kültürel yapılardaki değişimlerden bütün sanat dalları etkilenmiştir ve halen de etkilenmektedir. Her bir disiplin, kendi sınırları içinde temsil araçları üzerinden bu etkileri ifade ederler. Bu bağlamda çizgi roman, görsel ve yazınsal sanatların kesişimi olarak okunabilmektedir. Çizgi roman, resim sanatı kadar tek bir çerçeveyle sınırlandırılmamış ve sessiz değil; sinema kadar hareketli ve sesli değil; edebiyat kadar da metinsel değildir. Kare geçişleri okuyucu tarafından kurulur, sesler okuyucu tarafından üretilir. Dolayısıyla hikayenin oluşmasında okuyucunun etkisi daha aktif ve üreten ile daha fazla ilişkilidir. Çizgi roman tüm bu politik, ekonomik ve kültürel yapı üzerinden değişmekte ve kendi anlatım biçimi ile bu yapıyı eleştirmektedir. Çeşitli tasarım disiplinleriyle süper kahramanların temas ettikleri tasarım alanları üzerinden kurdukları ilişki, tezin amacını oluşturmaktadır. Bu ilişkilerde çizgi romanın en popüler alanı olan süper kahramanlar üzerinden yoğunlukla gidilecektir. Eleştirel bir okumayla süper kahraman tarihinin kökenine inilerek, süper kahraman olgusunun doğuşu olan Superman üzerinden tasarım disiplinleriyle olan ilişkisi incelenerek, tasarım ve mimarlık tarihi ile olan bağı araştırılacaktır. All arts affected by political, economic and cultural structures’ changes throughout the world history and stil are affected. Each discipline refers these effects through the representing tools within its boundaries. Therefore comics can be read as an intersection of visual and literary arts. Comics as not quite as pictorial art and it is not limited by only one perspective; it is not as loudly and movig as cinema and it is not as texual as literature. Frame transitions constructed by the readers, voices imagined by the readers. Accordingly a reader’s effect more active on the form of the history and more associated with the procreator. Comics has been changing over the political, economic and cultural structure and it has been criticizing all this structure with its own language. The relationship of various design disciplines and the design types which superheros’contact constitutes the object of this thesis. In these relationships superheros which are the most popular side of the comics will be discussed density. The origin of the superheros’ history will be retraced, the “SUPERMAN” which is the birth of superhero phenomenon will be used to examine the relation which includes design disciplines and its links will be researched which related to design and architecture history.Item Türkiye'de modern iç mekanın içşelleştirilmesi: Seyfi Arkan'ın Makbule Atadan evi örneği(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Eryılmaz, Tuğçe; Şumnu, UmutTürkiye'de Cumhuriyetin ilanı ile birlikte yeni bir dönem başlamıştır. Dönemin başlaması ile birlikte ülkede her alanda radikal değişimler yaşanmıştır. Gerçekleştirilen değişimler, ülkede geç Osmanlı döneminden beri etkin olmaya başlayan ‘modernlik', ‘modernleşme’ ve ‘modernizm’ kavramlarını da beraberinde getirmiştir. Bu kavramlar, Erken Cumhuriyet Dönemi modern mimarlığının şekillenmesi açısından da önem taşımaktadır. Tezde; Erken Cumhuriyet Dönemi içinde ortaya konulmuş olan modern konut iç mekanının ne derece içselleştirildiği ve günümüze gelene kadar nasıl korunduğu kavramsal açıdan tartışılmaktadır. Tartışmanın özelinde ele alınan modern konut örneği için ise, Erken Cumhuriyet Dönemi'nde Mimar Seyfı Arkan tarafından Mustafa Kemal Atatürk’ün kız kardeşi için tasarlanmış olan Makbule Atadan Evi (1936) seçilmiştir. Modernleşme süreci ve modern olma fikrinin, toplumunun yeni yaşam biçimini şekillendirdiği göz önünde bulundurulduğunda, modern konut kültürünün biçimlenişi, bu kavramların yansıması olarak düşünülmektedir. Bu çalışmada, Makbıde Atadan Evi’nin (1936) modern iç mekanı incelenmiştir. Ve sonuç olarak, modern iç mekanın ‘içselleştirilmesi’ ve günümüze gelene kadar ne derece ‘korunduğu' kavramsal olarak tartışılmıştır. With the proclamation of the Republic, a new era started in Turkey. This period brought radical changes to all areas in the new country. Furthermore, changes have brought the concepts like 'modern', 'modernization' and 'modernism' which have been started to become really active in the country. Therefore, it is believed that these concepts have played an essential role with regard to Turkey’s modernization process and shaping modern architecture in Early Republic Period in Turkey. In this thesis; it is discussed that to what extent did the modern house interior is internalized during the Early Republican Period and how it is preserved until today. For the main purpose of the discussion, Makbule Atadan’s House (1936) was chosen as an example. Makbule Atadan was is Mustafa Kemal Atattirk's sister and her house has been designed by Architect Seyfi Arkan, during the Early Republican Period. Considering the idea of modernization and modernity shaped the new way of life of society, the formation of modern housing culture should be thought as a reflection of those concepts. In this study, the modern interior of Makbule Atadan’s House (1936) was examined. In conclusion, in the light of this information, the 'internalization' of the modern interior and the 'preservation' process are discussed.