Demokraside gerileme (democratic backsliding) sürecinin kavramsal ve olgusal incelenmesi: Türkiye-Polonya örnekleri üzerinden karşılaştırmalı bir analiz
No Thumbnail Available
Files
Date
2025
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Başkent Üniversitesi Avrupa Birliği ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü
Abstract
Demokraside gerileme son yıllarda bir fenomen haline dönüşerek dünya
demokrasilerinde etkisini hissettirmekte ve en ileri demokrasi olarak ifade edilen ülkelerin
dahi bu gerilemenin etkisinden kendilerini kurtaramadıkları görülmektedir. Bu tez çalışması,
demokraside gerilemenin neden/niçin oluştuğunu analitik olarak, Türkiye-Polonya örnekleri
üzerinden karşılaştırmalı, retrodüktif ve sistem yaklaşımıyla incelenmeye çalışmaktadır. Bu
sebeple demokrasi kavramı sistemsel bir yaklaşımla ele alınmaktadır. Bu çalışmanın
öncelikli hedefi, daha genel bir bakışla ve bir sistem yaklaşımıyla demokraside gerilemenin
‘niçin/neden’ oluştuğunu anlamaya çalışmak ve demokraside gerilemenin kuramsal
boyutuna katkı sağlamaktır.
Bu bağlamda tezin temel argümanı, demokraside gerilemenin, demokratik bir sistemde
esas olarak aktör ve yapı arasındaki gerilimle oluşan, entropinin de yükselmesiyle birlikte
meydana gelen düzensizliğin bir sonucu olduğu, kronik bir karakter taşıdığı ve aynı zamanda
izlek bağımlı bir süreç olduğu ve bu sürecin belirli evrelerden, kritik dönüm noktalarından
geçerek belirli bir aşamaya doğru evrildiğidir. Nitekim bu çalışma göstermiştir ki
demokratik sistemde başlayan sıkıntılar ve adına günümüzde ‘demokraside gerileme’
denilen olgu, demokrasiye geçişle başlayan ve demokratik sistemin olgunlaşmasıyla birlikte
ortaya çıkan, aşama aşama gelişerek derinleşen aktör-yapı mücadelesinin demokratik sistem
üzerinde yarattığı aşırı baskı sonucunda oluşmaktadır.
Çalışmanın sistem boyutunda, demokratik sistem tasarımı, David Easton’un politik
sistem teorisinden yararlanılarak geliştirilmeye çalışılmıştır. Tasarlanan sistemin analitik
boyutunu daha da derinleştirmek için demokratik sistemle evren arasında analojik bir ilişki
kurularak, demokratik sistemin de evrene benzer işleyen bir yapısının olduğu ve evrendeki
gibi demokratik sistemde de entropinin var olduğu kabul edilmiştir. Ancak demokratik
sistem, evren gibi kapalı bir sistem değildir. Aksine politik sistem gibi tüketen (dissipative)
bir yapıda, açık, yaşayan, negentropic bir yapıdadır. Demokratik sisteme, özellikle katılımla,
dışarıdan enerji verildiğinde -diğer ifadeyle demokratik sistemi güçlendirici adımlar
atıldığında- sistemdeki entropinin azalacağı ve demokratik sistemin tekrar kendi
homeostatik dengesine kavuşacağı, bunun da demokraside gerilemeyi yavaşlatabileceği
değerlendirilmiştir.
Sonuç olarak demokraside gerileme, demokrasinin temel özelliklerinden birinde ya da
birkaçında gözlenecek olumsuzlukla tanımlanabilecek kadar basite indirgenecek bir olgu değildir. Bu çalışma şunu da göstermiştir ki demokratik sisteme içkin entropinin varlığı ister
pekişmiş ister pekişmemiş demokrasi olsun, demokratik sistemleri gelecekte de bu fenomen
ile karşı karşıya bırakacaktır. Pekişmemiş demokrasiler açısından en sıkıntılı konu bu
sürecin doğru yönetilememesinden dolayı sürecin uzaması ve bu durumun demokratik
sistemdeki entropiyi yönetilemeyecek bir boyuta taşıması, sistemin kendisini kapatması,
ülkenin otoriterleşmesi ve akabinde otokrasi eşiğiyle karşı karşıya kalınmasıdır. Pekişmiş
demokrasileri tüm bu risklerden koruyan ise demokratik sistemlerindeki açık, negentropic
yapı ve çevrenin/toplumun demokratik sistemle olan sağlıklı etkileşimidir.
Description
Keywords
Demokratik sistem, demokraside gerileme, entropi, aktör-yapı, Türkiye-Polonya