Çocukluk çağında kalp cerrahisi sonrası mediastinit (derin sternal yara enfeksiyonu) sıklığının ve risk faktörlerinin belirlenmesi
No Thumbnail Available
Date
2022
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi
Abstract
Giriş: Derin sternal yara enfeksiyonu (DSYE), kalp cerrahisi sonrası görülebilen ciddi ve
ölümcül olabilecek komplikasyonlardan biridir. Kalp cerrahisi geçiren hastaların %1-
%3'ünde sternum ayrılması ve enfeksiyon da dahil olmak üzere derin sternal yara
komplikasyonları ortaya çıkmaktadır. Gelişmiş cerrahi teknikleri ve ameliyat sonrası
bakıma rağmen mediastinit sıklığı hala %5 civarındadır. Biz bu çalışmada, çocuklarda kalp
cerrahisi sonrası DSYE sıklığını, klinik ve laboratuvar bulgularını, mikrobiyolojik
özelliklerini ve olası risk faktörlerini belirlemeyi amaçladık.
Yöntem ve Gereçler: Çalışmaya 2010-2020 yılları arasında Başkent Üniversitesi
Hastanesi Çocuk Kalp Damar Cerrahisi bölümünde yaşları 0 gün- 18 yaş arasında olan
açık kalp ameliyatı uygulanan çocuk hastalar dahil edildi. Ameliyat sonrasında DSYE
gelişen olgular "yara" grubu olarak adlandırıldı. Ayrıca kalp cerrahisi uygulanmış ve yara
grubundaki hastaların yaş ve tanılarıyla benzer özellikte olan hastalar arasından da
"kontrol" grubu oluşturuldu. Hastalara ait demografik, klinik, laboratuvar ve
mikrobiyolojik veriler retrospektif olarak incelenerek olası risk grupları araştırıldı.
Bulgular: Çalışmaya dahil edilen toplam 100 hastanın (57 erkek ve 43 kız) ortanca yaşı 3
ay (1 gün-15 yaş) olup 40 hasta yara, 60 hasta ise kontrol grubunda idi. Yara grubunda
kültür pozitifliği 31 (%77,5) hastada saptandı. Yara grubunda hastaları 5 (%12,5)
kadarında ameliyat sonrası sternum açık bırakılmıştı. Yara ve kontrol grupları
karşılaştırıldığında; ortanca yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) yatış süresi yara grubunda 15
gün, kontrol grubunda 5 gün, (p<0,001), göğüs tüpü süresi (4 ve 3 gün, p=0,03), ortanca
mekanik ventilasyonda kalma süresi (4 ve 2 gün, p=0,001) ve ameliyat sonrası ortanca
CRP düzeyi 24 saatın sonunda (2 ve 0,2 mg/L, p<0,001) istatistiksel olarak daha yüksekti.
Çok değişkenli lojistik regresyon modelinde ameliyat sonrası ateş varlığı (OR 11,6, %95
CI 2,9-45,2, p<0,001) ve mekanik ventilasyon süresinin (OR 1,2, %95 CI 1-1,34, p=0,025)
DSYE için bağımsız prediktörler olduğu gösterildi. Tekrarlayan ölçümler varyans analizi
yara grubunda günlük CRP değişiminin kontrol grubundan istatistiksel olarak farklı
olduğunu ortaya koydu (p=0,022). ROC eğrisi analizinde 24 saatın sonunda CRP=0,25
mg/L düzeyinin DSYE tanısı için %95 duyarlılık ve %69 özgüllüğe sahip olduğu saptandı
(eğri altı alan: 0,739 (0,64 – 0,84), p<0,001). Sonuçlar: Sonuç olarak çalışmamızda açık kalp ameliyatı sonrasında mediastinitin klinik,
laboratuvar ve mikrobiyolojik özellikleri tanımlandı, ameliyat sonrası ateş varlığının ve
uzamış mekanik ventilasyonun DSYE riskini artıran bağımsız faktörler olduğu gösterildi.
Ayrıca CRP izleminin DSYE tanısında önemi ortaya konularak 24 saatin sonunda >0,25
mg/L düzeyinin %95 duyarlılık ve %69 özgüllüğe sahip olduğu saptandı.
Background: Deep sternal wound infection (DSWI) is one of the serious and potentially
fatal complications of cardiac surgery. Deep sternal wound complications, including
sternal detachment and infection, occur in 1-3% of patients undergoing cardiac surgery.
Despite advanced surgical techniques and postoperative care, the frequency of
mediastinitis continues to be reported up to 5% in the literature. In this study, we aimed to
determine the frequency, clinical and laboratory findings, microbiological features, and
possible risk factors of DSWI after cardiac surgery in children.
Materials and Methods: The study included children aged between 0 days and 18 years
who had open heart surgery in the Department of Pediatric Cardiovascular Surgery at
Başkent University Hospital between 2010 and 2020. The cases that developed DSWI after
the operation were defined as the "wound" group, and those that did not develop as the
"control" group. The demographic, clinical, laboratory and microbiological data of the
patients were analyzed retrospectively and statistical comparisons were made between the
groups.
Results: The median age of 100 patients (57 boys and 43 girls) included in the study was 3
months (1 day - 15 years), 40 patients were in the wound group and 60 patients were in the
control group. Postoperative positive culture rate (77.5% vs. 21.7%, p<0.001),
postoperative sternal patency rate (12.5% vs. 0% p=0.009), median length of stay in ICU
(15 vs. 5 days, p <0.001), chest tube time (4 and 3 days, p=0.03), median duration of
mechanical ventilation (4 and 2 days, p=0.001), and postoperative median CRP level (2
and 0,2 mg/L, p<0.001) was statistically higher in the wound group compared to controls.
In the multivariate logistic regression model, presence of postoperative fever (OR 11.6,
95% CI 2.9-45.2, p<0.001) and duration of mechanical ventilation (OR 1.2, 95% CI 1-
1.34, p=0.025) were shown to be independent predictors of DSWI. Repeated measures analysis of variance showed that the CRP change in the wound group was statistically
different from the control group (p=0.022). In ROC curve analysis, CRP=0.25 mg/L level
was found to have 95% sensitivity and 69% specificity for the diagnosis of DSWI (area
under the curve: 0.739 (0.64 - 0.84), p<0.001).
Conclusions: In conclusion, our study described the clinical, laboratory and
microbiological features of DSTI after open heart surgery, showing that the presence of
postoperative fever and prolonged mechanical ventilation are independent factors for the
risk of DSTI. In addition, the importance of CRP monitoring in the diagnosis of DSHI was
demonstrated, and a level of >0.25 mg/L was found to have 95% sensitivity and 69%
specificity.
Description
Keywords
Açık kalp cerrahisi, mediastinit, derin sternal yara enfeksiyonu