Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Türk ev işçisi kadınların ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan özbek ev işçisi kadınların çalışma hayatı: Ankara'daki rezidanslar üzerinden bir çalışma
dc.contributor.advisor | Karan, Olgu | |
dc.contributor.author | Özyüksel, Merve | |
dc.date.accessioned | 2024-11-29T11:01:24Z | |
dc.date.available | 2024-11-29T11:01:24Z | |
dc.date.issued | 2023 | |
dc.description.abstract | Bu çalışmaya, ev hizmeti sektöründe çalışan Özbek ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kadın iş gücünü, yeni Ankara yerleşim modelinde; sahada yüz yüze gerçekleştirilen görüşmeler ile iş bulma, işe alım süreçleri ve çalışma koşulları, işe uyum sağlama süreçleri gibi konulardaki farklarının temel alınıp prekarya kavramı ile ilintili bir şekilde değerlendirilmesi temel argümanı ile yola çıkılmıştır. Ev işçisi olarak çalışan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve Özbek kadınların, zorlu çalışma koşullarının ve hayatta kalma stratejilerinin kesişimsel olarak nasıl biçimlendiği, benzeyen ve farklılaşan boyutlarının neler olduğu bu çalışmanın araştırma sorusudur. Bu soruyu prekarya kavramı ile ilintili olarak anlamlandırmayı hedefleyen çalışma, Türkiye’de ev işçisi kadınların etkin bir sosyal korumadan yoksunluğunun beraberinde getirdiği güvencesiz/ kırılgan (vulnerability), kayıt dışı çalışma koşullarına odaklanmaktadır. Öte yandan, ev hizmetinde çalışan Özbek çalışan kadınların çalışma koşullarıyla ilintili olarak karşılaştıkları sorunları anlamak amacıyla yararlanılan bir diğer analitik araç ise farklı tahakküm hatlarının nasıl kesiştiğini, üst üste bindiğini ya da iç içe geçtiğini trafikteki dörtyol/kavşak (intersection) metaforundan yola çıkarak ortaya koyan kesişimsellik paradigmasıdır. Bu araştırmanın alan çalışması iki aşamada gerçekleştirilmiştir. İlk olarak masa başı çalışma aşamasında ev işçiliği, ev işçiliğinde çalışan yabancı kadınlar, yerli ve yabancı kadınların kesişimsel perspektiften yaşadıkları ayrımcılık alanlarına dair literatür taraması yapılmıştır. Literatür taramasının ikinci bölümünü ev işçiliğine dair Türkiye’deki ve Özbekistan’daki yasal düzenlemelerin değerlendirilmesi ve Türkiye’ye gerçekleştirilen göç ile bağıntısının incelenmesine dair çalışmalar oluşturmaktadır. Araştırmanın ikinci aşamasını saha çalışması oluşturmaktadır. Bu tez çalışmasının saha araştırması 2021 bahar dönemi 2022 güz dönemi boyunca devam etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kadın işçilerle Özbekistanlı kadın işçilerin çalışma hayatlarında deneyimledikleri ekonomik, kültürel, sosyal kırılganlıkların benzerlik ve farklılıkların anlaşılabilmesi ve kişilere ilişkin daha geniş ve betimsel bir veri sunması açısından nicel ve nitel araştırma yönteminin birlikte kullanılmasının daha elverişli olduğu kabul edilmiştir. Yerli ve Özbek ev işçisi kadınları kapsayan bu çalışmada; nitel ve nicel araştırma yönteminin benimsenmesi, heterojen bir grup hakkında elde edilebilecek daha detaylı ve deneyimin yüz yüze, doğrudan yaşayan kişi tarafından anlatılabilmesine olanak sağlamaktadır. Araştırma öznesinin yerli ve Özbek ev işçisi kadınların olduğu bu çalışmada, betimleyici sosyolojik içerik analizi benimsenmiştir. Betimleyici sosyolojik içerik analizi, kişisel anlamın ve deneyimin detaylı bir şekilde sunulmasına ve keşfedilmesine olanak sağlamıştır. Çalışmanın örneklemini Ankara ilinin yeni yerleşim yerlerini temsil eden; ‘rezidans’ oluşumları meydana getirmektedir. Ankara’da bulunan rezidans yerleşim yerleri içerisinden 23 Özbekistanlı anahtar kişiye ulaşılmıştır. Anahtar kişiler aracılığı ile 52 kişiye ulaşılmıştır. Özbekistanlı 52 kadın ev hizmeti işçisi ile derinlemesine görüşme yapılmıştır. Rezidans konutları içerisinden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı 11 kadın ev hizmeti işçisine ulaşılmış ve anahtar 11 kişi yardımı ile derinlemesine görüşme yapılan işçi sayısı 49 olmuştur. Bu aşamada kartopu yöntemiyle ulaşılan örneklemle derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşmeden elde edilen sosyo- demografik bulgular betimleyici içerik analizi ile derinlemesine yorumlanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve Özbek kadın ev işçilerinin deneyimleri karşılaştırıldığında farklılıkları ve benzerlikleri Jürgen Habermas ’ın kamusal/özel alan kuramı çerçevesinde bulgulayan çalışma; prekarya kavramı temelinde, enformel sektörlerden biri olan ev işçiliği sektöründe güvencesizliğin nasıl yapılandırıldığını incelemeye almıştır. Tartışma bölümünde elde edilen bulgular betimleyici içerik analizi ile değerlendirilirken ve sonuç bölümünde ise, elde edilen sonuçlar analitik genelleme yaklaşımı ekseninde Pierre Bourdieu’nun mekânsal/zamansal analizi kullanılarak ve sermaye biçimleri temel alınarak yorumlanmış ve müzayede sistemi metaforundan yola çıkarak ev işçisi kadınların sosyo- ekonomik bakımdan güçlenmesine dair yapılacak olan yeni çalışmalara yol gösterici olmuştur. This study, evaluates the Uzbek and Turkish citizen female workforce working in the domestic service sector in residences, which is the new Ankara settlement model. Face-to- face interviews were conducted with Uzbek and Turkish domestic workers in the field. These interviews are about issues such as finding a job, recruitment processes and working conditions and adaptation processes of domestic workers. The starting point of the analysis is to evaluate the concept of insecurity according to the differences and similarities arising from the working conditions of Uzbek and Turkish domestic workers. The research question of this study is about how the difficult working conditions and survival strategies of Turkish and Uzbek women working as domestic workers are formed as intersectionally, and what are the similar and differentiating dimensions. The study aims to make sense of this question in relation to the concept of precariat. In this context, it focuses on the precarious/vulnerability, informal working conditions brought about by the lack of effective social protection of domestic workers in Turkey. On the other hand, another analytical tool used to understand the problems that Uzbek working women face in relation to their working conditions; It is the intersectionality paradigm that reveals how different lines of domination intersect, overlap or intertwine, based on the metaphor of the four-way/junction (intersection) in traffic. The fieldwork of this research was carried out in two stages. First, a literature review on the fields of domestic work was conducted. These areas are respectively; consists of areas such as housework at desk working stage, foreign women working in domestic labor discrimination experienced by local and foreign women from an intersectional perspective. It consists of studies such as the second part of the literature review evaluation of the legal regulations on domestic labor in Türkiye and Uzbekistan and examining the relationship of these regulations with immigration to Turkey. The second stage of the research is field work. The field research of this thesis study continued throughout the spring semester of 2021 and fall semester of 2022. It is recognized that the combined use of quantitative and qualitative research methods is more suitable for understanding the similarities and differences in the economic, cultural and social vulnerabilities experienced by female workers who are citizens of the Republic of Turkey and female workers from Uzbekistan in their working. This approach aims to provide a broader and more descriptive data regarding individuals. In this study that includes both local and Uzbek domestic female workers, the adoption of both qualitative and quantitative research methods allows for a more detailed understanding of a heterogeneous group and enables the firsthand, direct narration of their experiences. Furthermore, in this study focusing on local and Uzbek domestic female workers as the research subjects, a descriptive sociological content analysis approach has been adopted. Descriptive sociological content analysis facilitates the detailed presentation and exploration of personal meaning and experience. The sample of the study consists of "residence" complexes, which are the newly developing settlements of Ankara. 23 key Uzbek domestic workers from residential areas in Ankara were reached. A total of 52 Uzbek domestic workers were reached and in-depth interviews were conducted through these key people. In addition, 11 Turkish female domestic workers were reached from the residence complexes, and in-depth interviews were conducted with a total of 49 Turkish female domestic workers with the help of these 11 key people. At this stage, snowball sampling method was used to reach the total sample. The socio-demographic findings obtained from the interviews were analyzed in depth using descriptive content analysis. The number of female domestic workers who are citizens of the Republic of Turkey, reached through key people, has reached 49. The study, comparing the experiences of Turkish and Uzbek female domestic workers, examines the differences and similarities within the framework of Jürgen Habermas's theory of public/private sphere. Based on the concept of precarity, the study focuses on how insecurity is structured in the informal sector of domestic work. The discussion section evaluates the findings through descriptive content analysis, while the conclusion section interprets the results using Pierre Bourdieu's spatial/temporal analysis and the forms of capital as the basis, drawing on the metaphor of an auction system. The study provides guidance for future research on empowering female domestic workers socioeconomically. | |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/11727/12474 | |
dc.language.iso | tr | |
dc.publisher | Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü | |
dc.subject | Ev işçiliği | |
dc.subject | Göçmenlik | |
dc.subject | Kesişimsellik | |
dc.subject | Toplumsal Cinsiyet | |
dc.subject | Prekarya | |
dc.title | Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Türk ev işçisi kadınların ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan özbek ev işçisi kadınların çalışma hayatı: Ankara'daki rezidanslar üzerinden bir çalışma | |
dc.type | masterThesis |