Erişim Şekline Göre Kaynaklar

Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11727/11219

Browse

Search Results

Now showing 1 - 10 of 91
  • Thumbnail Image
    Item
    Mustafa Kandıralı'nın çiftetelli ve oyun havalarındaki icracılık yönü
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2014) Özaydın, Masuhi Can; Sevgi, Ali
    Bu arastırma, klarnetin Türk Müziği icrasında kullanımını ve Mustafa Kandıralı’nın çiftetelli ve oyun havalaındaki icracılık yönünü konu almaktadır. Arastırmada Mustafa Kandıralı’nın yayınlanmıs 2 CD’sindeki 31 parçadan 7’si notaya alınıp analizi yapılmıstır. Ayrıca Mustafa Kandıralı’nın hayatı ve icracılık yönü ile ilgili Serkan Çağrı ve Đsmail Oytun ile yapmıs olduğumuz görüsmeler dahilinde edinilen bilgiler de tezin içinde yer almaktadır. Yapılan analizler dahilinde Mustafa Kandıralı’nın Geleneksel Musiki’deki yapıya sadık kalarak ve hiçbir icracıyı taklit etmeden, tamamen içinden geldiği sekilde doğaçlamalarını yaptığı, yaptığı herhangi bir figürü ikinci bir defa tekrarlamadığı, doğaçlamalarındaki giris-gelisme-sonuç bölümlerindeki melodik akısı ve bölümler arasındaki iliskiyi çok iyi kurguladığı görülmüstür.
  • Thumbnail Image
    Item
    Enflasyon düzeltmesinin İstanbul menkul kıymetler borsasında işlem gören bazı tekstil şirketlerinin mali verileri üzerindeki etkileri
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006) Özsoy, Rahime Özlem; Akdoğan, Nalan
    Bu tez çalışmasında, yüksek enflasyonun, şirketlerin mali verileri üzerinde yarattığı olumsuzlukların rasyo analizleri ile incelenmesini amaçlanmaktadır. Buradan hareketle, öncelikle enflasyonun genel tanımı ve şirketlerin mali yapıları üzerinde yarattığı olumsuzluklara kısaca değinilmiş ve gerek ülkemizde, gerekse dünyadaki bazı ülkelerde söz konusu olumsuzlukların giderilmesine yönelik kullanılan yöntemler irdelenmiştir. 31/12/2003 tarihinden itibaren, finansal tablolarını enflasyona göre düzenlemeleri bir zorunluluk olan, halka açık, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB)’nda işlem gören ve tekstil sektöründe faaliyet gösteren 13 adet şirketin, 2002¬2003 yılı enflasyona göre düzeltilmiş ve tarihi maliyetli bilanço ve gelir tablolarının veri olarak kullanıldığı çalışmamızda, yüksek enflasyonun etkileri, rasyo analizleri ile ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Son olarak da, şirketlerin aktif ve mali yapıları, karlılıkları ve likidite rasyolarındaki, enflasyondan kaynaklanan olumsuz etkileri gidermeye yönelik yürürlüğe giren “enflasyon muhasebesi uygulamasının” beklentileri karşılayıp karşılamadığı ve sonuçları tartışılmıştır. In this thesis study, it is aimed to analyse the negative effects of hyper-inflation on the financial datas of the companies by using ratio analysis. For this purpose, firstly the definition of inflation and its negative effects on the financial datas of the companies are shortly explained and then the methods, which are used both in Turkey and in the world to overcome the negative effects of inflation are examined. In our study, the effects of inflation is tried to be discovered by ratio analysis, using the balance and income sheets of the years 2002- 2003, which are both prepared in Historical Cost Accounting and Inflation Accounting, as data, for the 13 publicly held company, existing in textile sector, quoted at Istanbul Stock Exchange, having an obligation to rearrange their financial data according to Inflation Accounting from the date of 31 December 2003. Lastly, it is discussed if the “Inflation Accounting Implementation” which is inured to deprive of the negative effects of inflation on the assets and financial structures, profitabilities and liquidity ratios of the companies met the expectations and the results of it.
  • Thumbnail Image
    Item
    Türk firmalarının iş ilişkileri: Ostim örneği
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005) Aslan, Zuhal; Özen, Şükrü
    Piyasalarda gerçekleştirilen ekonomik işlemler açısından değerlendirildiğinde; örgütleri, kendi kararlarını verip uygulayan izole varlıklar olarak ele alan ve örgütlerin birbirleri ile olan alışveriş ilişkilerini rekabet düzeyinde yorumlayan geleneksel örgüt kuramları, örgütleri yönetenlerin davranışları, kararları, inançları ve değerlerinin etkisiyle şekillenen örgütler arası ilişkileri göz ardı etmişlerdir. Kurumsal teori ile birlikte ekonomik işlemler üzerindeki sosyal etkiler tartışılmaya başlanmış ve, ağ düzeneği ve sosyal yerleşiklik yaklaşımları çerçevesinde, örgütlerin gerçekleştirdikleri ekonomik işlemlerin, onları yönetenlerin sosyal ilişkilerinden bağımsız olmadığı vurgulanmıştır. Böylece örgütler arası ilişkiler sosyo-ekonomik faktörler bağlamında tartışılarak piyasalarda oluşan sosyal sermayenin ekonomik aktiviteye nasıl yön verdiği incelenmiştir. Bu çalışmada, ağ düzeneği ve sosyal yerleşiklik yaklaşımları çerçevesinde süregelen tartışmalardan hareketle, Türk toplumunun kültürel değerlerinin firmaların iş ilişkileri üzerindeki etkilerini görebilmek amacıyla OSTİM (Ortadoğu Sanayi ve Ticaret Merkezi) Organize Sanayi Bölgesi örneği çerçevesinde otuz iki firma ile mülakatlar yapılmıştır. Araştırmanın temel amacı, ilişkilerin niteliğinin hangi koşullara bağlı olarak farklılaştığını, ilişkilerdeki kırılma noktalarını ve bunların nedenlerini anlamak ve gelecekte yapılacak çalışmalarda test edilmek üzere önermeler oluşturmaktır.
  • Thumbnail Image
    Item
    İnternet iş modellerinin modern işletmecilik sistemine kattığı değerler ve Türkiye Verileriyle bir uygulama
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005) Yaman, Mete; Üreten, Sevinç
    Geleneksel işletmelerin, para kazanmak, becerilerini arttırmak, yaptıkları işleri büyütmek ve geliştirmek, çevreye uyum sağlamak ve varlıklarını devam ettirmek için elektronik dönüşüm sürecine girmeleri kaçınılmaz görünmektedir. Internet ve dijital teknolojiler, hem işletmelere değer yaratma faaliyetleri konusunda yeni fırsatlar doğurmakta hem de rekabetçi avantajlara sahip olma noktasında işletme fonksiyonlarını desteklemektedirler. Bunun için dönüşüm sürecinde, işletmelerin bazı temel teknolojik altyapı ihtiyaçlarını karşılamaları gerekecektir. İş modeli bu aşamada, belirlenen amaçlara ulaşma noktasında kritik bir rol oynamaktadır. Ayrıca iş modeli, tedarikçiler, ortaklar ve müşteriler için önemli bir değer yaratma kaynağı durumundadır. İş modellerini sınıflandırma yaklaşımları araştırmacıların bakış açılarına göre farklı isim ve tanımlamalarla düzenlenmiştir. İşletmelere vizyon ve stratejilerini belirlemede, yeni iş fırsatları yakalamakta, iş süreçlerini düzenleme ve değiştirme noktasında yardımcı olmaktadır.
  • Thumbnail Image
    Item
    Organizasyon tarafından sağlanan barınma olanaklarının yarattığı tatminin genel iş tatminine katkısı: Türk Kara Kuvvetleri örnek olayı
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006) Çakmak, Bekir, Erhan; Basım, Nejat
    Bu ara􀃺􀁗􀃕rmada K.K.K.l􀃕􀃷􀃕na mensup subay ve astsubaylar􀃕n genel i􀃺 tatmini ile bar􀃕nma tatmini aras􀃕ndaki ili􀃺ki incelenmi􀃺 ve her iki boyuttaki tatmin düzeylerinin personelin kurumsal ve demografik özelliklerine göre farkl􀃕la􀃺mas􀃕􀁑􀃕n ortaya ç􀃕kar􀃕lmas􀃕na çal􀃕􀃺􀃕lm􀃕􀃺􀁗􀃕r. 􀃸􀃺 tatmini; subay ve astsubaylar􀃕n i􀃺lerine yönelik olarak geli􀃺tirdikleri olumlu duygu ve dü􀃺ünceleri ifade etmektedir. Ara􀃺􀁗􀃕rmada i􀃺 tatmini ba􀃷􀃕ml􀃕 de􀃷􀁌􀃺ken olarak al􀃕nmak suretiyle, literatürün de incelenmesiyle, subay ve astsubaylar􀃕n i􀃺 tatminini etkiledi􀃷i de􀃷erlendirilen faktörler ele al􀃕nm􀃕􀃺, ayr􀃕ca bar􀃕nma tatmini 􀁌􀃺 tatmininin bir belirleyicisi olarak incelenirken, ayn􀃕 zamanda ki􀃺isel ve kurumsal de􀃷􀁌􀃺kenlerin bar􀃕nma tatmini üzerindeki etkileri de ortaya 􀁯􀃕kar􀃕lmaya çal􀃕􀃺􀃕lm􀃕􀃺􀁗􀃕r. Ara􀃺􀁗􀃕rma be􀃺 ana bölüm ile giri􀃺 bölümünden olu􀃺maktad􀃕r. Çal􀃕􀃺man􀃕n giri􀃺 bölümünde çal􀃕􀃺man􀃕n amac􀃕, kapsam􀃕 ve önemi üzerinde durulmu􀃺tur. Ara􀃺􀁗􀃕rman􀃕n birinci bölümünde i􀃺 tatmini kavram􀃕 ve tan􀃕􀁐􀃕, i􀃺 tatminine ili􀃺kin yap􀃕lan ara􀃺􀁗􀃕rmalar ile 􀃸􀃺 Tatminine 􀃸li􀃺kin Teorik Yakla􀃺􀃕mlar ele al􀃕nm􀃕􀃺􀁗􀃕r. 􀃸kinci bölüm bar􀃕nma kavram􀃕, Kamu Konutlar􀃕 Kanunu, Kamu Konutlar􀃕 Yönetmeli􀃷i ve TSK. Konut Yönergesi hakk􀃕nda bilgi verilmek suretiyle kamu kesiminde ve Kara Kuvvetleri Komutanl􀃕􀃷􀃕nda konutlarla ilgili mevzuat hakk􀃕nda bilgi içermektedir. Üçüncü bölümde kuramsal çerçeve ve ara􀃺􀁗􀃕rman􀃕n yöntemi üzerinde durulmu􀃺 ve ara􀃺􀁗􀃕rma modeli, olu􀃺turulan ölçekler ile bu ölçeklerin geçerlik ve güvenirlikleri, ara􀃺􀁗􀃕rma evreni ve örneklem, ölçe􀃷in uygulanma 􀃺ekli, kullan􀃕lan istatistiki analiz yöntemleri gibi bilgiler yer alm􀃕􀃺􀁗􀃕r. Dördüncü bölümde ise, Kara Kuvvetleri Komutanl􀃕􀃷􀃕nda görev yapan subay ve astsubaylar􀃕n i􀃺 ve bar􀃕nma tatmin seviyelerini ortaya 􀁯􀃕karacak bulgular ve de􀃷erlendirmeler yer almaktad􀃕r. Be􀃺inci ve son bölümde ise, verilerden elde edilen bulgular, önceki bölümlerde çizilen teorik çerçeve içerisinde ele al􀃕narak ara􀃺􀁗􀃕rmada ula􀃺􀃕lan sonuçlar sunulmu􀃺 ve elde edilen sonuçlar􀃕n K.K.K.l􀃕􀃷􀃕 aç􀃕􀁖􀃕ndan ta􀃺􀃕􀁇􀃕􀃷􀃕 önem de􀃷erlendirilerek daha sonra yap􀃕lacak çal􀃕􀃺malar için alt yap􀃕 olu􀃺turaca􀃷􀃕 dü􀃺ünülen konularda tespit ve öneriler yer alm􀃕􀃺􀁗􀃕r.
  • Thumbnail Image
    Item
    Örgütlerde oluşan sosyal ilişkilerin örgütsel güvenin alt boyutlarına etkileri: Başkent Üniversitesi Örneği
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006) Uzbilek, Ayşegül; Varoğlu, A. Kadir
    Örgütler, bireyler arası ilişkiler ve grup dinamiklerini içeren, bir taraftan da kendine özgü değerler üreten bir topluluk olarak, gruplararası ve kişilerarası ilişkilerin yaşandığı sosyal yaşam alanlarıdır. Bu sosyal yaşam alanlarında ortak kurallar, prosedürler ve yetkiler örgütsel yaşama şekil verdiği gibi yazılı olmayan bazı değerler de etkili olabilmektedir. Bu değerlerden en başta geleni güven olgusudur. Örgütsel güven olgusu, sosyal yaşam alanı olan örgütlerde kişilerarasında oluşan ilişki çeşitleri ile farklı bir deyişle ise sosyal ilişkiler ile şekil kazanmaktadır. Çalışmada, Cummings ve Bromiley’in (1996), “bir kişinin veya bir grup kişinin diğer kişi veya gruba (a) açık veya açık olmayan taahhütlere uygun iyi niyetli davranma gayreti, (b) ne olursa olsun, görüşmelerde önceden belirlenmiş taahhütlerde dürüst olma, (c) uygun fırsatlar olduğunda bile diğer tarafın durumundan çok fazla çıkar sağlamama inancı veya grubun ortak inancı” olarak tanımladığı örgütsel güven tanımı temel alınarak geliştirilen Örgütsel Güven Envanteri-Uzun Form” Organizational Trust Inventory – Long Form (OTI- LF) model örnek alınarak geliştirilmiş ve uygulanmıştır. Araştırmanın amacı, örgüt içinde oluşan sosyal ilişkilerin örgütsel güvenin alt boyutlarına olan etkilerini açıklamaktır. Araştırma sonucunda, Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı ile diğer birimler arasında oluşan arkadaşlık ilişkisi, iş ilişkisi ve tanıma derecesinin örgütsel güvene olumlu yönde etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Çalışanlararası iş ilişkisi yoğunluğu, arkadaşlık ilişkisi ve tanıma derecesi arttıkça örgütsel güven seviyesi artmaktadır. Örgüt içinde gelişen güven ilişkisine en fazla arkadaşlık ilişkisinin etki ettiği elde edilen sonuçlardan biridir.
  • Thumbnail Image
    Item
    Laiklik ve anayasa mahkemesi
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006) Güven, Serhat; Turhan, Mehmet
    Bu çalısmanın amacı, Türkiye Cumhuriyeti’nin vazgeçilmez ve degistirilemez unsurlarından biri olan laiklik ilkesinin anlam ve kapsamını açıklamak ve Türk Anayasa Mahkemesi’nin laiklik ilkesini ne sekilde ele alıp kararlarına yansıttıgını ortaya koymaktır. Çalısmanın ilk bölümde laikligin tanımı ve tarihi gelisimi hakkında bilgi verildikten sonra, ikinci bölümde laik devletin tanımı yapılmıs ve bu devletin varlıgı için gerekli sartların neler oldugu ortaya konulmustur. Bu bölümde ayrıca, Anayasa’da öngörülen zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin ve Diyanet sleri Baskanlıgı’nın genel idare içerisinde yer almasının laik devlet yapısına aykırılık olusturup olusturmadıgı degerlendirilmektedir. Üçüncü bölümde, ülke gündemini sürekli mesgul eden ve sık sık tartısmalar yasanmasına neden olan türban sorununa Anayasa Mahkemesi’nin yaklasımı degerlendirilmis, bu degerlendirme sırasında Avrupa nsan Hakları Mahkeme’sinin türban kararı da ele alınmıstır. Dördüncü ve son bölümde ise, Anayasa Mahkemesi’nin laik cumhuriyet ilkesine aykırılık nedeniyle kapattıgı siyasi partiler incelenerek, Mahkeme’nin laiklik temelli parti kapatma davalarındaki genel tutumu yansıtılmıstır. Her ülkedeki din ve devlet arası iliskiler ve dolayısıyla laiklik uygulaması birbirinden farklı olmakta ve laikligin anlamı toplumdan topluma ve zamandan zamana farklılık göstermektedir. Bununla birlikte laiklik, Türkiye Cumhuriyeti kuruldugundan beri, bu Cumhuriyet’in en temel ilkelerinden biri olmustur. Anayasa Mahkemesi de bu temel ilkenin yerlestirilmesi ve korunması konusuna hassasiyetle yaklasmıs ve bu hassasiyetini konuyla ilgili tüm kararlarına yansıtmıstır.
  • Thumbnail Image
    Item
    Ferit Tüzün'ün çağdaş türk besteciliği için önemi
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006) Şenel, Onur; Okyay, Erdoğan
    Bu tez çalısmasının amacı, ikinci kusak Türk bestecisi olan Ferit Tüzün’ün çagdas Türk besteciligine yaptıgı katkıların belirlenebilmesi, çagdas Türk besteciliginde kendine özgü bir besteleme biçemi olan bu bestecimizin daha yakından tanınabilmesidir. Bunu yapabilmek için öncelikle bestecinin önemli görülen bazı eserleri, form, armoni ve orkestrasyon açısından incelenmis ve bu sayede bestecinin karakteristik özellikleri saptanmaya çalısılmıstır. kinci olarak bestecinin Türk besteciligi içindeki yerinin anlasılması gerekli görüldügünden, Tüzün’ün ögretmenleri de olan ilk kusak Türk bestecilerinden Türk besleri adıyla anılan gurubun ve Tüzün’ün çagdaslarından iki bestecinin yasamlarına ve besteciliklerine kısaca deginilmistir. Ayrıca bu bestecilerin Tüzün ile benzerlik gösterebilecek piyano veya piyano eslikli san eserlerinden bazıları incelenerek Tüzün’ün besteleme biçemi ve incelenen eserleri ile karsılastırılmıstır. Bu çalısma sonucunda ulasılan sonuçlar sunlardır: Ferit Tüzün, Türk halk müzigini bir malzeme olarak kullanırken, onun özünün degisime ugramamasına çalısmıstır. Bunu yaparken özgün bir tarz olusturabilmis olan besteci, eserlerinde halk müzigini ya dogrudan almıs, ya da bunlardan esinlenerek özgün motifler olusturmustur. Ancak besteciyi Türk besteciligi içinde ilginç kılan özellik, Türk müzigi karakterine yakın motifler ile bu karakterin tamamen dısındaki çagdas batı müzigi esinli motifleri bir uyum içinde sergileyebilmis olmasıdır. Form açısından sadeligi ön planda tutan besteci armoni açısından da bir kurala yada sisteme baglı kalmamıstır. Tüzün’ün armonide, dörtlü akor yapılarını kullanmasına karsılık, bunu sürekli olarak sürdürmemesi ve dörtlü akorlara yer yer çesitli baska seslerin de eklenmesi ile yapının farklılastırılmıs olması sebebiyle, lerici’nin kurdugu sistem ile dogrudan bir bagı olmadıgı sonucuna ulasılmaktadır. Armonide majör – minör yada eksik – artık akorları da kullanmıs olan besteci bunları da tamamen serbest ve kendi istegi dogrultusunda kullanmıstır. Kullanılan yerel karakterli ezgiye küçük yada büyük ikili gibi uyusumsuz sesler ile eslik edilerek farklı bir duyus yaratılması da VII bestecinin karakteristik özelliklerindendir. Bestecinin çagdası olan bir çok baska besteci tarafından da takdir edilmis en dikkat çeken özelliklerinden birisi de orkestrasyonda yarattıgı zengin ve renkli yapıdır. Orkestranın renklerini eserin karakterini yansıtmada çok basarılı olarak kullanmıs olan besteci dinamik ve çok hareketli bir çalgılama teknigi uygulamıstır. Buna göre eserde kullanılan motifler sıra ile farklı enstrüman gruplarında gösterilmektedir. Birliktelik ise ancak eserin ana motifi üzerinde saglanmaktadır. Bu sayede çok dinamik bir orkestrasyon elde etmis olan besteci, kullandıgı çok çesitli vurmalı çalgıların kullanılacagı yeri titizlikle seçmesi ile de bu canlılıgı bir kat daha arttırmıs, ayrıca yerel ezgilerin kıvrak havasını bu sayede tam olarak ifade edebilmistir. Tüzün’ün besteciliginin incelenmesi sonucunda elde edilen bulguların diger besteciler ile karsılastırılması sonucunda ise söyle bir tablo ortaya çıkmıstır: Tüzün çagdas Türk müziginde ikinci kusak bestecileri içinde, eserlerinde Türk müziginden yararlanmayı seçen az sayıdaki besteciden biridir. Bunu yaparken izledigi yol ise kendinden öncekilerden ve çagdaslarından bazı yönlerden ayrılmaktadır. Kompozisyon ögretmeni olan Akses’ten, Akses’in batı müzigine daha çok yönelmesi ile ayrılan Tüzün, Alnar, Saygun ve Rey’den de bazı açılardan farklılasmaktadır. Rey’in Fransız izlenimciligi, Saygun’un ise aldıgı egitimin etkisinde kalarak Türk müzigini sadece malzeme olarak kullanıp batı tekniklerinin etkilerini eserlerinde daha ön planda tutmaları yanında, Alnar’ın da klasik Türk müziginden gelen ve daha çok buradan esinlenmis bir besteci olması bu bestecilerin besteleme biçemleri ile Tüzün’ün besteleme biçemi arasında önemli ayrılıklar yaratmaktadır. Öte yandan Türk besleri içinde kendisine en çok benzeyen bestecinin piyano ögretmeni olan Erkin oldugu dikkati çeker. Erkin halk müzigini ele alıs biçimi ve buna daha baglı kalması ile Tüzün ile paralellik gösterirken, Tüzün’ün eserlerinde çagdas batı müziginden esinlenen kısımlarında olması ile farklılasmaktadır. kinci kusak Türk bestecileri içinde dogan fikir ayrılıgı içinde Tüzün ile benzer bir çizgide eserler vermis olan Muammer Sun ve lhan Baran’ın da bazı açılardan Tüzün’e benzedigi bazı açılardan ise farklılastıgı görülmektedir. Bu bulgular dogrultusunda Tüzün’ün eserlerinin özgünlügü ve kullandıgı biçemin karakteristik yapısı ortaya çıkmaktadır.
  • Thumbnail Image
    Item
    FIDIC standart kuralları'na göre hazırlanan milletlerarası inşaat sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklarda tahkim
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007) Kodakoğlu, Mehmet; Özbek, Mustafa
    nsaat sektörünün milletlerarası rekabete açılması ve özellikle kalkınmakta olan ülkelerde gerçeklesen büyük insaat projeleri, gerek malî kaynak temini gerek teknolojik yetersizlik bakımından, farklı devletlere mensup tarafları bir araya getirmektedir. Böylece insaat sözlesmeleri birden fazla hukuk sistemi ile baglantılı hale gelmektedir. Bu nedenle, taraflar, teknik, hukuk, örf ve adet açısından görüs ve anlayıs birligine sahip bulunmamakta, bu da milletlerarası insaat iliskilerinde birçok hukukî sorunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. nsaat sözlesmelerinin karmasık yapısı ve teknik özelliklerinin fazla olması, uygulamada insaat sözlesmelerinin standart kurallar üzerine oturtulmasına neden olmustur. Bu standart kurallar arasında en çok tercih edileni, Müsavir Mühendisler Uluslararası Federasyonu (Fédération Internationale des Ingénieurs Conceils, FIDIC) Kuralları’dır. Bu nedenle, tarafların aralarındaki insaat sözlesmesini FIDIC Kuralları’nı esas alarak düzenlemeleri durumunda, taraflara tanınan irade serbestîsi prensibi dâhilinde, söz konusu sözlesmeye FIDIC Kuralları uygulanacaktır. Çalısmamızın konusunu, FIDIC Kuralları’na göre hazırlanan milletlerarası insaat sözlesmelerinden dogan uyusmazlıkların tahkim yolu ile çözümlenmesi olusturmaktadır. Temel olarak üç ana bölümden olusan çalısmamızın ilk bölümünde, insaat sözlesmeleri Borçlar Kanunu ve FIDIC açısından degerlendirilmis, FIDIC’in tarihçesi, yapısı ve faaliyeti üzerine kısaca bilgi verilerek FIDIC Kuralları’nın hukuki niteligi üzerinde durulmus, ikinci bölümde, milletlerarası insaat sözlesmelerinden dogan uyusmazlıkların en çok basvurulan çözüm yolu olan tahkim konusu incelenmis ve bu inceleme, 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu çerçevesinde yapılmıs ve ayrıntılı bir biçimde degerlendirilmis, üçüncü bölümde, insaat sözlesmelerinde yabancılık unsuru ve milletlerarası insaat sözlesmelerine uygulanacak hukuk sorunu ele alınmıs ve yabancı hakem kararlarının MÖHUK kapsamında tanınması ve tenfizine temas edilmistir
  • Thumbnail Image
    Item
    Lirin tarihi: Eski ön asya ve yunan uygarlıklarında kullanılan lirlerin karşılaştırılması
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007) Helvacı, Zeynep; Erol, Lütfü
    Türkiye’de müzik arkeolojisi çalısmalarının son derece yetersiz olduğu düsüncesinden yola çıkılarak gerçeklestirilen ve lirin tarihini ele alan bu arastırmanın konusu, müzik ve kültür tarihindeki önemleri nedeni ile eski Ön Asya ve Yunan uygarlıkları ile sınırlandırılmıstır. Literatür taramasında müzik bilimi kadar, arkeoloji alanına ait kaynaklar da önemli rol oynamıstır. Arastırmada literatür taramasının dısında, arkeolojik buluntularda yer alan lir betimlemelerinin ve söz konusu uygarlıkların yazılı kaynaklarında yer alan lire iliskin verilerin değerlendirilmesi yöntemi izlenmistir. Arastırma, farklı lir tiplerinin ortaya çıkıs ve gelisim süreçleri ile günümüz Yakın Doğu ve Batı uygarlıklarının kökeninde bulunan kültürler arasındaki dağılım ve yayılımlarını ortaya koymustur. Arastırmanın sonucunda ayrıca müzik tarihinin çözümlenebilmesinde müzik arkeolojisinin önemli katkılarda bulunabileceği tekrar görülmüstür.