Browsing by Author "Müderrisoğlu, İ. Haldun"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Kısa dönem statin ve ezetimib tedavilerinin sağlıklı bireylerde ayak bileği brakiyal indeks, yüksek sensitif C reaktif protein ve karotid intima media kalınlığına etkilerinin karşılaştırılması(Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2007) Ertan, Çağatay; Müderrisoğlu, İ. HaldunAteroskleroz, gelişmiş ülkelerdeki en sık mortalite ve morbidite sebebidir. Son dönemde, geleneksel risk faktörlerinin yanında, bazı inflamatuvar belirteçlerin de ateroskleroz gelişimi ve klinik seyir konusunda prognostik önemi olabileceği gösterildi. Bu belirteçler arasında, özellikle yüksek duyarlılıkta C reaktif protein(hsCRP) ön plana çıkmıştır. Öte yandan, Hidroksimetil glutaril koenzim-a(HMG Co-A) redüktaz inhibitörleri, aterosklerozun ilerlemesini engellemektedirler. Bu ilaçların, inflamasyonu engelleyici etkileriyle, CRP düzeylerini düşürdüklerini de gösterilmiştir. Barsaktan kolesterol emilimini engelleyen ezetimib ise nispeten yeni bir kolesterol düşürücü ajandır. Periferik arter hastalığının invazif olmayan tanısında, alt ekstremite ve üst ekstremite sistolik kan basınçlarının oranlanması mantığına dayanan ayak bileği brakiyal indeks(ABİ) kullanılmaktadır. Subklinik aterosklerozun tanısında kullanılan bir diğer tanı yöntemi de , karotis intima media kalınlığıdır (KİMK). Bu çalışmada, ezetimib, simvastatin ve bu ilaçların kombinasyonunun lipid parametrelerine, ABİ değerlerine ve KİMK progresyonuna etkisini değerlendirmeyi amaçlandı. Çalışmaya, Kasım 2006 ile Mayıs 2007 tarihleri arasında, Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Hastanesi’nde dislipidemi tanısı ile HMG Co-A redüktaz inhibitörü kullanma endikasyonu konan ve bilinen aterosklerotik hastalığı olmayan bireyler dahil edildi. Hastalar 3 gruba ayrıldı: ilk gruba tek başına 10 mg/gün ezetimib, 2. gruba tek başına 40 mg/gün simvastatin, 3. gruba ise bu iki ilacın kombinasyonu verildi. Hastaların bazal kolesterol, kreatin kinaz, hsCRP, alanin aminotransferaz (ALT) ve aspartat amino transferaz (AST) değerleriyle ABİ ve KİMK incelemeleri yapıldı. Söz konusu ilaçlar başlandıktan 6 hafta sonra kan değerleri tekrarlanan hastalara tedavinin 3. ayı sonunda bazal incelemelerin tamamı tekrarlandı. Bazal hasta karakteristikleri tüm gruplar için benzerdi. Grupların hepsinde, 6 hafta sonunda total kolesterol ve düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) kolesterol değerlerinde bazal değerlere göre anlamlı düşüşler saptandı ve 3. ay sonunda da bu değerlerin korunduğu görüldü. Hiçbir grupta, yan etki sebebiyle ilacı bırakan hasta olmadı. Yüksek duyarlılıkta CRP düzeyleri, bazale göre 6. hafta ve 3. ay sonunda, ezetimib grubunda anlamlı değişiklik olmazken, simvastatin ve ezetimib simvastatini kombine alan grupta 6. hafta sonunda CRP düzeylerinde anlamlı düşüşler saptandı ve bu değerlerin 3. ay sonunda da korunduğu görüldü. Karotis intima media kalınlığı, tedavi altında, 3. ay sonunda hiçbir grupta anlamlı olarak değişmedi. Ayak bileği brakiyal indeks değerlerinde ise ezetimib ve simvastatin gruplarında 3 ay sonunda anlamlı değişiklik olmazken, ezetimib simvastatini kombine alan grupta ABİ değerlerinin anlamlı olarak arttığı bulundu. Sonuçta, tüm gruplarda tedavi ile kolesterol parametrelerinde olumlu değişiklikler saptandı. Ezetimib grubunda CRP değerleri değişmezken, simvastatin ve kombine grupta, anlamlı ve benzer CRP düşüşleri kaydedildi. Sadece ezetimib simvastatin kombine alan grupta ABİ değerlerinde artış saptandı ve bunun da ezetimibin, simvastatinin endotel üzerindeki olumlu etkilerini arttırması ile ilişkili olabileceği düşünüldü.Item Kontrast madde nefropatisinin önlenmesinde statin tedavisinin etkinliğinin değerlendirilmesi(Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2007) Açıkel, Sadık; Müderrisoğlu, İ. HaldunKontrast madde uygulanmasını takiben renal fonksiyondaki azalma hastane yatış döneminde ve uzun dönemde artmış morbidite ve mortalite ile ilişkilidir. Retrospektif birkaç klinik çalışmada statin tedavisinin koroner anjiyografi uygulanan hastalarda kontrast nefropatisini önleyebileceği gösterilmiştir. Prospektif bu çalışmada elektif koroner anjiyografi uygulanan hastalarda kontrast uygulanması sonrası farklı iki statin tedavi rejiminin renal fonksiyon üzerine etkilerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya elektif koroner anjiyografi uygulanan 240 hasta 3 grupta dahil edildi. (Grup 1: Kontrol, Grup 2: Kronik statin tedavisi, Grup 3: Atorvastatin 40 mg/gün). Grup 3’deki hastalara atorvastatin 40 mg/gün koroner anjiyografiden 3 gün önce başlandı. Eşlik eden ciddi komorbiditeli, serum kreatinini ≥1.5 mg/dL olan ve antioksidan, nefrotoksik ajan veya diğer lipid düşürücü tedavi alan hastalar çalışmaya alınmadı. Tüm hastalar oral ve intravenöz hidrate edilerek aynı benzer düşük ozmolar kontrast ajana maruz kaldı. Serum kreatinin, serum sistatin C ve glomerül filtrasyon hızı (GFH) koroner anjiyografi öncesi ve sonrası 48. saatte değerlendirildi. GFH değerlendirmek amacı ile Cockcroft-Gault formülü kullanıldı. Hastaların ortalama yaşı 59.8 ± 9.7 yıl idi. 152’si (%63) erkek, 151’i (%63) hipertansif, 166’sı (%69) dislipidemik ve 69’u (%28) diyabetikti. Dislipidemi, miyokard infarktüsü ve koroner revaskülarizasyon öyküsü insidansı kronik statin tedavisi alan grupta (Grup 2), kontrol (Grup 1) ve atorvastatin 40 mg/gün (Grup 3) gruplarına göre daha fazla oranda saptandı (sırasıyla, p<0.001, p=0.005, p<0.001). Hidrasyon oranları ve koroner anjiyografide kullanılan kontrast ajan miktarları gruplar arasında farklılık göstermedi (p>0.05). Bazal serum kreatinin, serum sistatin C ve GFH değerleri gruplar arasında benzerdi. Koroner anjiyografi sonrasında serum kreatinin, serum sistatin C ve GFH değerleri istatistiksel olarak kronik statin (Grup 2) ve atorvastatin 40 mg/gün (Grup 3) gruplarında kontrol grubuna (Grup 1) göre kıyasla daha iyi saptandı. Kısa veya uzun dönem statin kullanımının elektif koroner anjiyografi yapılan hastalarda renal fonksiyonun bozulmasında koruyucu rolü olabilir.