Repository logo
Communities & Collections
All of DSpace
  • English
  • العربية
  • বাংলা
  • Català
  • Čeština
  • Deutsch
  • Ελληνικά
  • Español
  • Suomi
  • Français
  • Gàidhlig
  • हिंदी
  • Magyar
  • Italiano
  • Қазақ
  • Latviešu
  • Nederlands
  • Polski
  • Português
  • Português do Brasil
  • Srpski (lat)
  • Српски
  • Svenska
  • Türkçe
  • Yкраї́нська
  • Tiếng Việt
Log In
New user? Click here to register.Have you forgotten your password?
  1. Home
  2. Browse by Author

Browsing by Author "Doğan, Deniz Umut"

Filter results by typing the first few letters
Now showing 1 - 11 of 11
  • Results Per Page
  • Sort Options
  • No Thumbnail Available
    Item
    Değişen bağımsız denetim yaklaşımı, kilit denetim konuları ve borsa İstanbul'da işlem gören işletmeler üzerine bir araştırma
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Sarıkaya, Fethiye; Doğan, Deniz Umut
    Son yıllarda, ekonomi dünyasında meydana gelen dalgalanmalar sonucunda, bağımsız denetçiler olumlu ya da olumsuz görüş bildirmekte zorlanmaya başlamıştır. Denetçi raporunun daha güvenilir ve iletişimini kolay bir hale getirebilmek için ISA 701 standardı yayımlanmıştır. Kamu Gözetimi Kurumu kabul sürecinin ardından 2017 yılında BDS 701’i yayımlamıştır. Bu standart, kilit denetim konularının(KDK) belirlenmesini ve denetçi raporunda bu konuların bildirilmesini zorunlu kılmıştır. Bu çalışma, bağımsız denetimdeki bu yeni yaklaşımı incelemekte, kilit denetim konularının önemini, uygulanmasında esas alınacak hususları irdeleyerek ve diğer ülkelerdeki uygulamaları da kapsayacak şekilde anlatmayı amaçlamaktadır. Uluslararası Bağımsız Denetim ve Güvence Standartları Kurulu(IAASB) tarafından hazırlayıp, Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu(IFAC) tarafından yayımlanan BDS 701 “Kilit Denetim Konularının Bağımsız Denetçi Raporunda Bildirilmesi” başlıklı standart, kilit denetim konuları ve bu kilit denetim konularını belirlerken denetçiye düşecek sorumlulukları düzenlemektedir. 2018 yılında, Borsa İstanbul’da işlem gören 100 işletmenin, kilit denetim konuları üzerine bir araştırma yapılarak, denetim şirketlerinin belirlediği kilit denetim konuları açıklanmış ve bu kilit denetim konularını denetçi raporlarında hangi prosedürler uygulanarak açıklandığı araştırılmıştır. Bu araştırma, açıklanan kilit denetim konularının neden önem kazandığını, denetlenen şirketin nelere dikkat etmesi gerektiğini ve denetleyen şirketin bu kilit denetim konularını ele alırken hangi yöntemleri uyguladığını ele almaktadır. In recent years, as a result of the fluctaution in the economic world, independent auditer have difficulty in expressing possitive or negative opinion. The ISA 701 Standard has been published to make the auditor’s report more reliable and easier to communicate. In 2017, The Publıc Oversight Autherity issued BDS 701 following to adoption process. This standard required the determinating of key audit matters and the reporting of these matters in the auditors report. This study examines, this ben approach in the indepented auditing, aims to explain the importance of key audit matters, by examining the matters that will be taken in the consideration their implemantation and covering them in their practies in other countries. Prepared by the International İndependent Auditing and Assurance Standards Board(IAASB) and published by the İnternational Fedaration of Accountants(IFAC), BDS 701 “Reporting of Key Auditing Matters in Independent Auditor Report” sets out the key auditing matters and responsibilities for the auditor. In 2018, 100 companies traded on Borsa Istanbul conducted a survey on key audit issues, revealing the key audit issues identified by the audit firms and investigating which produres were explained in the auditor reports. This examines why the key audit issues described become important, what the audited company should pay attention to, and what methods the auditing company applies when dealing with these key audit matters.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Entegre raporlama ilkeleri çerçevesinde Türkiye ve dünya örnekleriyle bir inceleme
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Susmaz, Göktuğ; Doğan, Deniz Umut
    Günümüzde bilgiye erişimin teknolojik gelişmelerle birlikte kolaylaşması bilgiye olan talebi de giderek arttırmaktadır. Kuruluşların paydaşları ile iletişim araçlarından olan kurumsal raporlamalardaki kapsam da değişen bu duruma ayak uyduracak şekilde, mevcut raporlara gelen yeni düzenlemeler ve de yeni tür raporlama çeşitleriyle gün geçtikçe genişlemektedir. Tüm paydaşların karar alma ve görüş edinme süreçlerinde finansal bilgiler artık tek başına yeterli değildir. Günümüzde sadece mevcut finansal durum ve ilgili dönemin finansal performansı değil, gelecekte yaratılabilecek olası değerlerin tahmin edilmesi ve paydaşlara iletilmesi de bir gerekliliktir. Gelecekte yaratılacak bu değer ile ilgili kişiler, finansal veriler ile finansal olmayan verilerin birleştirilmesi sonucunda oluşacak kriterlere göre karar verme eğilimindedirler. Bu eğilim, bir kuruluşun stratejisi, kurumsal yönetim ve finansal performansı ile sosyal, çevresel ve ekonomik çevresi arasındaki ilişkiyi gösteren, kuruluşun değer yaratmak için neler yapılabileceğinin anlaşılabilir ve sade bir biçimde sunulmasını amaç eden entegre raporları doğurmuştur. Bu tezde, Türkiye ve Dünya’da entegre raporlama yapan şirketlerin söz konusu raporlarının, bulunduğu ülke ve sektörleri düzeyindeki belirleyicileri ışığında incelenip, tespitlerden faydalanılarak entegre raporların standartlaşamaması eleştirileri Entegre Raporlama Çerçevesi özelinde sorgulanacaktır. Bu inceleme sonucunda da, ülkeler arası karşılaştırılabilir ve şirket düzeyindeki belirleyiciler fark etmeksizin kullanılabilir bir raporlamada, entegre düşüncenin özüne uygun en iyi uygulama örnekleri sunulacaktır. Tüm bu tartışmaların ve araştırmaların odak noktası, kuruluşların paydaşlarına, kendi ihtiyaçlarına uygun, etkin ve kaliteli bir entegre rapor sunma çabalarında hangi hususlarda ne gibi farklılaşma yarattıklarının; diğer taraftan ise hangi hususlarda standartlaşıp benzer uygulamalara gidildiğinin ortaya çıkarılması olacaktır. Nowadays, the ease of access to information with technological developments boosts the demand for information. The scope of corporate reporting, which is one of the communication tools of organizations with their stakeholders, is expanding day by day with new regulations and new types of reporting to keep up with this changing situation. Financial information alone is no longer sufficient in the decision-making and opinion-making processes of all stakeholders. Today, not only the current financial situation and the financial performance of the relevant period, but also estimating the possible values that can be created in the future and communicating them to the stakeholders is a necessity. People who are interested in this value to be created in the future tend to decide according to the criteria that will be formed as a result of combining financial data with non-financial data. This trend has generated integrated reports that show the relationship between an organization's strategy, corporate governance and financial performance, and its social, environmental and economic environment, aiming to present in an understandable and simple way what the organization can do to create value. In this thesis, the reports of companies that make integrated reporting in Turkey and Worldwide will be examined in the light of the determinants at the level of the country and their sectors, and the criticisms of the inability to standardize the integrated reports will be questioned in the context of the Integrated Reporting Framework. As a result, best practice examples in line with the essence of integrated thinking will be presented in a report that is intercountry comparable and can be used regardless of company-level determinants. The focus of all these discussions and researches is to reveal what kind of differentiation they create in the efforts of organizations to present an effective and high quality integrated report to their stakeholders. On the other hand, it will be revealed in which issues standardized and similar practices are applied.
  • Thumbnail Image
    Item
    Girişimciler için yeni nesil bir finansman modeli "kitle fonlaması - crowdfunding": Dünya ve Türkiye uygulamaları üzerine bir inceleme ve model önerisi
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü, 2019) Vural, Aslı; Doğan, Deniz Umut
    Girişimcilerin en önemli problemi finansal kaynaklara ulaşmalarında yaşadıkları zorluklardır. Girişimciler finansal sorunlarını çözmek için geleneksel finansman yöntemlerinden ve Risk Sermayesi, Girişim Sermayesi, Bireysel Katılım Sermayesi, Mikrofinansman gibi alternatif finansman modellerinden yararlanmaktadır. Günümüzde girişimcilerin gereksinim duydukları sermayeye ulaşmak için kullandıkları yeni finansal yöntemlerden biri Kitle Fonlaması modelidir. Çalışmada girişimcilik, girişim finansmanı ve Kitle Fonlaması modeli konusunda literatür taraması yapılarak ilgili kavramlara değinilmiştir. Dünya’da 2000’lerin başından itibaren yoğun olarak kullanılan Kitle Fonlaması modelinin Türkiye’de kullanımı 2010 yılında başlamıştır. Ancak yasal engeller nedeniyle, 5 Aralık 2017 tarihinde gerçekleşen kanun değişikliğine kadar sadece Ödül ve Bağış Temelli Kitle Fonlaması modeli uygulanmıştır. Yapılan kanun değişikliği ile Türkiye’de Hisse Temelli Kitle Fonlaması da uygulanabilecektir. Çalışmada öncelikle Kitle Fonlaması Finansman modeli’nin dünya genelinde gerçekleşen uygulamaları irdelenerek, 2013-2016 yılları arasındaki fon hacimleri ile ülkelerde uygulanan yasal mevzuatlar incelenmiştir. Ayrıca çalışmada Türkiye’de Kitle Fonlaması modelinin gelişimi anlatılmış, faaliyet gösteren Kitle Fonlaması platformları ve işleyişlerine değinilmiş, platformlarında yayınlanan projeler içerik analizi ile kategorik ve model türlerine göre incelenerek Türkiye’nin Kitle Fonlaması hacmi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Kanun değişikliği dünya genelinde en çok uygulanan ve en yüksek fon sağlayan model türü olan Borçlanma Temelli Kitle Fonlaması’nı içermemektedir. Çalışmada son olarak Borçlanma Temelli Kitle Fonlaması modeli geliştirilerek, girişimci ve yatırımcı profillerinin tümünün ilgilenebileceği “Bütünleştirici Borçlanma Temelli Kitle Fonlaması” adında yeni bir model önerilmektedir. Önerilen modelin Türkiye’deki Kitle Fonlaması uygulamalarında kullanılmasıyla gerçekleştirilecek proje sayıları ile toplanan fon miktarını artıracağı ve yatırımcılar için de tercih edilecek bir yatırım yöntemi olacağı düşünülmektedir. The most important problem faced by of entrepreneurs is difficulty in accessing financial resources. Entrepreneurs benefit from traditional financing methods to solve their financial problems and alternative financing models such as Venture Capital, Private Equity, Angel Capital, Microfinance. Crowdfunding model is one of the new financial methods used by entrepreneurs to reach the capital they need. In this study, a literature review on entrepreneurship, enterprise finance and the Crowdfunding model is performed and related concepts are explained. The use of Crowdfunding model in Turkey began in 2010. However, due to legal barriers, only Reward and Donation Based Crowdfunding models were in use until the change of the law on December 5, 2017. With changes made to the legislation, Equity Based Crowdfunding can now also be applied in Turkey. In the study, first of all, the applications of Crowdfunding Financing model in the world are examined and the fund volumes between 2013-2016 and the legal regulations in the countries are investigated. Moreover, development of the Crowdfunding model, and Crowdfunding platforms in Turkey are described. In addition, published projects in platform are analyzed according to the categorical model and type via content analysis to expose Turkey's Crowdfunding volume. The new amendment to the law does not include the Debt Based Crowdfunding model, which is the model most applied around the world and which provides the highest funding. At the end of study, a Debt Based Crowdfunding model is developed and a new model for Turkey called "Integrated Debt Based Crowdfunding" is proposed which might attract all entrepreneur and investor profiles. It is considered that using the proposed model in Crowdfunding applications in Turkey will lead to an increase in projects realized and funds collected, making it the preferred method of investment for investors.
  • No Thumbnail Available
    Item
    İşletmelerde değer değişiminin raporlanması: Entegre raporlama ve üniversiteler için bir model önerisi
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Çardak, Belgin Rana; Doğan, Deniz Umut
    Entegre raporlama; işletmenin değer yaratım sürecini merkeze alarak finansal ve finansal olmayan bilginin ilişkilendirilerek beraber sunulduğu bir rapor türüdür. Kâr odaklı ve uzun raporlama sistemi anlayışına yeni bir bakış açısı kazandırmıştır. Kurumsal raporlar geçmiş performansa odaklanırken entegre raporlama gelecekteki olası riskleri ve fırsatları da kapsamaktadır. Finansal olmayan bilgilerin öneminin altım çizmiş ve işletmelerin sadece kârlarım merkeze alarak devamlılıklarını sağlayamayacaklarına da aracılık etmiştir. Entegre düşünce kavramıyla birlikte yeni bir rapor türü ortaya çıkmıştır. Bu raporlamada değer yaratma amaç edinilmiş ve işletmenin tüm fonksiyonları raporlama sürecine dahil etmiştir. Finansal bilgilerin sadece işletmenin gerçekleşmiş işlemlerine ve dönem sonu değerlerine ait olması ve geleceğe yönelik bilgiler vermemesi gibi kısıtlarını da ortadan kaldırmaktadır. Entegre rapor: entelektüel sermaye, insan sermayesi, ilişkisel ve sosyal sermaye, doğal sermaye, üretilmiş sermaye ile nasıl değer yaratıldığı şeffaflık ve hesap verebilirlik çerçevesinde nasıl açıklandığı hakkında bilgi vermektedir. Integrated reporting that takes the maximazing value of the firm process into central is a report submitting to financial and non-financial information together. It gives a new point of profit oriented and long-form reporting system. As corporate reports focuse on the past performance, integrated reporting contain past experience and also potential risks and opportunities in the future. It emphasizes the importance of non-financial information and mediates that the companies can not maintain their contuinuity with taking its profits into central. New report type occurs with the notion of integration. Creating value is taken into considireation to this reporting type and also the whole function of the firm is incoporated into reporting process. The restriction of future-oritented information about the firm is eliminated by that reporting because financial statment includes only executed operation of the firm and adjusting process, which make a restriction about the future information of the firm. Integrated reporting gives an information about how the creating value of the firm with intellectual capital, human capital, social and relational capital, natural capital, produced capital and also how it is explained with the frame of the accountability and clearness.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Kripto para ve kripto paranın muhasebeleştirilmesi: Kripto para birimleri ile ilgili düzenlemelerin Dünyada ve Türkiye’de incelenmesi
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Pirim, Elif Ceyda; Doğan, Deniz Umut
    Geçmiş zamandan bu yana insanlar para yerine çeşitli ödeme araçları kullanmışlardır. Deniz kabuğu, boncuk, taş ve altın, gümüş gibi değerli madenler günümüze kadar paranın yerine ödeme aracı olarak kullanılmışlardır. Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte paranın nakit olarak elde tutulması oldukça gerilemiş ve değişen insan ihtiyaçlarını karşılayacak daha hızlı, güvenli, alternatif para birimleri oluşmaya başlanmıştır. 2008 yılında Satoshi Nakamoto adını kullanan bir kişi veya grup tarafından “Bitcoin: Eşten Eşe Elektronik Ödeme Sistemi” adlı makale yayınlanmış ve böylece ilk kripto para olan Bitcoin yaratılmıştır. Muhasebenin temel amacı bilgi kullanıcılarına söz konusu işletmenin içinde bulunduğu finansal durumu gerçeğe uygun bir şekilde, şeffaf halde sunmaktır. Bu nedenle kripto paraların kaydedilmesi ve finansal raporlanması konusu önem addetmektedir. Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (UFRS) veya başka bir standart setinin kripto para işlemlerini tam anlamıyla düzenlemediği görülmektedir (Raiborn ve Sivitanides 2015, 25). Kripto paraların piyasa değerlerinin ve kullanımının gün geçtikçe artması, muhasebeleştirilmesi konusunun ele alınmasını gerekli kılmıştır. Bu çalışmada kripto para birimlerinin sınıflandırılması yapılarak çeşitli kripto para türlerinin tanımları yapılmış, çalışma sistemleri incelenmiş, kripto para birimlerinin UMS/UFRS kapsamında muhasebe seçenekleri incelenmiş, bu konuda uluslararası muhasebe kuruluşlarının görüşlerine değinilmiştir. Kripto para birimlerini yasaklayan ve düzenleyen ülkeler incelenmiş, örnek bazı ülkelerin düzenlemelerine ve yasal otoritelerinin açıklamalarına yer verilmiştir. Türkiye’de ki yasal otoritelerin kripto para birimleri hakkındaki yaklaşımlarına değinilmiştir. Literatürde çoğunlukla kripto paraların maddi olmayan duran varlık olarak sınıflandırılması gerektiği görüşüne yer almakla beraber buna zıt görüşlerde vardır. Ancak tüm dünyada kabul gören muhasebe ve finansal raporlama standartları kripto varlıklar için yetersiz kalmaktadır ve kripto para varlıkları tam olarak karşılayan bir standart bulunmamaktadır. Kripto varlıklar için tüm dünyada kabul edilecek uluslararası muhasebe, finans ve denetim standartları oluşturulmalı, uygulamaya geçirilerek belirsizliğin ortadan kaldırılmalı ve uygulama birliği sağlanmalıdır. Since the past time, people have used various means of payment instead of money. Seashells, beads, stones and precious metals such as gold, silver have been used as a means of payment instead of money until today. With the advancement of technology, the retention of money in cash has declined considerably and faster, safer, alternative currencies have started to be formed to meet changing human needs. In 2008, an article called “Bitcoin: A Peer-to-Peer Electronic Payment System” was published by a person or group using the name Satoshi Nakamoto, thus creating the first crypto currency, Bitcoin. The main purpose of accounting is to provide information users with the financial position of the business in question in a fair and transparent manner. Therefore, the issue of registration and financial reporting of crypto currencies is important. It seems that International Financial Reporting Standards (IFRS) or another set of standards do not fully regulate cryptocurrency transactions (Raiborn and Sivitanides 2015, 25). The fact that the market values and usage of crypto currencies are increasing day by day has made it necessary to address the issue of accounting. In this study, definitions of various types of crypto currencies were made by classifying crypto currencies, study systems were examined, accounting options of crypto currencies within the scope of IAS/IFRS were examined, and the opinions of international accounting organizations were touched upon in this regard. The countries that prohibit and regulate cryptocurrencies have been studied, the regulations of some sample countries and the explanations of their legal authorities have been included. The approaches of the legal authorities in Turkey about cryptocurrencies are discussed. Although there is an opinion in the literature that crypto currencies should be classified as intangible assets, there are opposite opinions. However, accounting and financial reporting standards accepted all over the world are insufficient for crypto assets, and there is no standard that fully meets crypto currency assets. International accounting, finance and auditing standards to be adopted all over the world for crypto assets should be created, implemented, uncertainty should be eliminated and unity of implementation should be ensured.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Küçük ve orta büyük işletmelerde kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik raporlaması önerisi
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Yahşi, Merve; Doğan, Deniz Umut
    Kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilir kalkınma paralel olarak önemli birer kavram olmakla kalmamış, iş hayatı için de vazgeçilmez olmuştur. İşletmeler için küresel bir değer yaratabilmenin yolu olarak görülen sürdürülebilirlik iş stratejilerine ve günlük iş faaliyetlerine entegre edilmeye başlanmıştır. Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler ülke ekonomilerinde %98 oranında temsil edilmektedir. Küçük işletmelerin yerine bakıldığında uluslararası işletmelere göre oldukça yüksek oranda yer tuttuğu görülmektedir. Ancak küçük işletmelerin ekonomilerdeki bu büyük rollerine karşı sürdürülebilirliğe sınırlı olarak katıldıkları gözlemlenmektedir. Küçük işletmelerin sürdürülebilirliğe sınırlı katılımlarına sebep olarak yetersiz finansal kaynaklar, bilgili ve tecrübeli personel eksikliği, yetersiz kurumsallaşma ve yetersiz imaj yönetimi gibi eksiklikler sayılabilir. Ancak küçük işletmelerin gelecek kuşakları da gözeterek faaliyetlerine devam etmeleri en az uluslararası işletmeler kadar hayatidir. Bu sebeple küçük işletmelerin sürdürülebilirlik küresel değer zincirine dâhil edilmesi oldukça önemlidir. Küçük işletmelerin bilinçlendirilmesi, sürdürülebilirlik raporlamasının yarattığı fırsatlardan yararlanması öncelikli amaçtır. Ayrıca küçük işletmeler için uygulanabilir sürdürülebilirlik standartları oluşturulması nihai hedeftir. Bu tezin amacı küçük işletmelerin sürdürülebilirlik uygulamalarını incelemek ve sürdürülebilirlik raporlamasının nasıl olması gerektiğiyle ilgili önerilerde bulunmaktır. Corporate social responsibility and sustainable development have not only been important concepts in parallel, but have also become indispensable for business life. Sustainability, which is seen as a way to create a global value for businesses, has begun to be integrated into business strategies and daily business activities. Small and medium-sized enterprises are represented by 98% in national economies. When we look at the place of small enterprises, it is seen that they have a very high place compared to international enterprises. However, it is observed that small businesses participate in sustainability on a limited basis despite their large role in the economy. Inadequate financial resources, lack of knowledgeable and experienced personnel, insufficient institutionalization and inadequate image management can be counted as the causes of limited participation of small businesses in sustainability. However, it is as vital as international businesses for small businesses to continue their activities by considering future generations. For this reason, it is very important to include small businesses in the sustainability global value chain. The primary objective is to raise awareness of small businesses and to benefit from the opportunities created by sustainability reporting. In addition, establishing viable sustainability standards for small businesses is the ultimate goal. The aim of this thesis is to examine the sustainability practices of small businesses and to make suggestions about how sustainability reporting should be.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Muhasebe politikalarının finansal tablolar açısından değerlendirilmesi BIST-100, şirketleri üzerine inceleme
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Cömertoğlu, Pınar; Doğan, Deniz Umut
    Yaşadığımız yüzyılda işletmelerin uluslararası piyasalarda daha etkin ve verimli bir şekilde yer almaları, varlıklarını sürdürebilmeleri için finansal bilgilerini kamuoyuna şeffaf bir şekilde açıklamak zorundadırlar. Bu açıdan işletmeler ticari faaliyetlerini yansıtan muhasebe ve finansal bilgilerini belirli kurallar çerçevesinde bilgi kullanıcılarına sunmaları gerekmektedir. Bu bilgiler işletmeler tarafından finansal raporlama süreci ile oluşmaktadır. Finansal raporlama; muhasebenin çıktısı olarak görünen işletmelerin finansal durumlarını, faaliyet sonuçlarını gösteren ve işletme hakkında bize tahminde bulunmaya yarayan tablolardır. Finansal tabloların oluşumu işletmelerin tercih ettiği finansal raporlama ve muhasebe standartları çerçevesinde yer alan muhasebe politikaları kapsamında oluşmaktadır. Finansal tablo kullanıcıları, muhasebenin temel kavram gereği finansal tabloların karşılaştırılabilir olmasını ve muhasebe politikalarının tutarlı bir şekilde uygulanmasını istemektedirler. Bu kapsamda muhasebe politikalarında ve muhasebe tahminlerinde oluşan değişiklikler ile hatalar finansal tabloların güvenilirliğini etkileyen uygulamalardır. İşletmeler bazı dönemlerde muhasebe politikalarında değişikliğe gidebilir. Bu bağlamda politika değişikliklerini finansal tabloların ek parçası olan dipnotlar bölümünde açıklamak zorundadırlar. Bu çalışmanın amacı; Muhasebe Standartları çerçevesinde borsada işlem gören işletmeler tarafından TMS 8 Standardı uyarınca muhasebe politika tercihleri ve açıklanma düzeyleri incelenerek işletmelerin mevcut durumlarının tespit edilmesidir. Çalışmanın ilk bölümünde; UFRS/TMS alanında yapılan çalışmalara ve finansal raporlamanın unsurlarına yer verilmiş olup finansal tablolarda karşılaştırmalı bilgi sunumu ve dipnotlardan söz edilmiştir. İkinci bölümde; uygulanması zorunlu muhasebe politikaları, alternatifli muhasebe politikaları, muhasebe tahmin ve hatalara ilişkin açıklamalara yer verilmiş olup konular örnekler ile desteklenmiştir. Üçüncü bölümde; BIST 100 endeksi baz alınarak farklı sektörlerde yer alan işletmelere ait 2016-2017- 2018-2019-2020 yıllarına ilişkin dipnotlarında yer alan 5 muhasebe politikası incelenmiştir. Ayrıca yıl bazında sektörlerin muhasebe politika tercihlerine yönelik verilerin karşılaştırılması yapılarak yıllara göre gerçekleşen değişiklikler açıklanmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre, sektörlerin büyük oranda muhasebe politika yöntem seçimlerinde açıklama yaptığı, TMS 23 borçlanma maliyetleri standardının en yüksek açıklama yapılmayan standart olduğu tespit edilmiştir. In the century we live in, businesses have to disclose their financial information to the public in a transparent manner in order to take part in international markets more effectively and efficiently and to maintain their existence. In this respect, enterprises are required to provide accounting and financial information reflecting their commercial activities to information users within the framework of certain rules. This information is formed by the financial reporting process by the enterprises. Financial reporting; are the tables that show the financial condition of the enterprises, the results of their activities that appear as the output of accounting and serve to give us an estimate about the enterprise. The formation of financial statements occurs within the scope of accounting policies within the framework of financial reporting and accounting standards preferred by enterprises. Users of financial statements want financial statements to be comparable and accounting policies to be applied consistently as a basic concept of accounting. In this context, changes and errors in accounting policies and accounting estimates are practices that affect the reliability of financial statements. Businesses may change their accounting policies in some periods. In this context, they must explain the policy changes in the footnotes section, which is an additional part of the financial statements. The aim of this study is; To determine the current status of the enterprises by examining the accounting policy preferences and disclosure levels in accordance with IAS 8 Standard by the enterprises traded on the stock exchange within the framework of Accounting Standards. In the first part of the study, studies in the field of IFRS / IAS and the elements of financial reporting were included and comparative information presentation and footnotes were mentioned in the financial statements. In the second part, explanations on mandatory accounting policies, alternative accounting policies, accounting forecasts and errors are included and the topics are supportedwith examples. In the third part, based on the BIST 100 index, 5 accounting policies included in the footnotes for the years 2016-2017-2018-2019-2020 belonging to enterprises in different sectors were examined. In addition, the data for the accounting policy preferences of the sectors were compared on a yearly basis and the changes realized according to the years were explained. According to the results of the study, it was determined that the sectors largely made statements in their accounting policy method choices and that IAS 23 borrowing costs werethe highest disclosure or undisclosed standard.
  • Thumbnail Image
    Item
    Parekendecilik sektöründe iç kontrolün önemi ve stokların denetimi petrol sektörü üzerine bir çalışma
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Kadooğlu, Besna; Doğan, Deniz Umut
    Bulunduğumuz dönem içerisinde işletmeler sürekliliklerini sağlamak amacıyla büyüme eğilimi göstermektedir. Şirketler bu bağlamda kendi içlerinde pek çok prosedür, yazılı metin ya da uygulamalar geliştirmiş ve ana maksatları malzeme israfından uzaklaşmak olup bunun için pek çok adım atmışlardır. İç denetim, firmaların faaliyetlerini sağlıklı ve verimli devam ettirebilmesi için; şirket varlıklarının çok daha rasyonel yönetmesi, sektördeki rakiplerin bir adım önüne geçebilme stratejisinin çok iyi belirlenmesi, işletmeye zarar verebilecek her türlü hata, hırsızlık, hile vb fiillerin ifa edilmeden önce engellenmesi amacıyla işletmenin yönetim danışmanlığı görevini de üstlenen, en önemlisi işletmenin değerini maximize etmeyi hedefleyen bir işletme stratejisidir. Etkin bir iç kontrol sistemi ise, şirketlerde istihdam edilen personellerin almış olduğu sorumlulukların yerine getirilerek işletme hedeflerine erişmesinde ciddi rol üstlenmektedir. Çalışma kapsamında işletmelerin finansal faaliyetleri ile birlikte diğer faaliyetlerini de değerlendiren iç kontrol sisteminin firmalar bakımından önemi vurgulanmaktadır. Dahası, perakendecilik sektöründe yer alan firmaların stoklarının denetimi ve iç kontrolünün önemini daha iyi anlatabilmek adına petrol sektöründe faaliyet gösteren işletmeler üzerinde bir uygulama incelenerek analiz edilmiştir. Çalışmanın amacı; işletmelerde iç kontrol sistemi kurulmasının önemini vurgulamak, iç denetim unsurunun, işletmenin sürekliliğinin sağlanmasında etkin rol aldığını ve işletmeye yüksek bir maliyetinin olmadığını aksine uzun vadede işletmelere birçok katkı sağladığının önemini vurgulamaktır. During the period we are in, entities have to show a tendency to be a continuously growing organization in order to maintain their assets. In this context, companies have developed many procedures, written texts or applications in their own context, and their main aim is to move away from material waste and to take many steps. Effective internal control and internal audit in companies play a crucial role in ensuring that the responsibilities of the personnel employed by the companies are properly fulfilled and that the companies achieve their defined objectives. Internal audit is a management consultancy for the enterprise that aims to carry out the aims of companies to carry out their activities in a healthy and productive manner, to manage company assets more rationally, to increase competition power, to prevent all kinds of actions that would cause harm to fraud and similar businesses which aims at maximizing firm value, in other words, is a business function that aims to add value to the business. Under the scope of the study, the companies emphasize the importance of the internal audit function in the form of internal control personnel, evaluating the financial activities and other activities of the related entity. Moreover, in this study, the inspections of stocks in firms operating in retail operations and the prospect of internal control were analyzed and analyzed on the application of enterprises operating in the oil sector. Purpose of the study; to emphasize the importance of internal control, that it is a guarantee of the continuity of the performance of the enterprise and that it can demonstrate the contributions made to the long-run enterprises rather than a cost function.
  • No Thumbnail Available
    Item
    TFRS 15 Müşteri sözleşmelerinden doğan hasılat standardının inşaat sektörüne etkileri
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Gökalp, Berk; Doğan, Deniz Umut
    Ticari hayatın küreselleşmesinin en önemli etkilerinden bir tanesi, işletmeler tarafından yapılan finansal raporların tüm dünya genelinde tek bir ortak dil haline getirmek amacıyla ve kabul görmüş standartlar çerçevesinde birbirlerine paralel mantıklar ile kullanıcılara arz edilmesi olmuştur. Bu çerçevede uluslararası finansal raporlama standartları, günümüzde özellikle küresel boyutta iş yapan şirketlerin finansal tablolarını hazırlamalarında dayanak aldıkları temel yol göstericilerdir. Bu çalışmada, TFRS 15 standardının yıllara yaygın inşaat ve onarım işleri ile iştigal eden inşaat firmalarının inşaat sözleşmeleri kapsamında finansal tablolarını ne şekilde etkilediği ele alınmıştır. TFRS 15 standardının inşaat sektörü finansal tabloları üzerindeki etkisinin değerlendirilmesi noktasında, Türkiye’de yürürlükte olan mevzuat hükümlerinin yıllara yaygın inşaat onarım işlerine yönelik kabulleri ve muhasebe kayıtları da dikkate alınarak, TFRS 15’in kâr / zarar üzerindeki etkisi ve dolayısıyla sektörün finansalları üzerindeki etkisi burada değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, TFRS 15 standardı kapsamında gerçekleştirilen hesaplamalarda yıllar itibariyle kâr – zarar rakamlarının farklılaştığı görülmüştür. One of the most important effects of the globalization of commercial life has been the presentation of financial reports made by businesses to users all over the world with a single common language, acceptances and parallel logics within the framework of standards. In this context, international financial reporting standards are the main guides on which companies, especially those doing business on a global scale, prepare their financial statements. In this study, it is discussed how TFRS 15 standard affects the financial statements of construction companies, which are engaged in construction and repair works for years, within the scope of construction contracts. At the point of evaluating the impact of the TFRS 15 standard on the financial statements of the construction industry, the impact of TFRS 15 on the profit / loss, and therefore on the financials of the industry, has been evaluated by taking into account the acceptance of the provisions of the legislation in force for years for construction repair works and accounting records. As a result, it has been observed that the profit and loss figures differ over the years in the calculations made within the scope of the TFRS 15 standard.
  • Thumbnail Image
    Item
    UFRS 16 no'lu kiralama işlemleri standardının, UMS 17 no'lu finansal kiralama standardı ile karşılaştırılması, getirdiği yenilikler ve Türkiye'deki halka açık perakende şirketlerinin finansal durumlarına etkisi üzerine örnek uygulama
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Akdoğan, Hülya Nihan; Doğan, Deniz Umut
    Ocak 2016 da yayınlanan UFRS 16 No’lu Kiralama standardı, finansal ve faaliyet kiralaması ayrımını yapmaksızın, tüm kiralama işlemlerinin tanımlama, ölçülme ve raporlama prensiplerini düzenlemekte ve faaliyet kiralaması için de finansal kiralama uygulamasını getirmektedir. Standardın uygulaması 1 Ocak 2019 tarihi itibariyle başlayacaktır. UFRS 16 nın uygulamaya başlanması ile birlikte UMS 17 ve ilgili yorumlar yürürlükten kalkacaktır. Çalışmamızda standardın getirdiği yeni düzenlemeler incelenecek, daha önceki standartla karşılaştırılarak finansal tablo, likidite ve finansal oranlara etkisi analiz edilecektir. Standart, havayolları işletmeleri, perakende işletmeleri, seyahat, dağıtım sektörleri gibi faaliyet kiralamasını yoğun olarak kullanan işletme ve sektörler için büyük ölçüde değişiklik yaratacaktır. Çalışmamızda perakende sektöründen seçilen örnek işletmeler için, UFRS 16 nın finansal tablolara ve oranlara genel etkisi incelenmiştir. IFRS 16 Leasing Standard, which was issued on January 2016, regulates the recognision, measurement and reporting principles of the entire leasing transactions without making any differentiation between the financial and operational leasing activities and accordingly introduces similar recognition principles both for financial and operational leases. The standard will be effective from January 1st, 2019. With the enforcement of IFRS 16, the previous standard IAS 17 that regulates the financial leasing activities will be ceased. In this study, the new regulations introduced by the new standard will be analysed and the impacts of new standart will be explained by making comparisons in financial ratios between previous and new standart. This standard will lead different financial results especially for the companies that use significant operational lease such as, aviation companies, retail entites, travel and leisure , distribution companies. In our study, we will mainly focus on the companies that operates in the retal industry to understand the effects of IFRS 16 on the financial statements and the financial ratios.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerinin muhasebe standartları ile vergi mevzuatına göre incelenmesi ve örnek bir uygulama
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Ulaş Coşgun, Reyhan; Doğan, Deniz Umut
    İnşaat sektörü dünyada ve ülkemizde oldukça önemli ekonomik alana sahiptir. Yarattığı iş hacmi ile birçok alt sektörü de harekete geçirdiği için ekonominin önemli bir lokomotifi olarak sayılır. Ülkemizin son yirmi yılına bakıldığında inşaat bazlı büyüme oldukça yer kaplamaktadır. İnşaat işleri devlet kurumları tarafından ihale yoluyla verilen büyük ölçekli işlerdir. Firmalar aldıkları büyük ölçekli inşaat işlerinde öz kaynak haricinde kaynaklara ihtiyaç duyarlar. Kaynak sağlayıcısı olan yatırımcılar ve kredi kuruluşları firmaya yatırım ya da kredi verecekleri zaman firmaların finansal bilgilerine ihtiyaç duyarlar. Finansal bilgi temel olarak ihtiyaca uygun olmalı ve gerçeğe uygun olarak sunulmalıdır. Bunların yanı sıra finansal bilgiyi desteklemek için finansal bilginin anlaşılabilir, doğrulanabilir, karşılaştırılabilir, ihtiyaca uygun, güvenilir ve zamanında sunulmuş olması gerekir. Uluslararası Muhasebe ve Finansal Raporlama Standartları’nın amacı da bunu sağlamaya yöneliktir. Türkiye’de yapılan inşaat işinin mevzuatımızdaki yeri Gelir Vergisi Kanunu’nda tanımlanmıştır. Kanunun 42. maddesine göre bir yıldan uzun süren işlerin kâr veya zararları işin bittiği yıl kesin olarak tespit edilir ve beyan edilir. İnşaat işlerinde yapılan ortak giderlerin hangi esaslara göre dağıtılacağı kanunun 43. maddesinde tanımlanmıştır. İnşaat işinin bitim tarihi de 44. maddeye göre; geçici kabulün veya fiilen bittiği tarih olarak tanımlanmıştır. İnşaat işlerinin muhasebe işleyişi de Muhasebe Sistemi Uygulama Tebliği’ne göre yapılmaktadır. Diğer yandan inşaat işleri Türkiye Muhasebe Standartlarında TFRS 15 Müşteri Sözleşmelerinden Hasılat Standardı kapsamında iken, BOBİ FRS Bölüm 5 Hasılat Standardında ele alınmıştır. Bu çalışmanın amacı; Yapılan işin yıllara yaygın inşaat olması durumunda, Muhasebeleştirme usullerinin Vergi Usul Kanunu, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği, TMS/TFRS – BOBİ FRS’ye göre nasıl muhasebeleştirilmesi ve raporlanması gerektiğinin açıklanmasıdır. The construction industry has a very large economic share both in Turkey and worldwide. It is regarded as a significant locomotive of the economy as it activates many sub-sectors through the business volume it produces. When we look at the growth of the Turkish economy over the past 20 years, construction-based growth makes up a substantial part of it. Construction-related business includes large-scale works proposed as tender offers by public institutions. Companies need resources other than equity for the large-scale construction works they undertake. Investors providing resources and credit agencies need financial information on the companies in which they invest or to which they provide loans. At a basic level, financial information should be fit for purpose and fairly presented. Furthermore, financial information should be comprehensible, verifiable, comparable, fit for need, trustworthy, and timely presented. This is what the International Accounting and Financial Reporting Standards aim to ensure. The legislative aspect of construction-related business conducted in Turkey is set out by the Turkish Income Tax Law. Article 42 of said law stipulates that profits or losses of works exceeding one year must be identified precisely in the year the work is completed and declared. Article 43 of the same law defines the bases upon which common expenses made during construction works may be distributed. Article 44 stipulates that the end date of the construction work is the date of temporary admission or actual end date. The accounting process for construction works must be performed in accordance with the General Communiqué on the Application of the Accounting System. Although construction works are covered under Turkish Financial Reporting Standard 15 “Revenue from Contracts with Customers” within the framework of the Turkish Accounting Standards, the Financial Reporting Standard for Large and Medium-Sized Enterprises (BOBİ FRS) falls under Section 5 “Revenue Standards”. This study aims to explain how accounting procedures should be conducted and reported in accordance with the Turkish Tax Procedure Law, the General Communiqué on the Application of the Accounting System, and the Turkish Accounting Standard/Turkish Financial Reporting Standard BOBİ FRS in the case of long-term construction works.

| Başkent Üniversitesi | Kütüphane | Açık Bilim Politikası | Açık Erişim Politikası | Rehber |

DSpace software copyright © 2002-2025 LYRASIS

  • Privacy policy
  • End User Agreement
  • Send Feedback
Repository logo COAR Notify