Browsing by Author "Demirörs, Hüseyin"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Asetabulumun anterior kolon posterior hemitransvers kırıklarında farklı tespit yöntemlerinin biyomekanik olarak karşılaştırılması(Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2019) Şimşek, Ekin Kaya; Demirörs, HüseyinBu çalışmanın amacı; asetabulumda anterior kolon posterior hemitransvers (AKPHT) kırık oluşturulmuş hemipelvis modelinde; arka ve ön kolon vidaları ile desteklenmiş infrapektineal (İP) tespit yöntemi, suprapektineal (SP) tespit yöntemi ve SP ile birlikte İP tespit yönteminin biyomekanik olarak karşılaştırılmasıdır. Çalışmada 21 adet, poliüretan köpükten özel olarak üretilmiş, sol hemipelvis modelleri kullanıldı. Üç ayrı grup oluşturulduktan sonra Letournel Sınıflandırmasında belirtildiği şekilde AKPHT asetabulum kırığı oluşturuldu. Her grupta yedi adet hemipelvis modeli kullanıldı: Grup 1: suprapektineal yerleşimli 3,5 mm rekonstrüksiyon plağı ve kortikal vida uygulaması, Grup 2: infrapektineal yerleşimli 3,5 mm rekonstrüksiyon plağı ve kortikal vida uygulaması ile birlikte iki arka kolon ve bir ön kolon vidası uygulaması, Grup 3: suprapektineal ve infrapektineal yerleşimli 3,5 mm rekonstrüksiyon plağı ve kortikal vida uygulaması. Çalışma gruplarında uygulanan farklı tespit yöntemleri, biyomekanik olarak otomatik materyal test makinesi kullanılarak vertikal yüklenme altında dayanıklılık bakımından test edildi ve elde edilen sonuçlar istatistiksel olarak karşılaştırıldı. Tüm gruplarda, sırası ile implant yetmezliği gelişmesine neden olan ortalama kuvvet miktarı 2921 N, 2018 N ve 3658 N olarak belirlendi. İmplant yetmezliğine neden olan kuvvet göz önünde bulundurularak dayanıklılık karşılaştırıldığında, en dayanıklı tespitin SP ve IP tespit yönteminin birlikte uygulandığında sağlandığı, bunu sırasıyla SP tespit ve ön ve arka kolon vidaları ile destelenmiş IP tespit takip ettiği belirlendi. Bu çalışmada asetabulumun AKPHT kırıklarında, SP ve IP tespit yönteminin birlikte uygulanmasının en stabil tespiti sağladığını, dayanıklılık açısından bunu SP tespitin takip ettiğini ve arka ve ön kolon vida uygulaması ile desteklenmiş IP tespit’in tek başına yetersiz olduğunu tespit ettik. Asetabulumun AKPHT kırıklarında limitli kombine yaklaşım ile uygulanan anterior ve posterior kolon vidaları ile desteklenmiş İP tespit daha az invaziv olsa da yeterli stabiliteyi sağlamak için SP tespit, mutlaka cerrahi tedavi yöntemine dahil edilmelidir. The purpose of this study is to compare biomechanical propertiesof suprapectineal (SP) reconstruction plate osteosynthesis, infrapectineal(IP)plate fixation combined with posterior and anterior column screws and both suprapectineal and infrapectineal plate fixation. In 21 hard plastic left hemipelvis models, anterior column posterior hemitransverse (ACPHT) fractures of the acetabulum were created,and in three different fixation groups, the methods were compared. Group 1: SP plating by using a 3,5 mm reconstruction plate and cortical screw fixation. Group 2: IPplating by using 3,5 mm reconstruction plate and cortical screws combined with posterior and anterior column screws. Group 3: Combined fixation with SP and IP plating by using 3,5 mm reconstruction plates and cortical screws. The strength of these three groups wasevaluated with biomechanical analysis,and the results were statistically compared.The average load of failure for three groupswere 2921 N, 2018 N and 3658 N, respectively. When strength was compared considering the forcethat causing implant failure, it was determined that the strongest fixation was achieved when SP and IP fixation method were applied together, followed by SP only fixation and IP fixation supported by anterior and posterior column screws respectively.In conclusion, we found that the combined application of SP and IP fixation provides the most stable fixation of the ACPHT acetabular fractures, followed by SP only fixation and that IP fixation supported by posterior and anterior column screw application alone is insufficient. Although IP fixation supported by anterior and posterior column screws with the limited combined approach is less invasive, SP fixation should be included in the surgical treatment method to ensure adequate stabilityItem Çift taraflı sakroiliak yaralanmalarda transiliak kilitli plak ile internal tespit : pelvik modelde biyomekanik çalışma(Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2008) Şahin, Onur; Demirörs, HüseyinBu çalısmada amaç, çift taraflı sakroiliak ayrılma olusturulmus pelvis modellerinde, kilitli plak kullanılarak gerçeklestirilen ilium ve plak üzerinden S1 pedikül tespiti ile sağlanan posterior tespitin, sadece iliumdan tespit edilmis klasik gergi bandı plaklama ile kombine edilmis çift taraflı sakroiliak vida ve sadece sakroiliak vidalama yöntemlerine göre biyomekanik üstünlüğünün olup olmadığını tespit etmektir. Çalısmada 21 adet, poliüretan köpükten özel olarak üretilmis, erkek pelvis modelleri kullanıldı ve üç ayrı grupta Tile tip C çift taraflı sakroiliak ayrılma olusturuldu. Her grupta yedi adet pelvik model kullanıldı: Grup 1: Her iki iliak kanat ve bilateral S1 vertebra pediküllerden 3.5 mm’lik kilitli plak ile posterior gergi bandı plaklama Grup 2: Her iki taraf iliak kanattan 3.5 mm’lik kilitli plak ve bilateral spongiöz sakroiliak vida kullanılarak gerçeklestiren posterior tespit Grup 3: Sadece her iki taraf spongiöz sakroiliak vida kullanılarak gerçeklestirilen tespit. Çalısma gruplarında uygulanan farklı tespit yöntemleri, biyomekanik olarak bir adet otomatik materyal test makinası kullanılarak vertikal yüklenme altında dayanıklılık ve sertlik bakımından test edildi ve sonuçlar gruplar arasında istatistiksel olarak karsılastırıldı. Tüm gruplarda, sırası ile, implant yetmezliği gelismesine neden olan ortalama kuvvet miktarları 1775 N, 2084 N ve 2230 N ve 10 mm deplasman gelismesi için gerekli olan ortalama kuvvet miktarları ise 1033 N, 1884 N ve 2013 N olarak belirlendi. Đmplant yetmezliği dikkate alınarak dayanıklılıklar karsılastırıldığında, en dayanıklı tespitin çift taraflı sakroiliak vida ile sağlandığı görüldü. On mm deplasman olusturan kuvvetler dikkate alınarak sertlikler karsılastırıldığında ise en sert tespitin yine sakroiliak vidalama ile sağlandığı görüldü. Grup 2 ve 3 arasında sertlik ve dayanıklılık bakımından anlamlı fark tespit edilmedi. Bu çalısmada her iki taraflı sakroiliak ayrılma yaralanması olan pelvis kırıklarında sadece sakroiliak vidalamanın yeterli olduğunu ve sakroiliak vidalama ile kombine edilmis posteriordan gergi bandı plaklamanın vertikal yüklenme altında stabiliteye ek bir katkı sağlamadığını tespit ettik. Özellikle parçalı transforaminal ve foremen laterali yerlesimli sakrum kırıkları ile sakroiliak vidalamanın teknik olarak mümkün olmadığı durumlarda kilitli plak üstünden S1 transpediküler vidalamanın iyi bir alternatif olabileceğini düsünmekteyiz. The purpose of this study is to compare the biomechanical results of transiliac locked plate osteosynthesis with S1 pedicle fixation, traditional tension band plating with locked plate combined with bilateral sacroiliac screw fixation and bilateral sacroiliac fixation alone. In 21 hard plastic pelvic models, bilateral sacroiliac dislocations were created and in three different fixation groups, the methods were compared. Group 1: Posterior tension band plating by using 3.5 mm locked plate fixation of both iliac wings and both S1 vertebra pedicules. Group 2: Posterior fixation of both iliac wings by 3.5 mm locked plate combined with bilateral spongious sacroiliac screws. Group 3: Bilateral sacroiliac spongious screws alone. The strenght and stiffness of these three groups were evaluated with biomechanical analysis and the results were statistically compared. The avarage load to failure for three groups were 1775 N, 2084 N and 2230 N and the avarage load for 10 mm of displacement were 1033 N, 1884 N ve 2013 N, respectively. In comparisons of load to failure, bilateral sacroiliac screw fixation was found as the strongest fixation. Comparision of load to 10 mm of displacement was revelaed that the stiffest fixation was also sacroiliac screws. The strenght of group 1 was found significantly lower than the other groups, on the other hand, the strenghts of group 2 and 3 had no statistically significant differences. In conclusion, sacroiliac screw fixation is more stable when compared with posterior tension band plating with locked S1 pedicle screw fixation. Sacroiliac screw fixation alone has the best stability. It was also found that, additional posterior tension band plating of sacroiliac screws had no effect on strenght and stiffness at vertical loading. In comminuted transforaminal and lateral sacral fractures and fractures that sacroiliac screw fixation is technically contraindicated, locked S1 pedicle screw fixation through posterior tension band plating can be a good alternative.