Repository logo
Communities & Collections
All of DSpace
  • English
  • العربية
  • বাংলা
  • Català
  • Čeština
  • Deutsch
  • Ελληνικά
  • Español
  • Suomi
  • Français
  • Gàidhlig
  • हिंदी
  • Magyar
  • Italiano
  • Қазақ
  • Latviešu
  • Nederlands
  • Polski
  • Português
  • Português do Brasil
  • Srpski (lat)
  • Српски
  • Svenska
  • Türkçe
  • Yкраї́нська
  • Tiếng Việt
Log In
New user? Click here to register.Have you forgotten your password?
  1. Home
  2. Browse by Author

Browsing by Author "Beyter, Nurten"

Filter results by typing the first few letters
Now showing 1 - 9 of 9
  • Results Per Page
  • Sort Options
  • No Thumbnail Available
    Item
    A Novel Synbiotic Edible Film Based On Aquafaba, Psyllium Husk Powder, Peg 400, And Lactiplantibacillus Plantarum 299v And Applicability On Kashar Cheese
    (JOURNAL OF FOOD MEASUREMENT AND CHARACTERIZATION, 2024-12) Ilikkan, Ozge Kahraman; Bagdat, Elif Seyma; Yilmaz, Ilkay; Beyter, Nurten; Yuzay, Isinay Ebru
    In this study, it was aimed to compare a novel synbiotic edible film based on aquafaba, psyllium husk powder, and PEG 400 with or without Lactiplantibacillus plantarum 299v. Therefore, primarily, optimization of the edible film was carried out by Box-Behnken design in response surface methodology (rsm). The characterization of edible films with or without probiotic bacteria was performed by FTIR, viscosity, pH, total solid content, water and oxygen solubility, film thickness, color L*, a*, b*, transparency, and film tensile strength. It was determined that there was no statistically significant difference in viscosity, pH, lightness L*, water vapor, and oxygen permeability values with the addition of probiotic lactic acid bacteria to the optimized coating film samples. In addition, it was observed that the probiotic bacteria count did not decrease below 108 cfu/g for 60 days of storage. The resulting edible film formulation with (PL) and without (PS) probiotics was used to coat Kashar cheese, while control cheeses (C) were not coated. As a result, it was observed that the microbiological quality of the coated cheeses was as good as control or better than control especially at the end of storage in terms of mold/ yeast and coliforms. Sensory evolution revealed coating films with or without probiotics did not change the texture, flavor, odor, or appearance of cheeses. Physicochemical properties such as pH, % titratable acidity, % dry matter, % fat, and % salt were detected.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Aydınlatmanın lezzet algısı üzerine etkisinin değerlendirilmesine yönelik deneysel çalışma
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü, 2024) Kuş, Büşra Nur; Beyter, Nurten
    Bu çalışmada duyular arası etkileşim konusu ele alınmıştır. Bu amaç doğrultusunda duyular arası etkileşimin ne olduğu ve nasıl gerçekleştiği konusunda detaylı bir araştırma yapılmıştır. Ele alınan konu üzerine görme ve tatma duyularının birbirleriyle olan etkileşimleri incelenmiştir. Bu alanda yapılmış olan geçmiş çalışmalar ve birçok farklı kaynak incelenerek 2 farklı renk sıcaklığına sahip LED aydınlatma ve bir tatlı belirlenmiştir. Görme ve tatma duyularının algılamasında, kullanılması uygun olacağı düşünülen ısabella üzümlü cheesecake tatlısı seçilmiştir. Belirlenen LED aydınlatmalar ve tatlı ile bir duyusal analiz deneyi planlanmıştır. Çalışmada nicel araştırma kapsamında duyusal analiz yöntemi kullanılmıştır. Duyusal analizler iki farklı oturumda yapılmıştır. İki farklı oturumda da aynı tatlı sunulmuştur. Deney 22 Eylül 2023 tarihinde 11 kişilik eğitimli panelist gurubuna uygulanmıştır. Tadımlar esnasında panelistler ürün kriterlerine uygun olarak düzenlenmiş kalite derecelendirme formu kullanmışlardır. Bu çalışmanın amacı restoranlarda kullanılan aydınlatma sistemlerinin ve kullanılan ışığın renk sıcaklığının, insanlarda lezzet algısını etkileyip etkilememesinin belirlenmesi ve eğer etkiliyorsa bu etkinin düzeyini belirlemektir. Çalışma sonucunda 3500K (sarı ışık) LED aydınlatma ve 6500K (beyaz ışık) LED aydınlatma kullanılan oturumlar arasında istatistiksel olarak önemli bir farklılık tespit edilememiştir (p > 0,05). In this study, the subject of intersensory interaction is discussed. For this purpose, a detailed research was conducted on what intersensory interaction is and how it is realised. The interactions of the senses of sight and taste with each other were examined. LED lighting with 2 different colour temperatures and a dessert were determined by examining past studies and many different sources in this field. Isabella grape cheesecake dessert, which is thought to be suitable for use in the perception of the senses of sight and taste, was selected. A sensory analysis experiment was planned with the LED lighting and dessert. Sensory analysis method was used in the study within the scope of quantitative research. Sensory analyses were conducted in two different sessions. The same dessert was served in two different sessions. The experiment was applied to a group of 11 trained panelists on 22 September 2023. During the tastings, the panellists used a quality rating form arranged in accordance with the product criteria. The aim of this study is to determine whether the lighting systems used in restaurants and the colour temperature of the light used affect the perception of taste in humans, and if so, to determine the level of this effect. As a result of the study, no statistically significant difference was found between the sessions using 3500K (yellow light) LED lighting and 6500K (white light) LED lighting (p > 0,05).
  • No Thumbnail Available
    Item
    Beslenme bilgisinin yiyecek hazırlama becerisine etkisinde gıda ve beslenme okuryazarlığı tutumunun ve davranışının aracılık etkisi
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Gökgöz, Ece Suna; Beyter, Nurten
    Türkiye’de gastronomi alanına son yıllarda artan ilgiyle birlikte, üniversitelerde Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü hızla yaygınlaşmıştır. Araştırmada gastronomi lisans öğrencilerinde, beslenme bilgisinin, yiyecek hazırlama becerisine etkisi ve beslenme bilgisinin yiyecek hazırlama becerisi üzerindeki etkisinde gıda ve beslenme okuryazarlığı davranış ve tutumunun, aracılık rolü olup olmadığını araştırmak amaçlanmıştır. Araştırmanın evreni, Türkiye’deki Gastonomi ve Mutfak Sanatları lisans öğrencileridir. Araştırmanın örneklemi ise, Kolayda Örnekleme Yöntemi ile yüzyüze ve online anket uygulanan ve değerlendirmeye alınan 392 öğrencidir. Anket; geçerlilik ve güvenilirliği yapılmış Sağlıklı Beslenme Tutum Ölçeği beslenme hakkında bilgi alt boyutu, GBOY(Gıda ve Beslenme Okuryazarlığı) Ölçeği tutum ve davranış alt boyutu, Algılanan Gıda Okuryazarlığı Ölçeği yiyecek hazırlama becerileri alt boyutu ve demografik sorulardan oluşmaktadır. Araştırmada beslenme hakkında bilginin; hem gıda okuryazarlığı tutum alt boyutunu pozitif yönde etkilediği; hem de gıda okuryazarlığı davranış alt boyutunu pozitif yönde etkilediği saptanmıştır. Beslenme hakkında bilgi ile GBOY Ölçeği tutum ve davranış alt boyutlarının; yiyecek hazırlama becerisine pozitif etkisi olduğu belirlenmiştir. Beslenme hakkında bilginin, yiyecek hazırlama becerisi üzerine etkisinde GBOY tutum alt boyutu kısmi aracılık sağlarken; GBOY davranış alt boyutunun aracılık rolü olmadığı görülmüştür. Gastronomi lisans öğrencilerinin müfredatlarında beslenme bilgi düzeylerini ve yiyecek hazırlama becerilerini artıracak dersler mevcuttur. Bu araştırmanın sonucuna göre, beslenme bilgisinin ve gıda okuryazarlığı tutum ve davranışının; yiyecek hazırlama becerisi üzerine etkisi bulunmuştur. Öğrencilerin beslenme hakkında bilgilenmelerinin ve gıda okuryazarlığı ile ilgili doğru davranış ve tutum kazanmalarının hem yaşamları boyunca sağlıklı birey olmalarına katkıda bulunması, hem de meslek hayatlarında yiyecek hazırlama becerilerine olumlu katkı sağlaması beklenir. With the increasing interest in gastronomy in Turkey during the recent years, the number of Gastronomy and Culinary Arts Departments in universities has increased rapidly. In the study, it was aimed to investigate whether the effect of nutrition knowledge on food preparation skills and food and nutrition literacy behavior and attitude play a mediating role in the effect of nutrition knowledge on food preparation skills in gastronomy undergraduate students. The universe of the research is Gastronomy and Culinary Arts undergraduate students in Turkey. The sample of the research is 392 questionnaires, which ere applied face-to-face and online questionnaires using the convenience sampling and evaluated. The questionnaire consists of questions, of which the validity and reliability was determined on Healthy Eating Attitude Scale Knowledge about Nutrition Sub-Dimension, GBOY (Food and Nutrition Literacy) Scale Attitude and Behavior Sub-Dimension, Perceived Food Literacy Scale Food Preparation Skills Sub-Dimension and demographic. In the study, it was determined that knowledge about nutrition positively affected both the food literacy attitude sub-dimension and the food literacy behavior sub-dimension. It was determined that Attitude and Behavior Sub-Dimensions of GBOY Scale and Knowledge About Nutrition had a positive effect on food preparation skills. It was seen that while the GBOY attitude sub-dimension had a partial mediation role in the effect of knowledge about nutrition on food preparation skills; the GBOY behavior sub-dimension did not have a mediating role. There are courses in the curriculum of undergraduate gastronomy students that will increase their nutritional knowledge and food preparation skills. According to the results of this research, nutritional knowledge and food literacy attitudes and behaviors affect food preparation skills. Students being informed about nutrition, acquiring the right behavior and attitude about food literacy are expected to contribute positively to both being healthy individuals in their lives and food preparation skills in their professional life.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Dolgulu artizan çikolata üretimine yönelik deneysel bir çalışma: Antioksidan içeriği yüksek coğrafi işaretli gıda maddelerinin kullanımı
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) bardakçı, Gökçe; Beyter, Nurten
    Bu çalışmada, bitter dolgulu artizan çikolata üretiminde coğrafi işaret almış ürünleri, çikolata dolgu malzemesi (ganaj) ile birleştirilerek antioksidan değeri yüksek çikolata geliştirilmesi amaçlanmıştır. Coğrafi işaret almış ürünlerin (Yalova aronya meyvesi, Denizli kale biberi ve Malatya Arapgir Mor reyhan) toz hali kullanılmıştır. Diğer bir amaç ise coğrafi işaretli ürünlerin katma değer kazandırılarak yerel ve uluslararası pazarlarda yer bulmasını sağlamaktır. Çalışma da eğitimli panelistler eşliğinde çikolata dolgusuna ilave edilecek coğrafi işaretli ürünlerin uygun oranları tespit edilmiştir. Seçilen ürünlerin toplam fenolik madde miktarı analizi yapılmıştır. Antioksidan kapasitesinde ise CUPRAC ve DPPH analiz yöntemleri kullanılmıştır. CUPRAC ve DPPH antioksidan kapasitesi analiz sonuçlarına göre her ikisinde de anlamlı bir sonuç bulunmuştu. CUPRAC antioksidan kapasitesi sonucuna göre kale biberi dolgulu çikolatanın oranı ile DPPH antioksidan analizi sonucuna göre ise aronya dolgulu çikolata oranı diğer çikolata türlerine göre daha yüksek çıkmıştır. Toplam fenolik madde miktarı analizi sonucunda ise baz çikolata diğer çikolata türlerinden anlamlı bir şekilde yüksek çıkmıştır. Seçilen örneklerin tüketilebilirlik ve satın alma niyetlerini saptamak için 85 kişilik tüketici beğenisine sunulmuştur. Veriler doğrultusunda anlamlı ilişkiler tespit edilmiştir. Tüketici beğenisine göre aronya dolgulu bitter çikolata diğerlerine oranla daha çok beğenilmiştir. In this study, it was aimed to develop chocolate with high antioxidant value by combining the products with geographical indication in the production of dark filled artisanal chocolate with chocolate filling material (ganache). The powdered form of geographical indication products (Yalova aronia fruit, Denizli Kale pepper and Malatya Arapgir Purple basil) was used. Another aim is to ensure that geographically indicated products gain added value and find a place in local and international markets. In the study, the appropriate proportions of geographically indicated products to be added to the chocolate filling were determined in the presence of train panelists. The total phenolic content of the selected products was analyzed. CUPRAC and DPPH analysis methods were used for antioxidant capacity. According to the results of CUPRAC and DPPH antioxidant capacity analysis, a significant result was found in both. According to the CUPRAC antioxidant capacity result, the ratio of Kale pepper filled chocolate and the DPPH antioxidant analysis result, the ratio of aronia filled chocolate was higher than the other chocolate types. As a result of the analysis of total phenolic content, base chocolate was found to be significantly higher than other types of chocolate. In order to determine the consumability and purchasing intentions of the selected samples, the samples were presented to the taste of 85 consumers, and at the end, significant relationships were determined. According to the consumer's taste, dark chocolate with aronia filling was preferred more than the others.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Kamu diplomasisinde yeni bir alan olarak gastrodiplomasi ve Türkiye için bir model önerisi.
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Enginler, Meryem; Beyter, Nurten
    Devletlerin birbirleri ile arasında olan ilişkiler kamu diplomasisi aracılığı ile gerçekleştirilmektedir. Süreçlerin tamamında ise kamu diplomasisi kültürel diplomasi çerçevesinde gelişmektedir. Kültürel diplomaside yer alan gastrodiplomasi, kamu ve kültürel diplomasilerin karşılıklı olarak inşa edilmesi sayesinde, bir ulusun imajın geliştirilmesinde önemli role sahiptir. Antik Helen ve Roma İmparatorluğunda kültürel kimliklerinin yansıtılmasında yiyecekleri bir kültür sujesi olarak kullanmaları gastrodiplomasinin ilk izlerini yansıtmaktadır. Gastrodiplomasi, uluslararası ilişkilerle ilgili sürekliliğin sağlanmasında yemeğin gücünden yararlanılmasını amaç edinmiş bir diplomasi türüdür. Tarihte Antik Yunan ve Roma gibi ülkelerin gastrodiplomasi alanındaki uygulamalar ile diğer ülke vatandaşlarındaki algılara etki yaptığı bilinmektedir. Ülkeler incelendiğinde birçok ülkenin gastrodiplomasi uygulamaları içerisinde yer aldığı görülmektedir. Japonya’dan Fransa’ya, Amerika Birleşik Devletleri’nden Tayvan’a kadar farklı ülkeler gastrodiplomasi uygulamalarına yönelim göstermektedir. Gastronominin diplomatik araç olarak varlığı, etkinliği ve verimliliği konularında sorgulamalar yapma ve Türkiye’nin gastrodiplomasi alanındaki faaliyetlerinin incelenmesi amacı ile gerçekleştirilen bu çalışma gastrodiplomasi alanında literatüre kazandırılacak çalışmalardan biri olmakla birlikte bu alandaki eksiklikleri giderebilecek niteliktedir. Araştırmada SWOT Analizi yöntemi kullanılmıştır. İtalya’nın gastrodiplomasi alanında tarihi geçmişe sahip olması, etkili gastrodiplomasi uygulamaları sergilemesi adeta bu alanda rol model olmasını sağlamıştır. Ayrıca Türkiye’ye yakın konumu, Türkiye ile aynı enlemler üzerinde olması ve her iki ülkenin de Akdeniz ülkesi olması Türkiye’nin gastrodiplomasi uygulamaları ile İtalya’nın benzer uygulamaları karşılaştırılmasını kaçınılmaz kılmıştır. Araştırmada Türkiye ve İtalya tarafından gerçekleştirilen gastrodiplomasi uygulamaları SWOT analizi ile karşılaştırılmıştır. Her iki ülkenin gastrodiplomasi uygulamalarına yönelik SWOT analizi yöntemi ile güçlü ve zayıf yönleri ve fırsat ile tehditlerin değerlendirilmesinde elde edilen bilgiler ilgili başlıklar altında sırası ile belirtilmiştir. Mevcut literatürden farklı olarak diğer ülkelerde uygulanan gastrodiplomasi modellerinin incelenmesi, İtalya’nın bu alandaki etkinliği ve Türkiye’nin mevcut faaliyetleri açısından değerlendirilmesi alanyazınına ve taraflara farklı bakış açısı kazandırabileceği düşünülmektedir. Relations between states are carried out through public diplomacy. In all processes, public diplomacy develops within the framework of cultural diplomacy. Gastrodiplomacy in cultural diplomacy has an important role in the development of a nation's image, thanks to the mutual construction of public and cultural diplomacy. The use of food as a cultural subject in the reflection of their cultural identities in the Ancient Hellenic and Roman Empires reflects the first traces of gastrodiplomacy. Gastrodiplomacy is a type of diplomacy that aims to use the power of food to ensure continuity in international relations. It is known that countries such as Ancient Greece and Rome in history have an impact on the practices in the field of gastrodiplomacy and the perceptions of the citizens of other countries. When the countries are examined, it is seen that many countries are involved in gastrodiplomacy practices. Different countries, from Japan to France, from the United States to Taiwan, tend to practice gastrodiplomacy. This study, which was carried out with the aim of making inquiries about the existence, effectiveness and efficiency of gastronomy as a diplomatic tool, and examining Turkey's activities in the field of gastrodiplomacy, is one of the studies that will be brought to the literature in the field of gastrodiplomacy, and it is capable of eliminating the deficiencies in this field. SWOT Analysis method was used in the research. Italy's historical past in the field of gastrodiplomacy and its effective gastrodiplomacy practices have made it a role model in this field. In addition, its close location to Turkey, being on the same latitudes as Turkey, and the fact that both countries are Mediterranean countries made it inevitable to compare Turkey's gastrodiplomacy practices with Italy's similar practices. In the study, gastrodiplomacy practices carried out by Turkey and Italy were compared with SWOT analysis. The information obtained in the evaluation of the strengths and weaknesses and opportunities and threats by the SWOT analysis method for the gastrodiplomacy practices of both countries are listed under the relevant headings, respectively. It is thought that examining the gastrodiplomacy models applied in other countries, different from the existing literature, evaluating Italy's effectiveness in this field and evaluating Turkey's current activities can bring a different perspective to the literature and the parties.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Sürdürülebilir mutfak uygulamalarına bir örnek: Ankara Fine Dining restoranlarında gıda atıkları
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Kaya, Esra; Beyter, Nurten
    Dünya üzerinde gıda temini küresel ölçekte bir sorun olmaya doğru gitmektedir. Bunun temel nedenlerinden biri yapılan gıda israfıdır. Gıda atıkları, gıda üretim aşamalarından başlamak üzere, gıda tükemin aşamalarına kadar bir çok noktada yaşanmaktadır. Bu araştırmanın amacı, yiyecek içecek işletmelerinden biri olan fine dining restoranlarda gıda atıkları ve sürdürülebilir mutfak uygulamalarını incelemektir. Bu amaç doğrultusunda araştırmada nitel yöntem tercih edilmiş olup yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile elde edilen verilerin desteklenmesi amacıyla ek olarak gözlem tekniği de kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda; fine dining restoranlarda atık yönetimi planının uygulanmakta olduğu, malzeme alımında mevsimine uygun sebze ve meyvelerin tercih edildiği, menü oluştururken mevsimine uygun gıdalar seçildiği, mal kabulünde ürün kontrolü yapılırken ürünün özelliklerine göre düzenelenen kriterlere bakıldığı, stok kontrolünde bozulan ürünlerin imha edildiği, gıdaların depolandığı alanlarda ısı kontrolünün yapıldığı, gıdaların hazırlanmasında (üretim aşamasında) oluşan gıda atıklarının menü içerisinde farklı yerde değerlendirildiği ve personel yemeğinde kullandığı, menü planlamasında atık yönetimi uygulamasında ürünün her parçasının değerlendirildiği, yemek porsiyonlarının değerlendirilmesinde standartlara dikkat edilmediği, tabakta artan yiyeceklerin değerlendirilmesiyle ilgili katılımcıların herhangi bir uygulamasının bulunmadığı, personelin atık yönetimi ile ilgili eğitiminin olmadığı, personelin gıda kayıp ve atıklarıyla ilgili bilgilendirildiği, gıda atıklarını dönüştürmek için atık sınıflandırılmasında kullanılan kutuların araç gereç olarak değerlendirildiği, gıda kayıp ve atıkları ile ilgili denetim ekibinin bulunmadığı, çöpe giden günlük gıda miktarının her işletmede farklı oranlarda olduğu, en çok atık olan gıdanın sebze olarak belirlendiği, gıda atıklarının çevreye olumsuz etkisinin bilindiği, atık gıda yönetiminin işletmeye katkı sağlayacağına yüksek oranda inanıldığı, yemeğin yanında sunulan ürünlerde menü dışına çıkılmadığı, gıda dışı atıklarla ilgili uygulamalarda atıkları yüklenici firmaya teslim edilme şeklinde uygulama yapıldığı tespit eidlmiştir. Ulaşılan sonuçların görüşme formuyla ulaşılan sonuçlarla örtüştüğü anlaşılmıştır. The aim of the research is to examine food waste and sustainable kitchen practices in fine dining restaurants, which is one of the food and beverage businesses. For this purpose, qualitative method was preferred in the research and semi-structured interview technique was used. In addition, the observation technique was used to support the data obtained by the semi-structured interview technique. As a result of the research; In fine dining restaurants, a waste management plan is implemented, seasonal vegetables and fruits are preferred in material purchase, seasonal foods are selected when creating the menu, the criteria arranged according to the characteristics of the product are checked during product acceptance, the products that deteriorate in stock control are destroyed, and temperature control is carried out in the areas where food is stored. food wastes generated during the preparation (production phase) of the food are evaluated in different places in the menu and used in the personnel dinner, every part of the product is evaluated in the waste management application in the menu planning, standards are not taken into consideration in the evaluation of the meal portions, there is no application of the participants regarding the evaluation of the leftover food on the plate, Waste classification for recycling food waste, where there is no training on waste management, personnel are informed about food loss and waste The boxes used in the food and beverage industry are evaluated as tools, there is no inspection team for food loss and waste, the daily amount of food that goes to waste is different in each enterprise, the most waste food is determined as vegetables, the negative impact of food waste on the environment is known, waste food management contributes to the enterprise. It has been determined that it is highly believed that it will provide It has been understood that the results obtained are in agreement with the results obtained with the interview form.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Sürdürülebilirlik anlayışında yeşil nesil restoranlar, müşteri yorumlarının analizi ve diğer ülkelerdeki uygulamaların kıyaslanması
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Özdemir, Şadiye Candan; Beyter, Nurten
    Dünya genelinde nüfusun ve sanayileşmenin hızlı artışı beraberinde çevresel sorunları getirmiştir. Tüketicilerin çevre bilincinin artması buna bağlı olarak işletmelerin çevre koruma konusuna daha fazla önem vermesini sağlamıştır. Türkiye’de yiyecek içecek hizmetleri endüstrisinin daha sürdürülebilir hale getirmek ve bu olguya öncülük etmek amacıyla Boğaziçi Üniversitesi ve WWF- Türkiye işbirliği ile oluşturulan Türkiye’ye özgü bir sertifikasyon programı geliştirilmiştir. “Yeşil Nesil Restoran” şeklinde ifade edilen bu hareket hem tüketenlerin hem de ürün/hizmet sunan işletmelerin benzer bilgi ve bilinç seviyelerinde olduğunu vurgulamaktadır. Bu çalışmanın amacı İstanbul’da faaliyet gösteren yeşil nesil restoranlara yönelik Tripadvisor.com platformu üzerinden yapılmış müşteri yorumlarının incelenerek, yeşil nesil restoranlara yönelik müşterilerin bilincini ortaya koymak ayrıca İstanbul’da ve İspanya’da faaliyet gösteren iki yeşil nesil restoranın gerçekleştirdikleri yeşil uygulamaların kıyaslamasını yapmaktır. Elde edilen veriler MAXQDA 2022.3 nitel veri analizi programı kullanılarak kodlamalar yapılmıştır. Veri analizi yapıldıktan sonra müşteri yorumlarının “menü zenginliği, müzik, lezzet, dekorasyon, hijyen, servis, ortam, sunum, fiyat ve hizmet kalitesi” temalarına yoğunlaştığı tespit edilmiştir. Yeşil nesil restoranlara yönelik müşterilerin yorumları incelendiğinde “yeşil” kavramına değinilmediği yoğunlukla restoranın lezzet ve ortam özelliklerine yönelik yorum yapıldığı tespit edilmiştir. Yapılan litaratür taraması sonucunda yeşil nesil restoran uygulamaları açısında örnek olarak dikkat çeken İspanya’daki T2 restoranı ile ülkemizde faaliyet gösteren T1 restoranında gerçekleştirilen yeşil uygulamalar kapsamında karşılaştırılması sonucunda; T2 restoranın yeşil uygulamalar çerçevesinde T2 restoranın daha güçlü olduğu görülmüştür. The rapid increase in population and industrialization around the world has brought environmental problems. The increase in environmental awareness of consumers has led businesses to attach more importance to environmental protection. In order to make the food and beverage services industry in Turkey more sustainable and to lead this phenomenon, a Turkey-specific certification program was developed in cooperation with Boğaziçi University and WWF-Turkey. This movement, which is expressed as “Green Generation Restaurant”, emphasizes that both consumers and businesses offering products/services have similar knowledge and awareness levels. The aim of this study is to examine the customer comments made on the Tripadvisor.com platform for green generation restaurants operating in Istanbul, to reveal the awareness of customers for green generation restaurants, and to compare the green practices of two green generation restaurants operating in Istanbul and Spain. The obtained data were coded using the MAXQDA 2022.3 qualitative data analysis program. After the data analysis, it was determined that the customer comments focused on the themes of "menu richness, music, taste, decoration, hygiene, service, environment, presentation, price and service quality". When the comments of the customers for the green generation restaurants are examined, it has been determined that the concept of "green" is not mentioned, and comments are made mostly on the taste and ambient characteristics of the restaurant. As a result of the literature review, the T2 restaurant in Spain, which draws attention as an example in terms of green generation restaurant practices, and the T1 restaurant operating in our country, as a result of the comparison of green practices; T2 restaurant was found to be stronger within the framework of green practices.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Türkiye’deki kadın şeflerin varoluş çabaları
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) İkikat, Hatice Ece; Beyter, Nurten
    Gelişen yaşam koşulları ve kadınların istihdamının artması ile kadın her sektörde olduğu gibi yiyecek içecek sektöründe de daha aktif rol oynamaya başlamıştır. Evde hep mutfakta olan Türk kadının profesyonel mutfaklarda istedikleri kadar etkin olamadıkları düşünülmektedir. Bu düşüncenin oluşmasına neden olan birçok sebebin varlığı bilinmektedir. Erkek egemen toplum anlayışımızdan kaynaklanan algının sektöre yansıması, kadınlara yapılan ayrımcılıklar ve mobbing gibi sorunlar sebepler arasında sayılabilir. Tüm bu sorunların irdelenmesi ve sektöre girecek kadınlara örnek teşkil etmesi amaçlı bu çalışma gerçekleştirilmiştir. Araştırmada kadın şefler, kadın aşçılar, kadın akademisyenler ve erkek şefler ile görüşülerek mutfakta kadın olmak, kadın olmanın zorlukları ve bu zorlukların aşılması için yapılması gerekenler farklı açılardan ele alınarak incelenmiştir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden olan görüşme tekniği kullanılmış veriler MAXQDA 2020 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Yapılan analizler gösteriyor ki kadınların sektörde yer almaları ancak gerçekten istemeleri ve zorluklara karşı dayanaklı olmaları ile gerçekleşebilir. Ayrıca eğitime verilen önemin artması ile de sektörde kadın sayısının artabileceği sonucuna ulaşılmıştır. Gelecek nesil yeme içme sektöründeki kadınlara örnek teşkil etmesi için önerilerde bulunulmuştur. Kadın sayısının sektörde daha çok artması ve kalıcı olmaları hedeflenmiştir. Women have started to play a more active role in the food and beverage sector, as in every sector, with the developing living conditions and the women employment increase. It is thought that Turkish women, who are always in the kitchen at home, cannot be as effective as they would like in professional kitchens. There are many reasons that lead to occur this thought. The reflection of the perception arising from patriarchal society can be one of the reason of negative discrimination against women and the mobbing. This study was carried out in order to examine all these problems and to guide women who will enter the sector. In the study, female cookers, female chefs, female academics and male chefs were interviewed and being a woman in the kitchen, the difficulties of being a woman in the sector and what can be done to overcome these difficulties were examined from different perspectives. In the research, the interview technique, which is one of the qualitative research methods, was used and the data were analyzed using the MAXQDA 2020 program. Analyzes was concluded that women should not give up from the sector, and really want and be resilient. In addition, it has been concluded that the enhance in the importance of education may increase number of women in the sector. Suggestions were made to set an example for the next generation of women in the gastronomy sector. It is aimed to increase the number of women in the sector and make them permanent.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Vejetaryen ve vegan mutfağının işletme boyutunda incelenmesi: Ankara ili örneği
    (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Çakar, Fatma Serpil; Beyter, Nurten
    Dünyada vejetaryen ve vegan beslenme tarzına ilgi gün geçtikçe artmaktadır. Bu ilginin Türkiye’de de hızla arttığı görülmektedir. Tüm toplumların genelinde hayvansal ürün tüketimi daha yaygın iken vejetaryen beslenme ve yaşam biçimleri son yıllarda oldukça ilgi görmeye başlamıştır. Vejetaryen beslenme, hayvansal kaynaklı besinlerin hiç tüketilmediği ya da sınırlı tüketildiği, ağırlıklı olarak bitkisel kaynaklı besinlerin tüketildiği bir beslenme tarzıdır. Vegan beslenme ise vejetaryen beslenmeye göre daha katı kurallara sahip bir beslenme tarzı olarak tanımlanmaktadır. Hayvansal kaynaklı besinlerin, et, balık ve kümes hayvanlarının yanı sıra, yumurta, süt ve bal gibi her türlü hayvansal ürünün tüketilmediği, sadece bitkisel ürünlerin tüketildiği bir beslenme tarzı ve yaşam biçimidir. Vegan yiyeceklere ilginin artması, vejetaryen ve vegan işletmelerin açılmasına yol açmıştır. Bu çalışmada vegan/vejeteryan işletme sahiplerinin hangi motivasyon ve beklentilerle işletmeyi açtıkları, müşterilerin özellikleri ve bu işletmelerden beklentileri incelenmiştir. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Çalışmanın örneklemi Ankara’daki 7 işletme sahibi ve 30 müşteriden oluşmaktadır. İşletme sahipleri ile karşılıklı görüşmeler ve müşterilerle görüşme yapılarak veriler toplanmıştır. Araştırmanın bulguları, işletmecilerin özelliklerinin iki ana tema altında toplandığını göstermiştir. Bu iki ana tema, Vegan kimlik ve kar güdüsüdür. Girişimcilerin bazılarında kendi vegan kimlikleri etkili olsa da vegan olmayan işletmeciler vegan işletme kur fikrinin geleceği parlak bir niş pazar olduğunu fark etmişler ve kar güdüsü ile vegan işletme kurdukları görülmüştür. Çağdaş vejetaryanlığın temelinde yatan motivasyonlar, sağlık, etik, insan ve hayvan hakları ve çevre bilinci olarak ifade edilebilir. Bu çalışmaya katılan tüm işletmecilerin, vegan olsun olmasın, bu motivasyonlara sahip oldukları görülmüştür. Vegan işletmeleri tercih eden müşteriler ise çeşitlilik göstermektedir. Bu işletmeleri tercih eden müşteriler, vejeteryan veya vegan olan, vegan olmayan, yalnızca merak edenler ve sağlıklı beslenme kaygılarıyla gelen kişilerden oluşmaktadırlar. Müşteriler, işletme sayısının artmasını, menülerin çeşitlilik kazanmasını ve Dünya vegan mutfağının Türk mutfağına uyarlanmasının iyi olacağını belirtmişlerdir. Müşterilerin talepleri karşılanabilirse ve sayıları artarsa, bu yeni vegan işletmelerin açılmasını sağlayacaktır. Interest in vegetarian and vegan nutrition is increasing day by day in the world. It is seen that this interest is increasing rapidly in Turkey as well. While consumption of animal products is more common in all societies, vegetarian diets and lifestyles have started to attract a lot of attention in recent years. Vegetarian nutrition is a diet in which foods of animal origin are not consumed at all or are limited, and mainly plant-based foods are consumed. Vegan diet has stricter rules than vegetarian diet. It is a diet and lifestyle in which all animal products such as eggs, milk and honey are not consumed, and only plant products are consumed, in addition to foods of animal origin, meat, fish and poultry. Increasing interest in vegan food has led to the opening of such businesses. In this study, the motivation and expectations of vegan/vegetarian business owners, the characteristics of their customers and their expectations from these businesses were examined. Qualitative research method was used in the research. The sample of the study consists of 7 business owners and 30 customers in Ankara. Data were collected through interviews with business owners and a questionnaire consisting of open-ended questions with customers. The findings of the study showed that the characteristics of restaurant owners are grouped under two main themes: Vegan identity and profit motive. Although some of the entrepreneurs have their own vegan identities, all businesses, whether vegan or not, realized that this is a niche market with a bright future, that is, they entered this business with a profit motive. The motivations underlying contemporary vegetarianism can be expressed as health, ethics, human and animal rights, and environmental awareness. All restaurant owners participating in this study, whether vegan or not, were found to have these motivations. The customers, on the other hand, are diverse: vegetarian, vegan, and people who come just out of curiosity and healthy eating concerns. Customers stated that it would be good to increase the number of establishments, to diversify the menus and to adapt the world vegan cuisine to Turkish cuisine. If customers’ demands can be met and their numbers increase, this will enable new vegan businesses to open.

| Başkent Üniversitesi | Kütüphane | Açık Bilim Politikası | Açık Erişim Politikası | Rehber |

DSpace software copyright © 2002-2025 LYRASIS

  • Privacy policy
  • End User Agreement
  • Send Feedback
Repository logo COAR Notify