Başkent Üniversitesi Makaleler
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11727/13096
Browse
4 results
Search Results
Item Üniversite Öğrencilerinde Mevsimsel Değişimin Duygu Durumu, Beslenme Durumu ve Fiziksel Aktivite Üzerine Etkisinin Değerlendirilmesi(Başkent Üniversitesi, 2019-12-31) Özekinci, Ayden; Türker,PerimAmaç: Bu çalışma mevsimsel değişimlerin üniversite öğrencilerinde duygu durumu, beslenme durumu ve fiziksel aktivite düzeyindeki etkilerini değerlendirmek amacıyla planlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışma, Mayıs 2019-Ekim 2019 tarihleri arasında çalışmaya katılmayı gönüllü olarak kabul etmiş, 18-25 yaş arasındaki 284 üniversite öğrencisi üzerinde yürütülmüştür. Çalışmaya dahil edilen tüm öğrencilere anket formu, 24 saatlik besin tüketim kaydı, fiziksel aktivite formu ve Mevsimsel Gidiş Değerlendirme Formu uygulanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS 24.0 paket programı kullanılmıştır. Bulgular: Öğrencilerin %81.0’inin mevsimlere bağlı olarak besin tercihlerinin değiştiği, %19.0’unun ise değişmediği tespit edilmiştir. Öğrencilerin %41.20’si yaz mevsiminde % 11.27’si kış mevsiminde daha düzenli fiziksel aktivite yaptığını belirtmiştir. Ölçek sonucunda elde edilen mevsimsellik puan ortalaması 12.24±4.66 olarak bulunurken kadınlarda (12.50±4.16) erkeklerden (11.76±5.46) daha yüksek bulunmuştur. Ancak fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p>0.05). Ölçek sonuçlarına göre öğrencilerin %62’sinin mevsimsel duygu durum bozukluğu olmadığı, %38’inin ise olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin sosyo demografik özellikleri ve besin tüketimlerine göre mevsimsellik puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır (p>0.05). Erkek öğrencilerin fiziksel aktivite düzeyi ile mevsimsellik puanları arasında anlamlı ve pozitif yönlü korelasyon olduğu tespit edilmiştir (p<0.05). Sonuç: Üniversite öğrencilerinin duygu durumları, fiziksel aktivite düzeyleri ve besinsel tercihleri mevsimlere göre değişmektedir. Duygusal, fizyolojik ve sosyal yaşantıyı etkileyen en büyük çevresel neden olan mevsimsel değişimlerin getireceği sonuçlar belirlenmeli ve bu konuda genç yetişkin grubu olan üniversite öğrencilerinin farkındalığı arttırılmalıdır.Item Migren ve Beslenme(Başkent Üniversitesi, 2017-12-31) Köseler Beyaz,EsraMigren, çoğunlukla otonom sinir sisteminde görülen birkaç belirtiyle bağlantılı olan tekrarlayıcı orta şiddette ve şiddetli baş ağrısı ile karakterize kronik bir rahatsızlıktır. Normalde baş ağrısı doğası gereği unilateral ve atımlıdır ve 2 ila 72 saat sürer. İlişkili belirtiler arasında bulantı, kusma, fotofobi, fonofobi, bulunabilir ve ağrı genellikle fiziksel aktivite ile şiddetlenir. Migren baş ağrısı çeken kişilerin neredeyse üçte biri, yakın bir zamanda baş ağrısının meydana geleceğinin sinyalini veren geçici duyusal, motor bozukluk, görme ya da konuşma kabiliyeti bozukluğu olan bir aura hisseder. Migrenin çevresel ve kalıtımsal faktörlerin bir karışımına bağlı olduğu düşünülmektedir. Vakaların yaklaşık üçte ikisi aile içinde görülür. Değişen hormon düzeyleri de rol oynayabilir. Migren eğilimi genellikle gebelik esnasında azalır. Migrenin gerçek mekanizması bilinmemektedir. Bununla birlikte, nörovasküler bir bozukluk olduğu düşünülmektedir. Başlıca teori, serebral korteksin uyarılabilirliğinin artması ve beyin sapındaki trigeminal çekirdekte bulunan ağrı nöronlarının anormal bir şekilde kontrol edilmesiyle ilişkilidir. Bazı yiyecek ve içecekler migreni tetikleyebilmektedir. Ancak migren ile ilişkili diyetsel müdahalelerin etkisini ortaya koyan mekanizmalar net değildir ve bu konu ile ilgili yapılan çalışma sayısı sınırlıdır.Item Kanserli Hastalarda Hidroksi Metil Bütirat (Hmb), Glutamin ve Arjinin Kombinasyonu ile Oral Glutamin ve Standart Beslenme Desteğinin Beslenme Durumu Üzerindeki Etkilerinin Karşılaştırılması(Başkent Üniversitesi, 2017-08-30) Parlak ,Eda; Saka,MendaneAmaç: Bu çalışma, kanserli hastalarda hidroksi metil bütirat (HMB), glutamin (GLN) ve arjinin (ARJ) kombinasyonu, sadece GLN ve standart enteral beslenme alan hastaların beslenme durumları, bazı biyokimyasal parametreleri ve antropometrik ölçümleri değerlendirilerek, karşılaştırmak amacıyla planlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya, 28-74 yaş arası HMB+GLN+ARJ karışımı alan 47 kişi (1.grup), 25-74 yaş arası yalnız GLN içeren (2.grup) solüsyon alan 99 kişi ve 37-74 yaş arası standart enteral formül ile desteklenmiş 54 (3.grup) kanserli hasta dahil edilmiştir. Hastaların beslenme durumları nutrisyonel risk taraması (NRS-2002) skoru ile değerlendirilmiştir. Hastaların antropometrik ölçümleri alınmış ve bazı biyokimyasal parametreleri analiz edilmiştir. Bütün ölçümler tedavi öncesi ve sonrası olmak üzere iki kez kaydedilmiştir. Bulgular: Hastaların hastanede kalış süreleri (1.grup: 15.8 gün, 2.grup: 18.4 gün, 3.grup: 17.4 gün) değerlendirildiğinde gruplar arası fark istatistiksel olarak önemli bulunmamıştır (p>0.05). Çalışmada, en yüksek mortalite 3.grupta (kontrol grubu) (%18.5) saptanmış ve gruplar arası fark önemli bulunmuştur (p<0.05). Tedavi öncesi ve sonrası BKİ ile ÜOKÇ değerleri arasında 1. ve 2. grupta pozitif yönlü ve önemli bir ilişki bulunmuştur (p<0.05). Tedavi sonrası ÜOKÇ ile NRS-2002 değerleri arasında sadece 1. grupta negatif yönlü ve önemli bir ilişki saptanmıştır (p<0.05). Her üç grupta tedavi sonrası NRS-2002 değeri ile serum albümin düzeyi arasında da negatif yönlü ve önemli bir ilişki bulunmuştur (p<0.05).Sonuç: Standart enteral beslenme alan grupta hastanede kalış süresinin değişmediği ancak mortalitenin daha yüksek olduğu belirlenmiştir. BKİ ile ÜOKÇ ve NRS-2002 ile serum albümin düzeyleri arasında önemli ilişkiler saptanmıştır. Kanserli hastalarda tek başına HMB ile glutamin kullanımının etkinliğini değerlendirecek randomize kontrollü çalışmalara ihtiyaç vardır.Item Diyabetik Hastaların Beslenme Alışkanlıkları ve Bilgi Düzeylerinin Metabolik Kontrolle İlişkisinin Değerlendirilmesi(Başkent Üniversitesi, 2016-12-30) Özdemir, Merve; Kocamış,Rabia Nur; Coşkun,Yasemin; Karakaya, Rahime Evra; Aksoydan,EmineAmaç: Diyabet hastalarının beslenme alışkanlıkları ve diyetleriyle ilgili bilgi düzeyleri, hastaların metabolik kontrollerini etkilemektedir. Bu çalışma Tip 2 diyabetli hastaların beslenme alışkanlıklarının ve diyetleriyle ilgili bilgi düzeylerinin metabolik kontrolle ilişkisini değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışma Ankara Atatürk Hastanesi ENDOTEM Kliniğine gelen toplam 205 Tip 2 diyabetli hasta ile yürütülmüştür. Hastaların sosyo-demografik özellikleri, beslenme alışkanlıkları, beslenme bilgi düzeyleri ve antropometrik ölçüm bilgileri anket formu aracılığı ile toplanmış, hastane kayıtlarından da glikozillenmiş hemoglobin A1c değerleri kaydedilmiştir. Bulgular: Çalışmaya katılanların %68.8'i (141 kişi) kadın, %31.2'si (64 kişi) erkektir. Yaş ortalaması 54.1±11.0’dır. Kadınların beden kütle indeksi ortalaması (BKİ) (32.18±6.19 kg/m2) erkeklerden (28.75±4.31 kg/m2) yüksek bulunmuştur. Beden kütle indeksi en yüksek olan grubun metabolik kontrol göstergelerinden biri olan hemoglobin A1c düzeyleri en yüksek bulunmuştur. Cinsiyet, yaş ve meslek grupları ile beden kütle indeksi ortalamaları arasında anlamlı ilişki saptanmıştır. Normal ağırlıkta olan hastaların beslenme bilgi düzeyleri diğer gruplara göre en yüksek düzeydedir. Sonuç: Diyabet hastalarında tedaviye uyum, beslenme durumu ve tıbbi beslenme tedavisi hakkındaki bilgi düzeyi metabolik kontrolü etkileyerek yaşam kaliteleri üzerinde olumlu bir katkı sağlamaktadır. Özellikle yüksek İnsülinin diyabet hastalarında kötü metabolik kontrolle ilişkili olduğunun saptandığı bu çalışmanın sonucunda; hastaların beslenme bilgi düzeylerini arttıracak girişimlerle daha iyi yaşam kalitesi hedeflenmesi gerektiği ortaya çıkmıştır.