Browsing by Author "Yılmaz, Mustafa"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Kontrast madde nefropatisinen önlenmesinde karvedilol ile metoprolol tedavilerinen karşılaştırılması(Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2011) Yılmaz, MustafaKontrast madde nefropatisi (KMN), kontrast madde uygulanması sonrası ortaya çıkan sık görülen, ciddi bir komplikasyondur. Kontrast madde nefropatisinin patogenezi net anlasılamamakla birlikte kontrast ajana bağlı gelisen renal hemodinamide bozulma ve gelisen oksidatif stres, renal tübüler hasar, medullar kan akımının vazokonstriksiyona bağlı azalması, temel nedenler olarak tanımlanmıstır. Kardiyoloji pratiğinde sıklıkla kullanılan karvedilol 3. kusak bir beta blokördür. Karvedilolun vazodilatör, antioksidan, etkileri de bulunmaktadır. Bu çalısmanın amacı koroner anjiografi (KAG) yapılan hastalarda karvedilol ve ikinci kusak beta blokör olan metoprolol tedavilerinin KMN gelisimine etkisini prospektif olarak arastırmaktır. Çalısmada birinci son nokta her iki gruptaki hastalarda da KMN gelisimidir. Đkinci son noktalar ise; a-) Đslem sonrası BUN, kreatinin, glomerül filtrasyon hızı (GFH) ve sistatin C değerlerinin değisimi b-) Đslem sonrası serum oksidan ve antioksidan madde miktarlarının değisimi c-) KMN gelisimi üzerine etkili faktörlerin incelenmesi d-) KMN gelisimi açısında yüksek riskli olan diyabetik, 75 yas ve üzeri veya GFH değeri 60ml/dk/1,73m² altında olan hastalarda KMN gelisimi, serum oksidan ve antioksidan madde miktarlarının incelenmesidir. Çalısma prospektif olarak planlanmıstır. Karvedilol kullanan ve KAG planlanan 100 hasta 1.gruba alınırken, metoprolol kullanan ve KAG planlanan 100 hasta 2. gruba dahil edilmistir. Hastalardan islem öncesi ve KAG sonrası 48.saat kan alınarak serum kreatinin, malon dialdehit (MDA), total antioksidan kapasite (TAOK) ve sistatin C düzeylerine bakılmıstır. Cockcroft-Gault formülü ile GFH hesaplanarak kaydedilmistir. Serum kreatinin değerinde >0,5 mg/dL veya bazal değere göre >%25 artıs KMN olarak tanımlanmıstır. Çalısmamızda birinci son nokta olan KMN gelisimi karvedilol grubunda metoprolol grubuna göre anlamlı olarak daha düsüktür (%7’ye karsı %22 p=0,003). Đkinci son nokta v olan islem sonrası serum BUN, kreatinin değeri metoprolol grubunda daha yüksek iken (sırasıyla p=0,001 ve p=0,01), GFH ve sistatin C değerleri farklı değildir (p=0,08 ve p=0,2). Delta sistatin C değeri karvedilol grubunda anlamlı derecede düsük görülmüstür (p=0,01). Đslem sonrası serum TAOK düzeyi karvedilol grubunda yüksek iken, MDA seviyesi metoprolol grubunda yüksektir (p=0,001 ve p=0,004). Đslem sırasında kullanılan kontrast madde miktarı, hidrasyon miktarı, bazal GFH değeri, bazal kreatinin değeri ve diyabet KMN gelisimine etkili faktörler olarak bulunmustur (sırasıyla p<0,001, p=0,017, p=0,018, p=0,023 ve p=0,04). Diyabeti olan ve karvedilol kullanan hastalarda metoprolol kullananlara göre KMN gelisimi daha azdır (%6,9’a karsı, %38, p=0,001). Bu grupta sistatin C ve MDA değerleri karvedilol grubunda daha düsük iken (p=0,017, p=0,003) TAOK iki grup arasında farklı saptanmamıstır (p=0,15). Bazal GFH değeri düsük olan hastalar veya yaslı hastalarda iki grup arasında KMN gelisimi, sistatin C, TAOK ve MDA değerleri bakımından farklılık saptanmamıstır.Item Reversible cardiomyopathy-tachycardiomyopathy in children(2019) Arslan, Alev; Erdogan, Ilkay; Varan, Birgul; Yılmaz, Mustafa; Ozin, Mehmet Bülent; Tokel, Niyazi Kursad; 31990473Tachycardia-induced cardiomyopathy (tachycardiomyopathy) is defined by the presence of a sustained tachycardia that results in left ventricular systolic dysfunction. Restoration of cardiac function is dependent on the control of tachyarrhythmias. We report a series including ten children with tachycardia-induced cardiomyopathy with different etiologies. The medical records of patients with tachycardiomyopathy who were managed in a Pediatric Cardiology Clinic between the years of 2014-2017 were reviewed retrospectively. Ten children (3 female, 7 male) were diagnosed with tachycardiomyopathy. The median age of the patients was 12 years (range: 4-15.8). Five had atrial tachycardia, two had ventricular tachycardia, the others had Mahaim fiber tachycardia, permanent junctional reciprocating tachycardia and atrioventricular reentrant tachycardia. Seven patients had catheter ablation and three patients who had previous heart surgery were treated with antiarrhythmic drugs. Median ejection fraction was 33% (range: 10-48), median left ventricle end-diastolic diameter was 55 mm (range: 30-78). All showed complete recovery with median ejection fraction 60% (range: 55-78). Two patient with severe heart failure required extracorporeal membrane oxygenation support, one of them had ventricular assist device support but the device was removed after successful ablation. After two years this patient required permanent pacemaker implantation due to complete atrioventricular block. Tachycardia-induced cardiomyopathy is a rare and treatable cause of heart failure. Early recognition is critical, aggressive treatment aimed at controlling the arrhythmia results in symptom resolution and recovery of ventricular function.