Browsing by Author "Kıran, Merve"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item İlköğretim öğrencilerinin diyet kalitesi ve tabak artıklarının saptanması(Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2014) Kıran, Merve; Ercan, AydanBu çalışma, ilköğretim okulu öğrencilerinin okulda öğle yemeği tüketim durumlarını, oluşan tabak artıkları ile karşılaştırarak beslenme durumlarını değerlendirmek ve ebeveynlerin çocuklarının beslenme durumları ile ilgili algılarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çalışma verileri, Ocak-Mart 2014 tarihleri arasında, TED Karadeniz Ereğli Koleji Vakfı Özel İlköğretim Okulu'nda 5-8. sınıfa devam eden toplam 186 öğrenciden elde edilmiştir. Öğrencilerin demografik özellikleri ve beslenme alışkanlıkları araştırmacı tarafından hazırlanan anket formu aracılığı ile toplanmış, antropometrik ölçümleri değerlendirilmiştir. Ebeveynlere uygulanan ayrı bir anket formu ile de öğrencilere ait toplanan veriler, öğrencilerden gelen cevaplarla karşılaştırılmıştır. Ebeveynlerden çocuklarının bir günlük besin tüketim kayıtları alınmıştır. Anketlerle eş zamanlı olarak, öğrencilerin okulda sunulan öğle yemeği besin tüketimleri, birbirini izleyen on gün boyunca ölçülen tabak artıkları ile karşılaştırılarak değerlendirilmiştir. Çalışmaya katılan öğrencilerin % 65.6'sı normal vücut ağırlığında, % 23.4'ü fazla kilolu ve % 9.7'si şişmandır. Öğrencilerin yaşa göre boy uzunluğu ve BKİ persentil değerleri ile kendi boy uzunluğu ve vücut ağırlığı algıları ve ebeveynlerin çocuklarının vücut ölçümleri hakkmdaki algıları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0.05). Öğrencilerin BKİ değerleri ile anne ve babalarının BKİ değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı pozitif bir korelasyon saptanmıştır (p<0.001). Meyve ve fast food tüketim sıklığı için öğrencilerin ve ebeveynlerin verdikleri cevaplar arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Öğrenciler 101.5 ± 63.25 dakika/gün televizyon izleyerek, 83.0 ± 76.82 dakika/gün bilgisayar karşısında geçirmektedir. Bilgisayar karşısında geçen süre açısından kız ve erkek öğrenciler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0.05). Öğrencilerin % 73.2'si televizyon ve bilgisayar karşısında yiyecek tüketmektedir. Öğrencilerin BKİ değerleri ile televizyon ve bilgisayar karşısında geçirdikleri süre arasında istatistiksel olarak anlamlı olmayan düşük derecede pozitif bir korelasyon saptanmıştır (p>0.05). Öğrencilerin enerji, posa ve kalsiyum aliminin günlük önerilen miktarın altında olduğu tespit edilmiştir (p<0.05). Okul menüsünün sağladığı protein, yağ, demir, omega-3 ve omega-6 yağ asitleri ile A vitamini, öğrencilerin birçoğu için alması gereken miktarın üzerinde; enerji, posa ve kalsiyum miktarların ise öğrencilerin çoğunluğu için önerilen düzeylerin altında kalmıştır. Okul menüsünün öğrencilerin yalnızca C vitamini gereksinimini tam olarak karşıladığı belirlenmiştir. Çalışmanın sonucunda, çocuk ve adölesanlara yönelik sağlık çalışmalarının geliştirilmesi, yeterli ve dengeli beslemneleri için uygun ortamlar oluşturularak, beslenme ile ilgili bilgilerin verilmesi, aile okul ve çevrenin işbirliği içinde çalışmasının gerekliliği ortaya konulmuştur. This study was conducted in a primary school to evaluate nutritional status of students comparing students' food consumption with plate wastes at lunch and to determine parental perception of their children's nutritional status. It was carried out in TED Karadeniz Eregli College Foundation of Primary School students, totally 186, who were attending 5th-8th grades between January-March 2014. Demographic information and nutritional habits of the students was collected via the questionnaire form applied in the school and anthropometric measurements were evaluated. The responses were compared with the collected information about students from the questionnaire applied by parents. Concurrently, students' school lunch consumption was evaluated by comparing weighed wastes along consecutive ten days period. Of all students, 65.6 % were normal weight, 23.4 % were overweight and 9.7 % were obese. There was a significant difference in height and BMI for age percentiles between students' self perception of height and body weight and parental perception of their children's height and body weight (p<0.05). There was also a significant positive correlation between students BMI percentiles and both BMI values of mothers and fathers (p<0.001). From the point of fruit and fast food consumption frequency, a significant difference was found between the answers of students and parents (p<0.05). The students spent 101.5 ± 63.25 minutes per day watching television and 83.0 ± 76.82 25 minutes per day with computer. There was a significant difference between girls and boys in terms of the time spent with computer (p>0.05). Among all students, 73.2 % were consumed food when watching television and playing computer. There was an insignificant positive correlation between the students BMI values and the time spent with television and computer (p>0.05). It was determined that, the amount of consumed energy, dietary fiber and calcium were lower than the daily recommended intake (p<0.05). Protein, fat, iron, vitamin A, omega-3 fatty acid and omega-6 fatty acid content of school meals were over than recommended intake for the most of the students. On the other hand, energy, dietary fiber and calcium contents were lower than the recommendations. Only the amount of vitamin C was met the school lunch recommendation. As a result of the study, it was pointed out the necessity of improving of the children and adolescent oriented health studies, creating of suitable environments for adequate and balanced nutrition, giving necessary information and cooperation with family, school and social environment.Item Vardiyalı çalışan bireylerin beslenme durumları ile diyet inflamatuvar indeksi, uyku kalitesi ve depresyon arasındaki ilişkinin saptanması(Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2022) Kıran, Merve; Türker, Perim F.Bu çalışma, vardiyalı çalışan bireylerin beslenme durumlarını değerlendirerek, diyet inflamatuvar indeksi (Dİİ), uyku kalitesi ve depresyon durumu ile ilişkilerini saptamak amacıyla yapılmıştır. Çalışmaya, demir çelik ve boru sektöründe faaliyet gösteren bir sanayi kuruluşunda rotasyonlu vardiyalı olarak çalışan 170 yetişkin erkek birey dahil edilmiştir. Bireylerin sosyodemografik özelliklerini, yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları ile fiziksel aktivite durumlarını belirlemek için bir anket formu uygulanmıştır. Bireylerin antropometrik ölçümleri alınmış ve bazı biyokimyasal bulguları değerlendirilmiştir. Bireylerin günlük diyetle enerji ve besin ögesi alımları ile Dİİ skorlarının değerlendirilmesi için gece vardiyası döneminde üç günlük besin tüketim kayıtları alınmıştır. Bireylerin anksiyete ve depresyon durumlarının değerlendirilmesi için Hastane Anksiyete ve Depresyon (HAD) Ölçeği, uyku kalitelerinin değerlendirilmesi için Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi (PUKİ) kullanılmıştır. Çalışmaya katılan bireylerin yaş ortalaması 40.1±6.87 yıldır. Bireylerin BKİ sınıflandırmasına göre, %44.7’sinin pre-obez ve %35.3’ünün obez olduğu tespit edilmiştir. Çalışmaya katılan bireyler Dİİ skorlarına göre dört quartile ayrılmış; birinci quartil (Q1) anti-inflamatuvar diyeti, 4.quartil (Q4) ise pro-inflamatuvar diyeti temsil etmiştir. Bireylerin Dİİ değerlerinin -4.14 ile 4.26 arasında değiştiği ve ortalama Dİİ değerinin 0.76±1.52 olduğu saptanmıştır. Diyet inflamatuvar indeksi quartillerine göre, bireylerin C-reaktif protein (CRP) düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmuştur (p<0.05). Bireylerin CRP düzeyleri Q4’te, Q2’ye göre; Q3 ve Q4’te ise Q1’e göre anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur (p<0.05). Diyet inflamatuvar indeksi ile abdominal obezite ve obezite arasında anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir (p<0.05). Diyet inflamatuvar indeksi quartillerine göre Q1 referans olarak alındığında; Q3’te yer alan bireylerde abdominal obezite görülme riski 0.305 kat (%95 OR=0.124-0.749) daha yüksek bulunmuştur (p<0.05). Obezite görülme riski ise Q1’de yer alan bireylere göre, Q2’de yer alan bireylerde 0.284 kat (%95 OR=0.114-0.709), Q3’te yer alan bireylerde 0.225 kat (%95 OR=0.087-0.586) daha yüksektir (p<0.05). Yaş, medeni durum, sigara kullanımı, fiziksel aktivite ve enerji alımına göre düzeltme yapıldıktan sonra obezite riskinin Q2’de yer alan bireylerde 0.362’ye (%95 OR=0.132-0.989), Q3’te yer alan bireylerde ise 0.326’ya (%95 OR=0.113-0.941) çıktığı tespit edilmiştir (p<0.05). Bireylerin PUKİ sınıflandırmasına göre, %38.8’inin uyku kalitesinin kötü olduğu belirlenmiştir. BKİ sınıflandırmasında normal gruptan obez gruba doğru, kötü uyku kalitesi görülme sıklığında artış tespit edilmiştir (p<0.05). Bireylerin toplam PUKİ puanı ile bel çevresi (r=0.157), bel/boy oranı (r=0.159) ve vücut yağ kütlesi (r=0.152) arasında pozitif ve düşük düzeyde anlamlı bir korelasyon bulunmuştur (p<0.05). Bireylerin toplam PUKİ puanı ile vücut su oranı arasında ise negatif ve düşük düzeyde bir korelasyon saptanmıştır (r=-0.152, p<0.05). Diyet inflamatuvar indeksi ile kötü uyku kalitesi arasında anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur (p<0.05). Diyet inflamatuvar indeksi quartillerine göre Q1 referans olarak alındığında; Q2’de yer alan bireylerde kötü uyku kalitesi görülme riski 0.301 kat (% 95 OR=0.125-1.780) daha yüksek bulunmuştur (p<0.05). Yaş, medeni durum, sigara ve alkol kullanım durumu, fiziksel aktivite, BKİ ve enerji alımına göre düzeltme yapıldıktan sonra kötü uyku kalitesi riskinin Q2’de yer alan bireylerde 0.364’e (% 95 OR=0.138-1.963) çıktığı tespit edilmiştir (p<0.05). Bireylerin HAD ölçeği sınıflandırmasına göre, %7.6’sının anksiyete ve %25.9’unun depresyon riski taşıdığı belirlenmiştir. Diyet inflamatuvar indeksi ile anksiyete ve depresyon durumu arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (p>0.05). Sonuç olarak, inflamasyonun, vardiyalı çalışma ile ilişkili birçok kronik hastalığın gelişiminde rol oynadığı göz önüne alındığında, vardiyalı çalışanın sağlığını tehdit eden davranışsal değişiklikleri hedef alan anti-inflamatuvar beslenme programı planlanması faydalı olacaktır.This study was conducted to evaluate nutritional status and to determine the relationship between nutritional status and dietary inflammatory index (DII), sleep quality and anxiety and depression status. A total of 170 male rotating shift workers of an industrial organization operating in iron, steel and pipe sector participated in this study. A questionnaire was administered to determine individuals’ socio-demographic characteristics, lifestyle habits, nutritional habits and physical activity status. Anthropometric measurements and some biochemical findings of individuals were evaluated. A three-day food consumption record during night shift was obtained to evaluate their daily energy and nutrient intake and DII scores. Sleep quality was assessed by Pittsburgh Sleep Quality Index (PSQI), while anxiety and depression were estimated through Hospital Anxiety and Depression Scale (HADS) questionnaire. The average age of participants was 40.1 ± 6.87 years. According to the body mass index (BMI) classification, 44.7% of individuals were pre-obese, and 35.3% were obese. The individuals participating in the study were examined by dividing them into four quartiles according to their DII scores. The first quartile (Q1) represents the anti-inflammatory diet, and the fourth quartile (Q4) represents the pro-inflammatory diet. It was determined that the DII values of the individuals ranged between -4.14 and 4.26, and the mean DII value was 0.76±1.52. A significant difference was found between individuals' C-reactive protein (CRP) levels according to the dietary inflammatory index quartiles (p<0.05). It was determined that there was a significant relationship between the dietary inflammatory index and the presence of abdominal obesity and obesity (p<0.05). According to the dietary inflammatory index quartiles, when Q1 is defined as reference; the risk of abdominal obesity was found to be 0.305 times (95% OR=0.124-0.749) higher in individuals in Q3 (p<0.05). The obesity risk was found to be 0.284 times (95% OR=0.114-0.709) higher in Q2, and 0.225 times (95% OR=0.087-0.586) higher in Q3 compared to individuals in Q1. After adjusting for age, marital status, smoking, physical activity, and energy intake, the obesity risk increased to 0.362 (95% OR=0.132-0.989) for individuals in Q2 and 0.326 (95%OR=0.113-0.941) for individuals in Q3 (p<0.05). According to the PSQI classification, 38.8% of individuals were found to have poor sleep quality. As BMI increased, the percentages of poor sleep quality increased (p<0.05). There were positive correlations between PSQI score and WC (r=0.157), WHtR (r=0.159) and body fat mass (r=0.152), and a negative correlation between total body water (r=-0.152), which were found to be statistically significant (p<0.05). A significant correlation was found between diet inflammatory index and poor sleep quality (p<0.05). According to the dietary inflammatory index quartiles, when Q1 is defined as reference; the risk of poor sleep quality was found to be 0.301 times (95% OR=0.125-1.780) higher in individuals in Q2 (p<0.05). After adjusting for age, marital status, smoking and alcohol use, physical activity, BMI, and energy intake, the poor sleep quality risk increased to 0.364 (95% OR=0.138-1.963) for individuals in Q2 (p<0.05). According to the HAD scale classification of the individuals, it was determined that 7.6% of them had anxiety risk and 25.9% of them had depression risk. There was no significant relationship between diet inflammatory index and anxiety and depression status (p>0.05). In conclusion, considering that inflammation plays a role in the development of many chronic diseases associated with shift work, it would be useful to plan an anti-inflammatory nutrition program targeting behavioral changes that threaten the health of shift workers.