Browsing by Author "Gürsoy, Alptekin"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Nodüler guatr ve otoimmün tiroid hastalıklarında benign meme patolojileri sıklığı(Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2009) Güney, Tekin; Gürsoy, AlptekinTiroid hastalıkları ile benign ve malign meme hastalıkları arasındaki ilişkiye dair kanıtlar giderek artmaktadır. Benign meme hastalıklarında tiroid hastalıkları sıklığının arttığı ve farklı tiroid hastalıklarının da benign ve malign meme hastalıkları ve bu hastalıkların sonlanımı ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Tiroid ve benign meme hastalıkları arasındaki ilişkiyi araştıran çalışmalarda sıklıkla, benign meme hastalıklarında tiroid otoimmünitesi ve fonksiyonları araştırılmıştır. Bu çalışmada nodüler tiroid hastalığı ve Hashimoto tiroiditi olan hastalarda benign meme hastalıkları sıklığının araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmaya 71 nodüler tiroid hastalığı olan ve 95 Hashimoto tiroiditi olan hasta ve benzer yaş aralığında 72 sağlıklı birey dahil edilmiştir. Katılımcıların ayrıntılı klinik değerlendirmesinin ardından serum tiroid stimüle edici hormon, serbest T3, serbest T4, tiroid peroksidaz antikor düzeyleri incelenmiş ve tiroid ve olası meme patolojisinin belirlenmesi amacıyla tiroid ve meme ultrasonografisi uygulanmıştır. Çalışmada nodüler tiroid hastalarının %55.7’sinde, Hashimoto tiroiditi hastalarının %47.4’ünde ve kontrol grubunun %29.2’sinde benign meme hastalığı saptanmıştır. Nodüler tiroid hastalıkları ve Hashimoto tiroiditinde benign meme hastalıkları sıklığının anlamlı olarak arttığı gösterilmiştir (sırasıyla p<0.01 ve p<0.01). Benign meme hastalıkları içinde en sık olarak basit kist saptanmış, bunu fibrokistik değişiklik, miks lezyonlar, benign solid kitle, duktal ektazi ve komplike kist izlemiştir. Nodüler tiroid hastalarında basit kist, fibrokistik değişiklik ve miks lezyon sıklığının kontrol grubundan daha yüksek olduğu saptanmıştır. Hashimoto tiroiditli hastalarda ise basit kist, fibrokistik değişiklik, solid kitle ve miks lezyon sıklığının kontrol grubundan daha yüksek olduğu bulunmuş ancak ayrıntılı analizde bu bulgu istatistiksel olarak anlamlı çıkmamıştır. Benign meme hastalığı saptanan hastalarda tiroid fonksiyonları ve otoimmünitesi ile anlamlı ilişki bulunmamıştır (p>0.05). Çalışma sonucu benign meme hastalıkları ve tiroid hastalıkları arasındaki ilişkiyi destekler niteliktedir. Bu bulgu klinik pratikte nodüler ya da otoimmün tiroid hastalığı olan kadınlarda, olası meme patolojisi yönünden de tarama yapılması gerekliğini ortaya koyması yönünden önem taşımaktadır. The evidence regarding association between thyroid diseases and benign and malign breast diseases is increasing. It has been shown that thyroid disorders are more frequent in those with benign breast diseases and that different thyroid diseases have associations with benign and malign breast diseases and their outcomes. The studies exploring the relationship between thyroid and breast diseases usually have focused on thyroid autoimmunity and functions. In this study, we aimed to reveal the frequency of benign breast conditions in patients with nodular thyroid disease and Hashimoto’s disease. Seventy-one women with nodular thyroid disease, ninety-five women with Hashimoto’s disease and seventy-two healthy people as a control group were included in the study. After a detailed clinical assessment of the participants, serum thyroid stimulating hormone, free triiodothyronine, free thyroxine and thyroid peroxidase autoantibody levels were measured, and thyroid and breast ultrasonography were performed by a single operator in order to determine thyroid and breast pathology. Benign breast diseases were detected in 55.7 % of patients with nodular thyroid diseases, in 47.4 % of those with Hashimoto’s disease and 29.2 % of control group in the study. The results showed that the frequency of benign breast diseases was significantly higher in nodular thyroid disease and Hashimoto’s disease than the control group (p<0.01 and p<0.01 respectively). Simple cyst was found to be the most frequent pathology among benign breast diseases; fibrocystic changes, mixed lesions, benign solid mass, ductal ectasia and complex cyst followed it. Simple cyst, fibrocystic changes and mixed lesions occurred significantly more frequently in patients with nodular thyroid diseases than the control group. Simple cyst, fibrocystic changes, benign solid mass and mixed lesions were more common in patients with Hashimoto’s disease than the control group, though it did not reach statistical significance. No significant relation was found regarding thyroid function and autoimmunity in patients diagnosed with benign breast disease (p>0.05). The results of our study supports the association between benign breast diseases and thyroid diseases. An important implication of this finding is demonstration of the necessity of scanning for potential breast pathology in women with nodular or autoimmune thyroid disease in clinical practice.Item Ötiroid bireylerde metabolik sendrom komponentleri ile tiroid fonksiyon, volüm ve nodül ilişkisi(Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2009) Aytürk, Semra; Gürsoy, AlptekinMetabolik Sendrom (MS) insülin direncinin belirgin rol oynadığı metabolik anormallikerin bir kümelenmesidir. Son zamanlarda MS ile tiroidin fonksiyonel/morfolojik anormallikleri arasında olabilecek bir ilişki sorgulanmaktadır. Bizim bu vaka kontrol çalışmasındaki amacımız, MS bulunan hastalarda tiroid volüm ve nodül prevalansını incelemekti. Metabolik sendrom bulunan 278 hasta ile randomizasyon yöntemi kullanılarak yaş, cinsiyet ve sigara alışkanlığı yönünden eşleştirilmiş 261 kontrol vakası eşleştirildi. MS parametrelerinin yanı sıra TSH, sT3, sT4 ve homeostasis model assessment- IR (HOMAIR) ile hesaplanan İD seviyeleri değerlendirildi. Bütün katılımcılara tiroid ultrasonografisi yapıldı. Tiroid nodüllerinden 1cm den büyük olanlara tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisi (TİİAB) uygulandı. TSH metabolik sendrom varlığı ile anlamlı olarak pozitif koreleydi. Serbest tiroid hormon seviyeleri ile MS ve komponentleri arasında ilişki yoktu. MS hastalarının ortalama tiroid volümleri kontrol grubuna göre anlamlı olarak artmıştı (P<0.0001). Tiroid nodül yüzdesi MS hastalarında daha yüksekti (sırasıyla, %50.4, %14.6, P<0.0001). Çalışmaya alınan vakalar İD varlığına göre de iki gruba ayrıldı. İnsülin direnci olan bireylerde tiroid volüm ve nodül formasyonunun artmış olduğu görüldü. İD varlığında tiroid nodül gelişimi için tahmini rölatif riskin 3,2 olduğu saptandı. TSH’nın yanı sıra MS komponentlerinin tiroid volüm artışı için bağımsız risk faktörü olduğu bulundu.Tiroid nodül formasyonu İD ile korele iken TSH ile korelasyon tespit edilmedi. Tiroid nodülü bulunan ve TİİAB yapılan 38 MS hastasının 3’ünde (%7,9) tiroid kanseri saptanırken kontrol vakalarında (n=22) saptanmadı. Sonuçlar MS bulunan hastaların anlamlı olarak artmış tiroid volüm ve nodül prevalansına sahip olduklarını göstermektedir. Multivariate modelde İD bu risk artışına anlamlı olarak katkıda bulunmaktadır. Bizim verilerimiz nodül formasyonu için İD’nin bağımsız bir risk faktörü olduğunu göstermektedir. The metabolic syndrome (MS) is a cluster of metabolic abnormalities with insulin resistance (IR) as a major characteristic. It has been recently questioned that MetS and its related components are associated with functional and morphological alterations of thyroid gland. Aim of our study is to examine thyroid volume and nodule prevalence in a case control study of patients with MS. Two hundred seventy eight patients with MS were randomly matched for age, gender,and smoking status with 261 subjects without MetS. Serum TSH, free T3 and T4, and the level of İR, estimated by the HOMA-IR, as well as other MS parameters were evaluated. Thyroid ultrasonography was performed in all participants. Thyroid nodules greater than 1cm underwent fine needle aspiration biopsy. TSH was significantly positively correlated with the presence of MS diagnosis. There was no association between free thyroid hormone levels and MS and its related components. Mean thyroid volume was higher in patients with MS than in controls (p<0.0001). Percentage of patients with thyroid nodules was also higher in patients with MS (50.4% vs. 14.6%, p<0.0001). Participants were also divided into two groups according to the presence of IR. Subjects with IR have also increased thyroid volume and nodule formation. The odds ratio for the development of thyroid nodule in the presence of IR was 3.2. TSH as well as all MS components were found to be independent risk factors for thyroid volume increase. IR but not TSH was found to be correlated with thyroid nodule formation. Thyroid cancer was diagnosed in 3/38 patients with MS (7.9%). No cancer cases were found in control subjects. The results suggest that patients with MS have significantly increased thyroid volume and nodule prevalence. In multivariate model, the presence of IR contributed substantially to this increased risk. Our data provide evidence that IR is an independent risk factor for nodule formation.