Browsing by Author "Ertörer, Melek Eda"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Item Polikistik over sendromlu olgularda plazma viskozitesi ile dislipidemi ve insülin direnci arasındaki ilişkinin incelenmesi(Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2010) Haydardedeoğlu, Filiz Ekşi; Ertörer, Melek EdaPolikistik over sendromu üreme çağındaki kadınların %5-10’unu etkileyen yaygın bir endokrinopatidir. Yalnızca reprodüktif sistemin bir hastalığı olarak tanımlanmamakta; diyabet, dislipidemi, hipertansiyon, metabolik sendrom gibi eşlik eden komorbiditeler nedeniyle metabolik bir hastalık olarak tanımlanmaktadır. Bu metabolik anormallikler PKOS’u olan bireylerde erken ateroskleroza yol açmaktadırlar. Polikistik over sendromu olan kadınlarda, endotel fonksiyon bozukluğu ile kendini gösteren subklinik ateroskleroz prevalansı yüksektir. Plazma viskozitesi, mikrosirkülasyondaki kan akımının ana belirleyicisidir. Ön bilgiler, artış plazma viskozitesinin kardiyovasküler hastalık habercisi olduğunu göstermiştir. Bu çalışmada, PKOS’da kardiyovasküler risk faktörleri ile plazma viskozitesi arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlandı. Çalışmaya PKOS olan 96 hasta ile yaş ve vücut kütle indeksi eşleşmiş 67 sağlıklı dahil edildi. Hasta ve kontrol grubunun yaş aralığı 23.05±5.65 ve 24.78±6.37, vücut kütle indeksi 28.45±7.14 kg/m² ve 26.68±6.57 kg/m² idi. On saatlik gece açlığını takiben kan örnekleri alındı. İnsülin duyarlılığı ölçümü için "Homeostasis Model Assesment" kullanıldı. Plazma viskozitesi 37℃’de Harkness Coulter Viskozimetresi kullanılarak ölçüldü. Polikistik over sendromu olan bireylerde plazma viskozitesi kontrol grubuna göre yüksek saptandı (1.47±0.28 ve 1.34±0.25 mPas, p< 0.01). PKOS’lu bireylerin açlık insülin seviyeleri ve HOMA-IR değerleri kontrol grubuna göre yüksek bulundu (10.05 ve 8.3 p<0.05, 2.22 ve 1.72 p<0.05). Olguların trigliserid ve fibrinojen düzeyleri kontrol grubuna göre yüksek saptandı (93.5 ve 73 p<0.01, 3.57±0.92 ve 3.27±0.66, P< 0.05). Plazma viskozitesi ile fibrinojen ve DHEA-S seviyeleri arasında anlamlı ilişki tespit edildi (r=0.223, p<0.05) ve (r=-0.211, p<0.05). Plazma viskozitesi ile açlık insülin seviyesi, HOMA-IR ölçümleri, testosteron ve lipid düzeyleri arasında korelasyon saptanmadı. Plazma viskozitesi mikrosirkulasyon düzeyinde direkt olarak kan akımını belirleyen önemli bir hemorolojik değişkendir. Polikistik over sendromu olan bireylerde plazma viskozitesi yüksektir. Bu bireyler artmış kardiyovasküler riske sahiptirler ve plazma viskozitesi, kardiyovasküler risk altındaki bireyleri tanımlamada önemli bir yere sahiptir. Polycystic ovary syndrome, is a cammon endocrinopathy that affects 5-10% of women of reproductive age. It is now recognized as not only a reproductive but also a metabolic disorder with multiple comorbidities such as diabetes, dyslipidemia, hypertension and metabolic syndrome. All these metabolic abnormalities predispose women with PCOS to early atherosclerosis. Women with PCOS also have higher prevalance of subclinical atherosclerosis as reflected in dysregulation of endothelial function. Plasma viscosity is a major determinant of blood flow in microcirculation. Preliminary data indicate that elevated plasma viscosity is a predictor of cardiovascular disease. In the present study, we aimed to evaluate the correlation between plasma viscosity and cardiovascular risk factors in PCOS. For this purpose, 96 patients with PCOS and age and body mass index-matched healthy controls were included; age, 23.05±5.65 vs 24.78±6.37, body mass index, 28.45±7.14 kg/m² vs 26.68±6.57 kg/m²respectively. After an overnight fasting for 10 hours, blood samples were collected."Homeostasis model assesment " for insülin (HOMA-IR) was used as an indicator of insulin sensitivity. A Harkness Coulter Viscometer was used to measure plasma viscosity at 37℃. Plasma viscosity were significantly elevated in patients with PCOS compared with controls (1.47±0.28 vs 1.34±0.25 mPas, p< 0.01). Subjects with PCOS had elevated fasting insulin levels and HOMA-IR (10.05 vs 8.3 p<0.05, 2.22 vs 1.72 p<0.05). Subjects with PCOS had elevated triglyceride and fibrinogen levels compared with control subjects (93.5 vs 73 p<0.01, 3.57±0.92 vs 3.27±0.66, p< 0.05). A significant correlation was observed between plasma viscosity and fibrinogen levels (r=0.223, p<0.05), DHEA-S levels (r=-0.211, p<0.05). There was no correlation between plasma viscosity, fasting insulin levels, HOMA-IR measurement, testosteron and lipid levels. Plasma viscosity is an important hemoreologic variable and directly determines blood flow at the microcirculatory level. Plasma viscosity is increased in patients with PCOS. These patients have increased cardiovascular risk. Plasma viscosity may have considerable potential to identfy these patients at cardiovascular risk.Item Polikistik over sendromu tanısı almış olguların tanı kriterlerine göre kardiyometabolik risk faktörlerinin karşılaştırılması(Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2012) Bağır, Gülay şimşek; Ertörer, Melek EdaAmaç: Rotterdam 2003 kriterlerine göre polikistik over sendromu (PKOS) tanısı şu üç kriterden; a. Hiperandrojenizm ve/veya hiperandrojenismus (HA), b. Amenore veya oligoanovulasyon (OA), c. Ultrasonografide polikistik overlerin tespiti (PKO), en az ikisinin bulunması ile konulur. Bu yeni tanı kriterleri, PKOS fenotip spektrumunu genişletmiş olmakla beraber bu fenotiplerin kardiyometabolik risk profili tam olarak bilinmemektedir. Çalışmamızın amacı; farklı PKOS fenotiplerinin kardiyometabolik risk faktörlerini saptamaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya PKOS olan 89 hasta ile yaş ve vücut kütle indeksi (VKİ) eşleşmiş 25 sağlıklı dahil edildi. Olgular Rotterdam 2003 kriterlerine göre: Grup 1:OA+HA (n=23), Grup 2:OA+PKO (n=22), Grup 3:HA+PKO (n=22) ve Grup 4: OA+HA+PKO (n=22), Grup 5: Kontrol (n=25) beş gruba ayrıldı. Açlık glukozu, OGTT sonrası ikinci saat plazma glukozu, insülin, lipid parametreleri ve diğer metabolik sendrom parametrelerini içeren laboratuar testleri yapıldı. İnsülin duyarlılığı, Homeostasis Model Assesment of Insulin Resistance (HOMA-IR) formulü kullanılarak hesaplandı, herbir alt gruptan rastgele seçilen, toplamda 25 olguya öglisemik hiperinsülinemik klemp testi (EHC) yapıldı ve sonuçlar "M" (mg/kg/dak) değeri olarak bildirildi. Bulgular: Grupların ortalama VKİ değerleri benzerdi; OA+HA; 26,1±5,3 kg/m2, OA+PKO; 27,9±5,2, HA+PKO; 24,3±4,2, OA+HA+PKO; 27,9±7,5, kontrol; 24,7±5,2 (p>0,05). PKOS olgularının total testosteron, lüteinleştirici hormon (LH), trigliserid, fibrinojen ve oral glukoz tolerans testi (OGTT) sonrası 2. saat plazma glukoz seviyeleri kontrol grubundan daha yüksekti (p<0,05). Gruplar arasında HOMA-IR ve M değerleri açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (p>0,05). Oligomenore veya anovulasyonu olan fenotipler (Grup1+2+4) düzenli ovulasyonu olan gruptan (Grup 3) daha obezdi (p=0,039). Sonuç: Kardiyometabolik risk profili PKOS alt gruplarımız arasında benzer olarak bulundu. Obezitenin PKOS ilişkili kardiyovasküler risk gelişiminde önemli bir faktör olması nedeni ile bu durum, olgularımızın VKİ’lerinin obezite sınırları içerisinde olmaması ile açıklanabilir. Obezite aynı zamanda adet düzensizliği şiddeti üzerinde de önemli bir etkiye sahiptir. Biz de çalışmamızda adet düzensizliği olan fenotiplerin ovulatuar gruptan daha obez olduklarını saptadık. Elde ettiğimiz veriler, obezitenin farklı PKOS fenotiplerindeki metabolik anormallikleri belirleyen temel neden olarak göründüğü bilgisini desteklemektedir.Item Polistik over sendromlu olgularda plazma viskozitesi ile disiplidemi ve insülin direnci arasındaki ilişkinin incelenmesi(Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2010) Ekşi Haydardedeoğlu, Filiz; Ertörer, Melek EdaPolikistik over sendromu üreme çağındaki kadınların %5-10’unu etkileyen yaygın bir endokrinopatidir. Yalnızca reprodüktif sistemin bir hastalığı olarak tanımlanmamakta; diyabet, dislipidemi, hipertansiyon, metabolik sendrom gibi eşlik eden komorbiditeler nedeniyle metabolik bir hastalık olarak tanımlanmaktadır. Bu metabolik anormallikler PKOS’u olan bireylerde erken ateroskleroza yol açmaktadırlar. Polikistik over sendromu olan kadınlarda, endotel fonksiyon bozukluğu ile kendini gösteren subklinik ateroskleroz prevalansı yüksektir. Plazma viskozitesi, mikrosirkülasyondaki kan akımının ana belirleyicisidir. Ön bilgiler, artış plazma viskozitesinin kardiyovasküler hastalık habercisi olduğunu göstermiştir. Bu çalışmada, PKOS’da kardiyovasküler risk faktörleri ile plazma viskozitesi arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlandı. Çalışmaya PKOS olan 96 hasta ile yaş ve vücut kütle indeksi eşleşmiş 67 sağlıklı dahil edildi. Hasta ve kontrol grubunun yaş aralığı 23.05±5.65 ve 24.78±6.37, vücut kütle indeksi 28.45±7.14 kg/m² ve 26.68±6.57 kg/m² idi. On saatlik gece açlığını takiben kan örnekleri alındı. İnsülin duyarlılığı ölçümü için "Homeostasis Model Assesment" kullanıldı. Plazma viskozitesi 37℃’de Harkness Coulter Viskozimetresi kullanılarak ölçüldü. Polikistik over sendromu olan bireylerde plazma viskozitesi kontrol grubuna göre yüksek saptandı (1.47±0.28 ve 1.34±0.25 mPas, p< 0.01). PKOS’lu bireylerin açlık insülin seviyeleri ve HOMA-IR değerleri kontrol grubuna göre yüksek bulundu (10.05 ve 8.3 p<0.05, 2.22 ve 1.72 p<0.05). Olguların trigliserid ve fibrinojen düzeyleri kontrol grubuna göre yüksek saptandı (93.5 ve 73 p<0.01, 3.57±0.92 ve 3.27±0.66, P< 0.05). Plazma viskozitesi ile fibrinojen ve DHEA-S seviyeleri arasında anlamlı ilişki tespit edildi (r=0.223, p<0.05) ve (r=-0.211, p<0.05). Plazma viskozitesi ile açlık insülin seviyesi, HOMA-IR ölçümleri, testosteron ve lipid düzeyleri arasında korelasyon saptanmadı. Plazma viskozitesi mikrosirkulasyon düzeyinde direkt olarak kan akımını belirleyen önemli bir hemorolojik değişkendir. Polikistik over sendromu olan bireylerde plazma viskozitesi yüksektir. Bu bireyler artmış kardiyovasküler riske sahiptirler ve plazma viskozitesi, kardiyovasküler risk altındaki bireyleri tanımlamada önemli bir yere sahiptir.