Browsing by Author "Durutürk, Neslihan"
Now showing 1 - 7 of 7
- Results Per Page
- Sort Options
Item Diyafragmatik mobilizasyon tekniklerinin, obez bireylerde, solunum fonksiyonları, yorgunluk, uyku kalitesi ve anksiyete, depresyon üzerine etkileri(Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2020) Solmaz, Ali; Durutürk, NeslihanObez bireylerde gelişen solunum problemlerine yönelik uygulanan mobilizasyon yöntemlerinin etkileri bilinmemektedir. Bu çalışmada obez bireylerde diyafragmatik mobilizasyon tekniklerinin solunum fonksiyonları, yorgunluk, uyku kalitesi, anksiyete ve depresyon üzerine etkilerini araştırmak amaçlandı. Çalışmaya 18-65 yaş aralığında, vücut kütle indeksi (VKİ) 30 kg/m2 ve üzeri olan bireyler dahil edildi. Sosyodemografik bilgileri kaydedilerek, randomize diyafragmatik mobilizasyon grubu (n=20) ve kontrol grubu (n=20) olarak ikiye ayrıldı. Tedavi grubuna diyafragmatik mobilizasyon teknikleri (diyafragma translasyon tekniği, diyafragma germe tekniği, diyafragma sekiz tekniği), ortalama 15-20 dakika, haftada 2 seans, toplam 4 hafta uygulandı. Kontrol grubundaki obez bireylere ise herhangi bir müdahalede bulunulmadı. Her iki gruba çalışma öncesi ve sonrasında gerekli değerlendirmeler yapıldı. Bireylerin solunum fonksiyonları spirometre cihazı ile, solunum kas kuvveti solunum kas kuvveti ölçüm cihazı ile, istirahat metabolizma hızı indirekt kalorimetre cihazı ile, nefes darlığı Modifiye Medical Research Dispne Skalası, yorgunluk düzeyleri Yorgunluk Etki Ölçeği, uyku kaliteleri Pittsburg Uyku Kalitesi İndeksi, anksiyete ve depresyon Hastane Anksiyete Depresyon Ölçeği, yaşam kalitesi ise Kısa Form-36 (SF-36) anketi ile değerlendirildi. Çalışmamızda her iki grup fark değerlerinin karşılaştırmasında, spirometrik ölçümlerden FEF (%25-75), MVV (%), (L) parametrelerinde, solunum kas kuvvet ölçümü tüm parametrelerinde, yorgunluk, uyku kalitesi, depresyon, SF-36; fiziksel fonksiyon, enerji alt parametrelerinde istatistiksel olarak anlamlı fark vardı (p<0.05). Sonuç olarak, diyafragmatik mobilizasyon tekniklerinin obez bireylerin solunum fonksiyonları, uyku ve yaşam kalitesini geliştirebilecek, yorgunluk semptomunu azaltabilecek, güvenli ve uygulanabilir bir yaklaşım olduğu görüldü. İleriki çalışmalarda daha fazla olgu ile farklı hastalık gruplarında da bu etkilerin incelenmesi gerektiği düşünülmektedir. The effects of mobilization methods applied to respiratory problems in obese individuals are unknown. In this study, it was aimed to investigate the effects of diaphragmatic mobilization techniques on respiratory functions, fatigue, sleep quality, anxiety and depression in obese individuals. Individuals between the ages of 18-65 who have Body Mass Index (BMI) values above 30 kg/m2 were included in the study. The sociodemographic information was recorded, and random diaphragmatic mobilization group (n=20) and control group (n=20) were divided into two groups randomly. Diaphragmatic mobilization techniques (diaphragm translation technique, diaphragm stretching technique, diaphragm eight technique) were applied to the treatment group for an average of 15-20 minutes, 2 sessions per week, for a total of 4 weeks. No intervention was made to obese individuals in the control group. Necessary evaluations were made before and after the study in both groups. Respiratory functions of individuals with spirometer device, respiratory muscle strength with respiratory muscle strength measurement device, resting metabolic rate with indirect calorimeter device, dyspnea with Modified Medical Research Dyspnea Scale, fatigue levels were evaluated by Fatigue Impact Scale, sleep quality Pittsburg Sleep Quality Index, anxiety and depression Hospital Anxiety Depression Scale, quality of life was evaluated by the Short Form-36 (SF-36). In our study, in the comparison of the difference values of both groups, FEF (25-75%), MVV (%), (L) parameters, respiratory muscle strength measurement parameters, fatigue, sleep quality, depression, SF-36; There was a statistically significant difference in physical function and energy sub-parameters (p <0.05). In conclusion, diaphragmatic mobilization techniques were seen to be a safe and feasible approach that could improve respiratory functions, sleep and quality of life of obese individuals and reduce fatigue symptoms. It is thought that these effects should be examined in different disease groups with more cases in future studies.Item Elit atletlerde eksternal koruma kullanımının solunum kas kuvveti ve egzersiz kapasitesi üzeri etkisi(Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2018) Çam, Arkız İlkcemre; Durutürk, NeslihanUygun ve yeterli solunumun gerçekleşmesi için hem akciğerlerin hem de göğüs duvarının az bir efor ile genişleyebilmesi gerekmektedir. Omuz koruyucuları veya benzeri aparatlar kullanılarak yapılan ve pulmoner fonksiyondaki azalmaları gösteren az sayıda çalışma bulunmaktadır. Ancak kullanılan koruyucuların solunum kas kuvveti veya egzersiz kapasitesine etkilerini açıklayan çalışma bulunmamaktadır. Çalışmamızda amacımız, elit atletlerde eksternal koruyucularının solunum fonksiyonları, solunum kas kuvveti ve egzersiz kapasitesine olan etkisini incelemekti. Çalışmamıza yaş ortalaması 21.4±2.01 yıl olan 30 elit erkek Amerikan futbol oyuncusu dahil edildi. Bireyler randomize olarak bir hafta arayla eksternal korumalı ve eksternal korumasız olarak değerlendirmelere alındı. Sporcuların solunum fonksiyonları spirometrik ölçümler ile, solunum kas kuvvetleri ağız içi basınç ölçümüyle, egzersiz kapasitesi bisiklet ergometresinde maksimal semptomla limitli kardiyopulmoner egzersiz testi ile değerlendirildi. Çalışmamızda, eksternal korumalı yapılan ölçümlerde FVC ve FEV1 değerlerinin, maksimum inspiratuar basınç ve zirve inspiratuar akış değerlerinin, zirve oksijen tüketimi ve başlangıç diyastolik kan basıncı değerlerinin eksternal koruma olmadan ölçülen değerlere göre istatiksel olarak anlamlı bir şekilde daha düşük olduğu görüldü (p<0.05). Diğer parametrelerde iki ölçüm arasında istatiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p>0.05). Sonuç olarak, elit atletlerin kullandıkları eksternal koruyucuların bireylerin, solunum fonksiyonlarını, solunum kas kuvvetini ve egzersiz kapasitelerini azalttığı görüldü.. For proper and adequate respiration to occur, both lungs and chest wall should be able to expand with little effort. In the literature, there are very few studies, which are conducted using appliances such as shoulder pads etc. and show the decreases in pulmonary function. However there are no studies, which explain the effects of protection usage on respiratory muscle strength or exercise capacity. The main objective of this study is to evaluate the effect of external protection usage on pulmonary function, respiratory muscle strength and exercise capacity in elite athletes. Thirty male elite American football players, with an age average 21.4 ± 2.01 years, were included in the study. Every other week, the individuals were randomly evaluated with and without external protection. With spirometric measurements respiratory functions, with mouth pressure measurement respiratory muscle strength and with cardiopulmonary exercise testing with maximal symptom on bicycle ergometer exercise capacity were evaluated. Compared to the values observed without external protection, it is found that FVC and FEV1 values, maximum inspiratory pressure and peak inspiratory flow values, peak oxygen consumption and initial diastolic blood pressure values were found to be significantly lower with external protection (p<0.05). There were no statistically significant differences between two measurements for other parameters (p>0.05). In conclusion, it was observed that the external protections used by elite athletes may affect the pulmonary function, respiratory muscle strength and exercise capacity of individuals.Item Fazla kilolu ve obez bireylerde COVID-19 izolasyon döneminde uygulanan telerehabilitasyonun etkinliği(Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2021) Öztürk, Beste; Durutürk, NeslihanÇalışmamızın amacı COVID-19 izolasyon döneminde fazla kilolu ve obez bireylerde telerehabilitasyon yoluyla uygulanan egzersiz eğitiminin fiziksel uygunluk, yorgunluk, nefes darlığı, uyku kalitesi, anksiyete ve depresyon düzeyi, yaşam kalitesi üzerine etkilerini incelemekti. Çalışmamızda 18-65 yaş aralığında, VKİ değerleri 25 kg/m2 ve üzeri olan 41 kişi, rastgele, telerehabilitasyon (n:21) ve kontrol grubu (n:20) olarak iki gruba ayrıldı. Uzaktan canlı bağlantı ile telerehabilitasyon grubuna uygulanan egzersiz eğitimi 6 hafta, haftada 3 gün, deneyimli bir fizyoterapist gözetiminde, ısınma-soğuma egzersizlerini, gövde stabilizasyon egzersizlerini ve solunum egzersizlerini içerdi. Kontrol grubuna ise sadece tek seans egzersizin önemi konusunda bilgilendirme yapılarak ve tek seans solunum egzersizleri gösterilerek başlangıçta ve 6 hafta sonra değerlendirmeleri yapıldı. Bireylerin fiziksel uygunluk düzeyleri; Senior Fitness Test protokolü, yorgunluk düzeyleri; Yorgunluk Şiddet Ölçeği, nefes darlığı; Modified Medical Research Council Dispne Skalası, uyku kalitesi; Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi, anksiyete ve depresyon düzeyleri; Hastane Anksiyete Depresyon ölçeği, yaşam kalitesi Kısa Form-36 ile değerlendirildi. Çalışmanın sonucunda telerehabilitasyon grubunda fiziksel uygunluğun tüm parametrelerinde, yorgunluk, nefes darlığı, uyku kalitesi, anksiyete ve depresyon düzeyi, yaşam kalitesinde istatiksel olarak anlamlı gelişmeler elde edildi (p<0,05). İki grup fark değerlerinde ise fiziksel uygunluk ve yaşam kalitesinin tüm parametrelerinde, yorgunluk, nefes darlığı, anksiyete ile depresyonda ve uyku kalitesinin; toplam puan, öznel uyku kalitesi, uyku latansı ve gündüz işlev bozukluğu parametrelerinde istatistiksel olarak telerehabilitasyon lehine anlamlı düzeyde farklı olduğu görüldü (p <0.05). Sonuç olarak COVID-19 pandemi sürecinde telerehabilitasyon yoluyla uygulananan egzersiz eğitiminin fazla kilolu ve obez bireylerde etkili, güvenli ve uygulanabilir bir yaklaşım olduğu görüldü. İleride telerehabilitasyonun bu populasyonda uzun dönem etkinliğini araştıran çalışmalara ihtiyaç vardır. The aim of our study was to examine the effects of exercise training through telerehabilitation applied during COVID-19 isolation period on overweight and obese individuals on physical fitness, fatigue, shortness of breath, sleep quality, anxiety and depression level, and quality of life. In our study, 41 people between the ages of 18-65 and whose BMI values were 25 kg / m2 and above were randomly divided into two groups as telerehabilitation (n: 21) and control group (n: 20). Exercise training applied to the telerehabilitation group with remote live connection included warm-up-cooling exercises, trunk stabilization exercises and breathing exercises under the supervision of an experienced physiotherapist for 6 weeks, 3 days in a week. The control group was informed about the importance of exercise only one session and evaluated at the beginning and after 6 weeks showing one session of breathing exercises. The physical fitness levels of individuals; Senior Fitness Test protocol, fatigue levels; The Fatigue Severity Scale, shortness of breath; Modified Medical Research Council Dyspnea Scale, sleep quality; the Pittsburgh Sleep Quality Index, anxiety and depression levels; The Hospital Anxiety and Depression scale, quality of life, Short Form-36 was assessed by. As a result of the study, statistically significant improvements were obtained in all parameters of physical fitness, fatigue, shortness of breath, sleep quality, anxiety and depression level, and quality of life in the telerehabilitation group (p <0.05). In the difference values of the two groups, physical fitness and all parameters of quality of life, fatigue, shortness of breath, anxiety, depression and sleep quality’s; global score, subjective sleep quality, sleep latency, daytime sleep disfunction parameters were observed that there were statistically significant differences in favor of telerehabilitation (p <0.05). As a result, it was found that exercise training applied through telerehabilitation during the covid-19 pandemic process was an effective, safe and applicable approach in overweight and obese individuals. In the future, studies investigating the long-term effectiveness of telerehabilitation in this population are needed.Item Hareket korkusu nedenleri ölçeğinin (kinesiophopia causes scale) türkçe uyarlamasının geçerlik ve güvenilirliği(Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2018) Çayır, Melis; Durutürk, NeslihanÇalışmanın amacı; Türkçe konuşan geriatrik bireylerde, HKNÖ’nin Türkçe uyarlaması ve kültürel adaptasyonunu sağlayarak, geçerlik ve güvenilirliğini ölçmektir. Çalışmamıza, 65-80 yaş arası, kooperasyon ve anlamaya engel olabilecek herhangi bir mental problemi olmayan ve araştırmaya gönüllü olarak katılan 103 sağlıklı geriatrik birey (yaş ortalaması:71.09±4.45 yıl, vücut kütle indeksi:27.08 ±4.4 kg/m2) dahil edildi. Bireylere Türkçe çevirisi yapılan HKNÖ ile kriter geçerliğini belirlemek amacıyla Tampa Kinezyofobi Ölçeği (TKÖ) uygulandı. Ölçeğin güvenilirliğinin göstergesi olan zamana göre değişmezliği test etmek için 48 saat sonra, HKNÖ ikinci kez uygulandı. Ankette yer alan tüm sorular arası iç tutarlılık değeri 0.863 olarak bulundu. Biyolojik alt boyutta yer alan sorular arası Cronbach’s α katsayısı 0.913, Psikolojik alt boyutta 0.797 olarak bulundu. Biyolojik parametre alt boyutlarının (morfolojik, harekete geçmek için bireysel ihtiyaç, enerji kaynakları, biyolojik dürtülerin gücü) Cronbach’s α 0.800 ve üstü iken, psikolojik parametre alt boyutlarının (kendini kabul etme, motor yatkınlığın öz değerlendirmesi, vücut bakımı) iç tutarlılık değeri sırasıyla 0.834, 0.790, 0.642 bulundu. TKÖ ve HKNÖ alt boyut puanları arasındaki korelasyonlar incelendiğinde TKÖ toplam puanı ile HKNÖ toplam puanı, biyolojik ve psikolojik alt boyutları arasında istatistiksel olarak anlamlı, pozitif yönde korelasyon belirlendi (p<0.05). Sonuç olarak, yetişkinde motor inaktivitenin ve hareket korkusunun sebeplerinin belirlenmesi amacıyla geliştirilmiş ve şimdiye kadar başka herhangi bir dilde adaptasyonu yapılmamış olan HKNÖ’nün, Türk geriatrik bireylerde geçerli ve güvenilir bir anket olduğunu ayrıca farklı hastalıklarda, daha büyük örneklemlerde ve yaş gruplarında incelenmesi gerektiğini düşünmekteyiz. The aim of this study is to provide the Turkish adaptation and cultural adaptation of KCS in Turkish-speaking geriatric individuals and to measure their reliability and validity. Our study included 103 healthy geriatric individuals (the average age: 71.09±4.45 years, body mass index: 27.08±4.4 kg/m2) the aged of 65-80 years, who had no mental problems that could interfere with cooperation and understanding and who volunteered to participate in the study. Tampa Scale of Kinesiophobia (TSK) was applied in order to determine the validity of the criterion with the KCS translated into Turkish. After 48 hours of testing for variability, which is an indicator of the reliability of the scale, KCS was applied for the second time. The internal consistency value of the questionnaire was 0.863. The Cronbach’s α coefficient was 0.913 among the questions in the biological sub-dimension, and 0.797 in the psychological sub-dimension. While the biological parameters sub-dimensions (morphologic, individual need for stimulation, energetic substrates, power of biological drives) have Cronbach's α coefficient of 0.800 and above, the internal consistency of psychological parameter sub-dimensions (self-acceptance, self-assessment of motor susceptibility, body care) is respectively 0.834, 0.790, 0.642. When the correlations between TSK and KCS subscale scores were examined, there was a statistically significant positive correlation between total score of TSK and total score of KCS biological and psychological subscales (p<0.05). As a result, we think that the KCS questionnaire, which has been developed in order to determine the causes of motor inactivity and fear of movement in adults, is a valid and reliable survey in Turkish geriatric individuals and should be examined in different diseases and age groups.Item Subakut inmeli hastalarda farklı modalitelerde robot destekli yürümenin kardiyorespiratuar yanıtlar ve enerji tüketimi üzerine etkisinin değerlendirilmesi(Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2021) Sayın, Ahmet Mert; Durutürk, NeslihanÇalışmamızın amacı subakut inmeli hastalarda farklı modalitelerde robot destekli yürümenin kardiyorespiratuar yanıtları ve enerji tüketimi üzerine etkisini değerlendirmekti. Çalışmamız 18-65 yaş aralığındaki 16 bireyden oluştu. Çalışmamızda tek taraflı iskemik veya hemorajik inmeden sonra hemipleji tanısı hekim tarafından konulan bireyler inme grubunu oluşturdu. Bu koşullarda çalışmadaki deney grubuna 8 subakut inmeli birey ve kontrol grubuna ise 8 sağlıklı birey dahil edildi. Her katılımcı art arda üç gün rasgele dizide, Lokomat üzerinde üç test (ilk test; %100 rehberlik kuvveti (GF), %100 vücut ağırlığı desteği (BWS), ikinci test; % 80 GF, % 50 BWS, üçüncü test; %60 GF, %30 BWS) gerçekleştirildi. İki grubun ayrı ayrı üç test sonuçlarının karşılaştırmasında inme grubunun, oksijen tüketimi (VO2), karbondioksit üretimi (VCO2), tidal volüm (VT), nabız rezervi (HRR), saatte yakılan kalori (EEh), Borg dispne değerleri, kontrol grubunun VO2, VCO2, dakika ventilasyonu (VE), kalp atış hızı (HR), nabız rezervi (HRR), saatte yakılan kalori (EEh), Borg değerleri istatistiksel olarak anlamlı farklı idi. 3. test sonuçlarının, 1. ve 2. test sonuçlarından anlamlı derecede daha büyük olduğu görüldü. Sonuç olarak, bu çalışma azalan GF ve BWS değerlerinde robot yardımlı yürüyüşün hem subakut inmeli hastalarda hem de sağlıklı bireylerde yeterli kardiyometabolik ve enerji yanıtını oluşturabileceği göstermektedir. The aim of our study was to evaluate the effect of robot-assisted walking in different modalities on cardiorespiratory responses and energy consumption in subacute stroke patients. Our study consisted of 16 individuals between the ages of 18-65. In our study, individuals diagnosed by doctor with hemiplegia after unilateral ischemic or haemorrhagic stroke constitute the stroke group. Under these conditions, 8 subacute stroke individuals were included in the experimental group and 8 healthy individuals were included in the control group. Each participant tested on the Lokomat on the second day in three consecutive days in random sequence, with three tests (first test; 100% guiding strength (GF)) and 100% body weight support (BWS) second test; 80% GF, 50% BWS third test; 60% GF, 30% BWS) was achieved. In the comparison of the three test results of the two groups separately, the stroke group's oxygen consumption (VO2), carbon dioxide production (VCO2), tidal volume (VT), pulse reserve (HRR), calories burned per hour (EEh), Borg dyspnea values, control group’s VO2, VCO2, minute ventilation (VE), heart rate (HR), heart rate reserve (HRR), calories burned per hour (EEh), Borg values were statistically significantly different. It was seen that the 3rd test results were significantly greater than the 1st and 2nd test results. In conclusion, this study shows that robot-assisted walking can create adequate cardio-metabolic and energy response in both subacute stroke patients and healthy individuals with decreased GF and BWS values.Item Uzaktan eğitim alan üniversite öğrencilerinde uygulanan egzersiz eğitiminin etkinliği(Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2021) Küçük, Gizem; Durutürk, NeslihanÇalışmamızın amacı uzaktan eğitim döneminde üniversite öğrencilerinde telekonferans yoluyla uygulanan egzersiz eğitiminin fiziksel uygunluk, fiziksel aktivite düzeyi, yaşam kalitesi, anksiyete depresyon ve uyku kalitesi üzerine etkilerini incelemekti. Çalışmamızda 18-25 yaş arası 44 üniversite öğrencisi, rastgele olarak, egzersiz eğitim grubu ve kontrol grubu olarak iki eşit gruba ayrıldı. Egzersiz eğitimi grubuna sekiz hafta, haftada üç gün, telekonferans yoluyla ve bir fizyoterapist gözetiminde, postür egzersizleri, solunum egzersizleri ve stabilizasyon egzersizlerini içeren egzersiz eğitimi verildi. Kontrol grubuna ise çalışma öncesi ve sonrası değerlendirmeleri yapılıp, egzersizin önemi hakkında tek bir görüşme ile bilgilendirme yapıldı. Bireylerin esneklikleri; otur-uzan, lateral uzanma, sırt kaşıma testleri, kassal enduransları mekik, şınav, plank, sandalyade otur kalk testleri, kardiyovasküler enduransları; iki dakika adım testi ve dengeleri; flamingo denge testi ile değerlendirildi. Fiziksel aktivite düzeyleri; Uluslar Arası Fiziksel Aktivite Ölçeği, yaşam kalitesi; SF-36 Yaşam Kalitesi Ölçeği, anksiyete depresyon düzeyleri; Hastane Anksiyete Depresyon Anketi ve uyku kaliteleri Pittsburg Uyku Kalite İndeksi ile değerlendirildi. Çalışmanın sonucunda, eğitim grubunda esneklik, kassal endurans, denge, kardiyovasküler endurans, fiziksel aktivite düzeyleri, anksiyete depresyon, yaşam ve uyku kalitesinde istatistiksel olarak anlamlı bir gelişme görüldü (p<0,05). Kontrol grubunda ise flamingo denge testi ölçümleri (p<0,05) hariç, diğer ölçüm parametrelerinde anlamlı değişim görülmedi. Sonuç olarak üniversite öğrencilerinde telekonferans yöntemiyle uygulanan egzersiz eğitiminin güvenli ve uygulanabilir olduğu, ileriki çalışmalarda farklı popülasyonlar ve farklı şiddette egzersiz eğitimleriyle bu etkilerin incelenmesi gerektiği düşünülmektedir. Our study aimed to examine the effects of exercise training administered via teleconference on physical fitness, physical activity level, quality of life, anxiety, depression, and sleep quality in university students during the distance education period. In our study, 44 university students aged 18-25 were randomly divided into two equal groups: the exercise training and control groups. Exercise training including posture exercises, breathing exercises and stabilization exercises was given to the exercise training group for eight weeks, three days a week, via teleconference and under a physiotherapist's supervision. The control group was assessed before and after the study and informed about the importance of exercise with a single interview. The flexibility of individuals has been determined by sit-up, back-scratching, lateral reach tests; muscular endurance of individuals has been selected by sit-ups, push-ups, plank, sit and chair stand tests, the cardiorespiratory capacity of the individuals has been determined by two-minute step test, and balance of the individuals has been selected by flamingo balance test. Physical activity levels of individuals; International Physical Activity Scale, quality of life; SF-36 Quality of Life Scale, anxiety depression levels; The Hospital Anxiety Depression Questionnaire and sleep quality were evaluated with the Pittsburg Sleep Quality Index. As a result of the study statistically significant improvements were observed in the education group in flexibility, muscular endurance, balance, cardiovascular endurance, physical activity levels, anxiety, depression, quality of life and sleep quality (p<0,05). There was no significant change in other measurement parameters in the control group, except for flamingo balance test measurements (p <0.05). As a result, it is thought that exercise training applied by teleconference method is safe and feasible in university students and these effects should be examined with exercise training with different population and different intensities in future studies.Item Yüksek yoğunluklu hatha yoga eğitiminin sağlıklı adölesanlarda fiziksel uygunluk, solunum fonksiyonları, uyku ve yaşam kalitesi üzerine etkisi(Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2019) Güleç, Gülnihal; Durutürk, NeslihanAdölesanlarda yüksek yoğunluklu Hatha Yoga (HY) eğitiminin spesifik etkileri henüz netlik kazanmamıştır. Çalışmamızın amacı yüksek yoğunluklu HY eğitiminin sağlıklı adölesanlarda fiziksel uygunluk, solunum fonksiyonları, uyku ve yaşam kalitesi üzerine etkilerini incelemekti. Çalışmamızda 14-18 yaşları arasında, 28 kız adölesan, rastgele olarak, yoga eğitim grubu ve kontrol grubu olarak ikiye ayrıldı. Birinci gruba 8 hafta, haftada iki gün fizyoterapist gözetiminde, haftada bir gün ev programı olacak şekilde yüksek yoğunluklu HY eğitimi verildi. Diğer gruba herhangi bir egzersiz verilmedi. Bireylerin esneklikleri; otur-uzan, sırt kaşıma, lateral uzanma testleri, kassal enduransları; mekik, sandalyede otur kalk testleri, denge; süreli kalk yürü testi ile kardiyorespiratuar kapasite; artan hızda mekik yürüme testi ile solunum fonksiyonları; spirometre ile değerlendirildi. Yaşam kalitesi; Çocuklar için Yaşam Kalitesi Ölçeği, uyku kalitesi; Pittsburgh Uyku Kalitesi Ölçeği, anksiyete; Beck Anksiyete Ölçeği ile değerlendirildi. Çalışmanın sonucunda, yoga eğitim grubunda esneklik, kassal endurans, denge, artan hızda mekik yürüme test (AHMYT) sonucuna göre kalp atım hızı başlangıç ve bitiş değerlerinde, bacak yorgunluğu ve yürüme mesafesi ölçümlerinde, anksiyete, yaşam ve uyku kalitesinde istatistiksel olarak anlamlı bir gelişme olduğu saptandı (p<0.05). İki grup arasında fark değerlerinin de anlamlı derecede farklı olduğu görüldü (p<0.05). Solunum fonksiyon test sonucuna göre ise FEV1/FVC değeri dıĢında tüm ölçümlerde istatiksel olarak anlamlı sonuçlara varıldı (p<0.05). Kontrol grubunda ise FEV1 ve IC (p<0.05) dışında hiçbir sonuç ölçümünde anlamlı değişim görülmedi. Sonuç olarak adolesanlarda yüksek yoğunluklu HY‟nın güvenli ve uygulanabilir bir egzersiz modalitesi olduğu, ileriki çalışmalarda daha fazla olgu ile farklı hastalık gruplarında da bu etkilerin incelenmesi gerektiği düşünülmektedir. The specific effects of high-intensity Hatha Yoga (HY) training in adolescents have not yet been clarified. The aim of our study was to investigate the effects of high-density HY education on physical fitness, pulmonary function, sleep and quality of life in healthy adolescents. In our study, 28 female adolescents between the ages of 14-18 were randomly divided into two groups as yoga training and control groups. The first group received high-intensity HY training for 8 weeks, two days a week under the supervision of a physiotherapist and one day a week home program. The other group did not receive any exercise. Flexibility of individuals has been determined by sit-up, back scratching, lateral reach tests; muscular endurance of individuals has been determined by sit-ups, chair stand tests, balance of the individuals has been determined by time-up go test; the cardiorespiratory capacity of the individuals has been determined by incremental shuttle walking test and respiratory functions of the individuals has been determined by spirometry. Ouality of life has been determined by with the Quality of Life Scale for Children; their sleep quality has been determined by Pittsburgh Sleep Quality Scale; and their anxiety has been determined by Beck Anxiety Inventory. As a result of the study, flexibility, muscular endurance, balance, incremental shuttle walking test (AHMYT) results showed that there has been a significant statistically improvement in heart rate start and end values, leg fatigue and walking distance measurements, anxiety, sleep quality and quality of life in yoga training group. (p <0.05). The difference between the two groups was also significantly different (p <0.05). According to pulmonary function test results, statistically significant results were obtained in all measurements except for FEV1 / FVC (p <0.05). In the control group, no significant change has been observed in any outcome measure except FEV1 and IC (p <0.05). In conclusion, it is thought that high-density HY is a safe and feasible exercise modality in adolescents, and these effects should be examined in more cases and in different disease groups in future studies.