Browsing by Author "Bekiroğlu, Seval"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Item Evde bakım yaşlıların yaşam kalitesi ve kaygı düzeyinin incelenmesi: Ankara Büyükşehir Belediyesi örneği(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Yüksel, Elif Büşra; Bekiroğlu, SevalDünyada bakım desteğine ihtiyaç duyan yaşlı bireylerin sayısının her geçen gün artması ile birlikte yaşlılara yönelik bakım hizmetlerine olan ihtiyaç da önemli derece artmaktadır. Bu araştırmada, Ankara Büyükşehir Belediyesi örneğinde evde bakım hizmetleri alan yaşlıların yaşam kalitesinin ve kaygı düzeyinin incelenmesi amaçlanmıştır. Nicel araştırma deseni ile gerçekleştirilen bu çalışmanın araştırma örneklemini, 1 Mart - 30 Nisan 2021 tarihleri arasında Ankara Büyükşehir Belediyesi Yaşlı Hizmet Merkezinden evde bakım hizmeti alan ve araştırmaya katılmayı kabul eden 60 yaş üstü 103 yaşlı birey oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen Soru Formu, Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi Modülü (WHOQOL-OLD) ve Geriatrik Kaygı Ölçeği (GKÖ) kullanılmıştır. Elde edilen veriler SPSS 22 programı ile analiz edilerek yorumlanmıştır. Bu çalışmanın katılımcıları çoğunlukla ilkokul mezunu (%62,1) kadınlardan (%78,6) oluşmaktadır. Katılımcılar çoğunlukla (%38,8) kardiyolojik hastalıklara ve fiziksel hastalıklara (%23,3) sahiptir. Evde bakım hizmetlerinden en çok sağlık hizmetini (%44,7) alan katılımcıların tamamına yakını (%93,1) aldığı evde bakım hizmetlerinden memnundur. Bununla birlikte katılımcılar aldıkları evde bakım hizmetlerinin niteliğinin arttırılmasını, temizlik hizmetlerinin sıklaşmasını ve boş zamanlarını geçirebilecekleri merkezlerin açılmasını talep etmektedir. Katılımcıların yaşam kalitesi ve geriatrik kaygı düzeyi düşüktür. Gelir durumu ve eğitim düzeyi arttıkça bireylerin yaşam kalitesi de artmaktadır. Herhangi bir kronik hastalığa sahip olmayan katılımcıların yaşam kalitesi hastalığı olanlara göre daha yüksektir. Daha yaşlı, kalp hastalığı bulunan ve birileri ile birlikte yaşayan katılımcıların kaygı düzeyleri daha yüksektir. Temizlik hizmeti alan yaşlı bireylerin kaygı düzeyi daha yüksek iken psikolojik destek hizmeti alanların kaygı düzeyi daha düşüktür. Araştırma bulguları, sayısı gittikçe artan evde bakım hizmeti alan yaşlı bireylerin yaşam kalitesinin arttırılmasında ve kaygı düzeylerinin azaltılmasında Ankara Büyükşehir Belediyesi Yaşlı Hizmet Merkezi tarafından verilen evde bakım hizmetlerinin geliştirilmesinin önemini ortaya koymaktadır. With the increase in the number of elderly individuals in need of care support in the world, the need for care services for the elderly is also increasing significantly. In this study, it was aimed to examine the quality of life and anxiety level of the elderly who receive home care services in the example of Ankara Metropolitan Municipality. The research sample of this study, which was carried out with a quantitative research design, consisted of 103 elderly individuals over the age of 60 who received home care services from the Ankara Metropolitan Municipality Elderly Service Center between March 1 and April 30, 2021 and agreed to participate in the research. Questionnaire developed by the researcher, World Health Organization Quality of Life Module (WHOQOL-OLD) and Geriatric Anxiety Inventory (GQS) were used as data collection tools in the study. The data obtained were analyzed and interpreted with the SPSS 22 program. The participants of this study are mostly primary school graduates (62.1%) women (78.6%). Participants mostly (38.8%) had cardiological diseases and physical diseases (23.3%). Almost all of the participants (93.1%) who received the most health care services (44.7%) from home care services were satisfied with the home care services they received. In addition, the participants demand that the quality of home care services they receive should be increased, cleaning services should be more frequent and centers where they can spend their free time. The quality of life and geriatric anxiety level of the participants were low. As income and education level increase, the quality of life of individuals also increases. The quality of life of the participants who do not have any chronic disease is higher than those who have the disease. Participants who are older, have heart disease, and live with someone have higher anxiety levels. While the anxiety level of elderly individuals receiving cleaning service is higher, the anxiety level of those receiving psychological support services is lower. The research findings reveal the importance of improving the home care services provided by the Ankara Metropolitan Municipality Elderly Service Center in increasing the quality of life and reducing the anxiety levels of the elderly individuals who receive home care services.Item Palyatif bakım merkezleri kapsamında verilen psikososyal destek hizmetleri: Çalışanların gözünden nitel bir değerlendirme(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Kangalgil Balta, Gökben; Bekiroğlu, SevalPsikososyal destek hizmetleri, sağlığın psikososyal boyutunun bir gereği olarak palyatif bakım alanında önemli bir yer edinmektedir. Bununla birlikte ülkemizde, palyatif bakım alanında yapılan çalışmalar arasında merkezlerin sunduğu hizmetlerin genel olarak değerlendirildiği çalışmalar bulunmakla birlikte palyatif bakım kapsamında sunulan psikososyal destek hizmetleri özelinde gerçekleştirilen bir çalışmaya rastlanmamaktadır. Bu durum araştırmanın çıkış noktasını oluşturmaktadır. Buradan yola çıkılarak tasarlanan araştırmanın amacı ise yaşamı tehdit eden hastalığa sahip bireylere ve bu bireylerin yakınlarına palyatif bakım merkezleri aracılığıyla sunulan psikososyal destek hizmetlerinin bu hizmetleri sunan sosyal hizmet uzmanlarının ve psikologların deneyimlerinden yola çıkarak derinlemesine incelenmesidir. Nitel araştırma yöntemi ile tasarlanan araştırmada, palyatif bakım merkezleri kapsamında psikososyal destek hizmeti veren sosyal hizmet uzmanları ve psikologlardan oluşan toplam 18 katılımcı araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Yarı yapılandırılmış görüşme formu aracılığıyla elde edilen veriler kuramsal bilgiler ışığında içerik analizi yöntemiyle çözümlenerek yorumlanmıştır. Elde edilen veriler sonucunda, Palyatif Bakım Merkezinde Çalışma Deneyimi ve Palyatif Bakım Kapsamında Verilen Psikososyal Destek Hizmetleri araştırma bulgularının iki ana başlığını oluşturmuştur. Katılımcıların çoğu palyatif bakımı “son dönem/terminal dönem hastaların bakımı”, psikososyal desteği ise “bireylerin psikolojik ve sosyal bağlamda desteklenmesi” Ģeklinde tanımlamışlardır. Katılımcıların çoğunun palyatif bakım alanında eğitime sahip olmadıkları, bu noktada ülkemizde palyatif bakım alanına ilişkin eğitim konusunda eksiklikler olduğu görülmüştür. Eğitim eksikliğinin mesleki uygulamalarda eksikliklere, karıĢıklıklara ve katılımcılarda kendine güvensizlik sorununa neden olduğu anlaşılmıştır. Çalışma sistemlerine ilişkin sonuçlarda katılımcıların çoğunun palyatif bakım merkezlerinde konsültasyon yolu ile çalıştıkları, bu durumun katılımcıların hasta ve hasta yakınlarına ilişkin birçok bilgiye tam olarak hakim olamamalarına neden olduğu ve bu yönüyle gerçekleştirdikleri müdahalelerin etkililiğini olumsuz etkilediği ortaya çıkmıştır. Palyatif bakım sürecinde hasta ve hasta yakınlarının yaĢadıkları psikososyal sorunlarla ilgili olarak sosyal hizmet uzmanlarının bireyleri ihtiyaç duydukları hizmetlerle buluşturma ve bağlantılandırma boyutunda, psikologların ise psikolojik destek boyutunda daha aktif oldukları görülmüştür. Katılımcıların palyatif bakım merkezlerindeki mesleki uygulamalarını çalışma sistemlerinin el verdiği ölçüde gerçekleştirebildikleri fark edilmiştir. Katılımcıların palyatif bakım merkezleri kapsamında hizmet sunarken birçok güçlük yaşadıkları görülmüştür. Bu güçlükler sınıflandırıldığında; prosedüre ilişkin güçlükler, merkezlerin özelliklerine ve işleyişine ilişkin güçlükler, mesleki güçlükler ve hizmet alanlara ilişkin güçlükler olmak üzere dört alt tema ortaya çıkmıştır. Bütün bu güçlükler sunulan hizmetlerin etkililiğini olumsuz etkileyen faktörler olarak belirmiştir. Güçlüklerle baş etme yöntemlerine ilişkin sonuçlarda, üst makamlarla görüşmenin en çok başvurulan baş etme yöntemi olduğu anlaşılmıştır. Araştırma kapsamında; hizmetlerin içeriği, hizmetlerin önemi, hizmet sunumunda karşılaşılan güçlükler ve hizmetlerin geliĢtirilmesi gereken noktalarına iliĢkin katılımcıların belirttikleri görüşlerin palyatif bakım merkezlerinde sunulan psikososyal destek hizmetlerine ilişkin düzenlemelere katkıda bulunacağı düşünülmektedir. Psychosocial support services are crucial in the field of palliative care as a requirement of the psychosocial dimension of health. However, there is no study conducted specifically for psychosocial support services provided within the scope of palliative care in our country. This situation constitutes the starting point of the research. Based on this, the aim of the study is to examine in-depth the psychosocial support services offered to individuals with life-threatening diseases and their relatives through palliative care centers, based on the experiences of social workers and psychologists who provide these services. The study designed with qualitative research method, a total of 18 participants consisting of social workers and psychologists who provide psychosocial support within the scope of palliative care centers constituted the sample of the study. In addition to the interview technique, the data obtained through the semi-structured interview form using the e-mail data collection technique were analyzed and interpreted with the content analysis method in the light of theoretical knowledge. As a result of the obtained data, Working Experience in Palliative Care Center and Psychosocial Support Services Provided Within the Scope of Palliative Care constituted two main headings of the research findings. Most of the participants defined palliative care as “care of end-stage / terminal patients”, and psychosocial support as “supporting individuals in psychological and social context”. It has been understood that the lack of education causes deficiencies, confusion in professional practices and lack of self-confidence in the participants. In the results of the working systems, it was revealed that most of the participants worked through consultation in palliative care centers, which caused the participants not to have knowledge of many information about patients and their relatives, and in this respect, it negatively affected the effectiveness of their interventions. Regarding the psychosocial problems experienced by patients and their relatives during the palliative care process, it was observed that social workers were more active in bringing individuals together with the services they needed and psychologists in the psychological support dimension. It has been noticed that the participants can perform their professional practices in palliative care centers to the extent that their working systems allow. It was observed that the participants experienced many difficulties while providing services within the scope of palliative care centers. When these difficulties are classified, four subthemes emerged; procedural difficulties, difficulties regarding the characteristics and functioning of centers, occupational difficulties and difficulties regarding service users. All these difficulties appeared as factors that negatively affect the effectiveness of the services provided. In the results regarding the methods of coping with difficulties, it has been understood that meeting with higher authorities is the most used coping method. In the scope of the research it is thought that the opinions expressed by the participants regarding the content of the services, the importance of the services, the difficulties encountered in the service delivery and the points where the services need to be improved will contribute to the regulations regarding the psychosocial support services provided in palliative care centers.Item Şiddet maruziyeti olan Suriye uyruklu yetişkin erkeklerin psikolojik dayanıklılığı ve travma sonrası büyümesinin sosyal hizmet bakış açısıyla incelenmesi(Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Yıldız, Öykü; Bekiroğlu, SevalSosyal hizmet meslek ve disiplini; göç, toplumsal cinsiyet kalıp rolleri, şiddet ve şiddetin mikro/mezzo/makro boyuttaki etkileri gibi odak noktalarında ve olgularda müracaatçıların olumsuz yaşam deneyimleri ile baş etmelerinde ve yaşadıkları olumsuz deneyimler sonrası güçlenmelerinde etkin bir role sahiptir. Bununla birlikte ülkemizde göç alanında yapılan çalışmalarda toplumsal cinsiyet rollerinin erkeklik ve erkeklerin yaşadığı şiddet maruziyetinin yarattığı etkiler açısından incelendiği ve bu perspektiften ilgili sosyal hizmet müdahalelerinin neler olduğu ya da olması gerektiğine dair çalışmalara rastlanmamıştır. Bu durum çalışmanın çıkış noktasını oluşturmuştur. Bu çalışmada, Türkiye‘de yaşayan şiddet maruziyeti bulunan Suriye uyruklu yetişkin erkeklerin psikolojik dayanıklılığı ve travma sonrası büyümesi sosyal hizmet bakış açısıyla incelenmiştir. Nicel araştırma yöntemi ile gerçekleştirilen çalışmada genel tarama modellerinden birisi olan ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak sosyodemografik form, Connor&Davidson Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği (PDÖ) ve Travma Sonrası Büyüme Ölçeği (TSBÖ) kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini 1 Ekim – 1 Kasım 2021 tarihleri arasında, İzmir‘de şiddet maruziyeti bulunan erkeklere hizmet veren sivil toplum kuruluşlarından hizmet alan ve araştırmaya katılmayı kabul eden 159 şiddet maruziyeti bulunan Suriye uyruklu yetişkin erkek oluşturmuştur. Verilerin analizi IBM SPSS 25.0 istatistik paket programı kullanılarak yapılmıştır. Yaş ortalaması 32 yaş olan katılımcıların çoğunluğunun evli, çocuk sahibi, düşük sosyo-ekonomik düzey sahip, sosyal yardımlardan faydalanan, Türkiye‘ye 6-7 yıl önce gelen bireyler olduğu görülmüştür. Katılımcıların TSBÖ ve PDÖ puan ortalaması orta düzeydedir. Gelir durumu, engel ve kronik sağlık problemine sahip olma durumu ile TSBÖ puan ortalamaları arasında negatif yönde anlamlı ilişki gözlemlenmiştir. Eğitim durumu, göç esnasında maruz kalınan şiddetin tekilliği/çoğulluğu, Türkiye‘de şiddete maruz kalma durumu, Türkiye‘de maruz kalınan şiddetin tekilliği/çoğulluğu, şiddet sonrası tedaviye erişim ve destek alma durumu ile TSBÖ puan ortalamalası arasında pozitif yönde anlamlı ilişki görülmüştür. Sosyal yardımlardan faydalanma durumu, göç öncesi şiddete maruz kalma durumu ve göç öncesi maruz kalınan şiddetin tekillik/çoğulluk durumu ile PDÖ puan ortalamaları arasında negatif yönde anlamlı ilişkiye rastlanmıştır. Çalışmanın bulguları, şiddet maruziyeti bulunan Suriye uyruklu yetişkin erkeklerin şiddet deneyimleri ve bu deneyim üzerinden destek alma süreçlerinin toplumsal cinsiyet kalıp yargılarının yarattığı mevcut dinamikler üzerinden değerlendirilmesinin, erkeklerin psikososyal iyi oluş halinin sağlanması ve özelleşmiş müdahale bakışının oluşturulması açısından önemli olduğunu göstermektedir. Social work profession and discipline has an active role in the clients‘ coping with their negative life experiences and their empowerment after their negative experiences in focal points and cases such as migration, gender stereotypes, violence and the effects of violence in micro/mezzo/macro dimensions. However, in studies conducted in the field of migration in our country, no studies have been found that examine gender roles in terms of masculinity and the effects of exposure to violence experienced by men, and what the relevant social work interventions are or should be from this perspective. This situation formed the starting point of the study. In this study, the psychological resilience and post-traumatic growth of Syrian adult men living in Turkey who have been exposed to violence were examined from a social work perspective. The relational survey model, which is one of the general survey models, was used in the study carried out with the quantitative research method. Sociodemographic form, Connor & Davidson Resilience Scale (CD-RISC) and Post Traumatic Growth Scale (PTGI) were used as data collection tools in the study. The sample of the study consisted of 159 adult men of Syrian nationality who received services from non-governmental organizations serving men exposed to violence in Izmir between October 1 and November 1, 2021 and agreed to participate in the research. The analysis of the data was made using the IBM SPSS 25.0 statistical package program. The majority of the participants, whose average age is 32 years old, are married, have children, have a low socio-economic level, benefit from social assistance, and came to Turkey 6-7 years ago. The participants' post-traumatic growth and CD-RISC mean scores are moderate. A negative significant relationship was observed between income status, disability, and having a chronic health problem and the mean PTGI scores. A positive and significant relationship was observed between education level, singularity/multiple of violence exposed during migration, exposure to violence in Turkey, singularity/plural of violence exposed in Turkey, access to post-violence treatment and support, and the mean PTGI vi score. A negative and significant relationship was found between the status of benefiting from social assistance, exposure to violence before migration, singularity/pluralism of violence before migration, and CD-RISC score averages. The findings of the study show that it is important to evaluate the experiences of violence and the processes of receiving support based on the current dynamics created by gender stereotypes of Syrian adult men who have been exposed to violence, in terms of ensuring the psychosocial well-being of men and creating a specialized intervention perspective.