Repository logo
Communities & Collections
All of DSpace
  • English
  • العربية
  • বাংলা
  • Català
  • Čeština
  • Deutsch
  • Ελληνικά
  • Español
  • Suomi
  • Français
  • Gàidhlig
  • हिंदी
  • Magyar
  • Italiano
  • Қазақ
  • Latviešu
  • Nederlands
  • Polski
  • Português
  • Português do Brasil
  • Srpski (lat)
  • Српски
  • Svenska
  • Türkçe
  • Yкраї́нська
  • Tiếng Việt
Log In
New user? Click here to register.Have you forgotten your password?
  1. Home
  2. Browse by Author

Browsing by Author "Örücü, Deniz"

Filter results by typing the first few letters
Now showing 1 - 4 of 4
  • Results Per Page
  • Sort Options
  • No Thumbnail Available
    Item
    Çeşitliliğin yönetiminde toplumsal katılım temelli okul uygulamaları ve okul yöneticilerinin rolü: Bir durum çalışması
    (Başkent Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2023) Sezer, Yasemin; Örücü, Deniz
    Küreselleşme ile birlikte artan toplumsal, ekonomik, teknolojik ve kültürel değişimler, okullardaki çeşitliliğin artışını da beraberinde getirmiştir. İnsanlar arasında var olan çok sayıda bireysel farklılığı ve benzerliği temsil eden çeşitliliğin (Treven ve Treven, 2007) bir zenginlik olarak görülmesi, yaratıcılığı arttırmakta (Boehm ve Dwermann, 2015) ve aidiyet duygusunu geliştirmektedir (Martin ve Milliken, 1996). Eğitim kurumlarının, bu çeşitliliğe yönelik kapsayıcı bir tutum sergilemesi (Coronel, Gómez-Hurtado ve González-Falcón, 2018), okulların daha başarılı bir geleceğe taşınmasını sağlamaktadır (Bisschoff, Grobler, Loock, Mestry ve Moloi, 2006). Bu çalışmanın amacı, okullardaki çeşitliliğin yönetiminde toplumsal katılım temelli okul yönetimi uygulamaları ve okul yönetiminin bu kapsamdaki rollerini incelemektir. Okul yöneticilerinin çeşitliliği yönetme kapsamındaki rolleri, DeMatthews (2018)’in toplumsal katılım temelli sosyal adalet liderliği çerçevesine dayanarak çalışılmıştır. Bu amaç doğrultusunda, gerekli izinlerin alınarak, Ankara ili Polatlı ilçesinde görev yapmakta olan 3 okul yöneticisi, 10 öğretmen, 10 veli ve 10 toplum üyesi, araştırmaya gönüllü olarak katılmışlardır. Bu araştırmada, nitel araştırma yöntemlerinden biri olan “durum çalışması” kullanılmıştır. İlk aşamada yarı yapılandırılmış görüşme formu ile veriler toplanırken, ikinci aşamada ise okula ait metinler, belgeler, resimler, videolar, vb. içeren dokümanların analizi yapılmıştır. Görüşmeler ve doküman analizi sonucu toplanan verileri incelemek için içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen bulguların analizi sonucunda, sosyo-kültürel, aile özelliğinden kaynaklı ve bireysel olmak üzere üç tür çeşitlilik olduğu görülmüş ve en yaygın olan çeşitlilik türünün sosyo-kültürel çeşitlilik olduğu ortaya çıkmıştır. Çeşitlilik algısına yönelik yapılan çalışmada, çeşitliliğin avantajları ve dezavantajları analiz edilmiş, ancak katılımcılar arasında bulunan toplum üyeleri ve velilere göre, çeşitliliğin olumlu ya da olumsuz bir ifade taşımadığı belirtilmiştir. Çeşitlilik yönetme stratejileri hakkında sosyal adalet, aile katılımı ve toplum katılımı ile ilgili bulgular elde edilmiştir. Sosyal adalet sağlama konusunda okul yöneticileri ve öğretmenler, iletişim ile empati kavramlarına vurgu yapmışken; öğrenci velileri ve toplum üyeleri yardım kavramı üzerine odaklanmıştır. Aile katılımını sağlamak için aileler ile iletişim halinde olmanın ve etkinliklere velileri dâhil etmenin önemi vurgulanırken, toplum katılımı için etkinliklere okul çevresini dâhil etmenin gerekliliği belirtilmiştir. Yapılan çalışmada, toplum temelli okul yönetimi uygulamalarındaki avantajlar ve dezavantajlar ortaya konmuştur. Toplum katılımı, huzur ortamı sağlama ve okul idaresinin yükünü hafifletme konusunda bir avantaj olarak görülürken, çatışma ortamına neden olabilme ihtimali ve etkinlikler planlama konusunda uzun evrak sürecine sebebiyet vermesi nedeniyle dezavantaj olarak da algılanabilmektedir. Okul yöneticileri ve öğretmenler, velilerin okula karşı daha ilgili bir tutum sergilemeleri gerektiğini ifade ederken, toplum üyeleri ve ailelerin beklentileri ise daha adil ve duyarlı bir okul ortamıdır. Son olarak tüm katılımcılar çeşitliliği yönetmek için toplumsal katılım temelli okul yönetimi uygulamalarına yönelik etkinliklerin düzenlenmesi ve bu etkinliklere tüm paydaşların katılması konusunda hemfikir olduklarını ifade etmişlerdir. The social, economic, technological and cultural changes that have risen with globalization have brought about the increase in diversity of schools. Considering diversity (Treven & Treven, 2007), representing a large number of individual differences and similarities among people, as a wealth increases creativity (Boehm & Dwermann, 2015) and improves the sense of belonging (Martin & Milliken, 1996). The inclusive attitude of educational institutions towards this diversity (Coronel, Gómez-Hurtado, & González-Falcón, 2018) enables schools to move to a more successful future (Bisschoff, Grobler, Loock, Mestry, & Moloi, 2006). The aim of this study is to examine the community engaged school practices in the management of diversity in schools and the roles of school administrators in this context. The roles of school administrators within the scope of managing diversity have been studied based on DeMatthews (2018)'s framework, community engaged leadership for social justice. With this purpose, after obtaining the necessary permissions, 3 school administrators, 10 teachers, 10 parents and 10 community members, working in Polatlı district of Ankara, voluntarily participated in the research. In this study, "case study", as one of the qualitative research methods, was used. While data were collected with a semi-structured interview form in the first stage, documents like texts, pictures, videos, etc. belonging to the school were analysed in the second stage. Content analysis technique was used to analyze the data collected as a result of interviews and document analysis. As a result of the analysis of the findings obtained in the research, it has been seen that there were three types of diversity as socio-cultural, family-based and individual and it has been revealed that the most common type of diversity was sociocultural one. In the study on the perception of diversity, the advantages and disadvantages of diversity were analyzed, but it was stated that diversity did not have a positive or negative meaning according to the community members and parents among the participants. Findings on social justice, family involvement and community involvement were obtained about diversity management strategies. While school administrators and teachers emphasized the concepts of communication and empathy in providing social justice, parents of students and community members are focused on the concept of helping. It has been stated that while emphasizing the importance of keeping in touch with families and making parents involve in activities in order to ensure family participation, it is necessary to include the school environment in activities for community engagement. In the study, the advantages and disadvantages of community-based school management practices have been revealed. While community engagement is seen as an advantage in terms of providing a peaceful environment and relieving the burden of the school administration, it can also be perceived as a disadvantage due to the possibility of causing conflict and causing a long paperwork process in planning activities. Whereas school administrators and teachers state that parents should have more caring attitudes towards school, society members and families expect a fairer and more sensitive school environment. Finally, all participants stated that they agreed on organizing activities for school management practices based on social participation in order to manage diversity and on the participation of all stakeholders in these activities.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Kuram ve uygulama bağlamında okul-fakülte işbirliği sürecinin değerlendirilmesi
    (Başkent Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2022) Kalpakçıoğlu, Beril; Örücü, Deniz
    Eğitim fakültelerin nitelikli insan gücü yetiştirme, araştırma yaparak bilime katkı sağlama gibi görevlerinin yanı sıra, toplumun ihtiyaçlarına karşılık verme, bilgi üretme ve çeşitli kurumlarla işbirliği içinde olma gibi çok sayıda görevleri bulunmaktadır (Bayram ve Bozkuş, 2018). Aynı zamanda, okul-fakülte işbirlikleri kuram-uygulama arasındaki bağı güçlendirme potansiyeline de sahiptir (Kocadere ve Aşkar, 2013). Kuramları üreten akademisyenler ve onları okullarda uygulamaya geçiren eğitimcilerin işbirliği ile kendilerine uygun olan yöntemleri kullanarak daha verimli bir eğitim öğretim sürecinin olabileceği düşünülmektedir (Bozdoğan, 2018). Bu çalışmanın amacı; kuram ve uygulamada yansımaları bakımından eğitim fakülteleri ve okullar arasındaki işbirliklerinin ilgili paydaşların görüşleri yoluyla kapsamını ve durumunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda, Ankara ili Çankaya ve Etimesgut ilçelerinde görev yapmakta olan 6 öğretmen, 6 okul yöneticisi ve bir vakıf üniversitesinde görevli 6 akademisyen gerekli izinler alındıktan sonra araştırmaya gönüllü olarak katılmışlardır. Bu araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşme formu ile veriler toplanmış ve içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen bulguların analizi sonucunda, okul-fakülte işbirliğinin; hizmet içi eğitim, okul deneyimi ve öğretmenlik uygulaması dersi, danışman akademisyen uygulaması ve proje / araştırmalar ile yapıldığı ortaya çıkmıştır. Bu işbirliklerinin en çok akademik - mesleki gelişim ve okul-fakülte arasındaki bağ kapsamında katkı sağladığı ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda, akademisyenler tarafından verilen eğitimlerin, öğretmenler ve yöneticilerde motivasyon ve özgüven artışı sağladığı tespit edilmiştir. Ek olarak, bu işbirliklerinin okulun fiziksel imkanlarını iyileştirdiğine vurgu yapılırken, okul-fakülte işbirliklerinin araştırma çalışmalarını da arttırdığı sonucuna ulaşılmıştır. Öğretmen ve yöneticilerin cevapları doğrultusunda okul-fakülte işbirliği bağlamındaki sorunlar iletişim eksikliği, kuram-uygulama arasındaki kopukluk, stajyerlere ilişkin sorunlar ve iş yükü olarak açıklanmıştır. Benzer problemler akademisyenlerin cevaplarında da görülürken farklı sorunlara da değinilmiştir. Süreç içinde karşılaşılan tüm problemler, akademisyenler tarafından şu şekilde belirtilmiştir: okul ve eğitim fakültesi arasındaki iletişim eksikliği, kuram ve uygulama arasındaki kopukluk, okul-fakülte işbirliğinin ders ve proje bazında sınırlı kalması, okul deneyimi ve öğretmenlik uygulaması dersi içeriğinin yetersizliği, danışman akademisyen uygulamasının takip edilmemesi, topluma hizmet derslerinin verimsizliği ve iş yükü. Bu problemlerin çözülmesi için öğretmen ve yöneticiler beklentilerini, akademisyenlerin ve üniversite öğrencilerinin daha çok saha tecrübesi kazanmaları, akademisyenlerden mesleki ve akademik eğitim ve üniversitelerin işbirliği tekliflerine karşı olumlu tutum sergilemelerinin gerekliliği şeklinde belirtmişlerdir. Akademisyenlerin beklentileri ise, işbirliklerinin sürekliliği ve artması, okullardan işbirliği taleplerinin gelmesi, danışman akademisyen uygulamasının standardize edilmesi ve öğretmen uygulaması dersinin revize edilmesinin gerekliliği şeklindedir. Education faculties have many duties such as meeting the needs of society and cooperating with various institutions, in addition to their duties such as raising qualified people and contributing to science by research (Bayram ve Bozkuş, 2018). Also, school-faculty collaborations have the potential to strengthen the link between theory and practice (Kocadere ve Aşkar, 2013). It is thought that a more efficient education and educating process can be achieved by using the methods suitable for educators with the cooperation of the academicians who produce the theories and the educators who put them into practice in schools (Bozdoğan, 2018). The aim of this study is to determine the scope and status of cooperation between education faculties and schools in terms of reflections in theory and practice, through the opinions of relevant stakeholders. For this purpose, 6 teachers and 6 school administrators working in Çankaya and Etimesgut districts of Ankara province and 6 academicians working in a private university voluntarily participated in this study after obtaining necessary permissions. Qualitative research method was used. Data were collected with a semi-structured interview form and content analysis technique was used. According to the answers of the all participants, school-faculty collaborations are carried out through academic support, school experience and teacher practice course, advisor academic practice and projects/researches. It has been revealed that these collaborations contribute the most within the scope of academic-professional development and the link between school-faculty. In addition, the trainings given by the academicians have led to an increase in motivation and selfconfidence on teachers and administrators. Moreover, it is emphasized that these collaborations improve the physical facilities of the school, while it is stated that school-faculty collaborations also increased research studies. In line with the answers of teachers and administrators, problems in the context of school-faculty cooperation were explained as lack of communication, disconnection between theory and practice, problems related to interns, and workload. While it was noteworthy that similar problems were also present in the answers of the academicians, they also mentioned different problems. All the problems encountered during the process were stated by the academicians as follows: lack of communication, disconnection between theory and practice, limited collaborations on course and project basis, inadequacy of teacher practice course content, lack of follow-up of advisor academic practice, inefficiency and workload of community service courses. In order to solve these problems, teachers and administrators stated their expectations as the need for academics and university students to gain more field experience, and the need for academicians to have a positive attitude towards vocational and academic education and cooperation offers from universities. Academicians’ expectations are the continuity and increase of the cooperation, the cooperation requests from the schools, the standardization of the advisor academic practice and the necessity of revising the teacher practice course.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Özel ve resmi okul öncesi eğitim kurumları yöneticilerinin geri bildirim stratejilerinin incelenmesi
    (Başkent Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2020) Gülbaha, Gediz; Örücü, Deniz
    İnsanlar hayatları boyunca çeşitli örgütlerde yer alırlar. Bu örgütlerden biri ise okullardır. Okulların başarısını etkileyen faktörlerden biri yönetim diğeri ise iletişimdir. Çünkü iletişim aracılığıyla bireyler bilgi, duygu, düşünce ve tecrübe aktarımını sağlarlar. Eğitim hayatının temeli olan okul öncesi eğitim alanında iletişim sürecinin etkili olabilmesi, belirlenen hedef davranışlara ulaşabilmesi ve örgütleri başarıya götürebilmesi için ise geri bildirim vazgeçilemez bir unsurdur. Bu çalışmanın amacı, özel ve resmi okul öncesi eğitim kurumlarında görevli okul yöneticilerinin etkili iletişim süreçleri kapsamında geri bildirim stratejilerini incenlenmektir. Bu amaç doğrultusunda, okul öncesi eğitim kurumlarında görevli okul yöneticilerinin ve öğretmenlerin dönüt kavramı ile ilgili görüşlerinin ve uygulamalarının nasıl olduğunun bilinmesi ihtiyacından, Ankara ili Çankaya, Yenimahalle ve Etimesgut ilçelerinde görev yapmakta olan 11 okul yöneticisi ve 11 öğretmen gerekli izinler alındıktan sonra araştırmaya gönüllü olarak katılmıştır. Bu araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Kişisel bilgiler ve araştırmacı tarafından hazırlanmış olan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak veriler toplanmıştır. Araştırmacı tarafından yüz yüze yapılan görüşmelerin analizi için içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulguların analizi sonucunda okul öncesi eğitim kurumlarında çalışan okul yöneticileri ve öğretmenlerin geri bildirime ilişkin görüşlerinin olumlu, nötr ve olumsuz olduğu ve algılarının büyük oranda olumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Okullar iç ve dış çevreleriyle sürekli etkileşim halindedir. Eğitim yöneticileri iç paydaşlardan öğretmenlere, müdür yardımcılarına ve diğer personellerine geri bildirimde bulunmaktadır. Öğretmenlere eğitim öğretim faaliyetleri ile ilgili olarak “eğitim planları ve uygulamaları, özel gereksinimli öğrenciler, fiziksel ortamın düzenlenmesi, projeler, seminerler, toplantılar, eğitim denetimi” ve problemlerle ilgili geri bildirim verme ihtiyacı hissettikleri sonucuna ulaşılmıştır. Özel okul yöneticileri dış paydaşlardan velilere daha çok geri bildirim verirken resmi okullar İl-İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine daha sık geri bildirim verdikleri tespit edilmiştir. Yöneticilerin geri bildirim verme yöntemlerinin yazılı- resmi, sözlü- resmi olmayan ve sözsüz olduğu geri bildirim verirken kullandıkları dil ve yaklaşımın ise olumlu, olumsuz, yapıcı ve sorun çözülmezse alternatif stratejiler olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır. Geri bildirim verme sıklığının değiştiğini fakat sistematik aralıklarla geri bildirim vermedikleri, özel bir strateji ya da yöntem ise kullanmadıkları sonucuna varılmıştır. Yöneticilere göre geri bildirim sürecini kişilik, iletişim dili, okulun amaçları, konu, kişisel yakınlık ve mesleki geçmiş etkilerken öğretmenlere göre geri bildirimi kişilik ve kişisel yakınlığın etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Bu durum ise sosyal sermaye kuramı ile açıklanabilmektedir. Çünkü sosyal sermaye örgütte yaşanan duygular, hisler ve algıları barındırır. Böylelikle sosyal ağlar teorisi ile geri bildirim kavramı yakından ilişkilidir. Bunlara ek olarak, geri bildirim sürecini geliştirmek için yöneticilerin ve öğretmenlerin ortak beklentileri kişiliğe, mesleki yeterliliğe ve okul kültürüne yöneliktir. Çalışmanın sonuçları ağ bağlar, kültür ve takas kuramları ışığında tartışılmıştır.People contribute to various organizations throughout their lives. One of these organizations is school settings. Two significant factors affecting the success of schools is management and communication. While individuals communicate in order to transfer information, thoughts and experiences, feedback is an indispensable element of it. In order to be effective during the communication process within preschool education settings, which is the basis of educational life, to be able to reach to the intended aims and behaviours and for the success of organizations, feedback provided by the school principals in school management processes is significant. The aim of this study is to analyze and compare the feedback strategies of the school administrators working in private and public preschool education institutions within the scope of effective communication processes. In this research, qualitative research method was used. For this purpose, 11 administrators and 11 teachers, who are working in Ankara province Çankaya, Yenimahalle and Etimesgut districts, voluntarily participated after obtaining the necessary permissions. The study relied on the multiple data sources (teachers and adminitars) because of the need to know the opinions and the forms of practices of school administrators and teachers working in preschool education institutions about the concept of feedback. Data were collected through personal information forms and a semi-structured interview guide. Content analysis technique was utilized by the researcher in order to analyze the data from the interviews. The findings showed that the opinions of the school administrators and teachers working in preschool education institutions about the principals’ feedback strategies are positive, neutral and negative and their perceptions are mostly positive. Schools are constantly interacting with their internal and external environment. Training administrators convey feedback from internal stakeholders to teachers, to assistant directors and to other staff. The results demonstrated that they needed to give feedback to the teachers regarding instructional processes such as “education plans and practices, students with special needs, regulation of the physical environment, projects, seminars, meetings, training supervision” and problems. While private school administrators give more feedback to parents among the external stakeholders, it was determined that public school principals give feedback to Provincial-District National Education Directorates. The methods used by the school administrators while giving feedback are: written-formal, verbal-informal and non-verbal.The used language and approach are positive, negative, constructive and there are alternative strategies if the problem could not be solved. It was concluded that the frequency of giving feedback varies, but they do not give feedback systematically, and they do not use a specific strategy or method. It had been also concluded that according to the aministrators the feedback process was affected by personality, language of communication, school objectives, subject, personal intimacy and professional background, as for the teachers; personality and personal intimacy affect the feedback process. This situation can be explained by the Social Capital Theory. Because, social capital contains emotions, feelings and perceptions experienced in the organization. Thus, the theory of social networks and the concept of feedback are closely related to each other. In addition, the common expectations of administrators and teachers to improve the feedback process are related with the personality, professional competence and school culture. The results of the study had been discussed in the light of networking, culture and exchange theories.
  • No Thumbnail Available
    Item
    Sendikalaşmanın okul iklimine yansımalarına ilişkin okul yöneticileri ve öğretmen görüşleri
    (Başkent Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2021) Sosyal, Ercan; Örücü, Deniz
    İnsanlar gerek öğrencilik dönemlerinde olsun gerekse çalışma hayatında olsun çeşitli örgütlerde yer alırlar. Okullar ve eğitim kurumları da bu örgütlerden biridir. Okullardaki eğitimin başarısı okulun sağlıklı bir yapıda olmasına veya olmamasına göre değişiklik gösterebilmektedir. Sağlıklı bir okul ortamı yaratmada sağlıklı bir okul ikliminin varlığı da olmazsa olmaz bir parametredir. Çünkü başarılı bir okul ikliminin olduğu okullarda eğitim ve öğretim faaliyetleri daha motive bir şekilde ilerler ve bilgi aktarımı da daha kolay olur. Eğitim örgütlerinin başarısında ve bu başarının sürdürülebilir olmasında örgüt iklimi vazgeçilemez bir unsurdur. Sendikalar ve sendikal haklar da demokratik toplumların vazgeçilmez bir unsurudur. Sendikalardaki çeşitlilik demokrasideki farklı görüşlere yer verilmesi kavramı ile doğrudan ilişkisi bulunmaktadır. Sendikalar, çalışan haklarının ve bu haklarla ilgili demokrasi kavramının yaşam bulduğu önemli toplumsal örgütlenmelerden biridir. Eğitim çalışanları da üyesi oldukları bu sendikalarla isteklerini veya eleştirilerini daha geniş kitlelere ulaşatırabilmektedirler ve bu sendikalarının çalışmalarıyla eğitim adına daha güçlü kararlar alabilmektedirler. Okullarda eğitim sendikalarındaki çeşitlilik öğretmen hakları, öğrenci hakları, eğitimin önemi, eğitim adına alınan kararlar ve okul iklimi pek çok kavrama etki etmektedir. Bu araştırmanın amacı, sendikalaşmanın okul iklimine olan yansımalarını yöneticiler ve öğretmenlerin görüşüne göre incelemektir. Nitel araştırma yöntemi ile yapılan bu çalışmada tekli durum deseni kullanılmıştır. Bu sebeple Ankara’da en büyük okullardan biri olan resmi bir lisede bu araştırma yapılmıştır. Veriler, Ankara’da bu lisede çalışan 6 yönetici ve 14 öğretmenden elde edilmiştir. Araştırmadaki çalışma grubu maksimum çeşitlilik yöntemi ile belirlenmiştir ve verilerin toplanmasında yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda, öğretmen ve yöneticilerin liselerde sendikalaşmanın okul iklimine yansımalarına ilişkin görüşlerinin etkili, etkisiz ve nötr olduğu ve algılarının da büyük oranda çok etkili olmadığı ortaya çıkmıştır. Etkili görüşler altında sendikaların eğitim çalışanlarının özlük haklarını savunmaları yüksek oranda desteklenen görüşler altında yer almıştır. Bunun yanında sendikalaşmanın okuldaki dayanışma ve iş birliğini artırdığı da sonuçlar arasındadır. Etkisiz olarak gelen sonuçlardaki bulguların çoğu sendikalaşmanın okullarda siyasi bir yapı yarattığı, buna bağlı olarak okulda kişisel ve politik görüş ayrılıkları yarattığını işaret etmiştir. Neticesinde de liselerde sendikalaşmanın okul iklimine ilişkin yansımalarının çeşitlilik gösterdiği ortaya çıkmıştır. People take part in various organizations whether they are in their student years or in their working life. Schools and educational institutions are one of these organizations. The success of education in schools may vary depending on whether the school is in a healthy structure or not. The existence of a healthy school climate is an indispensable parameter in creating a healthy school environment because in schools where there is a successful school climate, education and training activities proceed in a more motivated way and knowledge transfer is easier. Organizational climate is an indispensable element in the success of educational organizations and their sustainability. Unions and union rights are also an indispensable element of democratic societies. Diversity in unions is directly related to the concept of giving place to different views in democracy. Unions are one of the important social organizations where employee rights and the concept of democracy related to these rights come to life. Education workers are also able to convey their requests or criticisms to wider masses with these unions of which they are members, and they can take stronger decisions about education with the work of these unions. The diversity in education unions in schools affects many concepts such as teacher rights, student rights, the importance of education, the decisions taken about education and the school climate. The aim of this research is to examine the reflections of unionization on the school climate according to the opinions of administrators and teachers. In this study, which was conducted with the qualitative research method, a single case design was used. For this reason, this research was conducted in an official high school, which is one of the largest schools in Ankara. The data were obtained from 6 administrators and 14 teachers working in this official high school in Ankara. The study group in the research was determined by the maximum diversity method and a semi-structured interview form was used to collect the data. As a result of the research, it has been revealed that the views of teachers and administrators on the reflections of unionization in high schools on the school climate are effective, ineffective and neutral, and their perceptions are largely not very effective. Under the effective views, the defense of the personal rights of the education workers by the unions took place under the highly supported views. In addition, it is among the results that unionization increases solidarity and cooperation at school. Most of the findings in the ineffective results indicated that unionization creates a political structure in schools, and accordingly creates personal and political disagreements at school. As a result, it has been revealed that the reflections of unionization in high schools on the school climate vary.

| Başkent Üniversitesi | Kütüphane | Açık Bilim Politikası | Açık Erişim Politikası | Rehber |

DSpace software copyright © 2002-2025 LYRASIS

  • Privacy policy
  • End User Agreement
  • Send Feedback
Repository logo COAR Notify