Browsing by Author "Çetin, Nuri"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Geriatrik hastalıklarda uyku bozuklukları ile ilişkili faktörler ve yaşam kalitesi üzerine etkileri(Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2013) Uzunkulaoğlu, Aslıhan; Çetin, NuriYaşlı hastalar çok çeşitli uyku bozuklukları açısından risk altındadırlar. Kronik uyku bozuklukları; duygu durumda bozulma, yaşam kalitesinde azalma, kaza risklerinde ve sağlık hizmetlerinden faydalanma talebinde artma ile ilişkilidir. Özellikle yaşlı popülasyonda yetersiz ve etkisiz uyku; önemli derecede artmış morbidite ve mortalite, azalmış yaşam kalitesi, artmış depresyon ve anksiyete oranları, denge ve ambulasyonda zorluk, düşme riski ve bakıcı ihtiyacının artması ile ilişkilidir. Bu yüzden bu bozukluk klinik dikkat ve araştırmayı gerektirmektedir. Bu çalışmadaki amacımız geriatrik hastalarda uyku bozuklukları ile ilişkili faktörleri saptamak, bunların yaşam kalitesi üzerine etkilerini incelemek, fiziksel fonksiyon, depresyon ve anksiyete semptomları, psikolojik iyilik ve psikofarmasötik alımı arasındaki ilişkileri gözlemlemektir. Çalışma 65 yaş üstü, mini mental test skoru 11’den fazla olan, fonksiyonel ambulasyon ölçeği 4 veya üzerinde olan 100 hasta üzerinde gerçekleşti. Ağır inme veya diğer nörolojik hastalık, ağır bilişsel bozukluk, ağır psikiyatrik bozukluğu olan hastalar dışlandı. Hastalar uyku problemleri olan ve olmayan olarak iki gruba ayrıldı. Medical Outcomes Study uyku skalası (MOS-SS) ile bireylerin uyku durumları değerlendirildi. Geriatrik depresyon ölçeği ile depresif duygu durum belirlemesi yapıldı. Charlson komorbidite indeksine göre komorbidite düzeyleri belirlendi. SF-36 anket formu ile de yaşam kaliteleri değerlendirildi. Çalışma grubumuzda bireylerin %48’inde uyku bozukluğu saptadık. Geriatrik bireylerde uykuyu etkileyeceği düşünülen faktörler bir arada değerlendirildiğinde sadece SF-36 mental sağlık skoru istatiksel olarak anlamlı bulundu. Elderly patients are at risk for a variety of sleep disorders. Chronic sleep disorders are linked to impaired mood, reduced quality of life, increased risk of accidents and increased rates of health care utilization. Inadequate and ineffective sleep are related with significantly increased morbidity and mortality, reduced quality of life, increased depression and anxiety, difficulty in balance and ambulation, an increased risk of falling and increased potential for the need of a caregiver especially in elderly population. Therefore, this disorder merits clinical attention and research. Our aim is to determine the factors related with sleep disorders in geriatric patients and their effect on quality of life, and observe the relationship between physical function, depression and anxiety semptoms, psychological well-being and psychopharmaceutical intake. The study included 100 patients who were over 65 years old and their mini mental test examination score were more than 11 points and functional ambulation scale score were 4 or more points. Patients who have severe stroke or other neurological disorder, severe cognitive impairment and psychiatric disorder were excluded. Patients were divided into two groups with and without sleep problems. Sleep state was asssessed with Medical Outcomes Study Sleep Scale (MOS-SS). Depressive mood was determined by geriatric depression scale. Comorbidity levels were determined by the Charlson comorbidity index. Quality of life was assessed using the Short Form- 36 Heart Survey (SF- 36). In our study we determined sleep disorders in %48 of individuals. When factors thought to affect sleep were evaluated together in geriatric individuals, only SF-36 mental health score was statistically significant.Item Ultrasonografi eşliğinde yapılan subakromiyal steroid enjeksiyonu ile körleme yapılan subakromiyal steroid enjeksiyonu etkililiğinin karşılaştırılması(Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2017) Akbari, Najibeh; Çetin, NuriOmuz ağrısının en sık sebebi subakromiyal sıkışma sendromudur (SASS). Birçok çalışma ile SASS’ta steroid enjeksiyonunun faydası gösterilmiş olsa da enjeksiyon yeri ve enjeksiyonun uygulanış yöntemi açısından çalışmalar arasında farklılıklar bulunmaktadır. Bizim çalışmamızın amacı SASS hastalarında ultrason (US) eşliğinde yapılan steroid enjeksiyonunun klinik iyileşme, ağrı, fonksiyonel durum açısından körleme omuz steroid enjeksiyonu ile karşılaştırmak, hangi uygulamanın daha etkin ve güvenilir olduğuna karar vermektir. SASS tanılı toplam 29 hasta 2 gruba randomize edildi: 14 hastaya US eşliğinde subakromiyal steroid enjeksiyonu (US eşliğinde enjeksiyon grubu - UEE), 15 hastaya da körleme subakromiyal steroid enjeksiyonu yapıldı (körleme enjeksiyon grubu - KE) KE grubunda 1 hasta takibi bıraktı. Enjeksiyon öncesi ve 4 hafta sonrasında vizüel analog skala (VAS), aktif fleksiyon eklem hareket açıklığı (EHA), aktif abdüksiyon EHA, Constant- Murley skoru ve Disability of the Arm, Shoulder, Hand (DASH) skoru elde edildi. VAS skoru KE grubunda başlangıçta 8,5 (4-10), enjeksiyondan 4 hafta sonra 2 (1- 7) (p=0,001), UEE grubunda başlangıçta 9 (4-10), enjeksiyondan 4 hafta sonra 1 (1-7) (p=0,001) olarak saptandı. Gruplar arasında VAS skoru değişimi açısından anlamlı farklılık yoktu. Aktif fleksiyon EHA; KE grubunda başlangıçta 140 (70-165), enjeksiyondan 4 hafta sonra 170 (140-180) (p=0,001), UEE grubunda başlangıçta 150 (80-170), enjeksiyondan 4 hafta sonra 180 (130-180) (p=0,001) olarak saptandı. Gruplar arasında aktif fleksiyon EHA değişimi açısından anlamlı farklılık yoktu. Aktif abdüksiyon EHA; KE grubunda başlangıçta 130 (70-160), enjeksiyondan 4 hafta sonra 170 (140-180) (p=0,001), UEE grubunda başlangıçta 150 (80-170), enjeksiyondan 4 hafta sonra 180 (135-180) (p=0,001) olarak saptandı. Gruplar arasında aktif abdüksiyon EHA değişimi açısından anlamlı farklılık yoktu. Constant-Murley skoru KE grubunda başlangıçta 37 (13-80), enjeksiyondan 4 hafta sonra 85 (53-97) (p=0,001), UEE grubunda başlangıçta 39 (19-73), enjeksiyondan 4 hafta sonra 95 (49-100) (p=0,001) olarak saptandı. Gruplar arasında Constant-Murley skoru değişimi açısından anlamlı farklılık yoktu. DASH skoru KE grubunda başlangıçta 117 (62-141), enjeksiyondan 4 hafta sonra 51 (31-83) (p=0,001), UEE grubunda başlangıçta 110 (45-145), enjeksiyondan 4 hafta sonra 35 (30-86) (p=0,001) olarak saptandı. Gruplar arasında DASH skoru değişimi açısından anlamlı farklılık yoktu. Her iki grupta da enjeksiyondan 4 hafta sonra yapılan tüm klinik değerlendirme parametrelerinde anlamlı iyileşme saptandı. Her iki grupta da enjeksiyon sonrasında herhangi bir yan etki gözlenmedi. Sonuç olarak SASS hastalarında subakromiyal körleme steroid enjeksiyonu ile US eşliğinde enjeksiyon arasında klinik değerlendirme parametreleri açısından anlamlı farklılık saptanmadı. Bu sebeple subakromiyal steroid enjeksiyonu yapılırken US kullanımının gereksiz olduğunu düşünüyoruz. The most common cause of shoulder pain is subacromial impingement syndrome (SIS). Although many studies have demonstrated the benefit of steroid injection in SIS, there are differences between studies in terms of injection site and method of administration of the injection. The aim of our study is to compare ultrasound-guided subacromial steroid injections and blind subacromial steroid injections in terms of clinical improvement, pain and functional status and to decide which application is more effective and safe. A total of 29 patients with SIS were randomized into 2 groups: 14 patients received a subacromial steroid injection with ultrasound guidance (US-guided group - UGG), and 15 patients received a subacromial steroid injection without ultrasound guidance (blind group - BG). One patient lost to follow up in BG. The visual analog scale (VAS), active flexion range of motion (ROM), active abduction ROM, Constant-Murley score and Disability of the Arm, Shoulder, Hand (DASH) score were obtained before the injection and at 4 weeks after the injection. The VAS score decreased from 8,5 (4-10) before the injection to 2 (1-7) at 4 weeks after the injection in the BG (p=0,001) and from 9 (4-10) to 1 (1-7) in the UGG (p=0,001). The decrease in the VAS score was not significantly different between the groups. Active flexion ROM increased from 140 (70-165) before the injection to 170 (140-180) at 4 weeks after the injection in the BG (p=0,001), and from 150 (80-170) to 180 (130-180) in the UGG (p=0,001). The increase in the active flexion ROM was not significantly different between the groups. Active abduction ROM increased from 130 (70-160) before the injection to 170 (140-180) at 4 weeks after the injection in the BG (p=0,001), and from 150 (80-170) to 180 (135-180) in the UGG (p=0,001). The increase in the active abduction ROM was not significantly different between the groups. The Constant-Murley score increased from 37 (13-80) before the injection to 85 (53-97) at 4 weeks after the injection in the BG (p=0,001), and from 39 (19-73) to 95 (49-100) in the UGG (p=0,001). The increase in the Constant- Murley score was not significantly different between the groups. The DASH score decreased from 117 (62-141) before the injection to 51 (31-83) at 4 weeks after the injection in the BG (p=0,001) and from 110 (45-145) to 35 (30-86) in the UGG (p=0,001). The decrease in the DASH score was not significantly different between the groups. In both groups, significant improvement was observed in all clinical evaluation parameters performed 4 weeks after injection. No side effects were observed in both groups after injections. In conclusion, there were no significant differences in clinical evaluation parameters between blind subacromial steroid injections and ultrasound-guided injections in SIS patients. For this reason, we think that ultrasound use is unnecessary when subacromial steroid injection is performed.