Başkent Üniversitesi Makaleler
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11727/13096
Browse
2 results
Search Results
Item Yetişkinlerde D Vitamini ve Elektrolitlerin Depresyon ile Olan İlişkisinin İncelenmesi(Başkent Üniversitesi, 2020-08-30) Karakaş,Elif; Aksoydan,Emine; Türker, Perim FatmaAmaç: Depresyon dünya genelinde yaygın psikiyatrik bir bozukluktur. Depresyon etiyolojisinde birbirleriyle ilişkili birçok faktör rol almaktadır. Yetersiz ve dengesiz beslenme, vitamin ve mineral eksiklikleri depresyon için risk faktörleri arasında sayılmakta ve D vitamini ile sodyum, potasyum, kalsiyum gibi başlıca diyetsel elektrolitlerin dengesizlikleri depresyonun biyolojik sebepleri arasında kabul edilmektedir. Bu çalışma, yetişkin bireylerde serum D vitamini, sodyum, potasyum ve kalsiyum düzeyleri ile depresyon durumu arasındaki ilişkinin araştırılması amacıyla yürütülmüştür. Gereç ve Yöntem: Çalışma Kastamonu Devlet Hastanesi dahiliye polikliniğine başvuran, gönüllü olarak çalışmaya katılmayı kabul eden, yaşları 18-64 yıl arasında olan bireyler üzerinde yürütülmüştür. Çalışmada bireylere depresyon durumunu değerlendirmek amacıyla Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) ve demodrofik özellikleri, yaşam tarzı alışkanlıkları, hastalıklarına ilişkin bilgileri tespit etmek amacıyla anket formu uygulanmıştır. Bireylerin beslenme durumları ile ilgili bilgiler 24 saatlik besin tüketim kaydı ile saptanmıştır. Bireylerin antropometrik ölçümleri ve vücut bileşim analizi alınmıştır. Biyokimyasal bulgular bireylerin dosyalarındaki bulgulardan kaydedilmiştir. Bulgular: Bireylerin yaş ortalaması 33.89 ±10.07 yıl (BDÖ ≥17:33.65±10.47 yıl, BDÖ <17:34.02±9.91 yıl) olarak belirlenmiştir. BDÖ ≥17 grubunda 31 kadın, 10 erkek olmak üzere toplam 41 kişi, BDÖ <17 grubunda ise 51 kadın, 26 erkek olmak üzere toplam 77 kişi bulunmaktadır. Çalışmaya katılan bireylerin 25-Hidroksi Vitamin D (25-OH Vitamin D) ortalama değeri BDÖ ≥17 grubu için 13,79±7.83 ng/mL, BDÖ <17 grubu için 12.14±9.18 ng/mL’dir. İki grup arasındaki farklılığın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı bulunmuştur (p>0.05). Her iki grupta sodyum, potasyum, kalsiyum değerleri ortalamasının referans aralıklar içinde olduğu belirlenmiş ve gruplar arası farklılık istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p>0.05). Kan parametrelerinden serum hemoglobin (Hb) ve hematokrit (Hct) düzeyleri açısından iki grup arasındaki istatistiksel farkların anlamlı olduğu saptanmıştır (p<0.05). Sonuç: Çalışamaya katılan bireyler BDÖ puanlarına göre iki gruba ayrılıp, serum D vitamini, sodyum, potasyum, kalsiyum düzeyleri incelendiğinde gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olmadığı bulunmuştur.Item Diyabetik Hastaların Beslenme Alışkanlıkları ve Bilgi Düzeylerinin Metabolik Kontrolle İlişkisinin Değerlendirilmesi(Başkent Üniversitesi, 2016-12-30) Özdemir, Merve; Kocamış,Rabia Nur; Coşkun,Yasemin; Karakaya, Rahime Evra; Aksoydan,EmineAmaç: Diyabet hastalarının beslenme alışkanlıkları ve diyetleriyle ilgili bilgi düzeyleri, hastaların metabolik kontrollerini etkilemektedir. Bu çalışma Tip 2 diyabetli hastaların beslenme alışkanlıklarının ve diyetleriyle ilgili bilgi düzeylerinin metabolik kontrolle ilişkisini değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışma Ankara Atatürk Hastanesi ENDOTEM Kliniğine gelen toplam 205 Tip 2 diyabetli hasta ile yürütülmüştür. Hastaların sosyo-demografik özellikleri, beslenme alışkanlıkları, beslenme bilgi düzeyleri ve antropometrik ölçüm bilgileri anket formu aracılığı ile toplanmış, hastane kayıtlarından da glikozillenmiş hemoglobin A1c değerleri kaydedilmiştir. Bulgular: Çalışmaya katılanların %68.8'i (141 kişi) kadın, %31.2'si (64 kişi) erkektir. Yaş ortalaması 54.1±11.0’dır. Kadınların beden kütle indeksi ortalaması (BKİ) (32.18±6.19 kg/m2) erkeklerden (28.75±4.31 kg/m2) yüksek bulunmuştur. Beden kütle indeksi en yüksek olan grubun metabolik kontrol göstergelerinden biri olan hemoglobin A1c düzeyleri en yüksek bulunmuştur. Cinsiyet, yaş ve meslek grupları ile beden kütle indeksi ortalamaları arasında anlamlı ilişki saptanmıştır. Normal ağırlıkta olan hastaların beslenme bilgi düzeyleri diğer gruplara göre en yüksek düzeydedir. Sonuç: Diyabet hastalarında tedaviye uyum, beslenme durumu ve tıbbi beslenme tedavisi hakkındaki bilgi düzeyi metabolik kontrolü etkileyerek yaşam kaliteleri üzerinde olumlu bir katkı sağlamaktadır. Özellikle yüksek İnsülinin diyabet hastalarında kötü metabolik kontrolle ilişkili olduğunun saptandığı bu çalışmanın sonucunda; hastaların beslenme bilgi düzeylerini arttıracak girişimlerle daha iyi yaşam kalitesi hedeflenmesi gerektiği ortaya çıkmıştır.