Çeşitliliğin yönetiminde toplumsal katılım temelli okul uygulamaları ve okul yöneticilerinin rolü: Bir durum çalışması
Abstract
Küreselleşme ile birlikte artan toplumsal, ekonomik, teknolojik ve kültürel değişimler, okullardaki çeşitliliğin artışını da beraberinde getirmiştir. İnsanlar arasında var olan çok sayıda bireysel farklılığı ve benzerliği temsil eden çeşitliliğin (Treven ve Treven, 2007) bir zenginlik olarak görülmesi, yaratıcılığı arttırmakta (Boehm ve Dwermann, 2015) ve aidiyet duygusunu geliştirmektedir (Martin ve Milliken, 1996). Eğitim kurumlarının, bu çeşitliliğe yönelik kapsayıcı bir tutum sergilemesi (Coronel, Gómez-Hurtado ve González-Falcón, 2018), okulların daha başarılı bir geleceğe taşınmasını sağlamaktadır (Bisschoff, Grobler, Loock, Mestry ve Moloi, 2006). Bu çalışmanın amacı, okullardaki çeşitliliğin yönetiminde toplumsal katılım temelli okul yönetimi uygulamaları ve okul yönetiminin bu kapsamdaki rollerini incelemektir. Okul yöneticilerinin çeşitliliği yönetme kapsamındaki rolleri, DeMatthews (2018)’in toplumsal katılım temelli sosyal adalet liderliği çerçevesine dayanarak çalışılmıştır. Bu amaç doğrultusunda, gerekli izinlerin alınarak, Ankara ili Polatlı ilçesinde görev yapmakta olan 3 okul yöneticisi, 10 öğretmen, 10 veli ve 10 toplum üyesi, araştırmaya gönüllü olarak katılmışlardır. Bu araştırmada, nitel araştırma yöntemlerinden biri olan “durum çalışması” kullanılmıştır. İlk aşamada yarı yapılandırılmış görüşme formu ile veriler toplanırken, ikinci aşamada ise okula ait metinler, belgeler, resimler, videolar, vb. içeren dokümanların analizi yapılmıştır. Görüşmeler ve doküman analizi sonucu toplanan verileri incelemek için içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen bulguların analizi sonucunda, sosyo-kültürel, aile özelliğinden kaynaklı ve bireysel olmak üzere üç tür çeşitlilik olduğu görülmüş ve en yaygın olan çeşitlilik türünün sosyo-kültürel çeşitlilik olduğu ortaya çıkmıştır. Çeşitlilik algısına yönelik yapılan çalışmada, çeşitliliğin avantajları ve dezavantajları analiz edilmiş, ancak katılımcılar arasında bulunan toplum üyeleri ve velilere göre, çeşitliliğin olumlu ya da olumsuz bir ifade taşımadığı belirtilmiştir. Çeşitlilik yönetme stratejileri hakkında sosyal adalet, aile katılımı ve toplum katılımı ile ilgili bulgular elde edilmiştir. Sosyal adalet sağlama konusunda okul yöneticileri ve öğretmenler, iletişim ile empati kavramlarına vurgu yapmışken; öğrenci velileri ve toplum üyeleri yardım kavramı üzerine odaklanmıştır. Aile katılımını sağlamak için aileler ile iletişim halinde olmanın ve etkinliklere velileri dâhil etmenin önemi vurgulanırken, toplum katılımı için etkinliklere okul çevresini dâhil etmenin gerekliliği belirtilmiştir. Yapılan çalışmada, toplum temelli okul yönetimi uygulamalarındaki avantajlar ve dezavantajlar ortaya konmuştur. Toplum katılımı, huzur ortamı sağlama ve okul idaresinin yükünü hafifletme konusunda bir avantaj olarak görülürken, çatışma ortamına neden olabilme ihtimali ve etkinlikler planlama konusunda uzun evrak sürecine sebebiyet vermesi nedeniyle dezavantaj olarak da algılanabilmektedir. Okul yöneticileri ve öğretmenler, velilerin okula karşı daha ilgili bir tutum sergilemeleri gerektiğini ifade ederken, toplum üyeleri ve ailelerin beklentileri ise daha adil ve duyarlı bir okul ortamıdır. Son olarak tüm katılımcılar çeşitliliği yönetmek için toplumsal katılım temelli okul yönetimi uygulamalarına yönelik etkinliklerin düzenlenmesi ve bu etkinliklere tüm paydaşların katılması konusunda hemfikir olduklarını ifade etmişlerdir.
The social, economic, technological and cultural changes that have risen with globalization have brought about the increase in diversity of schools. Considering diversity (Treven & Treven, 2007), representing a large number of individual differences and similarities among people, as a wealth increases creativity (Boehm & Dwermann, 2015) and improves the sense of belonging (Martin & Milliken, 1996). The inclusive attitude of educational institutions towards this diversity (Coronel, Gómez-Hurtado, & González-Falcón, 2018) enables schools to move to a more successful future (Bisschoff, Grobler, Loock, Mestry, & Moloi, 2006). The aim of this study is to examine the community engaged school practices in the management of diversity in schools and the roles of school administrators in this context. The roles of school administrators within the scope of managing diversity have been studied based on DeMatthews (2018)'s framework, community engaged leadership for social justice. With this purpose, after obtaining the necessary permissions, 3 school administrators, 10 teachers, 10 parents and 10 community members, working in Polatlı district of Ankara, voluntarily participated in the research. In this study, "case study", as one of the qualitative research methods, was used. While data were collected with a semi-structured interview form in the first stage, documents like texts, pictures, videos, etc. belonging to the school were analysed in the second stage. Content analysis technique was used to analyze the data collected as a result of interviews and document analysis. As a result of the analysis of the findings obtained in the research, it has been seen that there were three types of diversity as socio-cultural, family-based and individual and it has been revealed that the most common type of diversity was sociocultural one. In the study on the perception of diversity, the advantages and disadvantages of diversity were analyzed, but it was stated that diversity did not have a positive or negative meaning according to the community members and parents among the participants. Findings on social justice, family involvement and community involvement were obtained about diversity management strategies. While school administrators and teachers emphasized the concepts of communication and empathy in providing social justice, parents of students and community members are focused on the concept of helping. It has been stated that while emphasizing the importance of keeping in touch with families and making parents involve in activities in order to ensure family participation, it is necessary to include the school environment in activities for community engagement. In the study, the advantages and disadvantages of community-based school management practices have been revealed. While community engagement is seen as an advantage in terms of providing a peaceful environment and relieving the burden of the school administration, it can also be perceived as a disadvantage due to the possibility of causing conflict and causing a long paperwork process in planning activities. Whereas school administrators and teachers state that parents should have more caring attitudes towards school, society members and families expect a fairer and more sensitive school environment. Finally, all participants stated that they agreed on organizing activities for school management practices based on social participation in order to manage diversity and on the participation of all stakeholders in these activities.