Genç yetişkinlerin algıladıkları ebeveyn ilişkileri tarzlarının ve bağlanma stillerinin romantik ilişkilerdeki öznel iyi oluş düzeylerini yordamadaki rolünün incelenmesi
Abstract
Bu araştırmanın amacı; 18-35 yaş aralığındaki genç yetişkinlerin algıladıkları ebeveyn ilişki tarzlarının ve bağlanma stillerinin romantik ilişkilerde öznel iyi oluşu yordama düzeyinin incelenmesidir. Araştırma, 125 erkek, 225 kadın olmak üzere toplamda 350 genç yetişkinle yürütülmüştür. Araştırmanın verileri Algılanan Ebeveyn İlişkisi Ölçeği, Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri (YİYE-1) ve Romantik İlişkilerde Öznel İyi Oluş Ölçeği kullanılarak elde edilmiştir. Ayrıca katılımcıların demografik bilgilerine ulaşmak amacıyla kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Araştırmanın bağımlı değişkeni olan romantik ilişkilerde öznel iyi oluş düzeyi demografik değişkenler kapsamında incelendiğinde; romantik ilişkilerde öznel iyi oluş düzeyinin cinsiyete göre farklılaşmadığı; 26-35 yaş aralığındaki katılımcıların ise daha yüksek düzeyde romantik ilişkilerde öznel iyi oluş düzeyine sahip oldukları sonucu elde edilmiştir. Bağımlı değişkenin alt boyutlarına bakıldığında, evli olan katılımcıların ilişki doyumlarının daha yüksek olduğu ve eğitim düzeyi lise olan katılımcıların aileye olmaya karar vermede daha fazla güçlük yaşadıkları saptanmıştır. İlişki süresi değişkeni kapsamında, ilişki süresi 0-12 ay olan katılımcıların daha güçlü bir partner iletişimine sahip oldukları; ayrıca baba eğitim düzeyinin bağımlı değişken ile anlamlı olarak farklılaşmadığı, anne eğitim düzeyinin ise katılımcıların partnerlerine zaman ayırma düzeylerine etki ettiği belirlenmiştir. Regresyon analizi sonuçlarına göre, katılımcıların annenin babaya karşı ilgisiz olduğuna dair sahip olunan algının ve bağlanma stillerinin romantik ilişkilerde öznel iyi oluş düzeylerini anlamlı olarak yordadığı görülmüştür. Bulgular alanyazın ışığında tartışılmış ve ileride yapılacak çalışmalar için önerilerde bulunulmuştur.The purpose of this study is to investigate the levels of perceived parental relationship styles and attachment styles among young adults aged 18-35 and their prediction of subjective well-being in romantic relationships. The research was conducted with a total of 350 young adults, consisting of 125 males and 225 females. Data for the study were obtained using the Perceived Parental Relationship Scale, the Experiences in Close Relationships Inventory (ECRI-1), and the Subjective Well-Being in Romantic Relationships Scale. Additionally, a personal information form was used to collect demographic information from the participants. When examining the dependent variable of subjective well-being in romantic relationships in terms of demographic variables, it was found that the level of subjective well-being in romantic relationships did not differ significantly by gender, but participants between the ages of 26-35 had higher levels of subjective well-being in romantic relationships. Regarding the sub-dimensions of the dependent variable, it was found that married participants had higher relationship satisfaction, and participants with a high school education experienced more difficulties in deciding to form a family. Concerning the variable of relationship duration, participants with a relationship duration of 0-12 months had stronger partner communication. Additionally, the father's education level did not significantly differ in relation to the dependent variable, while the mother's education level was found to influence the participants' levels of allocating time to their partners. According to the results of the regression analysis, participants' perceptions of maternal indifference towards paternal care and attachment styles significantly predicted their levels of subjective well-being in romantic relationships. The findings were discussed in light of the literature, and recommendations for future studies were provided.