Menopoz dönemindeki kadınların fitoöstrojen içerikli beslenme durumunun osteoporoz riski ve yaşam kalitesi üzerindeki etkisinin incelenmesi
Abstract
Bu çalışma menopoz dönemindeki kadınların fitoöstrojen içerikli bazı besinleri tüketme durumuna göre osteoporoz riskleri ve yaşam kaliteleri arasındaki ilişkiyi incelemek için yapılmıştır. Çalışma Aralık 2021-Şubat 2022 tarihleri arasında, sosyal medya üzerinden çalışmaya katılmaya gönüllü olan 40-60 yaş arası osteoporoz tanısı almamış 116 kadın ile yürütülmüştür. Bireylere, demografik özellikleri, sağlık durumları ve beslenme alışkanlıkları ve menopozal özellikleri ile ilgili sorular, çevrimiçi anket yöntemiyle uygulanmıştır. Bireylerin 20 fitoöstrojen içerikli besin için besin tüketim sıklığı ve aylık tüketim miktarları alınmıştır. Fitoöstrojen besinler literatürdeki sınıflandırmaya göre fitoöstrojen alt besin gruplarına ayrılmıştır. Bireylerin osteoporoz riski BBORS (Birinci Basamakta Osteoporoz Risk Skalası), yaşam kaliteleri (Menopoza Özgü Yaşam Kalitesi Ölçeği) ve Depresyon Stres Anksiyete (DASS-21) ölçeği ile değerlendirilmiştir. Katılımcıların yaş ortalaması 52.53±4.86 yıl, menopoz yaşı ortalaması 46.66±4.7 yıldır. Bireylerin BKİ ortalaması 25.93±4.35 kg/m² ‘dir. Bireylerin BBORS Risk puanı 20.89±4.31 ile hafif risk sınıfındadır. Bireylerin en sık ve fazla miktarda tükettikleri fitoöstrojen içerikli besinler; domates, çay ve elmadır (sırasıyla 103.22±70.51 gr/gün, 82.59±24.11 ml/gün, 63.23±39.57 gr/gün). Bu çalışmada bireylerin fitoöstrojen içerikli besinlerden lahana tüketiminin MÖYKÖ vazomotor alt alan puanı ile, keten tohumu tüketiminin, cinsel alt alan puanı ile, yeşil fasulye ve üzüm suyu tüketiminin fiziksel alt alan puanı ile pozitif yönde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkisi olduğu bulunmuştur (r= 0.263, r = 0.215, r= 0.242, r= 0.200) (p<0.05). Bireylerin günlük brüksel lahanası tüketim miktarı ile osteoporoz riski arasında istatistiksel olarak anlamlı negatif yönde bir ilişki belirlenmiştir (r=-0.278) (p<0.05). Bezelye tüketim miktarı ile DASS-21 ölçeği alt boyut puanlarından olan anksiyete arasında istatistiksel olarak anlamlı pozitif yönde bir ilişki bulunmuştur (r=0.2018) (p<0.05). Bireylerin MÖYKÖ alt boyut puanlarından olan, vazomotor alan puanı ile lignan içerikli besinlerin tüketim miktarları arasında istatistiksel olarak anlamlı düşük düzeyde pozitif yönlü bir ilişki saptanmıştır (r=0.275) (p<0.05). Bireylerin fitoöstrojen besin grupları ile DASS-21 ve BBORS ölçekleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (p>0.05). Bireylerin, BKİ, yaş, ara ve ana öğün sayıları ile BBORS puanı arasında istatistiksel olarak anlamlı negatif yönlü bir ilişki tespit edilmiştir (p<0.05). Bu çalışmada katılımcıların, MÖYKÖ ve DASS-21 ölçekleri arasında anksiyete ve cinsel alan puanı hariç anlamlı pozitif yönde bir ilişki bulunmuştur (p<0.05). Sonuç olarak fitoöstrojen içerikli besinlerin tüketim durumunun, menopoza özgü yaşam kalitesi ve osteoporoz riski üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığı sonucuna varılmıştır. Fitoöstrojen içerikli besin sayısının fazlalığı, fitoöstrojenlerin menopoz, osteoporoz ve diğer hastalıklarla ilişkileri hakkında sonuçların tutarsız olması sebebiyle bu konuda daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.
This study was conducted to examine the relationship between osteoporosis risks and quality of life in menopausal women according to their consumption of some phytoestrogen-containing foods. The study was conducted with 116 women aged 40-60 years who were not diagnosed with osteoporosis and volunteered to participate in the study via social media between December 2021 and February 2022. Questions about demographic characteristics, health status and nutritional habits and menopausal characteristics were applied to individuals by online questionnaire method. Food consumption frequency and monthly consumption amounts were taken for 20 phytoestrogen-containing foods of individuals. Phytoestrogen foods are divided into phytoestrogen sub-food groups according to the classification in the literature. Individuals' risk of osteoporosis was evaluated with BBORS (Osteoporosis Risk Scale in Primary Care), quality of life (Menopause-Specific Quality of Life Scale) and Depression Stress Anxiety (DASS-21) scale. The mean age of the participants was 52.53±4.86 years, and the mean age of menopause was 46.66±4.7 years. The mean BMI of the individuals participating in the study was 25.93±4.35 kg/m². Participants' BBORS Risk score of 20.89±4.31 is in the mild risk class. Phytoestrogen-containing foods that the participants consume most frequently and in large amounts; tomatoes, tea, and apples (103.22±70.51 g/day, 82.59±24.11 ml/day, 63.23±39.57 g/day). In this study, it was found that the consumption of cabbage, which is a phytoestrogen-containing food, was positively correlated with the vasomotor sub-area of the MENQOL, the consumption of flaxseed with the sexual sub-area score, and the consumption of green beans and grape juice with the physical sub-area score (r= 0.263, r = 0.215, r= 0.242, r= 0.200) (p<0.05). A statistically significant negative correlation was found between the daily consumption of brussels sprouts and the BBORS scale of the individuals participating in the study (r=-0.278) (p<0.05). A statistically significant positive correlation was found between the amount of pea consumption of the participants and the anxiety, which is one of the sub-dimension scores of the DASS-21 (r= 0.2018) (p<0.05). Statistically significant between the participants' vasomotor area scores, which are the sub-dimension scores of MENQOL, and the amount of containing lignan nutrients consumption. A low level of positive correlation was found (r=0.275) (p<0.05). There was no statistically significant relationship between the phytoestrogen food groups of the participants and the DASS-21 and BBORS scales (p>0.05). When the relationship between the number of main meal and snacks and the BBORS score was examined, a statistically significant negative relationship was found between BMI, age, the number of main meals and the number of snacks (p<0.05). A significant positive correlation was found except for the sexual area score (p<0.05). As a result, the phytoestrogen conten.t It was concluded that the consumption of foods with high nutritional value did not have a significant effect on the menopause-specific quality of life and osteoporosis risk. More studies are needed on this subject due to the high number of phytoestrogen-containing foods and the inconsistent results about the relationship of phytoestrogens with menopause, osteoporosis, and other diseases.