Acil serviste pulmoner emboliye bağlı sağ ventrikül disfonksiyonunun bir göstergesi olarak kan basıncı indeksi
Özet
Sıklıkla derin bacak venlerinden kaynaklı bir pıhtının pulmoner damarları kısmi ya da
tam olarak oklüde etmesi sonucu oluşan pulmoner embolinin morbidite ve mortalitesi
yüksektir. 2014 ESC kılavuzuna göre yapılan sınıflandırmada hemodinamik durum anstabil
olduğunda “yüksek riskli”, stabil olduğunda “yüksek riskli olmayan” şeklinde
sınıflandırılmaktadır. Yüksek riskli olmayan grupta ise sağ ventrikül disfonksiyonu varsa
“orta riskli” yok ise “düşük riskli” olarak ayrım vardır. Yapılan bu sınıflandırmaya göre
tedavi ve tanı stratejileri değişmektedir. Sağ ventrikül yetmezliğini belirlemede
ekokardiyografi kullanılır. Ekokardiyografinin operatör bağımlı olması ve her zaman
ulaşılabilir olmaması sağ ventrikül disfonksiyonu göstermede yeni basit, erişilebilir ve ucuz
yöntemler aranmaya başlanmasına sebebiyet vermektedir.
Bu çalışmada, Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi erişkin acil servisinde Nisan
2011-Aralık 2017 yılları arasında bilgisayarlı tomografi pulmoner anjiyografi kullanılarak
pulmoner emboli tanısı alan hastaların retrospektif olarak inceledik. Tüm olguların yaş,
cinsiyet, sigara kullanımı, ek hastalıklar, kan basıncı değerleri, semptomlar, kan basıncı
değerleri, bilgisayarlı tomografi pulmoner anjiyografi ve ekokardiyografi sonuçları, tedavi
durumlarını inceledik. Bu değişkenler ile sağ ventrikül disfonsiyonu, yeni bir parametre olan
kan basıncı indeksi ve mortalite arasındaki ilişkiyi araştırdık.
Çalışma kapsamına toplamda 138 hastayı dâhil ettik. Hastaların ortanca yaşı 72 (23),
%58,7’si kadındı. Ekokardiyografi sonuçlarına göre 45 hastada sağ ventrikül disfonsiyonu
(RVD-sağ ventrikül dilatasyonu, sistolik işlev bozukluğu, TAPSE ≤17 mm) saptadık.
Hastaların ilk bakılan sistolik kan basıncına diyastolik kan basıncını oranlayarak kan basıncı
indeksini (KBİ) hesapladık. RVD gelişen hastalarda KBİ 1,68 (0,46), RVD gelişmeyen
hastalarda 1,78 (0,36) idi. İstatistiksel analiz sonucunda RVD olan ve olmayan iki grup
arasında BPI yönünden (p=0,050) istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptamadık. Erken
mortalite gözlenen ve gözlenmeyen gruplar arasında KBİ yönünden de anlamlı fark
saptamadık (p=0,102). Sonuç olarak kan basıncı indeksi ve sağ ventrikül yetmezliği
arasındaki ilişkiyi belirlemek için daha fazla araştırılma yapılmasına ihtiyaç vardır.
Pulmonary embolism is usually caused by a clot originating from deep veins in the
legs which partially or completely occludes pulmonary vessels and has a high morbidity and
mortality rate. 2014 ESC guide classifies unstable hemodynamic state as “high risk” and
stable hemodynamic state as “non-high risk”. Non-high risk group patients can be divided
into two- those with right ventricular dysfunction present are classified as “medium risk
group” and those without RVD classified as “low risk group”. Treatment and diagnosis
strategies change according to this classification. Echocardiography is used to detect right
heart failure. Due to echocardiography being operator-dependant and unavailable at times
started the search for new cheaper, more accessible and more basic methods to identify right
ventricle failure.
For our study, we retrospectively screened the data of patients who were diagnosed
with pulmonary embolism with the use of computer tomography pulmonary angiography,
during the period of April 2011 and December 2017, in Başkent University Ankara Hospital
emergency service. Patients’ age, sex, tobacco use, presence of other diseases, blood pressure,
CT results, pulmonary angiography and echocardiography results and treatment progress is
taken into consideration. These variables are also taking into consideration in relation to right
ventricular dysfunction, with blood pressure index as a new parameter and its relation with the
mortality of the patients.
A total of 138 patients were included with a median age of 72(23) and 58.7% of which
were women. According to echocardiography results; 45 patients were diagnosed with right
ventricular failure (RVD- Right ventricle dilatation, systolic dysfunction, TAPSE ≤17 mm).
Patients’ first systolic and diastolic pressure was measured and blood pressure index (BPI)
was calculated. In patients with RVD, BPI was calculated as 1.68 (0.46) and in patients
without RVD, BPI was calculated as 1.78 (0.36). There were statistically no difference
between the group with RVD and without RVD in relation to BPI (p=0.050). There were also
statistically no difference between the group with early mortality and without early mortality
(p=0.102). In conclusion, further studies need to be conducted to determine the relation
between BPI and right ventricular failure.