Show simple item record

dc.contributor.advisorÖzçay, Figen
dc.contributor.authorM.A. Warasnhe, Figen
dc.date.accessioned2024-10-09T13:30:37Z
dc.date.available2024-10-09T13:30:37Z
dc.date.issued2023
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11727/12351
dc.description.abstractGiriş Progresif familiyal intrahepatik kolestaz (PFİK), safra akışının bozulmasıyla karakterize edilen heterojen kalıtsal bozukluklar grubudur ve farklı klinik fenotipler, başlangıç yaşı ve ilerleme paterni gösterir. Tıbbi ve cerrahi tedavi yöntemlerine rağmen hastaların çoğunda son dönem karaciğer hastalığı gelişmekte ve karaciğer nakli gerekmektedir. Kolestatik karaciğer hastalıklarından PFİK çocukluk çağı karaciğer nakillerinin %10-15’ini oluşturmaktadır. İnatçı kaşıntı ile yaşam kalitesinin bozulması, büyüme geriliği, karaciğer yetmezliği, portal hipertansiyon, hepatopulmoner sendrom ve hepatosellüler karsinom PFİK hastalarında başlıca karaciğer nakli endikasyonlarıdır. Genel olarak PFİK hastalarında hasta ve greft sağkalımı açısından olumlu sonuçlar bildirilmiştir. PFİK 1, 2 ve 3 hastalarında karaciğer naklinin sonuçları hakkında geniş bir literatür varken, yeni tanımlanan PFİK varyantlarında nakil sonuçlarına ilişkin göreceli bir veri eksikliği vardır. Gereç ve yöntem Ocak 2001- Eylül 2023 tarihleri arasında Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi’nde çocukluk yaş grubunda 321 hastaya karaciğer nakli yapıldı. Genetik olarak PFİK tanısı alan 30 (%10.7 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların dosyaları retrospektif olarak incelenerek nakil endikasyonları, sonrasında karşılaşılan sorunlar ve prognoz araştırıldı. Bulgular PFİK genetik tanısı ile karaciğer nakli yapılan 30) çocuk hasta [PFİK1 (n=5), PFİK2 (n=12), PFİK3 (n=12), PFİK4 (n=1)] çalışmaya dahil edildi. Çalışmamızda akrabalık oranı %76.7 idi ve vakaların %40'ında ailede PFİK öyküsü vardı. Başvuru yakınmalarından sarılık ve kaşıntı tüm hastalarımızda görülmüştür. Büyüme geriliği hematom ve tekrarlayan burun kanamaları diğer başvuru yakınmalarıydı. Karaciğer nakli endikasyonları; inatçı kaşıntı, bozulmuş yaşam kalitesi, büyüme geriliği, dekompanze kronik karaciğer yetmezliği ve hepatoselüler karsinomdu. (HSK). Beş (%16,6) hastada HSK rapor edildi [PFİK2 (n=2), PFİK3 (n=2), PFİK4 (n=1)]. Tüm PFİK1 hastalarında nakil sonrası greft steatozu gelişti. Bir hastada PFİK2 rekürrensi saptandı. 30 hastadan üçü (%10) nakil sonrası kaydedildi. [PFİK1 (n=1), PFİK2 (n=1) ve PFİK3 (n=1)]. PFİK1 hastalarında nakil öncesi büyüme geriliği ve boy kısalığı PFİK2 ve PFİK3 hastalarına göre daha belirgindi. Nakilden sonra PFİK1 hastalarının boy büyümesinin ve ağırlık artışının yaşıtlarını yakalamadığı görüldü. PFİK1 hastalarının 1 5 ve 10 yıllık yıllık sağkalım oranı %100, %75, %75 ve 5 ve 10 yıllık greft sağkalım oranı %80 idi. PFİK2 hastaların 1, 5, 10 ve 15 yıllık sağkalım oranı %90 idi ve 1, 5, 10 ve 15 yıllık greft sağkalım oranı %81.5 idi. PFİK3 astaların 1 ve 5 yıllık sağkalım oranları %100 ve 10 yıllık hasta sağkalım oranı %80 ve 1, 5 ve 10 yıllık greft sağkalım oranı %91.7 idi. Tüm PFİK grubunda bir, 5 ve 10 yıllık greft sağkalım oranı %85,9 iken, 1, 5 ve 10 yıllık hasta sağkalım oranları sırasıyla %96,3, %91,2 ve %83,6 idi. Sonuç PFİK hastalarının tedavisinde karaciğer nakli etkin bir tedavi yöntemidir ve olumlu uzun vadeli sonuçlar ve yüksek sağkalım oranları ile ilişkilidir. PFİK1 hastalarında ekstrahepatik bulguların devam etmesi veya kötüleşmesi olumsuz nakil sonuçarlarına neden olur; bu nedenle PFİK1 hastaları greft steatozu ve kronik diyare alevlenmesi açısından yakından takip edilmelidir. PFİK2, PFİK3 ve PFİK4 hastaları yüksek HSK gelişme riski nedeniyle yakından izlenmelidir. Objectives Progressive familial intrahepatic cholestasis (PFIC) is a constellation of heterogenous inherited disorders thar are characterized by impaired bile flow. These disorders display heterogenous clinical phenotypes, onset, presentation and disease progression patterns. Despite medical and surgical management modalities, most of the patients develop end stage liver disease that necessitates liver transplantation. Intractable pruritus, failure to thrive, impaired quality of life, decompensated chronic liver failure, and hepatocellular carcinoma are the main indications for liver transplantation in PFIC patients. Favorable liver transplantation outcomes in terms of patient and graft survival were reported in PFIC patients. While there is an ample literature about liver transplantation outcomes in PFIC1, 2, and 3 patients, there is a relative paucity of data regarding liver transplantation outcomes in newly emerging PFIC variants. Materials and methods A total number of 321 pediatric patients underwent liver transplantation between January 2001 to September 2023 at Başkent University Ankara Hospital. Thirty (10.7%) children with genetically confirmed PFIC who underwent liver transplantation were included in the study. Patients data was retrospectively collected from patients records and hospital registry system. Results A total of 30 PFIC patients [PFIC1 (n=5), PFIC2 (n=12), PFIC3 (n=12), and PFIC4 (n=1)] were included. PFIC patients presented 10.7% of the liver transplantation cases in our center. Consanguinity rate in our cohort was 76.7% and positive family history of PFIC was 40%. Patients in our study typically presented with jaundice, pruritus, failure to thrive and hepatosplenomegaly. Some of PFIC2 and PFIC3 patients in our cohort presented with clinical manifestations of coaugulopathy. Three (60%) of PFIC1 patients had pretransplant chronic diarrhea that persisted after liver transplantation. Liver transplantation indications in our cohort were intractable pruritus, impaired quality of life, failure to thrive, decompensated chronic liver failure, and hepatocellular carcinoma (HCC). HCC was reported in five (16.6%) patients in our cohort [PFIC2 (n=2), PFIC3 (n=2), PFIC4 (n=1)]. All PFIC1 patients developed posttransplant graft steatosis during their follow up. PFIC2 recurrence was reported in one patient. Mortality rate was 10% [ PFIC1 (n=1), PFIC2 (n=1), and PFIC3 (n=1)] . Failure to thrive and short stature were more prominent compared to PFIC2 and PFIC3 patients. There was no improvement in weight and height SD values in PFIC1 patients after liver transplanttion. One-year patient survival rate in PFIC1 patients was 100% while 5- and 10-year survival rate was 75%; 5-, and 10-year graft survival rate was 80%. For PFIC2 patients, 1- and 5- and 10-year survival rate was 90%; 1-, 5-, 10-year graft survival rate was 81.5%. 1- and 5-year patient survival rate in PFIC3 patients was 100% while 10-year survival rate was 80%; 1-, 5-, 10-year graft survival rate was 91.7%. The overall 1-, 5-, and 10-year graft survival rate was 85.9%. The overall 1-, 5-, and 10-year patient survival rates in our cohort were 96.3%, 91.2% and 83.6%, respectively. Conclusion Liver transplantation is an effective treatment for PFIC patients with satisfactory long-term survival rates and outcomes. Extrahepatic manifestations are associated with poor transplantation outcomes in PFIC1 patients; thus, patients should be closely followed up for graft steatosis and exacerbation of chronic diarrhea. PFIC2, 3, and 4 patients should be closely monitored for HCC development.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.publisherBaşkent Üniversitesi Tıp Fakültesi
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectKolestatik karaciğer hastalıklarıen_US
dc.subjectprogresif familiyal intrahepatik kolestazen_US
dc.subjectkaraciğer naklien_US
dc.titleÇocukluk çağında progresif familyal intrahepatik kolestaz tanısı ile izlenen ve karaciğer nakli yapılan hastaların retrospektif değerlendirilmesien_US
dc.typespecialistThesisen_US


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record