Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorSaka, Mendane
dc.contributor.authorÇetin, Sevan
dc.date.accessioned2019-01-08T11:29:26Z
dc.date.available2019-01-08T11:29:26Z
dc.date.issued2018
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11727/2976
dc.description.abstractNon alkolik yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD), patogenezi tam olarak anlaşılamayan, kompleks ve multifaktöriyel bir hastalıktır. Hastalığın patogenezi, genetik polimorfizm, çevresel faktörler ve barsak mikrobiyotasının değişimini içeren kompleks bir süreci içermektedir. Hastalığın tedavisinde, yaşam tarzı değişiklikleri ve fiziksel aktivitenin artırılması birincil hedefler arasındadır. Bu çalışmada, yüksek yağlı diyetle beslenen sıçanlarda probiyotik kullanımının karaciğer yağlanması ve metabolik endotoksemi üzerine etkisi incelenmiştir. Çalışmada 24 adet Spraque Dawley türü sıçan kullanılmış ve hayvanlar 3 gruba ayrılmıştır. Kontrol grubuna standart purifiye yem, diğer iki gruba sırasıyla, yüksek yağlı yem + plasebo (NaCl oral 1 damla) ve yüksek yağlı yem + probiyotik Lactobasillus rhamnasus GG (1x10⁹ cfu/1 damla) 16 hafta süresince verilmiştir. Bu süre sonunda sıçanların kan örnekleri alınmış, mezenterik, perirenal ve gonadal yağ dokusu miktarları ölçülmüş ve histopatoloji için karaciğer dokusu çıkartılmıştır. Grupların serum AST düzeyleri karşılaştırıldığında istatistiksel farklılık önemli bulunmuş (p<0.05), en yüksek serum AST düzeyi yüksek yağlı yem + plasebo alan grupta saptanmıştır. Grupların ortalama serum ALT düzeyleri arasındaki fark anlamlı bulunmuş (p<0.05), en düşük ALT düzeyi kontrol grubunda, en yüksek, yüksek yağlı yem + probiyotik alan grupta bulunmuştur. Gruplar arasında, kolesterol, TNF-α, CRP ve LPS düzeyleri açısından istatistiksel olarak önemli bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Sıçanların AST, ALT, kolesterol ve CRP değerleri ile LPS düzeyleri arasında bir ilişki bulunmamıştır. Gruplar arasında karaciğer ağırlığı, perirenal ve mezenterik yağ miktarı ortalamaları arasındaki fark önemli (p<0.05). Gruplar arasında histopatojik incelemede, kontrol grubunda steatoz negatif, yüksek yağlı yem + plasebo alan grupta % 62,5 ve yüksek yağlı yem + probiyotik alan grupta % 12.5 oranında hepatosteatoz+hepatosellüler balonlaşma (1 hayvan) bulunmuştur. Sonuç olarak, yüksek yağlı diyet ile oluşturulan karaciğer yağlanmasına probiyotik desteğinin koruyucu etkisi histopatolojik olarak gösterilmiş ancak karaciğer enzimleri, inflamatuvar belirteçler ve metabolik endotoksin üzerindeki etkisi tam olarak gözlenmemiştir. Non alkolik yağlı karaciğer hastalığında probiyotik kullanımının önerilebilmesi için hem doz hem de suş açısından daha fazla çalışmaya gereksinim duyulmaktadır. Non alcoholic fatty liver disease (NAFLD) is a complex and multifactorial disease, it’s pathogenesis is not fully understood. The pathogenesis of disease is involves a complex process, genetic polymorphism, enviromental factors and change of intestinal microbiota. Lifestyle changes and physical activity are primary goals in the treatment. In this study, the effect of probiotic use on the fatty liver and metabolic endotoxemia in rats fed with high fat diet was invsetigated. Sprague Dawley rats (n=24) were used in this study and animals were divided into 3 groups. The control group received standard purified feed, the other two groups respectively, receieved high fat feed+plasebo (1 drop of NaCl), high fat feed+probiotic Lactobasillus r. GG (1x10¹⁰ cfu/ 1 drop) for 16 weeks. At the end of the period, blood samples were taken from rats, mesenteric, perirenal, gonadal fat tissue levels were measured and the liver was removed for the histopathology. When the serum AST levels of groups were compared, statistical difference was found as significant, the highest level was found in high fat feed+plasebo group. The difference between the mean serum ALT levels of groups was found be significant and lowest ALT level was found in the control, the highest level high fat feed+probiotic group. There was no statistical difference between groups, cholesterol, TNF-α, CRP and LPS level (p>0.05). There was no correlation between LPS with AST, ALT, cholesterol and CRP levels (p>0.05). The difference between in gropups, mean of liver weight, perirenal and mesenteric fat content was significant (p<0.05). At the histopathological examination of the groups revealed steatosis negative in control group, 62.5 % of in high fat feed+plasebo group and 12.5% hepatosteatosis + hepatocellular balloning in high fat feed+probiotic group (1 animal). As a result, the protective effect of supplementation with probiotics on high fat diet induced fatty liver was demonstrated as histopathologically but its effects on liver enzymes, inflamatory markers and metabolic endotoxemia has not been fully demonstrated. In order to recommend of the use probiotics in NAFLD, more researches are needed in terms of both dose and strain.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.publisherBaşkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsüen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectProbiyotiken_US
dc.subjectEndotoksinen_US
dc.subjectNon alkolik yağlı karaciğeren_US
dc.subjectYüksek yağlı diyeten_US
dc.titleYüksek yağlı diyet ile beslenen sıçanlarda, probiyotik kullanımının karaciğer yağlanması ve metabolik endotoksemi üzerine etkisien_US
dc.typedoctoralThesisen_US


Bu öğenin dosyaları:

Thumbnail

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster