Show simple item record

dc.contributor.advisorKavalcı, Cemil
dc.contributor.authorFındık, Meliha
dc.date.accessioned2017-06-09T07:35:12Z
dc.date.available2017-06-09T07:35:12Z
dc.date.issued2016
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11727/2562
dc.description.abstractPulmoner emboli sık karşılaşılan kardiyovasküler acillerden biridir. PE özgül bir klinik tablo ile ortaya çıkmadığı için tanısının konulması güçtür ve gözden kaçabilir(1). Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yaşlı nüfus hızla artmaktadır, bunun sonucu olarak da acil servislerde PE ve venöz tromboemboli daha sık görülmektedir. Aynı zamanda son yıllarda, tanı yöntemlerindeki gelişmeler de PE tanı sıklığını arttırmıştır. PE geçiren ve tanı konulamayan hastalarda mortalite oranı %30’lara ulaşmaktadır, tanı konup uygun tedavi yapıldığında bu oran %3’lere düşebilmektedir(3,5). Olguların büyük bölümünde trombüs kaynağı alt ekstremitelerin derin venleri özellikle de ana femoral, süperfisal femoral, pelvik ve popliteal venlerdir. Pulmoner anjiyografi tanıda halen altın standarttır (8). Pulmoner tromboemboli yaşlı nüfusun artması ile birlikte acil tıp doktorlarının sık karşılaşabileceği mortalite ve morbiditesi yüksek bir tanı haline gelmektedir. Bu nedenle risk faktörlerinin belirlenmesi ve bu risk faktörlerinin mortaliteye katkısının belirlenmesi; tanı ve önlenebilir risk faktörlerinin saptanması açısından önem taşımaktadır. Bu çalışmada Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Erişkin Acil Servisinde Ocak 2011-Aralık 2015 tarihleri arasında pulmoner emboli tanısı alan hastalar retrospektif olarak incelendi. Tüm olgularda öykü, fizik muayene bulguları, laboratuar bulguları, arter kan gazı, akciğer grafileri, risk faktörleri, bilgisayarlı tomografi ve yapılabilen olgularda ekokardiografi, alt ekstremite venöz doppler incelendi ve bu değişkenler ile mortalite arasındaki korelasyon bakıldı. Çalışma kapsamına toplamda 146 hasta dâhil edildi. İlk 30 gün gerçekleşen ölümleri erken ölüm olarak kabul edildi. %13,7’sinde (20 hasta) erken mortalite gerçekleştiği saptandı. Hastaların %90’ı 65 yaş ve üzerinde; kalan %10’uysa 45-64 yaş arasındaydı. %55’ini erkek, %45’ ini ise kadın hastalar oluşturmaktaydı. Acil serviste PE tanısı konan hastaların yaş, cinsiyet, d-dimer, kreatinin, lenfosit, pH ve vücut sıcaklığı ile erken mortalite arasında ilişki saptandı. Geçirilmiş cerrahi, malignite, kardiyolojik hastalık öyküsü, nörolojik hastalık öyküsü ve immobil olan hastalarda pulmoner emboli olasılığının daha fazla olduğu görüldü. Pulmonary embolism is one of the most common cardiovascular emergencies. The diagnosis of PE is difficult and it may be overlooked because it doesn’t emerge as of a specific clinical condition (1). Elderly population is rapidly increasing in Turkeyas the whole world, as a consequence of it the PA and venous thromboembolism is seen more oftenin the emergency services. Also in recent years, advances in diagnostic methods have also increased the frequency of diagnosis of PE. The mortality rate in patients with PE who can not be diagnosed reaches 30%, this rate may be reduced to 3% when diagnosed and treated appropriately (3.5). In the majority of cases the source of thrombus in the deep veins of the lower extremities, especially the common femoral, superficial, femoral, and popliteal pelvic veins. Pulmonary angiography is still the gold standard in diagnosis (8). With the increase in the elderly population, pulmonary thromboembolism is becoming a diagnosis with high morbidity and mortality that emergency medicine physicians may face frequently.Thus, identification of risk factors and determination of these risk factors contributing to mortality is important for the determination of diagnosis and preventable risk factors. In this study, patients diagnosed with pulmonary embolism in Baskent University Ankara Hospital Adult Emergency Department from January 2011 to December 2015 were analyzed retrospectively. For all cases story, physical examination findings, laboratory findings, arterial blood gases, chest X-rays, risk factors, computed tomography, and echocardiography and lower extremity venous doppler for appropriate cases were examined and correlation between mortality and these variables were observed. A total of 146 patients were included in the study. Deaths in the first 30 days was considered premature death. In 13.7% of patients (20 patients) early mortality was determined. 90% of patients are at an age of 65 and over; and the remaining 10% were between the ages of 45-64. 55% of patients were male and 45% were female. Age, gender, d-dimer, creatinine, lymphocytes, pH and body temperature of the patients who diagnosed with PE in the emergency service, were correlated withearly mortality. Patients with previous surgery, malignancy, history of cardiac disease, history of neurological disease and immobility were found to be more likely to pulmonary embolism.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.publisherBaşkent Üniversitesi Tıp Fakültesi
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/embargoedAccessen_US
dc.subjectAcil servisen_US
dc.subjectPulmoner embolien_US
dc.subjectErken mortaliteen_US
dc.titleBaşkent Üniversitesi Ankara Hastanesine erişkin acil servisinde 2011-2015 yıllarında pulmoner tromboemboli tespit edilen hastalarda risk faktörlerinin mortaliteye katkısının belirlenmesien_US
dc.typespecialistThesisen_US


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record