Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorÖzçırpıcı, Ayça Arman
dc.contributor.authorŞar, Çağla
dc.date.accessioned2015-06-23T12:23:16Z
dc.date.available2015-06-23T12:23:16Z
dc.date.issued2009
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11727/2297
dc.description.abstractBu amaçla, iskeletsel olarak prepubertal ya da pubertal büyüme-gelisim döneminde bulunan, maksiller retruzyonun eslik ettiği iskeletsel Sınıf III anomaliye sahip, vertikal yönde normal veya azalmıs büyüme paterni gösteren, anterior çapraz kapanıs ve Angle Sınıf III molar iliskisi olan, pozitif overbite değeri gösteren ve klinik olarak retrüziv nazomaksiller bölgeye sahip 45 birey çalısmaya dahil edilmis ve 15’er bireyden olusan 3 alt gruba ayrılmıstır. Uygulama gruplarındaki 30 bireye yüz maskesi tedavisinden önce hızlı maksiller ekspansiyon apareyi simante edilmis (RME), bir haftalık hızlı maksiller ekspansiyondan sonra median palatal suturdaki açılma izlenerek maksiller protraksiyona baslanmıstır. Birinci gruptaki bireylere (Miniplak+Yüz Maskesi: MP+YM) (10,91 ortalama yasa sahip, 5 kız, 10 erkek), ankraj amacıyla, apertura piriformisin laterallerine cerrahi olarak yerlestirilen titanyum miniplaklardan, ikinci gruptaki bireylere (Yüz Maskesi:YM) (10,31 ortalama yasa sahip, 7 kız, 8 erkek) ise ağız içindeki apareyin kancalarından yüz maskesi uygulanmıs, üçüncü gruptaki bireyler (10,05 ortalama yasa sahip, 8 kız, 7 erkek) ise tedavi görmeyen kontrol grubunu olusturmus ve 7,5 ay boyunca izlenmislerdir. Gruplardaki bireylerden maksiller protraksiyon/gözlem bası ve sonunda lateral sefalometrik filmler alınmıs, Björk’ün yapısal çakıstırma metodu kullanılarak ölçümler yapılmıs ve istatistiksel olarak Wilcoxon ve Kruskall- Wallis testleri ile değerlendirilmistir. Maksiller protraksiyon sonucu iskeletsel ankraj kullanılan grupta (MP+YM) maksillanın ileri hareketi 2,53 mm, ağız içi ankraj kullanılan grupta (YM) 1, 83 mm bulunmus ve iki grup arasındaki fark p<0,001 düzeyinde anlam göstermistir. YM grubunda, yüz maskesi uygulaması ile maksilla anlamlı derecede anterior rotasyon göstermis, miniplak ankrajı kullanılan grupta maksiller rotasyon önemli bulunmamıstır. Mandibulanın posterior rotasyonu ve yüz yüksekliklerindeki artıs, MP+YM grubunda YM grubuna göre daha az bulunmustur. Kontrol grubunda ise hem maksilla hem mandibula öne doğru büyümüstür. Maksiller protraksiyon sonucu YM grubunda üst dislerde görülen protruzyon ve mezyalizasyon, MP+YM grubunda engellenmistir. Her iki uygulama grubunda da maksillomandibular iliskiler ve yumusak doku profili önemli derecede iyilestirilmistir. Miniplak ankrajı ile yüz maskesi uygulaması sonucu konvansiyonel yüz maskesi uygulamalarının istenmeyen etkileri azaltılmıs veya elimine edilmis, daha kısa sürede daha etkili maksiller protraksiyon sağlanmıstır. The aim of this prospective study was to evaluate the skeletal, dentoalveolar and soft tissue effects of maxillary protraction via miniplate comparatively with conventional facemask therapy and an untreated Class III control group. 45 subjects which were in prepubertal or pubertal skeletal growth periods were included in the study and divided into three groups each consisting of 15 patients. All subjects had skeletal and dental Class III malocclusions with maxillary deficiency, vertically normal growth pattern, anterior cross-bite and Angle Class III molar relationship, normal or increased overbite and retrusive nasomaxillary complex. Prior to maxillary protraction, rapid maxillary expansion (RME) with a bonded appliance was performed in both of the treatment groups. In the first group (MP+FM) consisting of 5 girls, 10 boys (mean age 10,91) facemasks were applied from two titanium miniplates surgically placed to lateral to the apertura priformis regions of the maxilla. The second group (FM) of 7 girls and 8 boys (mean age 10,31) received maxillary protraction therapy with conventional facemask applied from the hooks of the RME appliance. The third group including 8 girls and 7 boys (mean age 10,05) was set as an untreated control group. Lateral cephalometric films were obtained at the beginning and end of treatment/observation periods in all groups and analysed according to the structural superimposition method of Björk (96). Measurements were evaulated statistically via Wilcoxon and Kruskal- Wallis tests. The maxilla moved forward 2,53 mm in the MP+FM group and 1,83 mm in the FM group with maxillary protraction. This difference was significant between the two groups (p<0,001). Maxilla showed anterior rotation after facemask therapy in the FM group, while there was no significant rotation in the miniplate anchored (MP+FM) group. Posterior rotation of the mandible and increase in facial heights were more evident in the FM group compared to the MP+FM group. Both maxilla and mandible moved forward significantly in the control group. Protrusion and mesialization of maxillary teeth seen in the FM group were eliminated in the MP+YM group. Maxillomandibular relationships and the soft tissue profile were improved remarkably in both of the treatment groups. The undesired effects of conventional facemask therapy were reduced or eliminated with the miniplate anchorage and efficient maxillary protraction was achieved in a shorter treatment period.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.publisherBaşkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.subjectSınıf III malokluzyonen_US
dc.subjectMaksiller protraksiyonen_US
dc.subjectMaksiller retrüzyonen_US
dc.subjectYüz maskesien_US
dc.subjectİskeletsel ankrajen_US
dc.titleİskeletsel ankraj ile yüz maskesi uygulamasının dentofasiyal yapılar üzerine etkilerinin incelenmesien_US
dc.typedoctoralThesisen_US


Bu öğenin dosyaları:

Thumbnail

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster