Doğumsal kalp hastalıkları çocuklarda düzeltici kalp ameliyatının serum IGF-1, IGFBP-3 düzeylerine ve büyüme etkisi
Özet
Doğumsal kalp hastalığında görülen büyüme geriliği nedenleri arasında
hormonların rolü giderek daha yoğun araştırılmaktadır . Insülin like growth faktörler
(IGF-1 ve 2) büyüme hormonunun birçok anabolik ve mitojenik aktivitesine aracılık
etmektedirler. ‘Insulin-like growth faktör’ (IGF-1) doku büyüme ve farklılaşmasında
önemli rol alır. ‘Insulin-like growth factor binding protein 3’ (IGFBP-3) serumda IGF-1’i
bağlayan majör proteindir, IGF-1’in dolaşımdaki deposu gibi davranır. IGF beslenmenin
duyarlı bir belirtecidir.
Bu prospektif çalışmada, doğumsal kalp hastalığı olan çocukların büyümesinde
IGF-1 ve IGFBP-3’ün rolünün değerlendirilmesi amacıyla olguların düzeltici ameliyat
öncesi ve sonrasında bir yıl süreyle büyüme izlemi yapıldı, aralıklarla üç kez ölçülen serum
IGF-1 ve IGFBP-3 düzeylerinin kalp hastalığının tipi, preoperatif ve postoperatif dönem
değişkenleri, büyüme geriliği ile ilişkisi incelendi. Hasta grubunun IGF-1 ve IGFBP-3
düzeyleri sağlıklı çocuklarınki ile karşılaştırıldı.
Çalışma grubumuz 26’si erkek (% 65), 14’ü kız (% 35) ve yaş ortalaması 8.616.15
ay (0.1-22 ay) arasında olan toplam 40 çocuktan oluşmaktaydı. Hastalar 20’si siyanotik,
20’si asiyanotik olmak üzere iki grupta incelendi. Ayrıca pulmoner hipertansiyonu olan ve
olmayanlar olarak 4 alt gruba bölündü. Olguların ameliyat öncesi IGF-1 ve IGFBP-3
değerlerinin sağlam çocuklarla karşılaştırılabilmesi için 11’i kız (% 34.4), 21’i erkek
(% 65.6) ve yaş ortalaması 13.106.85 ay olan 32 olgu kontrol grubu olarak belirlendi.
Olguların ameliyat öncesi % 50’sinin vücut ağırlığı persentili, % 15’inin boy
persentili, % 25’inin baş çevresi persentili <3 p olup bu değerler asiyanotik hastalarda
anlamlı derecede düşük bulundu. Asiyanotik gruptaki olguların vücut ağırlığı, boy, boya
göre ağırlık z skoru ortalaması, ideal ağırlığa göre malnütrisyon, Gomez ve Waterlow’a
göre malnütrisyon parametreleri siyanotik ve kontrol grubuna göre düşüktü (p<0.05).
Çalışmamızda asiyanotik grubun hem büyüme hem nütrisyonel olarak siyanotik
gruba göre daha olumsuz etkilendiğini gözlemledik.
Olgular pulmoner hipertansiyonu olan ve olmayan olarak sınıflandırıldığında
pulmoner hipertansif grupta ameliyat öncesi büyüme geriliği ve malnütrisyonun daha
belirgin olduğu görüldü. Pulmoner hipertansiyon ameliyat sonrası malnütrisyonun da
düzelmesini etkileyen önemli bir belirteçti.
Ameliyat öncesi IGF-1 ortalaması asiyanotik grupta daha düşüktü fakat üç grup
arasında istatistiksel fark saptanmadı. Kontrol grubunun IGFBP-3 ortalaması ise hem
siyanotik hem asiyanotik gruptan yüksekti (p<0.05). IGF-1 ve IGFBP-3’ün pulmoner
hipertansiyonun veya hipoksinin varlığından etkilenmediği belirlendi. Siyanotik ve
asiyanotik grubun ameliyat sonrası 3. ayda ideal ağırlıklarına göre malnütrisyon durumu,
IGF-1 ve IGFBP-3 ortalamaları farksızdı. Bir yıl süren izlem sonunda iki grubun
malnütrisyon dereceleri arasında fark saptanmadı. Fakat boy z skoru asiyanotik grupta
daha düşüktü (p<0,05). Her iki grubun da IGF-1 ve IGFBP-3 düzeylerinin 1 yıllık seyrine
bakıldığında 3. aydaki ve 1. yıldaki değerlerin preoperatif döneme göre yüksek olduğu
belirlendi (p<0,05). Bu yükselme eğilimi büyüme hızlanması ile pareleldi. Olguların kilo
alımına parelel olarak IGF-1 ve IGFBP-3 düzeylerindeki yükseliş bu parametrelerin
nütrisyonel durumun iyi birer göstergesi olduklarını kanıtlıyordu.
Bununla beraber, IGF-1 ve IGFBP-3’ün akademik amaçlı kullanılabileceğini, halen
daha ucuz, pratik ve invazif olmayan antropometrik ölçümlerin takibinin önüne
geçmediğini düşünmekteyiz. Aynı zamanda IGF-1 ve IGFBP3 düzeylerindeki
değişikliklerin saptanmasının gelecekte büyüme hormonu tedavisinde önemli yol gösterici
olabileceğine inanmaktayız.
Growth failure in children with congenital heart disease is a well recognized
phenomenon. Recently, the hormonal effects are being investigated. Insulin like growth
factors (IGF-1 and 2) are growth hormone dependent peptide which plays an important
role in tissue growth and differentiation. Insulin-like growth factor binding protein 3
(IGFBP-3) represents the major IGF-1 binding protein in serum and acts to maintain a
circulating store of IGF-1. IGF-1 is a sensitive determinant of nutrition.
In this study, we aimed to evaluate growth monitoring, IGF-1, IGFBP-3 levels in
children with congenital heart disease before and one year period after the corrective
surgery and to determine if these parameters have any relationship to the type of congenital
heart disease, cyanosis, and nutritional status. Also these serum levels compared with
healthy controls. This prospective study which conducted in 40 patients with congenital
heart disease (14 girls and 26 boys, aged 8.616.15 (0.1-22) months, 20 cyanotic and 20
acyanotic) and 32 healthy children (11 girls and 21 boys). We also categorised two grups
into four subgrups according to pulmonary hypertension presence.
Before the surgery weight, height, and head circumference percentile were <3 in
50 %, 15 %, 25 % of the study group, respectively. Acyanotic patients presented
significantly more growth failure and malnutrition prevalence. Also, growth failure and
malnutrition were prominent in the patients with pulmonary hypertension. Pulmonary
hypertension was effective on the improvement of malnutrition after surgery. No
correlation was detected between IGF-1 and IGFBP-3 levels and pulmonary hypertension
or hypoxia.
Serum IGF-1 levels before surgery were similar between three groups. Serum
IGFBP-3 levels were significantly higher in control group than the acyanotic and cyanotic
groups. Three months after surgery malnutrition prevalence, serum levels of IGF-1,
IGFBP-3 were smilar between acyanotic and cyanotic groups. One year after surgery,
degrees of malnutrition were not different between two groups. But height sds was lower
in acyanotic group (p<0,05).
The progress of IGF-1 and IGFBP-3 levels in a year demonstrated that the values in
the third month and first year were higher than the preoperative values (p<0,05). This
increasing pattern was parellel with growth acceleration. The parellel increase of weight
gain and IGF-1, IGFBP-3 levels were the best evidence of that these parameters are good
nutritional indicators.
However, we suggest that IGF-1, IGFBP-3 levels may be more useful for academic
purposes. Still, antropometric measurements are cheaper, more practical and non-invasive
methods for the evaluation of nutrition. We believe that in the future growth hormone
therapy for the children with congenital heart disease will be more important in the light of
IGF-1.