Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.authorÖzbek, Mustafa Serdar
dc.date.accessioned2015-02-23T12:43:38Z
dc.date.available2015-02-23T12:43:38Z
dc.date.issued2012
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11727/1977
dc.description.abstractAdalete erişim, en sade ifadesiyle adalet arayanların, adalete ulaşmalarıdır. Adalete erişimin unsurlarından biri de mahkemelere erişimdir. Adalete erişim, mahkemelere erişim unsuruyla, Anayasa hukuku ve medenî usûl hukukunun kesişme bölgesinde kalmaktadır. Yapılacak düzenlemede, davacı tarafından dava açarken, her türlü tebligat ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri karşılayacak tahmini bir avans tutarının yatırılması şeklinde bir zorunluluğa yer verilmesi şart değildir. Zira uygulamada, özellikle tebligat giderlerinin yatırılmaması hâlinde, tebligatta gecikmeler olabilmekte ve bu durum davaların uzamasına sebebiyet vermektedir. Bu sebeple, idarî yargılama usûlünde olduğu gibi, tüm yargılama giderleri yerine sadece tebligat gideri için masraf avansı alınması yolu tercih edilebilir. Esasında, 7201 sayılı Tebligat Kanununa göre de davacı, bütün davalarda, dava dilekçesinin davalıya tebliği için gerekli posta ücretlerini, posta pulu şeklinde peşin olarak ödemek zorundadır. Davacı gerekli posta giderini peşin ödemezse, tebliği çıkaracak merci (mahkeme) tarafından davacıya süre verilir. Davacı, zarurî sebeplerden dolayı bu süreye uyamazsa, mahkeme yeni bir süre verebilir. Bu süreler içinde davacı gerekli masrafı vermezse, davanın açılmamış sayılmasını düzenleyen HMK m. 150 çerçevesinde işlem yapılır . Dava dilekçesinin tebliği dışındaki hâllerde ise, tebligat konusu talebinden sarfınazar etmiş sayılır (Teb.K. m. 5; Teb.Tüz. m. 6). Tebligat Kanunundaki bu hükmün, sadece dava dilekçesinin tebliği için gereken masrafların değil, her türlü tebligat masrafının avans olarak alınması suretiyle genişletilerek uygulanması mümkündür. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 120. maddesinde, davaların, yargılama giderlerinin zamanında yatırılmaması yüzünden gecikmesini önlemek maksadıyla öngörülen gider avansının, çıkış noktası ve maksadı itibariyle isabetli bir hüküm olduğunu inkâr etmek mümkün değildir. Ancak hüküm maksadı hâsıl etmemiştir ve bu düzenlemedeki sorun, tüm mahkemelerde aynen uygulanmasından kaynaklanmaktadır. Davacının, yargılama harçları ile birlikte gider avansı tutarını, dava açarken mahkeme veznesine yatırmasını zorunlu tutan Hukuk Muhakemeleri Kanununun 120. maddesinin birinci fıkrası, avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilmesini ve bu süre sonunda eksiklik tamamlanmazsa, davanın dava şartı yokluğundan usûlden reddedilmesini öngören Hukuk Muhakemeleri Kanunu?nun 114. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi ve 120. maddesinin ikinci fıkraları hükümleri, iş ve tüketici mahkemelerinde görülen davaların hususiyetleri nazara alındığında, Anayasanın sosyal hukuk devleti ilkesi (Anayasa m. 2), devletin ekonomik ve sosyal engelleri kaldırma ödevi (Anayasa m. 5), kanun önünde eşitlik ilkesi (Anayasa m. 10), hak arama hürriyeti ve adil yargılanma hakkıyla (Anayasa m. 36; 90; İHAS m. 6) bağdaşmamaktadır.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.publisherAnayasa Mahkemesinin Kuruluşunun 50. Yılına Armağan, 2012, Say.1, cilt.1, s.444-504,en_US
dc.subjectMedeni Usul Hukukuen_US
dc.subjectAdalete Erişimen_US
dc.subjectAnayasal Hak Arama Hürriyeti İlkesien_US
dc.subjectHukuk Davalarında Yargılama Giderlerien_US
dc.subjectGider Avansıen_US
dc.titleHukuk Yargılama Usûlünde Gider Avansının Anayasaya Aykırılığı Sorunuen_US
dc.typearticleen_US


Bu öğenin dosyaları:

Thumbnail

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster