Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorSezgin, Atilla
dc.contributor.authorUğuz, Emrah
dc.date.accessioned2015-02-17T08:56:26Z
dc.date.available2015-02-17T08:56:26Z
dc.date.issued2007
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11727/1619
dc.description.abstractAçık kalp cerrahisinde en önemli sorunlardan biri, iskemi sırasında, miyositlerin ve vasküler endotel hücrelerinin hasara uğraması sonucunda gelişen fonksiyon kaybıdır. Bu istenmeyen etki, iskemik süresinin arttığı durumlarda daha belirgin hale gelmektedir. Günümüzde, iskemik hasarın en aza indirilmesi amaçlanarak geliştirilen kardiyopleji solüsyonları ve diğer teknikler ile bu sorun kısmen giderilmiş olsa da, kalp cerrahları için özellikle aort klemp zamanının ve dolayısı ile de iskemik sürenin uzadığı durumlarda, kötü myokardial tolerans hala endişe vericidir. Bu çalışmanın amacı, farklı kardiyoplejik solüsyonların [Potasyumlu soğuk kristalloid kardiyopleji, HTK solüsyonu (Histidine-Tryptophan-Ketoglutarate solüsyonu = Brethscheider solüsyonu = Custodiol® solüsyonu)] uzun süreli iskemik dönemde kalbin korunmasına olan katkıları ve kardiyak fonksiyonlara etkisini karşılaştırmalı olarak incelemektir. Bu amaçla; “grup H1” HTK solüsyonu kullanılarak 1 saatlik iskemik sürenin oluşturulduğu ratlar (n=8), “grup H8” HTK solüsyonu kullanılarak 8 saatlik iskeminin oluşturulduğu ratlar (n=8), “grup P1” potasyumlu soğuk kristalloid kardiyoplejisi kullanılarak 1 saatlik iskeminin oluşturulduğu ratlar (n=8), “grup P8” potasyumlu soğuk kristalloid kardiyoplejisi kullanılarak 8 saatlik iskeminin oluşturulduğu ratlar (n=8) ve kontrol grubu (n=8) olmak üzere 5 grup oluşturuldu. Her grupta 12 hafta üzerinde ve erkek cinsiyette olan Sprague Dawley türündeki toplam 40 adet rat randomize düzende planlanan çalışmada kullanıldı. Çalışmada kullanılan farklı iki kardiyoplejik solüsyonlardan miyositlerin ne derece etkilendiğini göstermek amacı ile papiller adale, endotel hücrelerinin ne derece etkilendiğini göstermek için ise asendan aorta kulanıldı. H1 ve H8 grupları, içerisinde +4 derecedeki HTK solüsyonunda 1 ve 8 saat, P1 ve P8 grupları ise içerisinde +4 derecedeki kristalloid solüsyonunda 1 ve 8 saat saklandılar. Kontrol grubundaki ratlarda saklama olmaksızın, izole edilen papiller adale ve aorta hemen çalışmaya alındı. Bekleme süreleri tamamlanan papiller adaleler ve aortik halkalar izole organ banyosunda asıldılar. İstirahat tonusuna ulaşan aortik halkaların fenilefrin ile doz bağımlı olarak kasılmaları sağandı. Daha sonra ortama asetilkolin eklenerek gevşeme oluşturuldu. Gevşeme cevabı olan damarlarda endotel intakt olarak kabul edildi. Bu gevşeme cevapları L-NAME (N-nitro-L- arginin methyl ester, nitrik oksit sentaz inhibitörü) ve indometazin varlığında tekrarlandı. Değişiklikler, sodyum nitroprussid eklendiğinde oluşacak olan gevşeme ile karşılaştırıldı. Papiller adalelerde ise İzoproterenol’ün artan dozları ile oluşturulan kontraksiyonlar kaydedildi. Farklı kardiyoplejik solüsyonun uygulandığı dokulardan alınan cevaplar kendi aralarında ve kontrol grup ile karşılaştırıldı. Gruplar arası farkın önem kontrolü tek yönlü varyans analizi (ANOVA), doz bağımlı cevapların karşılaştırılması ise tekrarlayan veriler için varyans analizi ve her iki varyans analizi sonrasında post hoc Bonferroni testi kullanılarak hesaplandı. P<0.05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Çalışmamızda, 1 saatlik iskemi sonrasında HTK solüsyonu kullanılan grupla, konvansiyonel kristalloid kardiyopleji verilen grup arasında miyokardiyal kontraktilite ve endotelyal hücre fonksiyonları açısından anlamlı fark saptanmadı (p>0.05). Sekiz saatlik iskemi sonrasında gruplar arasında HTK solüsyonunun kullanımının reseptör duyarlılığı ve yoğunluğunun korunması üzerine olumlu etkileri gösterildi (p<0,05). HTK solüsyonu 8 saatlik iskemi süresinde de 1.saat sonunda olduğu kadar etkin koruma sağladı. Daha uzun süreli iskemi durumunda bu solüsyonların sağlayacağı korumanın etkinliği ve güvenilirliği bilinmemektedir. İçeriğindeki maddelerin sağladığı avantajlar nedeniyle, HTK solüsyonunun 8 saatlik iskemi periyodunda sağladığı korumaya benzer şekilde daha uzun süreli iskemi periyodlarında da konvansiyonel kristalloid kardiyoplejiye göre miyokardiyal ve endotelyal korumada daha etkin olacağı düşünülmektedir. Temel papiller adale maksimum kasılma ve aortik maksimum gevşeme cevaplarında ise iki grupta da etkin koruma sağlanmış, gruplar arasında 1. ve 8. saat sonunda belirgin farklılık gösterilememiştir (p>0,05). HTK solüsyonunun kristalloid kardiyopleji solüsyonuyla aynı miktarda kullanılması ve infüzyonların aynı sürede verilmesi bunda etkin olmuş olabilir. Sonuç olarak, kısa süren iskemi durumunda miyokardı ve endoteli korumak amacıyla kullanılan HTK ve potasyumlu kristalloid kardiyopleji solüsyonları arasında fark görülmemekle beraber, uzun süren iskemi durumunda HTK solüsyonunun avantajları mevcuttur. Bu nedenle uzun süreli iskemi gerekliliğinde HTK tercih edilmelidir.tr
dc.language.isoturtr
dc.publisherBaşkent Üniversitesi Tıp Fakültesi
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.subjectKalp cerrahisitr
dc.subjectKardiyopleji solüsyonlarıtr
dc.subjectOrgan saklama solüsyonlarıtr
dc.subjectBretschneider (HTK) solüsyonutr
dc.subjectMiyokardiyal korumatr
dc.subjectEndotelyal korumatr
dc.subjectUzun süreli iskemitr
dc.titleUzun iskemi sürelerinde, farklı kardiyopleji solüsyonlarının miyokard ve endotel koruması üzerine olan etkileritr
dc.typespecialistThesistr


Bu öğenin dosyaları:

Thumbnail

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster